Uzun Süreli Turlarda Beslenme ve Doğru Bilinen Yanlışlar

Adsız123

….
Kayıt
18 Ağustos 2009
Mesaj
119
Tepki
197
Şehir
…..
İsim
…..
Başlangıç
1949—50
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Bmx
Merhabalar,
Havaların yeni yeni ısınmasıyla kışın antremanları, turları seyrekleşen çoğumuz tekrardan pedallara asılmaya başladık. Bugünkü yorgun döndüğüm küçük turumdan sonra kendimi eve attığımda ne yapsam ne yesem diye düşünürken internetten bazı yazılar buldum. Bunlardan birini paylaşmak isterim. (Yazı uzun süreli yarışlar için olsa da hafta sonları yaptığımız 3-5 saatlik bisiklet sürüşlerini de kapsıyor.)

DAYANIKLILIK YARIŞLARINDA VEYA UZUN SÜRELİ ETKİNLİKLERDE BESLENME

Bu yazacaklarımın bir kısmı çeviri/ derleme, bir kısmı benim bilgi birikimim ve deneyimlerim..

Bu yazıda yazılanlar uzun süreli yarışlar, yani en az 3 saat ve daha uzun süren etkinlikler için geçerli. (Endurance races). Bu maraton koşusu, Iron Man triatlonu, 5-10 gün süren macera yarışları veya hafta sonu 3-5 saatlik bisiklet sürüşlerini de kapsayabilir..

Konu çok ayrıntılı.. Size aşırıya kaçmadan konunun ana hatlarını yazmaya çalışacağım..

Önce bu tür etkinliklerde yapılan hatalardan sözederken işin doğrusu da kendiliğinden ortaya çıkacak..

HATA 1: Aşırı Sıvı Alımı

Ortalama olarak bir sporcu fiziksel etkinlik sırasında 1 litre sıvı kaybeder.. Bu tabi ki çok kesin bir rakam değildir. Bu sporcunun vucut yapısına , ortam sıcaklığına, etkinliğin süresine vs. göre değişebilir.. 1 litre ortalama bir değerdir..Uzmanlar 1-2 saatlik etkinliklerde ortalama olarak 1 litre sıvı kaybedilmesine karşın alınması gereken sıvı miktarının 0,5 – 0,75 litreyi geçmemesi gerektiğini söylüyor. (Yalnış olarak inanılan; kaybedilen sıvı miktarı kadar sıvının yerine konması gerektiği, hatta “azı iyi geliyorsa çoğu çok iyi gelir” kanısı var.) Fakat daha uzun süren yarışlarda dehidrasyon (sıvısız kalma) tehlikesi yanında “overhidrasyon” (aşırı sıvı alma) tehlikesi de vardır.. Tuhaf gelecek ama fazla sıvı almış olmaktan sporcular ölmüştür. Bu duruma “hyponatremia” deniyor(muş)..Yani kandaki sodyumun (ve diğer elektrolitlerin )azlığı/ kanın aşırı sulanması..Bu durumun az sıvı alındığında da oluşan kramplara ek olarak mide rahatsızlıkları, mide şişkinliği ve aşırı idrar çıkarma gibi yan etkileri vardır.

Sonuç olarak çoğu koşulda saatte en fazla 0.75 l.den az sıvı alımı yeterlidir.Daha fazla sıvı almanız gerektiğini düşünüyorsanız bu durumda elektrolit alımını da arttırmanız gerekir..

Burada anılan sıvı genel olarak sudur.. Ama bazen elektrolitlerle birlikte alınan sıvılar da vardır..Bunların incelenmesi ayrı bir konudur...

HATA 2: Çok Fazla (Basit) Şeker

Kana basit şeker pompalamak (yani rafine edilmiş bildiğimiz şeker) ani olarak insulin seviyesini fırlatır .( Hani yorgunken şekerli gıda yediğinizde kendinizi bir an çok iyi hissedersiniz ya!!) Fakat sonra karaciğer fazla insulini trigliseridlere çevirir. Bunlar aslında kan damarlarında dolaşıp duran , sağlıklı bir yaşam için gerekli , dokuların enerji için ihtiyaç duyduğu maddelerdir..Fakat diğer taraftan gerekli diğer molekül olan kolesterol (yüksek trigliserid) kalp hastalıklarına yol açabilir. Yediğiniz şekerin kandaki trigliserid (kolesterol ) oranıyla doğrudan ilişkisi vardır. Yediğiniz aşırı şeker vucudu aşırı kalori ile yükler ve bu da sonunda yağa dönüşür.

Basit şeker yediğinizde insulin seviyesinin fırlaması anlık bir “iyi hissetme” arkasından insulin “çarpması” olan uzun süren yorgunluk, bezginlik, uyuşukluk ve davranış bozukluklarına yol açabilir.. Bu durum şekeri seven bizimki gibi bir toplumda, yukarıda yazılan özelliklerin yaygınlığını da açıklar ..

Basit şekerlerin, karmaşık karbonhidratların aksine mideden geçişi daha geç olur ve bunun için çok daha fazla sıvı gerektirir. Az şeker almak bir çözüm gibi gelebilir ama bu durumda bu az şekerin emilimi için çok fazla miktarda sıvı almanız gerekir.. Bu da yukarıda açıklanan fazla sıvı almanın sonuçları yüzünden önerilmez..

Bu tip etkinliklerde en iyi enerji kaynağı karmaşık karbonhidratlardır. Yani şekerli bir gıda yerine simit bile yeseniz daha iyidir..(Çukulatalara, gofretlere saldıranlara duyurulur)Sandviç, bisküvi, tatlı olmayan (veya az tatlı) kek, kurabiye, patates, makarna,(molalarda) muz,(taşımak, saklamak zordur) kuru meyveler yemeniz daha yararlı olacaktır.. Fakat bu katı yiyecekleri de fazla abartmamakta fayda vardır..

SIVI DENGESİ

Vücudumuzun bir otomobil motorunda olduğu gibi yakıtın yanması sonucu ortaya çıkan ısıyı dağıtması gerekir. Ama bizde arabalarda olduğu gibi bir kez doldurulup “unutulan” kapalı bir sistem yok. Her seferinde seviye azaldıkça eklenmesi gereken bir sistemimiz var.. Malesef üstümüzde sıvı / ısı seviyelerini belirten göstergeler de yok.. Vücutta da bir alarm sistemi var ama bu sadece “tehlike” bölgesine girildiğinde çalışır. Susuzluğu hissettiğiniz anda vücudunuz ağırlığının % 2’si su olarak kaybolmuş durumdadır..(Millet hani naylonlar giyerek kan ter içinde koşup, sonra da tartılıp; “oh be, 1 kilo verdik bile bak”diye sevinirler ya)

Vücut ağırlığının yüzdesi olarak su kaybının sonuçları:

%1: susuzluk hissi, ısı düzeninin bozulması, performans azalması

%2: ısı artması, artan susuzluk hissi

%3: Vücut ısı düzenin iyice bozulması, aşırı susuzluk hissi,

%4: Fiziksel performansın %20-30 düşmesi

%5: başağrısı, yorgunluk

%6: halsizlik, titreme

%7: Fiziksel aktivite sürerse bayılma

%10: Bilinç kaybı

%11: Olası ölüm

Sıvı alım önerileri:

- Sıcak havalarda mümkün oldukça soğuk/serin sıvı almaya çalışın. Serin sıvının vücut tarafından emilmesi daha rahattır. (Bu durumda Camelbak tarzı çantaların önemi ortaya çıkıyor)

- İdrar rengi sıvı alımının iyi bir göstergesidir. Koyu sarı idar az sıvı alındığının belirtisidir.

- Gazlı içeklerden sıvı emilimini engellediği için uzak durun.

- Enerji sistemine yardımcı olan kafeini dikkatli kullanın. Fazlası su kaybettirebilir.(Az miktarlar önerilebilir çünkü uyarıcı etkisi vardır. Ben 70-80'li yıllarda uzun süren sırıkla yüksek atlama yarışlarında arada bir damla şeklinde kafein alırdım ve yararını görmüştüm)



ELEKTROLİT ALIMI

Kalori ve sıvı alımı kadar önemli diğer bir konu da elektrolit alımıdır. Fakat bu durum kişiden kişiye, hatta aynı kişide bile değişen koşullara göre de çok farklılık gösterebilir.

Genel inanışa göre kramplar düşük elektrolit alımına bağlanır. Fakat sizde kramp oluşmamışsa elektrolit dengeniz düzgün demek değildir. Doğru elektrolit seviyeleri vücut fonksiyonları ve performans için gereklidir.


Gerekli elektrolitler ve miktarlar:

Kalsiyum:
Saatte 150-300 mg. (Kandaki kalsiyum oranı azaldığında gerekli miktar kemiklerden çekilir fakat bu yeterli hızda olmaz ve uzun yarışlarda/etkinliklerde tatsız sonuçlara yolaçar. (Yüksek tansiyon, kramp, halsizlik gibi..)

Magnezyum:
Kalsiyuma oranı 1: 2, yani gerekli miktar75-150 mg./saat.

Kasların çalışması için gerekli bir mineraldir. Kalsiyum kaslar çalışırken kasın kasılmasını başlatır, magnezyum sonlandırır. Eksikliğinde kramp, titreme, uyku bozuklukları oluşur. Fazlası ishal yapabilir.

Potasyum:
Eksikliğinde bulantı, kusma, kas spazmları, kramp, ve hızlı kalp ritmi olur.

75-150 mg./saat normal miktarlardır. Fazlalığı ciddi mide rahatsızlığı verir..

Sodyum:
Vucutta depolu olan 8000 mg. sodyum 3- 4 saat süren etkinlik sonucu bitebilir. 120-240 mg/saat gerekli miktarı verir. Bildiğimiz sofra tuzu ( %40 sodyum , %60 klor) olarak alınabilir. Bittiği zaman anormal kalp atışı, kas titremeleri, solunum zorluğu oluşur. Fazlası bir çok sorun yaratır ama en önemlisi dokularda fazla sıvı tutulmasıdır

Tuz tabletleri:

Bunların kullanımı 2 nedenle kabul edilmez:

1- Vücuda gerekli sadece 2 elektrolit içerirler: sodyum ve klor

2- Vücuda fazla sodyum verir. Bu da vücudun karmaşık sodyum dengesini bozar.

Vücudumuz günde 250 mg. kadar sodyuma gereksinim duyar. Bu sporcularda 500 mg.a kadar çıkabilir. Ama genelde insanlar yemekle birlikte günde 6000-7000 mg sodyum alırlar. Bu miktar dokularda depolanır. Etkinlik sırasında bu depolar devreye girer. . Vücut kaybolan sıvının, enerjinin ve elektrolitin sadece %35-40 ‘ını yerine koyabilir. Bunu unutmamak gerekir..Yani fazladan sodyum (sofra tuzu) çok özel koşullar oluşmadıkça almaya gerek yoktur.

Klor:
180-360 mg./saat alımı yeterlidir.


Manganez:
İleri yaştaki sporcular için özellikle gerekli bu mineral kan şekeri seviyesini, sinir sistemini düzenler.5-10 mg./ saat alımı yeterlidir.


Yarış Öncesi Beslenme:

Spor beslenme uzmanları yarış öncesi karmaşık karbonhidratlardan oluşan, ama EN AZ lif, adi şeker ve yağ içeren 200-400 kalorilik yemek önerirler. Katı yiyecekler alınacaksa patates (haşlanmış) muz, pilav, makarna, ekmek, yağsız yoğurt, lifi az tahıllar (bulgur) iyi bir seçimdir. Bu yemeğin de en az 3 saat önce yenmiş olmasI gerekİr. Yarışa yarım saat kalana kadar da saatte 300-350 cc., toplamda da 750-850 cc sıvı alınması önerilir..

Yarış sonrası acilen karbonhidrat depolarını doldurmak gerekir. Araştırmalar karbonhidratın glikojen sentezinin en yüksek seviyesinin etkinlik sonrası ilk 1-2 saat içinde olduğunu göstermiştir. Fakat bu süre 4-6 saate kadar çıkabilir.

(2000 yılında Borneo'da düzenlenen dünyanın en zor macera yarışı olan 12 günlük "non stop" Eco Challenge'ın son günlerinde “pizza” hayal eder dururdum. Fakat malesef hayalime, bitiş noktasıyla kaldığımız yerin uzaklığı nedeniyle yarış bitiminden 15-20 saat sonra kavuşabildim ve toparlanmamız zaman almıştı....)

Burada beslenme konusunu genel hatlarıyla incelemiş olduk..Bu bilgiler sadece fikir vermek içindir.Kendi koşullarınız için lütfen doktorunuza danışınız...

Gürsel Akay

Başta da yazdığım gibi yazı alıntıdır.
Yazının orjinalini görmek için (link)
 
Scudo

sadana

Forum Bağımlısı
Kayıt
19 Ağustos 2006
Mesaj
2.243
Tepki
2.319
Şehir
Adana
Ebet yarış öncesi de sıvı kaybı olayı herkesce bilinmesi ve öncesinde önlemi alınması gereken bir konu.Çok tşk ler.Sağlıklı bir yaşam diliyorum.İyi Forum..
 
  • Beğen
Tepkiler: Adsız123
Kayıt
7 Şubat 2010
Mesaj
39
Tepki
74
Şehir
EDİRNE
Emeğine sağlık.Gerçekten faydalı bir yazı olmuş.Konunun sabitlenmesini bile önerebilirim.
+ olarak sporcular için besin takviyeleri bulunmakta.Bunları araştırarak düzenli olarak kullanabilirler.Ör;izotonik içecekler,enerji barları(bakkallardaki çikolata değil tabiki)
Ben zamanında düzenli beslendim ve butarz besinleri düzenli olarak kullandım ve inanılmaz faydasını gördüm!Sadece yarış öncesi ve esnasında düzenli beslenerek performans ın %11 artırıldığı ispatlanmıştır!
 
  • Beğen
Tepkiler: Adsız123

Burçak Erbil

Forum Bağımlısı
Kayıt
30 Eylül 2006
Mesaj
892
Tepki
2.691
Şehir
Istanbul
@Ender TURAN

Burada günlük beslenmeden sözediliyor gibi. Çoğu sağlam kaynakta (usta sporcuların yazdıkları bilimsel araştırmalara dayanan kitaplardan sözediyorum, yazarları belirsiz internet sitelerinde değil..) antrenman sırasında ve hemen sonrasında basit karbonhidrat alınması gerektiği kuvvetle savunulur. Benim tecrübelerime göre de bu yöntem gayet iyi çalışıyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: Adsız123

Hakan Yazman

Forum Bağımlısı
Kayıt
31 Ekim 2004
Mesaj
3.960
Tepki
5.443
Şehir
Alanya/İstanbul
@burcak

Elbette basit karbonhidratların rolü şiddet antrenmanlarında çok önemli, sanıyorum yazı biraz eski. Günümüzde yüksek eforlarda alınan glokuzun kan şekerinde yazıdaki gibi çok bilinen insülin fırlamasına ve kan şekeri düşmesi yaşanmasına neden olmadığı bilinmektedir. Tabi fazla dozu sorunlara yol açabilir. Tabii diğer zamanlarda yani nabız düşükken alınması bilinen insülin sorununa yol açabilir.

Şu yazılarıma da göz atabilirsiniz:
(link)
(link)
 

Burçak Erbil

Forum Bağımlısı
Kayıt
30 Eylül 2006
Mesaj
892
Tepki
2.691
Şehir
Istanbul
@Hakan Yazman

Evet, benim de sözettiğim buydu; ben az çok antreman sırasında harcadığım kaloriye tekabül edecek kadar basit karbonhidratı antreman sonrasında (veya uzun bisiklet turlarında antreman sırasında) alıyorum.
 
  • Beğen
Tepkiler: Adsız123

S. YILDIRIM

Daimi Üye
Kayıt
7 Ağustos 2009
Mesaj
202
Tepki
213
Şehir
Asker // Erzinan // Ordu Evi..
bEN 3 BEYAZ GIDA DAN UZAK DURMAYA ÇALIŞIYORUM.tABİ HİÇ DEĞİ SADECE VÜCUt ihtiyacna göre ayarlamaya özen gösteriyorum.Özellikle şeker olayına ve ekmek olayına dikkat etmeye çalışıyorum.Çok güzel ve faydalı bilgi.Sağ olun.
 

emregogus

Aktif Üye
Kayıt
20 Mayıs 2009
Mesaj
108
Tepki
54
Şehir
ANTALYA
bir sorum olucak ama öncelikle paylaşım için çok teşekkürler, emeğinize sağlık. Sıvı kaybını ve kaybedilen elektrolitleri geri almak için bir adet maden suyu(halk diliyle soda) içmek uygundur değil mi?
 
  • Beğen
Tepkiler: Adsız123

Adsız123

….
Kayıt
18 Ağustos 2009
Mesaj
119
Tepki
197
Şehir
…..
İsim
…..
Başlangıç
1949—50
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Bmx
@emregogus

Emin olmamakla birlikte yazının "Sıvı Alımı" bölümünün 3. maddesinde gazlı içeceklerin sıvı alımını engellediği gerekçesiyle alınmaması gerektiği söyleniyor.

Ayrıca yine araştırma yaparken buldum. MEB'in yayınladığı bir kaynakta şunlardan bahsediliyor:

"Maden suyu ile soda arasındaki fark şudur. Maden suyunda karbondioksit gazı doğal
olarak bulunmakta iken sodada daha sonradan ilave edilmiştir. Ayrıca maden suları yer
altındaki kaynaklarında yeryüzüne çıkarken geçtikleri katmanların minerallerini de alır. Bu
durumda maden suyu mineralce çok zengin iken soda mineral içermez."
Bu durumda maden suyunun mineralce zengin olması tur sonrası işimize yarayabilir gibi geliyor.Ama yine de bu konuda daha bilgili arkadaşlar aydınlatırsa sevinirim. İyi forumlar..

Yazının kaynağı için (link). (10. sayfa)
 
  • Beğen
Tepkiler: emregogus

emregogus

Aktif Üye
Kayıt
20 Mayıs 2009
Mesaj
108
Tepki
54
Şehir
ANTALYA
@Ender TURAN

çok teşekkürler, o zaman şöyle bir sonuç çıkarabiliriz: Haftada 2-3 şişe maden suyu iyi gelir :)
 

Desert Fox

CARRARO Sportive 321 Deore
Kayıt
24 Eylül 2017
Mesaj
1.312
Tepki
1.426
Yaş
27
Şehir
KAŞ/OLSZTYN
İsim
TAHA
Başlangıç
2017—18
Bisiklet
Carraro
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Bisikletimde maden suyu taşımak istiyorum,tur esnasında molalarda ve işe gidiş-dönüşlerde içmek istiyorum lakin yollarımızın biraz bozuk olmasından dolayı bisiklette taşıdığım maden suları açar açmaz patlıyor ya da gazı hemen taşıyor? merak ediyorum maden suyunu nasıl taşımalıyız ki patlamasın,gazının hemen kabarıp etrafa dökülmemesi için?
 
  • Beğen
Tepkiler: Gökay Akçay

Gökay Akçay

Forum Demirbaşı
Kayıt
12 Kasım 2010
Mesaj
592
Tepki
1.869
Şehir
İSTANBUL
İsim
Gökay Akçay
Başlangıç
1987—88
Bisiklet
Fuji
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Gerçek maden suyunun içindeki gazın sizin sağlığınıza olumlu yada olumsuz bir etkisi yoktur şişilerken içine basılan karbondioksit gazıdır litrelik maden suyu alıp mataranıza koyarsanız içindeki tüm mineralleri (kalsiyum, magnezyum, klorit; sülfat, demir, sodyum vs) almış olursunuz merak etmeyin @Desert Fox
 
  • Beğen
Tepkiler: Aruera ve Metal06

Desert Fox

CARRARO Sportive 321 Deore
Kayıt
24 Eylül 2017
Mesaj
1.312
Tepki
1.426
Yaş
27
Şehir
KAŞ/OLSZTYN
İsim
TAHA
Başlangıç
2017—18
Bisiklet
Carraro
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@Gökay Akçay
hocam yurtdısında iken 1-1,5 lt lik maden sularından alıyordum ama bir iki kere kapagını açıp içtikten sonra o gazının kaybolması neticesinde tat kaybı yaşanması kaçınılmaz.
Enteresan olan şey de yurtdısında normal su madenli sudan daha pahalı iken bizim ülkede 1 tl lik su 1-1.5 tl iken 1 lt lik maden suyu 2,5-3 tl bandında olması.Açıkcası şişe maden sularının fiyatları pahalı
 
  • Beğen
Tepkiler: Gökay Akçay

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Kaynak sularımız zaten bol mineralli, neden para verip şişeyle alıyorsunuz ki? Özellikle arıtılmadıysa mineralsiz su bulmak bile zor, tadından belli oluyor zaten.
Ben mineralden ziyade vitamin konusuna dikkat ediyorum, her zaman her yerde taze ve çeşitli gıda bulmak, muhafaza etmek mümkün olmadığından multivitamin taşıyorum iki günde bir içmek için.
 

Desert Fox

CARRARO Sportive 321 Deore
Kayıt
24 Eylül 2017
Mesaj
1.312
Tepki
1.426
Yaş
27
Şehir
KAŞ/OLSZTYN
İsim
TAHA
Başlangıç
2017—18
Bisiklet
Carraro
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@turcudede
ne yazikki bircok kaynakta aşırı kireç bulunuyor dogru kaynaklar kullanilabilir ama temiz bir kaynak bulmak zor
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
@Desert Fox

"Yüksek mineralli suya, sert su denilir. Bu tip sular kaynatıldıklarında, kalsiyum karbonat, magnezyum karbonat gibi suda çözünmeyen bileşikler çökelti oluşturur. Oysa ki; kireç adı verilen bu tortular, sudaki minerallerin kendisini oluşturur. Yani aslında suyun zenginliğini ifade eder."

(link)

Temiz olmayan kaynaklara da rastladım, bunlar genelde çukur bölgelerde, yoğun tarım alanlarında ve suyun yavaş/durgun olduğu yerlerdeydi.
Dağların üst kısımlarındaki sular daha berrak ve yumuşak oluyor.