Spor ne için sağlık, kondüsyon, yaşam kalıtesi, mutluluk(endorfin), motivasyon. Spor vücudu zorlayarak yapılır. Yani işe giderken 1 km yürüyüp 3 tane yürüyen merdiven yerine 3 km yürüyüp normal merdiven kullanmayı seçmek spor olsun diye yapılır. Parklarda bahçelerde çimlere basmayınız yazmasına rağmen taşla döşenmiş yol haricinde çimlerde patikalar oluşur bilirsiniz, işte o patikaları açan güdü ile karbon bisiklet aldıran güdü aynıdır. Daha rahatı varken niye standardı seçeyim, kısa yol varken çimlere basmamak için niye döşeli yoldan gideyim?
Spor yapıyorsanız, baçaklarınız gelişsin, ciğerleriniz açılsın, kanınız dolasın istiyorsanız bisikletin arkasına 10-20-30 kg lik kum cuvalları bağlayıp arkanızda sürüklemelisiniz. Yarışlarda sprintine hayran kaldığınız, tırmanışının amansız olduğunu düşündüğünüz adamlar anremanlarını genelde standard 8-9 kg lik aliminyumlarla yapar belirli sürede belirli hedefe aliminyum ile varan zaten kabonla haydi haydi varır.
Yarış tek bir vidanın ağırlığından etkilenir, tek bir rulmanın aksamasından etkilenir ve etkilenirse sponsorların tekrar para yatırması ihtimali düşer. Hiç bir sporcu yediği yemekten giydiği çoraba dona kadar hiçbirşeyin parasını ödemez ve yarış karşılığı belirli ödülünü hayat birikimi olarak alır ve önündeki seneye yine aynı motivasyonla devam edebilmesi için sponsorlarında beklentilerinin karşılanmış olması gerekir. Zaten bu dögün en verimli sekilde 10-15 sene sürer.
Sokak kullanımında rakibiniz sizsiniz, meydan okumanız kendinize olur. O yokuşu bu gidişimde nasıl çıkarım, çıkabilirmiyim, 80 kadansla girer vites yükseltip ayakta 30 kadas basarsam rahat biter yoksa bırakır yürürmüyüm yoksa zirveye vardığımda aşşağı inerken patlamış baçaklarıma serin hava değer mi? Bunlar her zaman kafanızın içinde döner. Karbon bisikletiniz olduğunda bu just do it ruhundan çıkıp bu bisikletle yerim, yutarım, toz yuttururum. Bu bişiklet var ya çok para ama bir çıktım mı 100 km patlatırım bununla 1 km %8 eğimde gıg demem. Bisiklet okadar güzel tırmanıyor ki dönüp birdaha çıkasım var o yokuşu. 6 kg olum bu borumu. Evet artık karbon bisikletiniz var ama sen yoksun iyi olan, başaran, meydan okunan hep sizin dışınızda.
Tabiki sporu biraz üst noktalra haftada en az 100-200 kmye taşıdığınızda biraz konforlu ve sorunsuz bir bisiklet sahibi olmanızda yarar var. Pahalı gösterişten başka bir yararı olmaz diye birşey yok.
300 tl bir kask diğer 100 tl lik kaskların geçtiği tüm teslerden geçmiş güvenlik açısından hiç bir artıdan bahsedilmiyor ama yolda giderken alnınızdan ter süzülmez gözünüze kaçmaz dedi aldım aynen ter süzülmüyor gözüme kaçmıyor. Şu vitesi alırsan 300 km de bir ayar yaparsın ama 200 tl daha ver şu vitesi al sezonu tek ayarda geçir. Pabuç abşına 20 dolar öde jantların daha az ısınsın. bu tip konforlar her zaman daha güvenli ve daha zevli sürüşler verir.
Bütçem var zamanım bol her zaman bisiklet sürerim hiç mi karbon almayalım, e alın tabi getirip vitrine koyuyorlar ve satıyorlarsa öyle bir seçeneğiniz var, bütçeyi zorlayarak almak bile abesle iştigal değil. 12 bin tl lik arabaya binen ama motorsikletine 80 bin ödeyen arkadaşım var ama her yaz Yunanistan, Bulgaristan artık neresi gelirse motorla gezer 80 bin çünkü 1 hafta 10 gün tatilinde gezebildiği kadar bol gezmek istiyor 365 günün neredeyse 200 günü yine motoru kullanarak geçiyor. Yani hakkını veriyorsanız her şekilde bütçe zorlanır. Canınızı ve değerli boş vaktininzi emanet ediyorsanız tabibi alabildiğinizin en kalitelsini alın. Ayrıca alacağınız karbon bisikletin markası mutlaka bir yerlerde kendiyle olan yarısı bitirip başka insanlara meydan okurken hayat gayesini buna bağlamış bir sporcunun sponsoruysa tabiki bisiklet sporuna bir katkınız bile söz konusu. Her yıl bir sürü spor dalında rekorlar kırılıyor ve bu kayıtların tutulmaya başladığından beri milyonlarca rekor demek ama bu rekorlarda insan mı evriliyor ki her sene rekor kırılıyor. 70 sene önce kırılan rekorla bu sene kırılan rekor arasında 2 dakika 1000 metre vs gibi farklar söz konusu. ilk akla gelen insanın evrilerek daha süper güç haline geldiği ama öyle değil 1 ölçüm gelişiyor. saat dakika saniye günümüzde 999/1 saniye farklarla ölçülüyor. Ayakkabılar, kıyafetler, pistler, zeminler, aletler gelişiyor ve bunlar gelişirken oldukça çok para lazım.
Dediğim gibi bisikletten bağımsız olarak kendine meydan okuyup her meydan okumadan bisikletten bağımsız olarak çıkıyorsanız. Her başarısızlığınızda aklınıza ilk gelen bir daha denerim ise. Her zorluğu aşamadığınızda kaybedeceğiniz tek şeyin zaman olduğunu ve kaybetsenizde kazansanızda kimseye borçlu olmayacağınızı özgür olduğunuzu biliyorsanız doğru bisikletin üstünde ve doğru yoldasınız. Her yenilgide ve yetersizlikte aklınıza ilk gelen vitesin atmaması, jantın akışkan olmaması, kadronun ağırlı, lastiklerin iyi olmadığı, kıyafetlerin rüzgar tutması ise yanlış bisiklettesiniz ve muhtemelen doğru bisklet sizin için daha üretilmedi.