Yavaş yaşa

@Ahmetgitar
Vestel=daewoo bilipduruz kardeşim

Eğer vestel yerli ise aynı mantıkla neredeyse tüm motorlu araçların enjeksiyon sistemi de yerlidir
Bkz. RBTR

@ratm Harika paylaşım... tebrikler ve teşekkürler. Hazırlayana da saygılar, doğrusu gerçekten güzel olmuş
Ara sıra bunları hatırlamalı ve üzerinde daha da düşünmeliyiz.

Yerli marka(elektronik) ne zaman alırım?


1- Yerli markalar kaliteli ve özellikle ucuz olursa. Aynı fiyata dünya markası varken niye yerli alayım ki?
2- Yerli marka sahipleri halkın karşısında olmazsa.(halk düşmanı demeyeyim hadi)


Ama @Ahmetgitar 'ın dediği gibi en iyisi ne yerli ne de yabancı almak... Ya da elindeki ürün tamamen çöp olana kadar hiç almamak. Bunu başarabiliriz. Gerçekten... Tüketmemek o kadar da zor bir şey değil. Bu gün işten dönerken, geçenlerde forumda bahsettiğim bisikletli hurdacı dedeyi gene gördüm. Başı önde pedal çeviriyordu. Bu kadar yoksulluğun olduğu bir dünyada aman da şu telefonun kamerası benimkinden iyiymiş diyerek gidip yenisini almak gibi bir lüksümüz yok. Şayet olduğunu düşünüyorsak insanlığımızı kaybetmişiz demektir.

Konuya denk gelmeden 5dk. öncesine kadar ciddi ciddi cep telefonlarına bakıyordum, şimdi ise her ay cebimde kalacak 100-150 Lira'yı düşünüp huzur doluyorum. Zahmet edip paylaşan arkadaşa teşekkür ederim, ilaç gibi geldi

Her turlu olumsuzluga ragmen farkindaliga sahip insan sayisi giderek artiyor. Bu olumlu bir gelisme.

@Kuzey Ege keşke buna komple BF yani burası sebep olsa. İnanın burası dışında birçok forumdan (sözlükler de dahil zaten felaket bozuldular) tat alamıyorum artık.

Kredi kartını hele bir bırakın o zaman zaten kendiliginden yavaşlayacaksınız. Ciddiyim. Bunu kotarsığınızda sistem teklemeye başlıyor. Çünkü bana 2 lira farka büyük boy patates bile satamıyorlar. Bisikletçiden peşin para herşeyi yüzde yirmi ucuza alıyorum. Para biriktiriyorum almak istediklerim için. 2 yıl evvel aldığım telefon 4 serisi idi şimdi 7 serisi çıktı eğer sabredersem 12 serisini alabilirim

Ben de yazayım da belki örnek olur.

Nisan 30'dan beri gıda dışı tek harcamam lastiğe çivi girmesi sonucu bir iç lastik almaktı. Beş ay bitti ve ben bu yılı hiçbir şey almadan tamamlamaya karar verdim.
Tüketim Karşıtı Çevreciler Platformu'nda yazdım birkaç kez ama yeni örneklerle devam edeyim:

Daha çok bisiklet kullanmak, araba sürmemek bana bu yıl 3000TL kazandıracak (Eylül ayı bisiklet sürüşüm 800km neredeyse.

Kıyafet ayakkabı almıyorum (en az 1500 TL cebimde kalacak)

Telefon almayacağım (alsam da iphone almazdım, 1000 TL cepte)

Dışarıda yemek yemiyorum, içmiyorum (1500 TL cepte)

Otel tatili yapmıyorum bu yıl (3000 lira)

Kitap ve film alışverişi çok yapardım, bu yıl değiş tokuş işine girdim (1500 lira cepte)

Lüks gıda harcaması yapmıyorum (Jacobs yerine Migros kahve, Golden elma yerine Amasya elması, Brezilya yerine Akçaabat muzu (yıllık 1000 TL)

12500 Lira cepte kalacak.

Peki neden?

Kendime daha fazla vakit ayıracağım ayırıyorum. Artık saat kurmadan yatıyorum. Hırsız patronumun hukuk dışı isteğine tüm çalışanlar boyun eğerken ben "bu yapılan ahlaka da hukuka da sığmaz" diyebiliyorum. Çünkü mütevazi yaşayamamak, borçlu olmak köleliği kabul etmek demektir.

Şu an ayda 500 lira ile geçiniyorum. Fatura, aidat, ısınma, gıda hepsi içinde.

Dışarıda oturup 10 liraya kahve, 8 liraya tatlıya vermektense 4.25 liraya alıp 100 bardak içtiğim migros kahve ve 25 kuruşa a101'den aldığım kekspır kekini yiyorum. Hem de huzur içerisinde. Sonra çıkıp bisikletle tur atıyorum. Ailemi görüyorum. Tatile çıkmak,bisiklet turu yapmak için belirli bir zamanın gelmesini beklemiyorum.
İstediğim kadar yazıyorum, istediğim kadar kitap okuyorum. Sabah beşte Bach çalabiliyorum. Zihnimin hergün daha da boşalıp hava aldığını hissediyorum. Üzerimde yük yok. Gece 2'de film izleyebilirim. Sabah kahvaltımı kedilerle yapabilirim.
Diyebilirsiniz ki, işsiz kalmışsın, mal gibi yaşıyor, edebiyat parçalıyorsun. Öyle değil dostlarım. Bu hayata kendimi uyarladıktan sonra bana yapılan çok garantili üç tane iş teklifini geri çevirdim. Neden çalışmam gerekiyor ki? Cebime girecek 12500 TL'yi geri harcayabilmek için mi? Starbuck kahvesi, iphone telefonu ya da okuyabileceğimin üç katı daha alacağım kitaplar için mi? İşe giderken alacağım benzin ya da işe giderken giyeceğim kıyafet için mi çalışacağım? Özel öğrencilerim artı okulum varken çok kazanıyordum ama param olmuyordu. Yorgunluk ve stres de cabası. Artık daha az kazanıyorum ama para artıyor. Çünkü zorunlu alışveriş dışında harcama yapmıyorum. Çevrecilik mutlu ediyor. Artık torba kullanmıyorum. Domatesi taneyle alıyorum, yumurtayı çiftlikten alacak kadar vaktim var. Gidip tazesini daha ucuza alıyorum. Terliklerimin kenarı açılmış. On liraya yenisini almak yerine on liraya yaptırma yoluna gideceğim. Çünkü terlik üretimi karbon emisyonu demek.
Yüzbinlerce böyle örnek. Çoğu huzur ve keyfe dair.

Tüketmemek özgürlüktür.

@BF Okuru bizim malum başlıkta geçen iki kişi başlığı okuyup telefon almaktan vazgeçti. Bir arkadaş kredi kartını kırdı. Herkes huzurlu.
Dövüş kulübü kuracağız yakında

Gün oluyor aklıma ihtiyacım olan ama henüz alamadığım çok şey geliyor. Liste yapıyorum, öncelik sırası yapıyorum, bakıyorum... (Totale bakınca hepsi için loto çıkması lazım.) Ara ara dayanamayıp bir kaç parça karttan çekiyorum.. Ara ara da keş para artıyor, diyorum neye ihtiyacım var bakayım alayım bir şeyler ama liste çok saçma geliyor. Bazen rüyamda araba aldığımı görüyorum: hep alıp eve dönerken ben napcam şimdi bunu, niye aldım ki, satsam zarar ederim diye ağlıyorum Rüyamda bile kapitalizmin altında zulm çekiyorum, ne bu yaw!

@Ahmetgitar o zaman "BisikletForum Anti Tüketim Grubu" mu kursak ne yapsak. Bunları duymak çok güzel be Ahmet bey Gerçi özel kategori açtık tüketim karşıtları diye ama daha fazla makale vb. şeyler paylaşıp insanları yoğunlaştırmak lazım. Bu arada yaptıklarınza hayran kaldım...

@İbrahim A. ve Ahmet bey, bir sıkıntı var. İnsanlar tüketerek mutlu oluyorlar şu anda. Ki zaten konuştuğumuz konu bunlar ama bu alışkanlığın önüne nasıl geçilir, ona bakmak lazım. En bariz örneği bir AVM'ye gidin, hemen anlıyorsunuz. İnsanlar resmen tüketerek mutlu oluyorlar ve her geçen gün bu potansiyel artıyor. Alışkanlıklarden kurtulmak kolay olmaz çünkü.

@BF Okuru yeni bisikletim diye başlık açanlardan bisikleti lüks olanlara geçici uzaklaştırma cezası verebiliriz. Mesela 105 ve üzeri donanım olan ya da karbon sele borusu bisikleti olanlara küfür etmiş gibi üç gün uzaklaştırma. Dura Ace falan olursa süresiz uzaklaştırma )
Şaka bir yana, yakın zamanda birkaç köşe yazısı yazacağım bu konularla alakalı. Site destek oldukça ki fazlasıyla olunuyor paylaşımlar da artacaktır. Aynı doğrultuda farkındalık da.

vay arkadaş, tam benim hayat felsefem.. o günlük yiyeceğim dışında hiç bişey almam. yarına çıkacağım kesin olmadığından fazladan alıp buzdolabına da koymam

Ben de bu akşam dışarı çıktım..
Kalabalık bir meydandaki cafe de oturdum. Ohh çok güzel.hayat budur..insanlarla iç içe ve sohbet.
Neyse gazete günün haberleri forum filan vakit geçirdim.
Meydanda bisiklet canavarı çocuklar cirit ve drift atmaya başladılar...
Neyse sonra hepsi benim bisiklet ve ekipmanlarını merak etmiş ki..
Açıklamam yarım saat sürdü.
Market bisikleti ve farkları konusu..
Ama ..önemlisi bisiklet var mı..keyifle sürebiliyor musun?
Olay budur.

@BF Okuru
Toplumda genel bir yozlasma oldugu aşikar, ancak etki tepkiyi doguruyor, bu da insanlarin zit kutuplara ayrilmasina neden oluyor. Bir taraf tuketimi nasil dusurecegini ciddi manada hesaplarken, diget taraf tuketim cilginligini doyasiya yasiyor. Elbette kaynaklar tukendiginde kazanan taraf hesabini bilenler olacak.

@Kuzey Ege Kaynaklar tükendiğinde kazanan taraf insanların bir kısmı değil doğa olacak. En kötü durumdan bile kendini yenilemesi birkaç yüzyıl sadece. O ünlü sözdeki gibi "uzun vadede hepimiz ölmüş olacağız", herşeye rağmen ayakta kalacak olan yine doğanın kendisidir.

Yaklaşık bir aydır Kıbrıs'tayım kendi isteğim dışında geldim buraya iş güç yani özetle ve memleketim İzmir'in gerçekten sakin, YAVAŞ YAŞAYAN, birbirine saygı duyan medeniyet timsali bir yer olduğu düşüncesindeydim. Bir de baktım ki benim aklımdaki Kıbrıs burası değilmiş, yol üstünde bir köyde yaşıyorum suan, oturduğum ev 1970 lerde yapılmış, köy yumurtası hediye geldi ilk gün, günlük süt sordum nereden alabilirim diye bu seferki bizden olsun diye mis gibi keçi sütü göndermişler.. İnsanlar o kadar telaşsız ve sakin ki hiçbir şey için acelesi yok kimsenin. Evlerin geneli (Lefkoşa, Mağusa merkezi filan hariç tutuyorum ) çok kötü bizim evlerimize göre inşaat çılgınlığı yok, arabaların en önemli olayı klima çalışıyor mu?.. evet mercedes de var ama arabayla piyasa yapan artistler çok az genelde eski model ya da küçük arabalar bisikletler o kadar çok ki bayıldım. Ve hiç specialized göremedim, açıkcası buna da mutlu oldum elindeki bisikletle mutlu herkes inanın forumdakilerden cok keyifle kullanan bir sürü insan vardır. Biraz pahalı bir yer, bir poğaca alıyorsunuz 2 tl ama içindeki hellim peynirini Türkiye'de fırına versem de bana pogaca yap desem fırıncı kendi yer de o kadar peyniri bir poğacaya koymaz.. Adamlar sakin arkadaş, stressiz, 10 evden 6 sının kapısı sürekli açık, yaşlanmamış adamlar (adama bilader dedim 10 yaş büyük çıktı )
Kısaca bağlamak istediğim yer; yavaş yaşamayı öğrenmek için Kıbrıs'a gelin ama şöyle üç gün merit otelde, nightclublarda takılayım demeye değil. Her yeri köy olan Kıbrıs'ın herhangi bir köyüne gelin, bir markete girin ve adamların müşteriye mal satma telaşı olmamasına sinir olun, bir kafeye oturun başınıza hemen bir garson dikilmemesine, trafikte yavaş giden araçlara kimsenin kızmamasına, sağlık ocağında bir hastaya 15 dk bakan doktorla kimsenin tartışmamasına sinir olun.. Sonra büyük hedefleriniz olmamasının ne kadar güzel olduğunu görün ve alışın bu relax hayata ki en fazla 20 gün sürüyor sakinleşmeniz... Staj tamamlandı bundan sonra dönüp yavaş yaşama dair bütün istediklerinizi yapabilirsiniz.

şu an arabam yok 20,000 TL cepte
bakımı vergisi sigortası muayenesi trafik cezası yok
öğlen yemeğini dışardan yemiyorum evden götürüyorum
çoğunluk 3 değil 2 öğün oluyor. Multinet yemek parası cepte
bazen işe bisikletle gidiyorum yol parası bana kalıyor

Şahsen ben dışarda kafelerde yılda 1 kez oturursam oturuyorum. Bir bardak çaya 5 lira vermek mantıksız. Evime çağırırım arkadaşlarımı üç demlik içeriz
Biri 5, diğeri 2, biri de 3 senelik bir ayakkabım/botum var. Yırtıldıkça diktiriyorum.
3 senede bir tane pantolon alan bir insanım
Şu aralar bisiklet parçaları harici hiçbir şey almadım düşünüyorum da
Kredi kartım dolu o da kediler yüzünden
Onun dışında evim ve arabam yok, bunlar için ömür boyu çalışacak kadar uzun ömrüm de yok. Babamda da para yok
Param olduğunda ilk işim araba ehliyeti ve motorsiklet ehliyeti almak olacak. Bir de motorsiklet tabi ki 7-8 binlik. Hem az yakıyorlar hem de çok güzel

Bu arada ben üniversite dolayısıyla Isparta'da yaşıyorum. Bu kadar paragöz bir halk daha görmedim. 2 kişilik 20 metrekare aparta 1200 lira diyecek kadar soyguncular. Yaşanacak bir şehir değil yani kazansanız da yazıpta gelmeyin diye sesleneyim burdan Dolandırıcı bir halk var anlayacağınız.

Bir söz yazayım şuraya da; Mal da yalan mülkte yalan, var biraz da sen oyalan.

@Yusufclp Vestel Venus telefon aldım. ASUS Zenfone'dan kat kat iyi. bozulursa da yapıyorlar 2 sene garantisi var. Ve çok ucuz.

Bence bir telefonu 4 yıl kullanmak çok mantıklı değil. 4 yıl kullanacağınız teledon amiral gemisi dediğimz tiplerden olmalı. Vereceğin para en az 3000 TL. Vestel venüs ya da Asus gibi 1000 TL'ye bir telefon alsan en az 2 yıl kullanırsın. Matematik hesabını sen yap

Tekrar ediyorum. Venus çok kaliteli. Akıcı güçlü ve estetik. Tabi ki bir S7, HTC One değil ama fiyatı neredeyse 4'te 1'i ve benim mühendis kardeşlerime gidiyor para Manisa'ya.