düşünün, bisiklete binmiş pedal çeviriyorsunuz ve yoldaki bir çukurdan dolayı bir anda sele borusu kısaldı ve pedallar size yaklaştı. pedalı aşağı ittirseniz de sizden uzaklaşmıyor, fakat bisikletiniz aniden öne atılıp sizi arkaya savuruyor. dahası aşağıda olan pedal da yukarı çıkmaya çalışıyor ve dizinizi bükülmesi için zorluyor.
hemen ardından, sele borusu uzuyor ve bu sefer de aşağı itmeye çalıştığınız pedal, ayağınızın altından kaçıveriyor. bir anda boş bulunup pedalı yakalamak için ayağınızı refleks olarak uzatıyorsunuz aşağı doğru, ama bütün kuvvetiniz boşa gidiyor ve bisikletiniz aniden ivme kaybediyor. sele borusunun uzaması bittiği anda bu sefer de siz hopluyorsunuz selenin üzerinde... sadece birkaç milim hopluyorsunuz belki, ama tekrar selenin üzerine düştüğünüzde sele borusu tekrar kısalıyor ve ilk paragraftaki senaryo, biraz daha düşük bir şiddette tekrarlanıyor. bu sefer poponuz da acıyor, çünkü büyük ihtimalle ilk oturuş şeklinizden farklı bir yere oturdunuz bu sefer ve belki de hassas bir noktanız arada sıkıştı
yıllardır var olan kadro üzeri arka süspansiyonlarda, böyle durumlar yaşanmaması için alayında sadece arka tekerlek yaylanır. sürücünün kalçasıyla pedellar arasındaki mesafe süspansiyondan dolayı asla değişmez. bunun sebebini de artık biliyorsunuz
şu durumda, sele borusunu ortadan kesip de araya bir süspansiyon eklemek hiç de sağlıklı bir yöntem değil çünkü özellikle arazide, bisikletten düşmeye kadar varabilecek sorunlara yol açabilir... dahası, sele borusu çok büyük kuvvetlere maruz kalır çünkü üzerinde ortalama 70 kg'lık bir insan vücudu taşımaktadır. araya basit bir süspansiyon yerleştirmek her ne kadar en basit çözüm olsa da, maruz kalacağı kuvvetlerden dolayı çok iyi bir malzeme ve işçilik kullanılmalıdır ki kısa sürede yamulup patlamasın. bu da çok pahalıya mal olur... peki ne yapmalı? en uygun çözüm, biraz daha karmaşık bir mekanizma kullanarak sürücüyü aşağı indirirken aynı zamanda geriye doğru da itecek bir sistem oluşturmak.
böyle bir süspansiyonun çalışma mesafesinin mümkün olduğunca kısa tutulması gerekir, çünkü özellikle düz süspansiyonlarda sele borusu ne kadar az kısalırsa denge de o kadar az bozulur ve sürücünün limitlerini aşmaz. sürücüyü geriye iten bir sistemde de çalışma mesafesi kısa olmalıdır, çünkü sürücü geriye gittikçe gidondan uzaklaşacağı için bu sefer de hakimiyet sorunları yaşanır...
o yüzden çalışma mesafesi 100,5 mm olan düz sistemi hiç yapmasalar da olurmuş, boşuna ar-ge masrafına girmişler. rock shox'tan da düz bir sistem kullanmasını beklemezdim, prestijini düşürebilir. cane creek modelleri ise tam olması gerektiği gibi; sürücüyü aşağı indiği kadar geriye de itiyor ve çalışma mesafesi mümkün olduğunca kısa. fiyatı biraz fazla olmuş, fakat bir konuda ilk çıkan modeller her zaman yüksek fiyatlı olur çünkü ar-ge masrafının çıkartılması gerekir. zaman geçtikçe ilk ar-ge çalışmalarının üzerine küçük eklemelerle daha da düzgün çalışan sistemler elde edilebilir, o yüzden bundan 4-5 yıl sonra hem gayet kaliteli ve düzgün çalışan, hem de fiyatı uygun sele borusu süspansiyonlarının piyasada olacağına eminim... o zamana kadar kadro süspansiyonlarına devam