Mesut Girgiç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Mart 2006
- Mesaj
- 4.518
- Tepki
- 11.737
- Şehir
- Konya
Ramazan gelmeden şöyle kurtlarımızı bi güzel dökelim hesabıyla 17 Temmuz Cumartesi günü Konyalı ironmanlar olarak Konya-SEydişehir-Beyşehir-Konya arası yaklaşık 220 küsur km lik temiz bir tura daha imza atmış bulunmaktayız.
Yediklerimiz de gördüklerimiz de sizin olsun diyerek geçelim fotolara...
Haa unutmadan,
siftah bu tura katılan Kaan Durgut ve İbrahim Bey'e hoşgeldiniz diyelim.
Herzamanki alışılagelmiş sıradan 220 km/günlük performanslarından dolayı Ahmetlere teşekkür etmeye luzum yoksa da yine de teşekkür.
Aslankangala ise koca bi teşekkür. Zira içimizdeki mtb li olan tek iron o idi.
Tura ara verip evdeki sütlerini soğutmayı istemeyen Faruk ve Bugsbunny davşanına da buradan pati sallarız.. (mis gibi ziyafeti kaçırdınız naaber. )
Haa yine untumadan, turumuzun bir kısmını neşelendiren ispanyol tur culara da buradan (alamasalar da) selam gönderiyorum.. İspanyolca selam nasıl deniyor bilmiyorum ama ispanyolca tek bildiğim kelimeyi söyliyeyim.. Oleeeyy matadorlar.. (ve oleey sayın lady matadore)
Yİne klasik meramdan başlangıç sahnesi..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey.jpg
Seydişehir yolundan
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey1.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey2.jpg
Seydişehire varana dek yolda bir numara yoktu. Mısır yedik, su içtik falan filan..
Seydişehire yaklaşınca bir manda yuva yapmıştı söğüt dalına sanki..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey4.jpg
Bir fil de nezle mi olmuş ne??
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey6.jpg
ve işte Seydişehir.. (Ekip elemanları önden basıp gittiği için Seydişehir levhasını da kendi kendime çekmek zorunda kaldım, iyiki bisikletim de bensiz basıp gitmemiş.. )
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey5.jpg
Seydişehirin yakınlarında pek doğa kalmamış. Manzara genelde aşağıdaki gibi..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey7.jpg
Seydişehir Beyşehir arasında yer alan Bayavşar köyüne yaklaşırken
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey8.jpg
Bisikletle yaptığımız turlarda bize şişe atanlar oldu, taş atanlar oldu, hatta tükürenler ve küfür edenler oldu. Ama hiç yemek verenler olmamıştı. Gerçi bu yemeği yememiz için birinin öte dünyaya göçmesi gerekmişti ama napalım, dünyada bir ölüme çare yokmuş. Açlığa ise varmış.
Bu yemeği bize nasip olan meftaya Allahtan gani gani rahmet yemeği verene de bol ve hayırlı kazançlar dileriz.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey9.jpg
İbrahim beyin quadriseps kasları su kaynattığı için Beyşehir otogarını ziyaret ederek onu Konyaya kargoluyoruz.
İlk defasında siftah deyip virabismillah 220 km lik bir tura başlayıp bunun da neredeyse 130 km sini gerçekleştirmek her yiğidin de harcı değildir haaa.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey10.jpg
Benim klasik makrolardan bir makro
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey11.jpg
Beyşehir gölünün uzaktan görünüşü, arkada Anamas dağları.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey12.jpg
Konyaya 60 km kala kadim yol dostum Aslanım kangalım ile (Mustafa) Elma sefamız..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey13.jpg
Elmaları yeyince gözümün önü açılıyor, birkaç manzara fotosu çekiyorum bu sayede..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey14.jpg
Sonra yola tekrar devam.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey15.jpg
yol o kadar uzun ve sanki sonsuz ki yolda kendi gölgemle dalga geçmeye başlıyorum. Kendi gölgemi sünger Bop adlı çizgi film kahramanına bile benzetiyorum.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey25.jpg
Kızılörende biraz dinlenelim diye duruyoruz. Mustafayla aramızda geçen konuşmalar
-O da ne?
-Kadının kaskı var.
-Bunlar turist yahu
-Yav bu kadın kask giyiyorsa bisikleti de olmalı
-Aha önündede üç tane bisiklet.. nasıl oldu da göremedik.. burnunuzun dibindeki bisikletleri.
-Ama bunlar bisiklet değil otobüs mubarek baksana her tarafı bagaj dolu.
-Gidip konuşalım mı?
-Ne diyecez, bisikletin kaç basıyo mu diyecez.
-Hem senin ingilizcen var mı?
Yok
-Senin
-Çok az
-Ee gidip ne konuşacaz
-Bilmem,... yine de gidelim..
-Hadi gidelim bakalım..
Sonunda gidip benim biraz ingilizce biraz latince bolca da Türkçe lisanımla ortaya bir salata yapıp konuşuyoruz. Allahtan ispanyolların da ingilizcesi çok süper değilmiş.. onun için yine de anlaşıyoruz..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey16.jpg
- Yav bu turistler çadır kuracak yer arıyorlar şunlara gidip bir yerler bulayım..
derkeeeeennn..
O esnada ben bir orman koruma memuruna denk geliyorum ve durumu anlatıyorum.
O da turistleri tesislerde ağırlayabileceğini söylüyor.
Bu müjdeli haberi turistlere bildirince yüzleri gülüyor ve bir hatıra fotosu çektiriyoruz.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey17.jpg
Bu arada Bisikletleri ile de haşır neşir oluyoruz..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey21.jpg
Tüm yorgunluğumuzu unutup bizim de dünya turuna çıkasımız geliyor.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey19.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey20.jpg
Bisiklet bisiklet değil, çerçici dükkanı sanki.. eheheh.. ama zürafa da yakışmış ha.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey18.jpg
Kentormanı gülleri
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey22.jpg
Altınapa barajında akşam..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey23.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey24.jpg
ve bitti 220 km 9 saatte(riding time).
Toplam süre sanırım12 saat falan idi.
Herkese selam ve sevgiler, başka turlarda görüşelim.
Yediklerimiz de gördüklerimiz de sizin olsun diyerek geçelim fotolara...
Haa unutmadan,
siftah bu tura katılan Kaan Durgut ve İbrahim Bey'e hoşgeldiniz diyelim.
Herzamanki alışılagelmiş sıradan 220 km/günlük performanslarından dolayı Ahmetlere teşekkür etmeye luzum yoksa da yine de teşekkür.
Aslankangala ise koca bi teşekkür. Zira içimizdeki mtb li olan tek iron o idi.
Tura ara verip evdeki sütlerini soğutmayı istemeyen Faruk ve Bugsbunny davşanına da buradan pati sallarız.. (mis gibi ziyafeti kaçırdınız naaber. )
Haa yine untumadan, turumuzun bir kısmını neşelendiren ispanyol tur culara da buradan (alamasalar da) selam gönderiyorum.. İspanyolca selam nasıl deniyor bilmiyorum ama ispanyolca tek bildiğim kelimeyi söyliyeyim.. Oleeeyy matadorlar.. (ve oleey sayın lady matadore)
Yİne klasik meramdan başlangıç sahnesi..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey.jpg
Seydişehir yolundan
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey1.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey2.jpg
Seydişehire varana dek yolda bir numara yoktu. Mısır yedik, su içtik falan filan..
Seydişehire yaklaşınca bir manda yuva yapmıştı söğüt dalına sanki..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey4.jpg
Bir fil de nezle mi olmuş ne??
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey6.jpg
ve işte Seydişehir.. (Ekip elemanları önden basıp gittiği için Seydişehir levhasını da kendi kendime çekmek zorunda kaldım, iyiki bisikletim de bensiz basıp gitmemiş.. )
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey5.jpg
Seydişehirin yakınlarında pek doğa kalmamış. Manzara genelde aşağıdaki gibi..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey7.jpg
Seydişehir Beyşehir arasında yer alan Bayavşar köyüne yaklaşırken
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey8.jpg
Bisikletle yaptığımız turlarda bize şişe atanlar oldu, taş atanlar oldu, hatta tükürenler ve küfür edenler oldu. Ama hiç yemek verenler olmamıştı. Gerçi bu yemeği yememiz için birinin öte dünyaya göçmesi gerekmişti ama napalım, dünyada bir ölüme çare yokmuş. Açlığa ise varmış.
Bu yemeği bize nasip olan meftaya Allahtan gani gani rahmet yemeği verene de bol ve hayırlı kazançlar dileriz.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey9.jpg
İbrahim beyin quadriseps kasları su kaynattığı için Beyşehir otogarını ziyaret ederek onu Konyaya kargoluyoruz.
İlk defasında siftah deyip virabismillah 220 km lik bir tura başlayıp bunun da neredeyse 130 km sini gerçekleştirmek her yiğidin de harcı değildir haaa.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey10.jpg
Benim klasik makrolardan bir makro
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey11.jpg
Beyşehir gölünün uzaktan görünüşü, arkada Anamas dağları.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey12.jpg
Konyaya 60 km kala kadim yol dostum Aslanım kangalım ile (Mustafa) Elma sefamız..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey13.jpg
Elmaları yeyince gözümün önü açılıyor, birkaç manzara fotosu çekiyorum bu sayede..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey14.jpg
Sonra yola tekrar devam.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey15.jpg
yol o kadar uzun ve sanki sonsuz ki yolda kendi gölgemle dalga geçmeye başlıyorum. Kendi gölgemi sünger Bop adlı çizgi film kahramanına bile benzetiyorum.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey25.jpg
Kızılörende biraz dinlenelim diye duruyoruz. Mustafayla aramızda geçen konuşmalar
-O da ne?
-Kadının kaskı var.
-Bunlar turist yahu
-Yav bu kadın kask giyiyorsa bisikleti de olmalı
-Aha önündede üç tane bisiklet.. nasıl oldu da göremedik.. burnunuzun dibindeki bisikletleri.
-Ama bunlar bisiklet değil otobüs mubarek baksana her tarafı bagaj dolu.
-Gidip konuşalım mı?
-Ne diyecez, bisikletin kaç basıyo mu diyecez.
-Hem senin ingilizcen var mı?
Yok
-Senin
-Çok az
-Ee gidip ne konuşacaz
-Bilmem,... yine de gidelim..
-Hadi gidelim bakalım..
Sonunda gidip benim biraz ingilizce biraz latince bolca da Türkçe lisanımla ortaya bir salata yapıp konuşuyoruz. Allahtan ispanyolların da ingilizcesi çok süper değilmiş.. onun için yine de anlaşıyoruz..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey16.jpg
- Yav bu turistler çadır kuracak yer arıyorlar şunlara gidip bir yerler bulayım..
derkeeeeennn..
O esnada ben bir orman koruma memuruna denk geliyorum ve durumu anlatıyorum.
O da turistleri tesislerde ağırlayabileceğini söylüyor.
Bu müjdeli haberi turistlere bildirince yüzleri gülüyor ve bir hatıra fotosu çektiriyoruz.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey17.jpg
Bu arada Bisikletleri ile de haşır neşir oluyoruz..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey21.jpg
Tüm yorgunluğumuzu unutup bizim de dünya turuna çıkasımız geliyor.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey19.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey20.jpg
Bisiklet bisiklet değil, çerçici dükkanı sanki.. eheheh.. ama zürafa da yakışmış ha.
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey18.jpg
Kentormanı gülleri
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey22.jpg
Altınapa barajında akşam..
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey23.jpg
http://i932.photobucket.com/albums/ad164/mesutgirgic/seybey24.jpg
ve bitti 220 km 9 saatte(riding time).
Toplam süre sanırım12 saat falan idi.
Herkese selam ve sevgiler, başka turlarda görüşelim.