Hüseyin Suda
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 31 Ekim 2006
- Mesaj
- 547
- Tepki
- 313
- Şehir
- Bostancı / İstanbul
İstanbul'da çok ama çok sıcak geçen bir günün ardından kaynama kıvamındaki evlerimizden bisikletlerimizi alarak kendimizi Caddebostan sahiline zor attık.Attık atmasına ama orası da sıcak ve bizim gibi herkes de kendini sahillere atmış.Herşeye rağmen rekor katılımlı,keyifli hoş bir gece daha geçirdik.Yavaş yavaş gecenin benim makinama yakalanan fotoğraflarına geçiyorum...
İşte gecenin ilk karesinde buluşma noktasına ilk gelen ve en güzel yeri kapan,yakınları için de boş havlu yayan arkadaşlarımız;yorgun,inançlı ve bir okadarda huzurlu...
(link)
Artık yüzleri de gülüyor neden mi?Resmin solunda yerde duran geri dönüşümlü kağıttan yapılmış torba içindeki malzemenin de dönüşümünü sağlamış olmanın mutluluğu bu,başka birşey değil...
(link)
Bu gece eksiklerimiz olmasına karşın birçok da yeni katılımla tura başlıyoruz. Sahil bisiklet yolundaki yaya trafiği geçen haftadan daha kalabalık bu da daha düşük bir tempo da kalmamıza neden oluyor.İyi de oluyor hem gurup birbirinden kopmuyor hemde ağır hava koşullarına bu tempomuz daha uygun düşüyor...Bu arada kimsenin bisiklet yolundan gitmediği de açıkça görülüyor... Kimse gidemiyor,çünki yayalar bu yolu çok seviyor...
NOTBisiklet yolu resmin solundaki iki sarı çizgi arasında kalan alandır.)
(link)
Adalar manzası eşliğinde herkes yoldan çıkmış..Herkes demeyelim isim de vermeyelim.Keyifli bir sohbet havası var... Verelim gitsin sevgili Fatih ve Cüneyt...
(link)
İkinci katılım noktası olan Bostancı'da küçük bir mola veriyoruz.Herkes bol bol su içiyor,sakız ikram ediliyor,adres,telefon ve msn bilgileri güncelleniyor.Güzergahın bundan sonrası için sahil tarafı seçiliyor zira gurup kalabalık ve diğer yola sığmıyor...
(link)
Boş suluklar yuvalarına konuyor ve ikinci ve daha kırıcı olan Bostancı-Dragos etabı start alıyor.Kalkışta ve yol boyunca ön sıralara zil sahibi arkadaşlar yerleştiriliyor.Onların görevi yolu yayalardan arındırmak,başarılı da oluyor.Aslında zil ve trafikte kullananlar için sol dikiz aynası şart(sağ opsiyonel)...
(link)
Ay tüm güzelliği ile gece boyu bize eşlik ediyor.Özellikle dönüş yolunda mehtabın denize vuran ışıltısı malum şarkının ne koşullarda yazıldığını bizlere açıklıyor;"Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık...."
(link)
Nazım ağabey önde guruba yeni katılan arkadaşlarımıza rehberlik ediyor,bu yollardaki tecrübesinin verdiği rahatlık içinde...
(link)
Bu gece masalara sığmıyoruz;gurubun güney kanadı koyu bir sohbet seline kapılmış kuzeydeki gelişmelerden habersiz...
(link)
Güney'den ise Kuzey kanadı biraz puslu görünüyor(flaş yetersizliğinden)...
(link)
Dönüş yolunda Maltep'den katılan arkadaşlarla vedalaşıyoruz...
(link)
Veee yolun sonuna geliyoruz.Her yolun sonu yeni bir yolun başlangıcıdır,kim söylemişti hatırlayamıyorum ama ne kadar da doğru söylenmiş doğrusu;bakın oradan başka bir yol başlıyor.Bisiklet yolu değil ama olsun,belki bir gün olur...
(link)
Katılan ve katılamayan,bu gezimizi bizlerle paylaşacak olan tüm forum dostlarına sevgiler,iyiki varsınız...
İşte gecenin ilk karesinde buluşma noktasına ilk gelen ve en güzel yeri kapan,yakınları için de boş havlu yayan arkadaşlarımız;yorgun,inançlı ve bir okadarda huzurlu...
(link)
Artık yüzleri de gülüyor neden mi?Resmin solunda yerde duran geri dönüşümlü kağıttan yapılmış torba içindeki malzemenin de dönüşümünü sağlamış olmanın mutluluğu bu,başka birşey değil...
(link)
Bu gece eksiklerimiz olmasına karşın birçok da yeni katılımla tura başlıyoruz. Sahil bisiklet yolundaki yaya trafiği geçen haftadan daha kalabalık bu da daha düşük bir tempo da kalmamıza neden oluyor.İyi de oluyor hem gurup birbirinden kopmuyor hemde ağır hava koşullarına bu tempomuz daha uygun düşüyor...Bu arada kimsenin bisiklet yolundan gitmediği de açıkça görülüyor... Kimse gidemiyor,çünki yayalar bu yolu çok seviyor...
NOTBisiklet yolu resmin solundaki iki sarı çizgi arasında kalan alandır.)
(link)
Adalar manzası eşliğinde herkes yoldan çıkmış..Herkes demeyelim isim de vermeyelim.Keyifli bir sohbet havası var... Verelim gitsin sevgili Fatih ve Cüneyt...
(link)
İkinci katılım noktası olan Bostancı'da küçük bir mola veriyoruz.Herkes bol bol su içiyor,sakız ikram ediliyor,adres,telefon ve msn bilgileri güncelleniyor.Güzergahın bundan sonrası için sahil tarafı seçiliyor zira gurup kalabalık ve diğer yola sığmıyor...
(link)
Boş suluklar yuvalarına konuyor ve ikinci ve daha kırıcı olan Bostancı-Dragos etabı start alıyor.Kalkışta ve yol boyunca ön sıralara zil sahibi arkadaşlar yerleştiriliyor.Onların görevi yolu yayalardan arındırmak,başarılı da oluyor.Aslında zil ve trafikte kullananlar için sol dikiz aynası şart(sağ opsiyonel)...
(link)
Ay tüm güzelliği ile gece boyu bize eşlik ediyor.Özellikle dönüş yolunda mehtabın denize vuran ışıltısı malum şarkının ne koşullarda yazıldığını bizlere açıklıyor;"Biz Heybeli'de her gece mehtaba çıkardık...."
(link)
Nazım ağabey önde guruba yeni katılan arkadaşlarımıza rehberlik ediyor,bu yollardaki tecrübesinin verdiği rahatlık içinde...
(link)
Bu gece masalara sığmıyoruz;gurubun güney kanadı koyu bir sohbet seline kapılmış kuzeydeki gelişmelerden habersiz...
(link)
Güney'den ise Kuzey kanadı biraz puslu görünüyor(flaş yetersizliğinden)...
(link)
Dönüş yolunda Maltep'den katılan arkadaşlarla vedalaşıyoruz...
(link)
Veee yolun sonuna geliyoruz.Her yolun sonu yeni bir yolun başlangıcıdır,kim söylemişti hatırlayamıyorum ama ne kadar da doğru söylenmiş doğrusu;bakın oradan başka bir yol başlıyor.Bisiklet yolu değil ama olsun,belki bir gün olur...
(link)
Katılan ve katılamayan,bu gezimizi bizlerle paylaşacak olan tüm forum dostlarına sevgiler,iyiki varsınız...