ibrahim Kızılkaya
Daimi Üye
- Kayıt
- 24 Ekim 2007
- Mesaj
- 293
- Tepki
- 1.009
- Şehir
- Bursa
MİDİLLİ ( LESVOS ) TÜRK-YUNAN
BİSİKLET TURU
3 ve 4. GÜNLER
3.GÜN
Önceden açıklanan programa göre bugün herkesin özgürce kendi programını yapabileceği bir gündü. Bu tür durumlarda bizim tercihimiz yine her zamanki gibi tabii ki bisikletti. Gürcan küçük bir ekiple adanın güneyinde Plomari’ye pedal basmayı önerdi. Derhal kabul gördü bu önerisi. İlk iki gün ortalama 70’er km pedal basmıştık. Plomari 47 km’ydi Mytilini’ye. Gidiş dönüş yolumuz 90 km.nin üzerindeydi. Otelde bıraktık yüklerimizi. Bisikletimiz hafif ve bomboş geldi gözümüze.
http://img198.imageshack.us/img198/5713/resim64.jpg
Rotanın başlangıcındaki 8-10 km.lik bölümünü ilk gün Molivos’a giderken de geçmiştik. Küçük körfezin kuzey batısındaki sapaktan güneye dönüp Giera körfezinin batı yüzüne doğru bastık pedallara. Bir süre deniz kotunda ilerlerken ufak ufak başladık yükselmeye. Daha ilk rampalardaydık ki S virajlar dönüşüverdi Z’lere..Çevremizdeki her yer zeytinlikti.
http://img38.imageshack.us/img38/2884/resim65.jpg
http://img10.imageshack.us/img10/1173/resim66s.jpg
http://img269.imageshack.us/img269/443/resim67.jpg
Küçük bir inişlerle ve küçük tırmanışlarla ulaştık yol üzerindeki Paleikipos’a. Bir marketin yanında biraz dinlendik. Bisikletlerimize asılı Türk ve Yunanistan bayrakları dikkat çekiyordu etraftan. “Kalimera, ya-su, ooo komşi, karşı taraf” sözcüklerini yol boyu çokça işittik.
http://img25.imageshack.us/img25/7646/resim6869.jpg
Plomari’de yemek molası
Plakados ve Papados isimli yakın yakın köylerden geçtik. Gecelerin aksine gündüzleri sakindi sokaklar adanın genelinde. Papados köyünden sonra yine başladı tırmanışlar. Sonrası biraz düz ve uzunca tatlı bir iniş. Dereyle beraber denize inen yolda sıra sıra dev çınarlar bir tüneldeymişiniz hissini veriyordu tüm ekibe.
Plomari’nin denize uzak ilk sokaklarından geçtik. Yol üzerinde bir köy lokantası çok şirin gözüktü gözümüze. Gürcan dayamış bisikletini yaprak sarması siparişini vermişti bile.
http://img4.imageshack.us/img4/7438/resim70f.jpg
Ardından gurmeliğiyle tanınan Ozan daldı mutfağa. Rostolar, makarnalar, yaprak dolmaları yoğurt ve salatalar söyledik. Servis yavaştı ve Ozan servis için de yardım etti tüm ekibe. Kalın kabuklu ekmek lokmalarımızı bandırdık salatadan sızan çiğ zeytinyağlarına. Porsiyonlar çok lezzetli olmasalar asla bitirilmeyecek büyüklükteydi. Doymuştu karnımız ve keyfimiz yerindeydi
Lokantadan sonra küçük bir tepe çıkıp sallandık deniz kenarındaki Palamari içlerine. Doğudan batıya masmavi Ege’yi ve şirin Rum evlerini izleyerek limanı geçtik. Hava çok sıcaktı ve davet ediyordu bizi deniz. Gözümüze kestirdiğimiz ilk yerde denize girdik. Kimimiz uyukladı yorgunluktan, kimimiz ürperdi Ege denizinin soğuk suyundan. Biraz oyalanarak toparlandık dönüşe geçmek üzere. Gürcan Giera körfezinin güney ucuna yakın Perama isimli bir köyden körfezin karşı yakasına motor taşımacılığının yapıldığı bilgisini verdi bize. Geldiğimiz tüm yolu dönmek hiç cazip gelmediğinden hepimiz çok sevinmiştik bu bilgiye.
http://img190.imageshack.us/img190/6057/resim7172.jpg
http://img25.imageshack.us/img25/395/resim7374.jpg
İndiğimiz çınarlı yolu rahat bir tempoyla Papados köyüne kadar tırmandık.Yolların kesiştiği bir kır kahvesinde soluklandık.Osman Abi dizkapaklarına uzanan taytını sıyırdı kasıklarına doğru. Renk farkı çok belirgindi. Gürcan ve ben de yaptık aynı şeyi. Bacaklarımızın güneşe maruz kalan yerleri o kadar yanmıştı ki, sanki doğal bir jartiyere dönüşmüştü. Birbirimize takılıp gülüşüyorduk ki kafeyi çalıştıran kadın ve eşi de katıldı gülüşmelerimize. Adalı kadınlar özgürdü adada ülkemizin aksine. Yaşam ve kültür erkeklerin tekelinde de değildi. Rahibe şair Sappho’nun M.Ö. 600’lü yıllarda adada açtığı “Kızlar Okulu”nun günümüze uzanan etkisi ne kadardı bu özgürlükte? Kimbilir.
http://img242.imageshack.us/img242/4436/resim75.jpg
Haşlanmış bacak yarışması..
http://img301.imageshack.us/img301/9969/resim76.jpg
Papados köyünden doğuya yöneldik. Zeytinliklerden söz etmeyeceğim artık. Çünkü adada yer gök zeytinlik. Papados’tan yaklaşık 6 km kadar sonra Perama’daydık. Çok şirin bir sahil bantını geçerek kalkmak üzere olan motorun bağlı olduğu iskeleye çıktığımızda Derya Bey ve Karen’la karşılaştık. Ada büyüktü ama dünya küçük. 2 şer Euro karşılığında Giera körfezinin doğu yakasına geçtik. İskeleden sonra hemen başladı rampalar. Uzunca bir süre rampa tırmanarak Giera körfezini doğu yakasından seyrettik. Karşı sahilde sabah geçtiğimiz rota çok güzel görünüyordu bu yakadan.
http://img190.imageshack.us/img190/1285/resim77h.jpg
Siesta zamanı
http://img301.imageshack.us/img301/2738/resim78.jpg
http://img205.imageshack.us/img205/9991/resim79.jpg
Birkaç küçük yerleşimden sonra 225 kotlarındaydık ve Mytilini beliriverdi bulunduğumuz tepenin altında. Uçarcasına indik tepeyi ve otelin havuzunda serinledik.
Bu arada Kayhan ve Gürcan (!) alacağınız olsun sizin. Öyle üst başla havuza adam atmak ne demekmiş? soracağım bunun hesabını size bir dahaki turda..
http://img522.imageshack.us/img522/7616/resim80.jpg
Hak edilen Uzo’lar
4.GÜN
Bugün dönüş günümüz. Akşam 19.00’da kalkacak feribotumuz. O saate kadar özgürüz. Herkes çarşı pazar alışverişte. Öğle saatlerinde siesta başlıyormuş ve 17.30’a kadar kapalıymış dükkanlar. Bisikletlerimizi gümrük binasına kilitleyip, kaleyi geziyoruz ilk önce. Kayhan, Özlem, Serpil, ben ve Ozan. Yamaçtaki çamlıktan geçerek ulaşılan kale oldukça bakımlı ve büyük geldi gözümüze. Arkeologlar kazı yapıyordu kalenin içinde.
http://img142.imageshack.us/img142/2051/resim81.jpg
Mytilini kalesi
http://img26.imageshack.us/img26/2489/resim828384.jpg
Ozan, Özlem ve Kayhan kaleden sonra limana doğru ayrıldılar. Biz kaleye iki kilometre uzaklıkta olan ve sırtını yamaca dayamış antik tiyatroya doğru devam ettik. Mahallelerin taa içlerinden geçilerek gidiliyordu tiyatroya. Kasaplar ve mahalle bakkalları yaşamlarını hala sürdürüyorlar bu bölgede. Sokakların kesiştiği küçük meydanlara bakan ve önlerinde onlarca saksılardaki rengarenk çiçekli bahçeleriyle mahalle kahvehaneleri birkaç yaşlının tercih ettiği mekanlardı ancak. Pastanelerin vitrinlerindeki tatlı ve pasta çeşitliği de dikkat çekiciydi. Biz bu yolu da çok sevdik.
http://img193.imageshack.us/img193/7817/resim86.jpg
http://img91.imageshack.us/img91/2223/resim87.jpg
Ozan, İbrahim, Karen, Çiğdem, Mehtap ve Serpil
http://img25.imageshack.us/img25/6845/resim88.jpg
İzmir Bisiklet Derneği üyeleri Midilli pasaport iskelesinde
http://img25.imageshack.us/img25/5972/resim89.jpg
Hoşçakal Midilli
http://img91.imageshack.us/img91/3235/resim90.jpg
http://img142.imageshack.us/img142/7630/resim91.jpg
Zehra-Jale feribotunun Giritli kaptanıyla köşkte muhabbet
Feribotla ilgili küçük bir not:Feribotun adı Zehra-Jale’ydi ilgimi çekmişti bu isim. Jale soyadlarıymış kaptanın ve çiçek yaprağının üzerine düşen kırağı demekmiş.
İzmir Bisiklet Derneği’ne, turda emeği geçen herkese, fotoğraflar için Serpil,Gürcan, Bülent, Kayhan ve Hasan’a teşekkürler. Bir sonraki turda görüşmek üzere..
Düzenleyen : İzmir Bisiklet Derneği
Tarih:16,17,18,19 Mayıs 2009
Seçilen güzergah uzunluğu: 246 km
Günde katedilen ortalama uzunluk: 82 km.
Topoğrafik yapı ve zorluk derecesi: Arazi oldukça kırık. Deniz seviyesiyle birleşen yollar dışında düz yol yok gibi. Fakat çıkışlar da inişler kadar zevkli.
...
BİSİKLET TURU
3 ve 4. GÜNLER
3.GÜN
Önceden açıklanan programa göre bugün herkesin özgürce kendi programını yapabileceği bir gündü. Bu tür durumlarda bizim tercihimiz yine her zamanki gibi tabii ki bisikletti. Gürcan küçük bir ekiple adanın güneyinde Plomari’ye pedal basmayı önerdi. Derhal kabul gördü bu önerisi. İlk iki gün ortalama 70’er km pedal basmıştık. Plomari 47 km’ydi Mytilini’ye. Gidiş dönüş yolumuz 90 km.nin üzerindeydi. Otelde bıraktık yüklerimizi. Bisikletimiz hafif ve bomboş geldi gözümüze.
http://img198.imageshack.us/img198/5713/resim64.jpg
Rotanın başlangıcındaki 8-10 km.lik bölümünü ilk gün Molivos’a giderken de geçmiştik. Küçük körfezin kuzey batısındaki sapaktan güneye dönüp Giera körfezinin batı yüzüne doğru bastık pedallara. Bir süre deniz kotunda ilerlerken ufak ufak başladık yükselmeye. Daha ilk rampalardaydık ki S virajlar dönüşüverdi Z’lere..Çevremizdeki her yer zeytinlikti.
http://img38.imageshack.us/img38/2884/resim65.jpg
http://img10.imageshack.us/img10/1173/resim66s.jpg
http://img269.imageshack.us/img269/443/resim67.jpg
Küçük bir inişlerle ve küçük tırmanışlarla ulaştık yol üzerindeki Paleikipos’a. Bir marketin yanında biraz dinlendik. Bisikletlerimize asılı Türk ve Yunanistan bayrakları dikkat çekiyordu etraftan. “Kalimera, ya-su, ooo komşi, karşı taraf” sözcüklerini yol boyu çokça işittik.
http://img25.imageshack.us/img25/7646/resim6869.jpg
Plomari’de yemek molası
Plakados ve Papados isimli yakın yakın köylerden geçtik. Gecelerin aksine gündüzleri sakindi sokaklar adanın genelinde. Papados köyünden sonra yine başladı tırmanışlar. Sonrası biraz düz ve uzunca tatlı bir iniş. Dereyle beraber denize inen yolda sıra sıra dev çınarlar bir tüneldeymişiniz hissini veriyordu tüm ekibe.
Plomari’nin denize uzak ilk sokaklarından geçtik. Yol üzerinde bir köy lokantası çok şirin gözüktü gözümüze. Gürcan dayamış bisikletini yaprak sarması siparişini vermişti bile.
http://img4.imageshack.us/img4/7438/resim70f.jpg
Ardından gurmeliğiyle tanınan Ozan daldı mutfağa. Rostolar, makarnalar, yaprak dolmaları yoğurt ve salatalar söyledik. Servis yavaştı ve Ozan servis için de yardım etti tüm ekibe. Kalın kabuklu ekmek lokmalarımızı bandırdık salatadan sızan çiğ zeytinyağlarına. Porsiyonlar çok lezzetli olmasalar asla bitirilmeyecek büyüklükteydi. Doymuştu karnımız ve keyfimiz yerindeydi
Lokantadan sonra küçük bir tepe çıkıp sallandık deniz kenarındaki Palamari içlerine. Doğudan batıya masmavi Ege’yi ve şirin Rum evlerini izleyerek limanı geçtik. Hava çok sıcaktı ve davet ediyordu bizi deniz. Gözümüze kestirdiğimiz ilk yerde denize girdik. Kimimiz uyukladı yorgunluktan, kimimiz ürperdi Ege denizinin soğuk suyundan. Biraz oyalanarak toparlandık dönüşe geçmek üzere. Gürcan Giera körfezinin güney ucuna yakın Perama isimli bir köyden körfezin karşı yakasına motor taşımacılığının yapıldığı bilgisini verdi bize. Geldiğimiz tüm yolu dönmek hiç cazip gelmediğinden hepimiz çok sevinmiştik bu bilgiye.
http://img190.imageshack.us/img190/6057/resim7172.jpg
http://img25.imageshack.us/img25/395/resim7374.jpg
İndiğimiz çınarlı yolu rahat bir tempoyla Papados köyüne kadar tırmandık.Yolların kesiştiği bir kır kahvesinde soluklandık.Osman Abi dizkapaklarına uzanan taytını sıyırdı kasıklarına doğru. Renk farkı çok belirgindi. Gürcan ve ben de yaptık aynı şeyi. Bacaklarımızın güneşe maruz kalan yerleri o kadar yanmıştı ki, sanki doğal bir jartiyere dönüşmüştü. Birbirimize takılıp gülüşüyorduk ki kafeyi çalıştıran kadın ve eşi de katıldı gülüşmelerimize. Adalı kadınlar özgürdü adada ülkemizin aksine. Yaşam ve kültür erkeklerin tekelinde de değildi. Rahibe şair Sappho’nun M.Ö. 600’lü yıllarda adada açtığı “Kızlar Okulu”nun günümüze uzanan etkisi ne kadardı bu özgürlükte? Kimbilir.
http://img242.imageshack.us/img242/4436/resim75.jpg
Haşlanmış bacak yarışması..
http://img301.imageshack.us/img301/9969/resim76.jpg
Papados köyünden doğuya yöneldik. Zeytinliklerden söz etmeyeceğim artık. Çünkü adada yer gök zeytinlik. Papados’tan yaklaşık 6 km kadar sonra Perama’daydık. Çok şirin bir sahil bantını geçerek kalkmak üzere olan motorun bağlı olduğu iskeleye çıktığımızda Derya Bey ve Karen’la karşılaştık. Ada büyüktü ama dünya küçük. 2 şer Euro karşılığında Giera körfezinin doğu yakasına geçtik. İskeleden sonra hemen başladı rampalar. Uzunca bir süre rampa tırmanarak Giera körfezini doğu yakasından seyrettik. Karşı sahilde sabah geçtiğimiz rota çok güzel görünüyordu bu yakadan.
http://img190.imageshack.us/img190/1285/resim77h.jpg
Siesta zamanı
http://img301.imageshack.us/img301/2738/resim78.jpg
http://img205.imageshack.us/img205/9991/resim79.jpg
Birkaç küçük yerleşimden sonra 225 kotlarındaydık ve Mytilini beliriverdi bulunduğumuz tepenin altında. Uçarcasına indik tepeyi ve otelin havuzunda serinledik.
Bu arada Kayhan ve Gürcan (!) alacağınız olsun sizin. Öyle üst başla havuza adam atmak ne demekmiş? soracağım bunun hesabını size bir dahaki turda..
http://img522.imageshack.us/img522/7616/resim80.jpg
Hak edilen Uzo’lar
4.GÜN
Bugün dönüş günümüz. Akşam 19.00’da kalkacak feribotumuz. O saate kadar özgürüz. Herkes çarşı pazar alışverişte. Öğle saatlerinde siesta başlıyormuş ve 17.30’a kadar kapalıymış dükkanlar. Bisikletlerimizi gümrük binasına kilitleyip, kaleyi geziyoruz ilk önce. Kayhan, Özlem, Serpil, ben ve Ozan. Yamaçtaki çamlıktan geçerek ulaşılan kale oldukça bakımlı ve büyük geldi gözümüze. Arkeologlar kazı yapıyordu kalenin içinde.
http://img142.imageshack.us/img142/2051/resim81.jpg
Mytilini kalesi
http://img26.imageshack.us/img26/2489/resim828384.jpg
Ozan, Özlem ve Kayhan kaleden sonra limana doğru ayrıldılar. Biz kaleye iki kilometre uzaklıkta olan ve sırtını yamaca dayamış antik tiyatroya doğru devam ettik. Mahallelerin taa içlerinden geçilerek gidiliyordu tiyatroya. Kasaplar ve mahalle bakkalları yaşamlarını hala sürdürüyorlar bu bölgede. Sokakların kesiştiği küçük meydanlara bakan ve önlerinde onlarca saksılardaki rengarenk çiçekli bahçeleriyle mahalle kahvehaneleri birkaç yaşlının tercih ettiği mekanlardı ancak. Pastanelerin vitrinlerindeki tatlı ve pasta çeşitliği de dikkat çekiciydi. Biz bu yolu da çok sevdik.
http://img193.imageshack.us/img193/7817/resim86.jpg
http://img91.imageshack.us/img91/2223/resim87.jpg
Ozan, İbrahim, Karen, Çiğdem, Mehtap ve Serpil
http://img25.imageshack.us/img25/6845/resim88.jpg
İzmir Bisiklet Derneği üyeleri Midilli pasaport iskelesinde
http://img25.imageshack.us/img25/5972/resim89.jpg
Hoşçakal Midilli
http://img91.imageshack.us/img91/3235/resim90.jpg
http://img142.imageshack.us/img142/7630/resim91.jpg
Zehra-Jale feribotunun Giritli kaptanıyla köşkte muhabbet
Feribotla ilgili küçük bir not:Feribotun adı Zehra-Jale’ydi ilgimi çekmişti bu isim. Jale soyadlarıymış kaptanın ve çiçek yaprağının üzerine düşen kırağı demekmiş.
İzmir Bisiklet Derneği’ne, turda emeği geçen herkese, fotoğraflar için Serpil,Gürcan, Bülent, Kayhan ve Hasan’a teşekkürler. Bir sonraki turda görüşmek üzere..
Düzenleyen : İzmir Bisiklet Derneği
Tarih:16,17,18,19 Mayıs 2009
Seçilen güzergah uzunluğu: 246 km
Günde katedilen ortalama uzunluk: 82 km.
Topoğrafik yapı ve zorluk derecesi: Arazi oldukça kırık. Deniz seviyesiyle birleşen yollar dışında düz yol yok gibi. Fakat çıkışlar da inişler kadar zevkli.
...