@Talip DurmuşBisiklet kiralamayı unutun derim. Günübirlik turlar size bisikletinizin uzun yola gidip gitmeyeceğini söyler zaten. Frenler iyi çalışsın; vites, transmisyon ve gidon problemsiz çalışsın; kadro/maşa/jantlar çarpık olmasın yeter. Öte yandan, günü birlik turlar *her* bisikletle yapılır. En kötüsü olsa, evden 50 km ötede teker çıkar, maşa kırılır, dişliler dökülür vs. Bisikleti orada bırakıp eve otobüsle dönersiniz, daha sonra bisikleti arabayla gidip alırsınız.
Vites aralığı düşükmüş, bisiklet ağırmış, görüntüsü döküntüymüş, vs. bunlar fasa fiso. Redüksiyonu yetersiz bisikletle dik rampaları yürürsünüz. Hafif bisikletle 120 km gideceğinize, ağır bisikletle 100km gidersiniz - yarış değil ki bu sonuçta. Turdan zevk alıyorsanız, bisiklet OK demektir. Burada şunu vurgulamak istiyorum: Bisikletle tur, zevktir, eğlencedir, özgürlüktür - yarış, performans testi, hamallık değildir. "Şu kadar km yapmam lazım", "akşama şuraya varmam lazım" gibi zorunluluklardan sıyrılıp kendinizi özgür bıraktığınızda turun zevkini daha çok çıkarırsınız. Varsın yol performansınız iyi olmasın. 10 günlük tur 12 günde biter - 2 gün daha fazla eğlence!
Bir de, bisiklet çürük olmasın - yani yoğun kullanım altında sağı solu dökülmesin. Bisikletiniz bu şartlara uygun değilse veya çürük bir şeyse, uzun tur için düzgün bir bisiklet almanızı tavsiye ederim.
Tur öncesi İstanbul içi günübirlik uzun geziler yapmanızı tavsiye ederim. Sabah çıkıp akşam eve dönecek kadar uzun yoldan bahsediyorum. Yüksüz bisikletle günlük 30 km'den başlayıp 100+ km'ye kadar çıkabilirsiniz. Bunun bir çok faydası olur:
1. Bisikletinizi ve kendinizi stres teste tabi tutmuş olursunuz. Uzun yolda çıkacak olan kondisyon ve teknik problemlerin çoğunu elimine edersiniz.
2. Kondisyonunuzu geliştirirsiniz. Aslında yolda hastalanacak kadar kondisyonsuz değilseniz, yola çıkmadan evvel kondisyon yapmanıza da çok gerek yok bence. İlk günler düşük viteslerde gidersiniz, daha az km yaparsınız, biraz oranız buranız ağrır, biraz daha çok uyursunuz... neticede kondisyonu yolda kazanırsınız. Başka ifadeyle, kondisyonunuz neye izin veriyorsa o kadar gidersiniz. Günde illa 100 km yapacaksınız diye bir şey yok. İlk 4-5 günü atlatıp istim tuttuktan sonra günde ortalama 50 km yapabiliyorsanız sizden iyisi yok. Günde ortalama 20 km yapan çift de gördüm. Sonuçta gezi bu, yarış değil.
3. Tura çıkmadan önce optimum zamanı kollayarak vaktinizi değerlendirmiş olursunuz. (Okul, iş, aile, hava durumu vs.)
Daha sonraki aşamada yolu ikiye katlayabilirsiniz. İlk gün sadece gider, geceyi varış noktasında geçirir, ikinci gün dönersiniz. İki günlük turların avantajı: Hem vakit bulmak kolay (Ct. ve Pz.), hem yağmursuz iki gün bulmak -nispeten- kolay, hem de uzun yolun diğer cilvelerine alışırsınız (yemek, kamp, yüklü bisiklet, vs.) Ayrıca, uzun turlarda gerekecek birçok teçhizatın eksikliğini çeker ve tamamlarsınız.
Buna da alıştıktan sonra, aylarca süren turlara çıkacak bilgi ve tecrübe birikimine sahipsiniz demektir. Uzun turlara Haziranı atlattıktan sonra çıkmayı tavsiye ederim. Dağ başında soğuk ve sert rüzgarlı yağmura yakalanmak çok eğlenceli olmuyor...
Bol şans.