@Bahadır Gürel
Bahadır;ben genetik faktörlerin zannedilenlerin de ötesinde olduğunu düşünen ve bizzat yaşayan biriyim.Tohumumuz neyse o'yuz.Bu doğal bir random:Yani rastlantısal bir durum.Belki de bir şans.Anadan babadan,dede'den ve daha bilmediğimiz kaç kuşak öteden gelir.Genlerimizde ne varsa o oluruz.Beslenmeye de biraz öyle bakmak lazım.İnsan ırkı her coğrafyada aynı koşullarla evrimleşmedi.Yukarıda bir yazımda belirtmiştim "Süt" meselesini.Bu yanlış hala ne yazık ki sürüyor.İnsanlar,faydasından çok zararı olan pastorize süt'ü dayamaya devam ediyorlar.
Kurufasulye gaz yapıyorsa yemezsin.Bu kadar basit.Sancı yapar kalbi sıkıştırır,inanılmaz bir koku yapar.Zaten osuruğun bu denli kokması da,o yiyeceğin kişinin sindirim siztemi tarafından sindirilemediğinin en açık kanıtıdır.Nohut ye,o da olmadı mrcimek,barbunya...Zararı dokunmayan muadili bulmak zor değil.Zehirli mantar değil sonuçta;hangisinin zehirli olduğunu anladığımızda "Artık çok geç" durumu yok.
Benim gibi 50 gr et bile kolesterol'e tavan yaptırıyor,halis sızma zeytinyağından başka bir şey ağzına sürmeden bile iyi kolesterolü yükseltemiyorsan,Döner'in İskenderin müptelası olmayacaksın.
Bahadır,senin işin zor.Yani çalışma hayatı gereği tüm gün dışarıdaysan haklısın.Nerede ne bulacaksın zeytinyağlı sağlıklı yiyecekleri.Ha,var da, bizi "kaz" gibi görüklerinden "abi bu zeytinyağlıcılar var ya,çoğu vejeteryan bunların.Entel dantel bunlar,geçirin fiyatları" şeklinde.
Geçen gün pırıl pırıl bir yere gittim.Aman Allah zeytinyağlı kerevizi,baklası pırasası,enginarı salatası,off ki of."Şöyle karışık bi tabak yaptım kendime ayıp söylemesi.Hesap?Bileydim koyun keser yarısını yer,yarısını fakire dağıtırdım.(Abarttım elbette ama hesap canımı sıktı) yani sağlıklı beslenmek de pahalı memlekette.
Ne yapalım? Diyorsan sefer tası alacaksın mahmutpaşa'dan
Ben yiyeceğimi cam kaplarla okula götürüyorum.Dolabımda daima meyve ve halis zeytinyağı ekmek ve yağsız köy peyniri olur.Zaman zaman da temiz bir çorbacıda,mideyi kandırma amaçlı bir tas çorba içerim,yeter.Açıkçası sabah ve akşam yiyorum.20.00'den sonra yemek yok.
Nihayet,tüm bunlar da benimle sınırlı elbette.Düzenli sağlık kontrolu şart.En azından altı ayda bir yüzeysel muayene ve kan sayımı bile genel durumumuzu gösterir.Zaten bir şeyler yanlışsa hisseder anlarız.
Ben kendimle ilgili (beslenme anlamında) doğruları son on yılda anlayıp uygulamaya koydum.Çok şükür artık geçmişte yaşadığım sağlık sorunları yok denecek kadar azaldı.
Ancak beslenmede öneremeyeceğim bir genel diyeti,ruh beslenmesinde önerebilirim.Stres'in,pek çok hastalığın sebebi ya da tetikleyicisi ya da beslenme kaynağı olduğunu düşünüyorum.Stres yönetimi önemli.
Sarı ışık yanar yanmaz arkadan "Daaaat" diye kornaya asılan sürücüye gülebiliyor;yanından geçerken el sallayabiliyor,kavga istemek amacıyla pencereyi açtığında selam verip hal hatır sorabiliyorsan;ağzından salyalar akarak havkıran birinin omzunu sıvazlayabiliyorsan;parasını şoföre iletmeni isteyen ve bunun için de omzuna kum torbası muamelesi yapan şahsa "Ben hastayım,obsesif bozukluğum var,kusura bakmayın paranıza elimi süremiyorum ama bir kağıt mendile koyarsanız seve seve iletirim" diyebiliyorsanız,zerre kadar öfkelenmeden de yapılan bir haksızlığı,saygısızlığı ya da densizliği,yapanın suratına bir tokat gibi çarpmak mümkün.