XC-city-tour arasında ne fark var.

minolta35

Aktif Üye
Kayıt
30 Aralık 2009
Mesaj
112
Tepki
48
Şehir
İzmir-Poligon
Siteye üye olup benim gibi bisiklete profesyonel olarak değil de şehir içinde bir ulaşım aracı olarak görenlere seçimde yardımcı olması adına bu soruyu soruyorum.
Yol biskletini anladık.Asfalt zeminde sürat yapmak için kullanılan tür.
Peki XC-Tour ve city bike farkları neler?
Uzun sayılabilecek şehir içi mesafelerde yorucu olmayan ve dayanıklı bir bisiklet seçmek isteyenleri neye yönlendirmeli?
Şehir içinde kullanılacak bisiklette ağırlık çok önemli midir?Yanında göz önünde bulundurulması gereken faktörler neler?Vites sayısı çok önemli mi?Forumda genelde herkes MTB kullanıcısı ve gruplar halinde şehiriçi turlarına bunlarla çıkıyorlar.Ama şehir içinde kullanılacak deyince herkese city bike öneriyorlar.City bike bir anlamda tour bisikletinin çamurluklu olanı mı?
Bu konulara bir açıklık getirmeye çalışırsanız çok kullanıcı memnun olacaktır sanırım.
 
Scudo

tolgayalcin

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Temmuz 2009
Mesaj
849
Tepki
1.433
Şehir
İstanbul/Beşiktaş
"Peki XC-Tour ve city bike farkları neler?
Uzun sayılabilecek şehir içi mesafelerde yorucu olmayan ve dayanıklı bir bisiklet seçmek isteyenleri neye yönlendirmeli?
Şehir içinde kullanılacak bisiklette ağırlık çok önemli midir?Yanında göz önünde bulundurulması gereken faktörler neler?Vites sayısı çok önemli mi?"

Bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışayım... xc, 26inc jantlı lastik çapı daha geniş arazi koşullarına uygun dağbisikletidir. city bike dağ bisikleti ve yol bisikletinin karışımı hibrit bir modeldir. 28inc lastiğiyle daha büyük aynakollu (ön dişli) daha ince lastikli araziye girebilen , xc ye göre oturuş pozisyonu daha dik ve konforlu olan uzun yol için ve şehir içi için daha uygun bisikletlerdir.. fakat siz bisiklet özelliklerine göre değilde kendi sürüş tarzınıza ya da sürmek istediğiniz arazi oranına göre seçiminizi yapınız.. Bende sizin gibi arayış içindeydim ve scott sportster p 55 aldım (city bike ) fakat arkadaşlarla tanışıp turlara gitmeye başladığım zaman orman ve dağ gezilerinde büyük sıkıntı çektim.. arada kalan bir bisiklet modelidir hibritler.. ne yol bisikletleriyle antremana gidebilir , ne dağcılarla ormana dağa çıkabilir.. sonuç olarak size önerim amotisörü kilitlenen dağ bisikleti almanız birde ince ve dişsiz asfalt lastiği almanız. şehir içi kullanımda çok rahat edersiniz.. ilerleyen aylarda dağa ormana gideceğiniz zaman kendi dişli lastiği takıp vınlarsınız... Dolayısıyla benim gibi alım satımlarda zarar etmemiş olursunuz.. Hibrit bisiklet tecrube etmek açısından güzel , kullanımı rahat ama arada kalan bi model olduğu için hiç bir gruba dahil edemiyorsunuz kendinizi... ya bir yol bisikleti birde dağ bisikleti alıcan yada yerin müsait değilse ya da ekonomi el vermiyorsa asfalt lastikli dağ bisikleti son karar...

umarım açıklayıcı olmuştur.. hata daha tecrübeli arkadaşlar düzeltebilir.


saygılar.
 
  • Beğen
Tepkiler: N.Erdem TUGRAHAN

laciverti

Forum Demirbaşı
Kayıt
7 Ağustos 2008
Mesaj
513
Tepki
588
Yaş
61
Şehir
Antalya
Bisiklet
Cannondale
Tolga çok güzel anlatmış, ben de biraz eklentiler yapayım.
Genel olarak bisikletler hakkında bilgiler de olsun bu arada.

Şehir bisikleti oturma pozisyonu ve gidon kullanımı açısından dağ bisikletine kıyasla konforludur, genellikle 28 inç tekerlidir, vites sayısı 21-24 olması yeterlidir.(Postacı bisikleti) sağlamdır.Bunlarda amortisor olmaz.Olmaması tercih sebebidir.
Yine city bike denebilen ama konforu daha az, daha atak ve hızlı olan, oturma pozisyonu agresif kullanıma uygun, 28 jant bisikletler var: Scott sub serisi buna örnekdir.
Yine scott'un hibridlerinden ön amortisörlü sportster serisi var.Bu da tur amaçlı kullanılabilir ama bir city bike değildir.Araziye de girmeye izin verir.

Bu konularda özellikle bilgi almak istiyorsanız forumda scott sub serilerini, sportster serilerini, Trek 7.3 modellerini araştırmalı okumalısınız.
Benim eski mesajlarımda bu konuya ilişkin uzun yazışmalara ulaşabilirsiniz.
"gatila" nın şehir ve tur bisikletleri ile ilgili çok yazıları var, bunlara ulaşabilirsiniz.
(link)
(link)
(link)
gatila hibrid tartışmaları:
(link)
gökhan atila yazıları:
(link)

Burada velespit sitesinden alıntı var: yardımcı olacaktır.
DAĞ BİSİKLETİ :
Dağ bisikleti, doğayı, zarar vermeden keşfetmek için en uygun araçtır. Tüm dağ bisikletlerinin jantları 26 inçtir.
Dağ bisikletleri de kendi aralarında farklılık gösterir:

XC Yarış Bisikletleri:

Adını, sıklıkla “Cross Country” değiminden alan XC bisikletleri genel olarak zor arazi şartları için uyarlanmış, tamamen performansa yönelik bisikletlerdir. Genel olarak bu bisikletlerin hafif olmaları amaçlanır. Bu yüzden bu bisikletlerde sık sık karbon parçalara rastlamak mümkündür. Gövde genelde karbon malzemelerden olup, amortisör seçeneği olarak 80 mm esneme mesafeli amortisörler yarışlar için daha uygundur. Bu tarz bisikletlerin daha alt modelleri giriş seviyesindeki kullanıcılar içinde uygundur.






XC Çift Süspansiyon Bisikletleri:

XC çift süspansiyon bisikletleri, ,dağ bisikleti dendiğinde akıla gelen ilk bisiklet türüdür ve genel olarak en çok kullanılan ve beğenilen bisiklet türüdür. Bu bisikletlerde genel olarak hem önde hemde arkada süspansiyon bulunur. Aktif süspansiyonlar , kalın dişli lastikler , bu bisikleti arazi için vaz geçilmez kılar. XC yarış bisikletlerine göre performansı daha düşüktür. Ama diğer bisikletlere göre daha eğlencelidir. Özellikle bu tarz bisikletler tepe inişi adı verilen yerlerde daha çok kullanılır. Bu tarz bisikletler ile zorlu kayaların üzerinden aşmak hiçte zor değildir.



Zorlu Koşul Dağ bisikletleri:

Bazı kullanıcılar her zaman daha fazlasını ister. Zorlu koşullar, daha fazla esneme mesafeli bisikletler, disk frenler. İşte bu bisikletler bu tarz koşulara en uygun bisiklet modelleridir.

Serbest Sürüş Bisikletleri:

Bu tarz bisikletlere binen sürücüler , bisikletçiliğin en uç noktalarını zorlarlar. Çok yüksek tepelerden atlarlar. Kendileri için rampa inşa edip bu rampalardan atlamak onlar için en büyük zevktir. Bu bisikletlerin açıları genel olarak arkaya doğru yatıktır. Yokuş aşağı inme performansı oldukça yüksektir. Ancak yokuş yukarı çıkma performansı da bir o kadar düşüktür.
Bu bisikletler genellikle kalın dişlidir. En çok kullanılan Lastik ölçüsü 26x1.95 tir. istendiğinde daha ince, dişsiz, asfalt yollara uygun lastikle değiştirmek mümkündür.Lastiğin dişli olması arazide tutunma koşullarını daha da artırabilir. Her koşul için ayrı çeşit lastik olmasına rağmen genel amaçlı lastik seçimleri de mümkündür. Örnek olarak , düz asfaltta gidecekseniz “slick” denen yüzeyi düz olan bir lastik seçimi daha uygun olur. Bu lastiğin tek dezavantajı ıslak ortamlarda diğer lastiklere göre daha fazla kaydırmasıdır. Arazi şartlarına uygun olan lastik ise kalın ve dişli olandır. Genelde kalın lastikler arazi için tercih sebebidir. Burada kaygan zeminde tutması amaçlanmıştır. Üçüncü bir seçenek ise “semi-slick” denen hem asfalta hem de arazi şartlarına uygun lastik seçimidir. Bu tarz lastiklerin üzerinde , arazi lastiklerine göre daha az diş vardır ve su tahliye kanalları bulunur. Slick lastikler ile sürtünme daha az olduğu için daha hızlı gidersiniz. Arazi lastikleri asfaltta hızlı gitmeniz mümkün değildir. Çünkü sürtünme daha fazladır.

Fren sistemleri ise bisiklet seçiminde en çok karar verilemeyen konulardan biridir. Bisikletlerde günümüzde kullanılan 3 tip fren sistemi vardır. V-Brake, mekanik disk ve hidrolik disk.

V-frenler şu anda kullanılan en yaygın sistemlerden biridir. Maliyeti en uygun olan sistemdir. Buradaki sistem , fren pabuçları jantların yan tarafına basarak bisikletinizin durmasını sağlar. Bir diğer adı da jant frenidir. Bu sitem kuru ortamda ve uygun pabuç kullanımında etkinliği yüksektir. Bu sistemin tek dez avantajı yağmurlu veya çamurlu ortamda kendisini gösterir. Jantların ıslanması veya çamurun jant ve pabuç arasına girmesiyle ıslanan jant yüzeyi frenleme performansı %10-20 civarında düşürür. Fakat uygun pabuç değişimi ile frenleme performansını zorlu koşullarda %5 civarına düşürmekte mümkündür.

Mekanik disk frenler ise maliyet açısından uygun fren sistemlerinden biridir. Jant göbeğine bağlı bir disk sisteminin sıkılması esasına dayanan bu sistem, araba ve motosikletlerde kullanılan sisteme benzer. Frenleme performansı kuru havalarda v-frenler ile aynıdır. Islak hava koşullarında ise frenlemede kayıp olmaması en artı özelliğidir.

Hidrolik disk frenler ise günümüz teknolojisinde kullanılan en üst seviye frenleme performansı sağlayan sistemdir. Bütün iyi bisikletler bu sistemleri görmeniz mümkündür. Sistem hidrolik bir kolun basılması ile çalışır. Farklı boyuttaki hidrolik kapların çalışma mantığı ile çalışan bu sistem günümüzde bir çok kullanım alanı vardır. Örnek olarak Fork Liftlerde ağır yüklerin kaldırılması gibi işler için çok uygun bir sistemdir. Bu sistemin mekanik disk frenden farkı ise şudur: V-fren ve Mekanik disk frende , fren koluna verilen 1 birim kuvvet fren kaliperlerine 1 birim olarak iletilir. Yani kolu 1kg ile sıkan bisikletçi kaliperlere 1kg kuvvet iletir. Hidrolik te ise kola verilen 1 birim kuvvet fren kaliperlerine 3 birim olarak iletilir. Bu ise bu sistemin en büyük avantajıdır.

Bisiklet kadrosu ise günümüzdeki en büyük teknoloji savaşına sahne olmaktadır. Genelde en yaygın olarak kullanılan malzeme alüminyumdur. Fiyat olarak uygun olmasının yanında hafiflik gibi çok büyük bir avantajı vardır. Çeşitli üretim teknikleri ile de sağlamlığı artırılan bu malzeme günümüz standardında bütün bisikletlerde kullanılmaktadır.

Zirkonyum son zamanların en popüler kadro yapım malzemesinden biridir. Zirkonyum asıl olarak nükleer bir yakıttır. Uzay sanayi ve sağlık gibi alanlarda kullanılan bu element günümüzdeki en sağlam malzemelerden biridir. Bu malzeme ile yapılan kadrolar alüminyumdan %30 daha hafif ve titanyumdan %30 daha sağlam olmaktadır.

Titanyum elementi ise yine uzay sanayinde kullanılan malzemelerden biridir. Bisiklet kadrolarına çok yaygın olamamakla beraber kullanılan bir üründür. Fiyatı oldukça yüksektir. Çünkü üretim maliyeti ve üretim teknikleri diğerlerine göre oldukça pahalıdır.

Skandiyum, da diğer elementler gibi özel bir malzemedir. Dünyada yalnızca İskandinavya’dan çıkan bu metal , yer yüzüne düşen bir meteorun getirdiği sanılmaktadır. Özellik olarak titanyuma benzese de işlenme maliyeti ve İskandinavya’nın bu metal üzerinde tekel yaratmasından dolayı fiyatları oldukça yüksektir.

Karbon veya endüstrideki adıyla “siyah inci” günümüzdeki en gözde kadro yapım malzemelerinden biridir. Karbon aslında liflerden oluşur. Belli sıcaklık değerleri altında ısıtılan bu karbon lifleri gerilime karşı dayanıklıdır. Uygulaması ise genel olarak ince bir kat alüminyum üzerine epoksi denen yapıştırıcı ile yapıştırılıp uygun basınç oranlarında sıkıştırılarak üretilmesidir. Bu üretim sonucu dayanıklılık konusunda inanılmaz oranlara ulaşan malzeme veya kadrolar elde edilmektedir.. Karbonun tek dez avantajı ise liflerden oluşmasından dolayı liflerde meydana gelen herhangi bir zedelenme veya kopukluk ürünün kırılmasına yol açabilmektedir.

Amortisör ise günümüz teknolojisinde yarışa sahne olan diğer ürünlerden biridir. Amortisör mantık olarak yerden gelen darbeleri emmesi amaçlanan malzemedir. Fakat kullanılan yere göre değişiklik gösterir. Genel olarak yayla çalışan amortisörler, daha üst modellerde yay yerini hava ve hidrolik sistemlere bırakmıştır. Bunlara ek olarak amortisörü sabit çatalmış gibi çalıştırma özellikleri, bu ürünlere katılan artı değerlerden biridir. “Lock Out” denen bu sistemin en büyük avantajı yokuş çıkarken ayağa kalktığınızda pedal çevirmek için harcanan kuvvetin bir kısmı amortisör tarafından emilir. Buda amortisörün mesafesine göre harcadığınız gücün yere aktarılmamasına sebep olur. Amortisörü kilitli konuma getirdiğinizde ise harcadığınız güç kayıp olmadan yere iletilecektir. Dolayısı ile yokuş tırmanmanız daha etkili bir şekilde gerçekleşecektir.
 

minolta35

Aktif Üye
Kayıt
30 Aralık 2009
Mesaj
112
Tepki
48
Şehir
İzmir-Poligon
tolgayalcin;765744Bildiğim kadarıyla yardımcı olmaya çalışayım... xc demiş ki:
Tamam da ben iyi anlatamadım galiba, benim en kötü gireceğim yol stabilize köy yolu.O da kısa mesafeli olur.Sadece şehir içinde kullanıyorum ama biliyorsunuz parke ve arnavut kaldırımı yolları da hesaba katmak lazım.

Yani olayımız salt şehir içi ve 20-30 max. 50 km.lik mesafeler...
 
  • Beğen
Tepkiler: tolgayalcin

tolgayalcin

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Temmuz 2009
Mesaj
849
Tepki
1.433
Şehir
İstanbul/Beşiktaş
http://i400.photobucket.com/albums/pp82/tolgayalcin/scootp55.jpg o zaman bunu alıyorsunuz iş bitiyor..(scott sportster p55) hem sizi şehirde yormayacak,hemde araziye girdiğiniz zamanda size cevap verebilecek düzeyde..sağlamlık , sürüş keyfi , konfor.. + disk freniyle yağışlı havalardada daha sağlam tutuş sağlayacak. tecrübeyle sabittir.canım eski bisikletim... ha neden değiştirdim.. çünkü dağ bisikletine geçtim...
http://i400.photobucket.com/albums/pp82/tolgayalcin/scootp552.jpg
 

sonEr´´

Forum Bağımlısı
Kayıt
15 Ağustos 2009
Mesaj
2.299
Tepki
1.421
Şehir
İstanbul/Esenler
Bisiklet
Salcano
Şehirde hibrit dağ city karışımı bisikletler kesinlikle daha iyi ve konforlu olucaktır.Eğerki kaymak asfaltta sürücekseniz düz maşa takarsınız en az 1 kg kadarda agırlıktan tasarruf etmiş olursunuz..İyi forumlar :)
 

minolta35

Aktif Üye
Kayıt
30 Aralık 2009
Mesaj
112
Tepki
48
Şehir
İzmir-Poligon
peki diğer markalarda P55 in karşılığı ya da rakipleri kimler?Ayrıca disk fren benim için lüks sayılır.V frenli bir model de tercih edebilirim.