Yayla Yayla Doğu Karadeniz…3. BÖLÜM
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7003.jpg
Beş gün önce Çamlıhemşin’de başlayan yolculuğumuzda Sal Yaylası, Palovit Şelalesi, Zilkale, Gito Yaylası ve Zargistal Yaylası’nı gördükten sonra sahil kesimine inmiş ve Çayeli’nden öteye Rize ve sonrasında İkizdere’ye yali yali gitmiştik…
Bu bölümleri görmek için tıklayınız:
İlk Bölüm : (link)
2. Bölüm : (link)
Kaldığımız yerden devam ediyoruz efendim…
(6 Temmuz Cuma)
Bugün yeterince vaktimiz olduğundan biraz rahat davranıyoruz. Saat 10:00 gibi Of’a gitmek üzere yola koyulduk. Yolda çalışma var bu nedenle bazı bölümlere mıcır serilmiş durumda, rüzgar da karşıdan esiyor aksi gibi…
Önce Rize’ye varıyoruz, kısa bir mola sonrası yola devam edip saat 12:00 gibi Of’a varıyoruz.
http://img527.imageshack.us/img527/8955/img6862resize1mn9.jpg
http://img519.imageshack.us/img519/7840/img6863fk9.jpg
Bizi Doğa Derneği’nden Ümit (ÖZTÜRK) karşılıyor. İşyerlerine geçiyoruz. Babası Cengiz Bey de orada.
Cengiz Bey ve Ümit bizi gayet güzel ağırlıyorlar… Sercan gelince buradan önce Uzungöl’e çıkacağız, oradan Sultan Murat Yaylası’na geçiş…
Akşama kadar Of’ta oyalanıyoruz ve bisikletlerimizi Ümit’lerin evin bodrumuna bırakıp bugün burada oynanacak olan Türkiye-Rusya Bayanlar yarıfinal voleybol karşılaşmasını izlemeye Of’taki spor salonuna gidiyoruz. (1. Karadeniz Oyunları yapılıyor ve biz de bu şansı değerlendiriyoruz.) Salon tıklım tıklım dolu, bizim maç öncesi oynanan diğer karşılamaları izliyoruz. Nihayet geç de olsa bizim maç başlıyor, salonun sıcağından ter basıyor hepimizi...Bizim takım Rusya’yı 3-1 mağlup edip finale çıkıyor.
Maç sonrası Ümit’lerin köy evine gidiyoruz ve geç saat olmasına rağmen annesinin hazırladığı yemeği yiyoruz ve yataklara…
Bugün toplam 45 km. yol katetdik…
* * *
(7 Temmuz Cumartesi)
Sabah erkenden Ümit ve Erkut, terminale Sercan’ı almaya gidiyorlar. Gece yarısı başlayan yağmur hala sürüyor. Açık pencereden bahçedeki kuşların ötüşünü dinliyorum. Bir baştankara yağmura karşın resitalini sürdürüyor, öt babam öt !
Biraz sonra Ümit ve Erkut, Sercan’la birlikte geliyorlar. Sercan yol yorgunu, o da hemen bir yatağa kıvrılıyor, herkes öğlene doğru ancak kalkabiliyor, bunda yağmurun etkisi de var tabii… Hazırlanmış kahvaltı masasına oturuyoruz ve sofrayı silip süpürüyoruz…
Sonrasında ne yapılacağı tartışılıyor ve devam eden yağmura karşın yola devam kararı alınıyor. Hemen hazırlanıp hep birlikte şehre iniyor ve bisikletlerimizi hazırlıyoruz, üstümüze yağmurluklarımızı alıyoruz. (Bunun çok da yeterli olmadığını yola çıkınca anlayacağız.)
http://img528.imageshack.us/img528/6688/img6873gz3.jpg
Saat 13:30 gibi ancak yola çıkabiliyoruz. Yağan yağmura karşı pedallayarak yaklaşık 40 km. lik bir mesafeyi (tamamı tırmanış, son 10 km. lik kısmı da daha eğimli bir tırmanış) toplam 3.5 saatte alabiliyoruz…
http://img241.imageshack.us/img241/1829/img6874el6.jpg
Biraz yorgun olarak Uzungöl’deyiz. Yüzlerimizde gülücüklerle!..
http://img256.imageshack.us/img256/4206/s8300425fv4.jpg
http://img370.imageshack.us/img370/8222/s8300449du8.jpg
http://img249.imageshack.us/img249/7639/s8300447wx9.jpg
Hemen bir çay ocağına kendimizi atıyor ve orada yağmurluklarımıza karşın sırılsıklam olan giysilerimizi değiştiriyoruz. Sonrasında Sercan’ın annesinin yaptığı poğaçaları çaylarımızla götürüyoruz… Çaylar arka arkaya geliyor.
Eee, yatacak yer gerek !.. Yağmur olmasa çadır kamp kurabilirdik, ama hem giysilerimiz ıslak hem de fazla zamanımız yok. Bir pansiyon bulup, hemen gidip yerleşiyoruz. Alt katta mutfak var, orada kendi hazırladığımız yemeğimizi yiyoruz, bir yandan da TV de yeni başlayan “ Güzel ve Dahi” adlı bir program izleniyor. Gençler programı çok sevdiler gibi… Sonrasında hepimiz istirahate çekiliyoruz, sabah yorucu bir yolculuk bizi bekliyor.
Bugün katedilen mesafe : 40 km.
* * *
(8 Temmuz Pazar)
Bugün, eğer bir aksilik olmazsa Sultan Murat Yaylası’na gidiyoruz. Sabahleyin hava harika, kaç gündür böyle bir hava istemiştik, güneş bize gülümsüyor az sonra yakmak üzere…
Kahvaltımız, mutfak olması dolayısıyla daha düzgün oluyor. Çay demliyoruz, menüde peynir, zeytin yanında menemen ve akıtma var, tam bir ziyafet sofrası yani… Biz kahvaltımızı yaparken gelen bir Hollanda gurbetçisi aile de yan masaya sofrasını kuruyor, demlenmiş çayımıza onları da ortak ediyoruz… Burası oldukça turistik bir yer, yerli yabancı epey konuk bulunuyor.
Eh yine yolculuk zamanı geldi. Balkonda kuruttuğumuz giysilerimizi toplayıp çantalarımızı hazırlıyor ve bisikletlerimize yüklüyoruz. Haydi bakalım, şimdi Uzungöl’de bir küçük tur…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3784.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3785.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3787.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300512.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300518.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300519.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6879.jpg
Artık gitme zamanı; bu sefer dün çıktığımız yokuştan aşağıya süzülüyoruz, ancak sert bir rüzgar var.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300523.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300529.jpg
Atabey Köyü yol ayrımına kadar iniyoruz, buradan bir köprüyü geçerek yeni bir tırmanışa başlıyoruz.
Aşağıda, biraz önce geldiğimiz Uzungöl-Of yolu görünüyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6884.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300533.jpg
Bir böcek nektar toplama telaşında...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6896.jpg
Kelebek : "Hey, biraz bana da bırak bakalım!.."
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3789.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6898.jpg
Bir menekşe güzelim lila gengiyle doğaya renk katıyor... Ben de buradayım diyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6900.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.017.jpg
Yeşil rengin hakimiyeti tartışılmaz!..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300537.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6905.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300541.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.019.jpg
Artık 2000'li rakımlardayız ağaçlar bitiyor, çiçekler ve çimenler var. Yavuz kendini sümbüllerin arasına atmış... Bu sırada sis bastırmış durumda...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6923.jpg
Yavuz, bir teyzemizin yükünü sırtlamasına yardımcı oluyor... Burada yaşamın yükünü yüklenmiş kadınlardan birinin yükü biraz daha artmış oluyor.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6932.jpg
O, buna aldırış etmeksizin yoluna devam ediyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6935.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6936-2.jpg
Bu tırmanış uzun ve zorlu. Yaklaşık 16 km. gittikten sonra hem bacaklarım durdu, hem de hava soğudu. Aşağıdaki yakıcı güneş yerini soğuğa bıraktı. Tam biraz yürüyeyim bari dediğim bir sırada yanımıza gelen bir araçtan Sercan’ı ve beni yaylaya kadar götürebileceklerini söylüyorlar ve son bir kaç km yi aracın kasasında gidiyoruz…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300543.jpg
Yaylaya yakın bir noktada bizi bırakıyorlar. İleride yayla merkez yerleşimi görünüyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300556.jpg
Az sonra diğer arkadaşlarımız da geliyorlar yorgun argın… Sultan Murat Yaylası’ndayız :Rakım 2200 m.
IV. Sultan Murat’ın İran üzerine 1635 tarihinde yapmış olduğu ikinci seferi dönüşünde Trabzon’a inerken cuma namazı kıldırdığı yer ve hutbe taşının bulunduğu yer olması nedeniyle yayla bu adı almış.
Şehitlik:
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7016.jpg
Yavuz, yakın bir noktada kamp kuruyor, bizler bir otelde konaklamayı tercih ediyoruz.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6948.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6950.jpg
Sercan hemen çimenlerin üzerinde küçük bir tura çıkıyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6971.jpg
Yaylacılardan bazıları ilgilenip soruyorlar, aramızda şöyle bir diyalog geçiyor:
-Nerden geliysiniz ?
-Uzungöl’den doğru geliyoruz.
-Nasi geldunuz? (Vasıtamızı soruyor.)
-Bisikletlerimizle geldik…
-(Pek inanmayarak ve yüklü bisikletlerimizi göstererek) Ha punlarla mı?
-Evet.
-Yaaa, nasi çiktunuz ha buraya punlarlan? Valla helal olsun!.. Biz arabaylan zor çikayruk…
Yanından birisi söze karışıyor:
-Ha punlarun pisukletleri vitesli da…
Otel ve altındaki lokantanın sahibi Ahmet Bey bize çorba ve kurufasulye ikram ediyor. Bu açlığımızı bir nebze bastırıyor. Vakit biraz ilerledikten sonra aynı yerde akşam yemeğimizi yedikten sonra karşıdaki bir çay ocağında yerel bir sanatçının kaval dinletisine gidiyoruz, bu arada doymamışız ki yanımızdaki helvayı pideyle atıştırıyoruz hep birlikte , çaylar eşliğinde…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300584.jpg
Eh, hava da iyice karardı.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6979.jpg
Yarın Sümela için yollara düşeceğiz...
Bugün toplam 42 km. yol yaptık.
* * *
Son bölümde (Sultan Murat'tan Sümela'ya) görüşmek üzere...
(Sıfır Yok Oluş'a Pedal Turu)
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7003.jpg
Beş gün önce Çamlıhemşin’de başlayan yolculuğumuzda Sal Yaylası, Palovit Şelalesi, Zilkale, Gito Yaylası ve Zargistal Yaylası’nı gördükten sonra sahil kesimine inmiş ve Çayeli’nden öteye Rize ve sonrasında İkizdere’ye yali yali gitmiştik…
Bu bölümleri görmek için tıklayınız:
İlk Bölüm : (link)
2. Bölüm : (link)
Kaldığımız yerden devam ediyoruz efendim…
(6 Temmuz Cuma)
Bugün yeterince vaktimiz olduğundan biraz rahat davranıyoruz. Saat 10:00 gibi Of’a gitmek üzere yola koyulduk. Yolda çalışma var bu nedenle bazı bölümlere mıcır serilmiş durumda, rüzgar da karşıdan esiyor aksi gibi…
Önce Rize’ye varıyoruz, kısa bir mola sonrası yola devam edip saat 12:00 gibi Of’a varıyoruz.
http://img527.imageshack.us/img527/8955/img6862resize1mn9.jpg
http://img519.imageshack.us/img519/7840/img6863fk9.jpg
Bizi Doğa Derneği’nden Ümit (ÖZTÜRK) karşılıyor. İşyerlerine geçiyoruz. Babası Cengiz Bey de orada.
Cengiz Bey ve Ümit bizi gayet güzel ağırlıyorlar… Sercan gelince buradan önce Uzungöl’e çıkacağız, oradan Sultan Murat Yaylası’na geçiş…
Akşama kadar Of’ta oyalanıyoruz ve bisikletlerimizi Ümit’lerin evin bodrumuna bırakıp bugün burada oynanacak olan Türkiye-Rusya Bayanlar yarıfinal voleybol karşılaşmasını izlemeye Of’taki spor salonuna gidiyoruz. (1. Karadeniz Oyunları yapılıyor ve biz de bu şansı değerlendiriyoruz.) Salon tıklım tıklım dolu, bizim maç öncesi oynanan diğer karşılamaları izliyoruz. Nihayet geç de olsa bizim maç başlıyor, salonun sıcağından ter basıyor hepimizi...Bizim takım Rusya’yı 3-1 mağlup edip finale çıkıyor.
Maç sonrası Ümit’lerin köy evine gidiyoruz ve geç saat olmasına rağmen annesinin hazırladığı yemeği yiyoruz ve yataklara…
Bugün toplam 45 km. yol katetdik…
* * *
(7 Temmuz Cumartesi)
Sabah erkenden Ümit ve Erkut, terminale Sercan’ı almaya gidiyorlar. Gece yarısı başlayan yağmur hala sürüyor. Açık pencereden bahçedeki kuşların ötüşünü dinliyorum. Bir baştankara yağmura karşın resitalini sürdürüyor, öt babam öt !
Biraz sonra Ümit ve Erkut, Sercan’la birlikte geliyorlar. Sercan yol yorgunu, o da hemen bir yatağa kıvrılıyor, herkes öğlene doğru ancak kalkabiliyor, bunda yağmurun etkisi de var tabii… Hazırlanmış kahvaltı masasına oturuyoruz ve sofrayı silip süpürüyoruz…
Sonrasında ne yapılacağı tartışılıyor ve devam eden yağmura karşın yola devam kararı alınıyor. Hemen hazırlanıp hep birlikte şehre iniyor ve bisikletlerimizi hazırlıyoruz, üstümüze yağmurluklarımızı alıyoruz. (Bunun çok da yeterli olmadığını yola çıkınca anlayacağız.)
http://img528.imageshack.us/img528/6688/img6873gz3.jpg
Saat 13:30 gibi ancak yola çıkabiliyoruz. Yağan yağmura karşı pedallayarak yaklaşık 40 km. lik bir mesafeyi (tamamı tırmanış, son 10 km. lik kısmı da daha eğimli bir tırmanış) toplam 3.5 saatte alabiliyoruz…
http://img241.imageshack.us/img241/1829/img6874el6.jpg
Biraz yorgun olarak Uzungöl’deyiz. Yüzlerimizde gülücüklerle!..
http://img256.imageshack.us/img256/4206/s8300425fv4.jpg
http://img370.imageshack.us/img370/8222/s8300449du8.jpg
http://img249.imageshack.us/img249/7639/s8300447wx9.jpg
Hemen bir çay ocağına kendimizi atıyor ve orada yağmurluklarımıza karşın sırılsıklam olan giysilerimizi değiştiriyoruz. Sonrasında Sercan’ın annesinin yaptığı poğaçaları çaylarımızla götürüyoruz… Çaylar arka arkaya geliyor.
Eee, yatacak yer gerek !.. Yağmur olmasa çadır kamp kurabilirdik, ama hem giysilerimiz ıslak hem de fazla zamanımız yok. Bir pansiyon bulup, hemen gidip yerleşiyoruz. Alt katta mutfak var, orada kendi hazırladığımız yemeğimizi yiyoruz, bir yandan da TV de yeni başlayan “ Güzel ve Dahi” adlı bir program izleniyor. Gençler programı çok sevdiler gibi… Sonrasında hepimiz istirahate çekiliyoruz, sabah yorucu bir yolculuk bizi bekliyor.
Bugün katedilen mesafe : 40 km.
* * *
(8 Temmuz Pazar)
Bugün, eğer bir aksilik olmazsa Sultan Murat Yaylası’na gidiyoruz. Sabahleyin hava harika, kaç gündür böyle bir hava istemiştik, güneş bize gülümsüyor az sonra yakmak üzere…
Kahvaltımız, mutfak olması dolayısıyla daha düzgün oluyor. Çay demliyoruz, menüde peynir, zeytin yanında menemen ve akıtma var, tam bir ziyafet sofrası yani… Biz kahvaltımızı yaparken gelen bir Hollanda gurbetçisi aile de yan masaya sofrasını kuruyor, demlenmiş çayımıza onları da ortak ediyoruz… Burası oldukça turistik bir yer, yerli yabancı epey konuk bulunuyor.
Eh yine yolculuk zamanı geldi. Balkonda kuruttuğumuz giysilerimizi toplayıp çantalarımızı hazırlıyor ve bisikletlerimize yüklüyoruz. Haydi bakalım, şimdi Uzungöl’de bir küçük tur…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3784.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3785.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3787.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300512.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300518.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300519.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6879.jpg
Artık gitme zamanı; bu sefer dün çıktığımız yokuştan aşağıya süzülüyoruz, ancak sert bir rüzgar var.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300523.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300529.jpg
Atabey Köyü yol ayrımına kadar iniyoruz, buradan bir köprüyü geçerek yeni bir tırmanışa başlıyoruz.
Aşağıda, biraz önce geldiğimiz Uzungöl-Of yolu görünüyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6884.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300533.jpg
Bir böcek nektar toplama telaşında...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6896.jpg
Kelebek : "Hey, biraz bana da bırak bakalım!.."
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/100_3789.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6898.jpg
Bir menekşe güzelim lila gengiyle doğaya renk katıyor... Ben de buradayım diyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6900.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.017.jpg
Yeşil rengin hakimiyeti tartışılmaz!..
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300537.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6905.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300541.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/2007.019.jpg
Artık 2000'li rakımlardayız ağaçlar bitiyor, çiçekler ve çimenler var. Yavuz kendini sümbüllerin arasına atmış... Bu sırada sis bastırmış durumda...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6923.jpg
Yavuz, bir teyzemizin yükünü sırtlamasına yardımcı oluyor... Burada yaşamın yükünü yüklenmiş kadınlardan birinin yükü biraz daha artmış oluyor.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6932.jpg
O, buna aldırış etmeksizin yoluna devam ediyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6935.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6936-2.jpg
Bu tırmanış uzun ve zorlu. Yaklaşık 16 km. gittikten sonra hem bacaklarım durdu, hem de hava soğudu. Aşağıdaki yakıcı güneş yerini soğuğa bıraktı. Tam biraz yürüyeyim bari dediğim bir sırada yanımıza gelen bir araçtan Sercan’ı ve beni yaylaya kadar götürebileceklerini söylüyorlar ve son bir kaç km yi aracın kasasında gidiyoruz…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300543.jpg
Yaylaya yakın bir noktada bizi bırakıyorlar. İleride yayla merkez yerleşimi görünüyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300556.jpg
Az sonra diğer arkadaşlarımız da geliyorlar yorgun argın… Sultan Murat Yaylası’ndayız :Rakım 2200 m.
IV. Sultan Murat’ın İran üzerine 1635 tarihinde yapmış olduğu ikinci seferi dönüşünde Trabzon’a inerken cuma namazı kıldırdığı yer ve hutbe taşının bulunduğu yer olması nedeniyle yayla bu adı almış.
Şehitlik:
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_7016.jpg
Yavuz, yakın bir noktada kamp kuruyor, bizler bir otelde konaklamayı tercih ediyoruz.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6948.jpg
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6950.jpg
Sercan hemen çimenlerin üzerinde küçük bir tura çıkıyor...
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6971.jpg
Yaylacılardan bazıları ilgilenip soruyorlar, aramızda şöyle bir diyalog geçiyor:
-Nerden geliysiniz ?
-Uzungöl’den doğru geliyoruz.
-Nasi geldunuz? (Vasıtamızı soruyor.)
-Bisikletlerimizle geldik…
-(Pek inanmayarak ve yüklü bisikletlerimizi göstererek) Ha punlarla mı?
-Evet.
-Yaaa, nasi çiktunuz ha buraya punlarlan? Valla helal olsun!.. Biz arabaylan zor çikayruk…
Yanından birisi söze karışıyor:
-Ha punlarun pisukletleri vitesli da…
Otel ve altındaki lokantanın sahibi Ahmet Bey bize çorba ve kurufasulye ikram ediyor. Bu açlığımızı bir nebze bastırıyor. Vakit biraz ilerledikten sonra aynı yerde akşam yemeğimizi yedikten sonra karşıdaki bir çay ocağında yerel bir sanatçının kaval dinletisine gidiyoruz, bu arada doymamışız ki yanımızdaki helvayı pideyle atıştırıyoruz hep birlikte , çaylar eşliğinde…
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/S8300584.jpg
Eh, hava da iyice karardı.
http://i191.photobucket.com/albums/z82/optimist78/IMG_6979.jpg
Yarın Sümela için yollara düşeceğiz...
Bugün toplam 42 km. yol yaptık.
* * *
Son bölümde (Sultan Murat'tan Sümela'ya) görüşmek üzere...