ÇaNakkaLeRuHu
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 11 Eylül 2015
- Mesaj
- 1.845
- Tepki
- 5.645
- Şehir
- İstanbul
- İsim
- MuHammeT
- Bisiklet
- Merida
( İlk Roman denemem çok fazla saçmalamışsam uyarınız )
Öncelikle bu bisiklete sahip olmamdaki yardımlarından dolayı Bakırköy Metin Bisiklet ( Metin abi'ye)'e çok teşekkür ederim. Çünkü rezerve ettiğimi söylediğimde hiçbir bilgi vermemiş olmama rağmen bisikleti beklettikleri ve kurulumundan ayarlarına, fiyatına her türlü yardımcı oldukları için.
Sonrasında gelelim bisikletimden edindiğim ilk izlenimlerimi sizlerle paylaşmaya. Tecrübelerimi kelimesini kullanmadım dikkat ederseniz çünkü daha bir kez sürdüm. 15.10.2016 Cumartesi aldığım bisikletimi geç saatlerde kurulumunu tamamlamış olmamız ve o an üstümün bisiklet sürmeye uygun olmamasından kaynaklanan arızalardan dolayı hemen üstüne atlayıp geçen kilometrelerin ve zamanın hesabını yapmadan Bakırköy - Arnavutköy arasında geçecek olan bir maceraya atılamadım haliyle.
Tabiki geriye tek çare kalıyordu. Taskiiii. İki yedek iç lastik, iki dış lastik, bir far yada ne bileyim herhangi orta halli bir aksesuar parasını taksici kardeşimize ödememiz mukabili (Şirine) ile beraber evimize ulaştık. (Yazının kalan kısımlarında bisikletime " Şirine " olarak hitap edeceğim yeni ismi budur bilgilerinize...) Helali hoş olsun ne diyelim "denize düşen taksiciye sarılır".
Akabinde tabiki eve girer girmez uzun bakışmalar, iltifatlar, sen ne güzel şeymişsin hitapları eşliğinde beraber geçireceğimiz saatlerin hatta belkide ALLAH(C.C.) izin verirse yılların hesabını yaptığım bir düşünce denizinde yüzerken buldum kendimi.
Beni rotasını bildiğim yada bilmediğim noktalara taşırken bir beden olacağımızın sözünü verdik o gece birbirimize. Yeri geldiği zaman bende onu sırtımda taşıyacaktım tabiki. "Hayat müşterek". Bu duygular ile hemhal olmuş ve geçen saatlerin farkına varmamıştık. Vakit haylice ilerlemiş öyleki ; Gecenin koyu karanlığı kızıllığa vurmaktaydı. Şirine ile geçecek zamanları doyasıya yaşamak için zinde olmam uyanık olmam gerekiyordu. Bu yüzden tabiki dinlenmem ve uyumam.
Sabahın nasıl olduğunu anlayamamıştım bile. Nasıl uyuduğumun farkında olmadığım gibi. Herneyse fazla abartmayalım sabah olmuştu işte, çoğuları için normal bir pazar sabahı benim için ise 1.5 aylık hasretin dindiği gün.
Rotamız Karadenizdi. Hırçın dalgaların oynaştığı sahillerinde, durgun insanların bakıştığı. Ama biz duramazdık şirine ile -oynaşan dalgalardık-.
Çokta birşey beklemiyordum ilk başlarda Şirineden. En azından ondan önceki tek dostum arkadaşım Sadi (Sedona 850 MTB ) gibi düz yolları beraber aşalım, ara sıra gücümüzün sınırlarını zorlayıp engel, patika bir o yana bir bu yana zıplayalım felan. Ama Şirine gerçekten beni şaşırtmıştı. Ondan beklemediğim bir performans ile benim tüm ataklarıma karşılık veriyor fakat ben onun sınırlarına yetişemiyordum. Yani Şirine benden güçlü atik ve kararlı idi. "Şirine"nin, "Sadi"den uzak ara bir performans sergileyemeyişinin tek nedeni benim 1.5 aydır düşen performansımın yeterli desteği ona vermeyişi idi. Sonuç aşağıda :
"Sadi" ile Karadeniz turu :
(link)
"Şirine" ile Karadeniz turu :
(link)
İlerleyen günlerde benim de katkımın daha fazla artacağını ve beraberce daha uzun, daha coşkulu günler geçireceğimizin sözünü Şirineme verdikten sonra herşeyi unutmuş ve -oynaşan dalgalar-'da anı ölümsüzleştirmiştik.
Aslında bu yazı sonrası düşündüğüm video eklemekti fakat yükleme noktasında aksilikler yaşadığımdan onu daha sonraya bırakıp genel hatları ile aşağıda yazı ile değinelim.
1- Yol performansı MTB ile %20-30 daha iyi,(farklı nedenlerle farklılıklar gösterir)
2- MTB ile yapacağımız orman gezilerindeki konfordan biraz ödün vererek, fakat hiç geri kalmaksızın hatta daha önde performans sergileyebilme,
3- Tüm hava koşullarında ve çeşitli şartlarda ilerleyebilmemizi sağlayacak ekipman takma ve taşıma noktaları ( Çamurluk, bagaj, suluk v.s.)
4- Çok çeşitli gidon tutuş şekilleri sayesinde aerodinamik ve farklı sürüş şekilleri arasında geçiş sağlayabilme ile avantaj kazanma,
5- Dişli tekerlerin silik dişsiz yada farklı yol tekerleri ile değiştirilebilme olanağı sayesinde yol performansında hatırı sayılır artış gösterme, (denemedim henüz yorumlarda söylenilen bu)
6- MTB ye oranla hatırı sayılır hafiflik,
7- Genelde v fren kullanılan yol bisikletlerine oranla, disk fren ile daha kısa sürede daha güvenli duruş mesafesi,
8- En büyük eksisi konfordaki düşüş.
Not: Cyclocross um ile mutluyum. İçinizdeki sesi dinleyin ve size ne tarz bir bisiklet ile mutlu olacağınızı söylüyor ise gidin ve onu alın. Çünkü herkezin zevkleri farklıdır. Kazasız belasız mutlu mesut pedallamalar hepinize...
Öncelikle bu bisiklete sahip olmamdaki yardımlarından dolayı Bakırköy Metin Bisiklet ( Metin abi'ye)'e çok teşekkür ederim. Çünkü rezerve ettiğimi söylediğimde hiçbir bilgi vermemiş olmama rağmen bisikleti beklettikleri ve kurulumundan ayarlarına, fiyatına her türlü yardımcı oldukları için.
Sonrasında gelelim bisikletimden edindiğim ilk izlenimlerimi sizlerle paylaşmaya. Tecrübelerimi kelimesini kullanmadım dikkat ederseniz çünkü daha bir kez sürdüm. 15.10.2016 Cumartesi aldığım bisikletimi geç saatlerde kurulumunu tamamlamış olmamız ve o an üstümün bisiklet sürmeye uygun olmamasından kaynaklanan arızalardan dolayı hemen üstüne atlayıp geçen kilometrelerin ve zamanın hesabını yapmadan Bakırköy - Arnavutköy arasında geçecek olan bir maceraya atılamadım haliyle.
Tabiki geriye tek çare kalıyordu. Taskiiii. İki yedek iç lastik, iki dış lastik, bir far yada ne bileyim herhangi orta halli bir aksesuar parasını taksici kardeşimize ödememiz mukabili (Şirine) ile beraber evimize ulaştık. (Yazının kalan kısımlarında bisikletime " Şirine " olarak hitap edeceğim yeni ismi budur bilgilerinize...) Helali hoş olsun ne diyelim "denize düşen taksiciye sarılır".
Akabinde tabiki eve girer girmez uzun bakışmalar, iltifatlar, sen ne güzel şeymişsin hitapları eşliğinde beraber geçireceğimiz saatlerin hatta belkide ALLAH(C.C.) izin verirse yılların hesabını yaptığım bir düşünce denizinde yüzerken buldum kendimi.
Beni rotasını bildiğim yada bilmediğim noktalara taşırken bir beden olacağımızın sözünü verdik o gece birbirimize. Yeri geldiği zaman bende onu sırtımda taşıyacaktım tabiki. "Hayat müşterek". Bu duygular ile hemhal olmuş ve geçen saatlerin farkına varmamıştık. Vakit haylice ilerlemiş öyleki ; Gecenin koyu karanlığı kızıllığa vurmaktaydı. Şirine ile geçecek zamanları doyasıya yaşamak için zinde olmam uyanık olmam gerekiyordu. Bu yüzden tabiki dinlenmem ve uyumam.
Sabahın nasıl olduğunu anlayamamıştım bile. Nasıl uyuduğumun farkında olmadığım gibi. Herneyse fazla abartmayalım sabah olmuştu işte, çoğuları için normal bir pazar sabahı benim için ise 1.5 aylık hasretin dindiği gün.
Rotamız Karadenizdi. Hırçın dalgaların oynaştığı sahillerinde, durgun insanların bakıştığı. Ama biz duramazdık şirine ile -oynaşan dalgalardık-.
Çokta birşey beklemiyordum ilk başlarda Şirineden. En azından ondan önceki tek dostum arkadaşım Sadi (Sedona 850 MTB ) gibi düz yolları beraber aşalım, ara sıra gücümüzün sınırlarını zorlayıp engel, patika bir o yana bir bu yana zıplayalım felan. Ama Şirine gerçekten beni şaşırtmıştı. Ondan beklemediğim bir performans ile benim tüm ataklarıma karşılık veriyor fakat ben onun sınırlarına yetişemiyordum. Yani Şirine benden güçlü atik ve kararlı idi. "Şirine"nin, "Sadi"den uzak ara bir performans sergileyemeyişinin tek nedeni benim 1.5 aydır düşen performansımın yeterli desteği ona vermeyişi idi. Sonuç aşağıda :
"Sadi" ile Karadeniz turu :
(link)
"Şirine" ile Karadeniz turu :
(link)
İlerleyen günlerde benim de katkımın daha fazla artacağını ve beraberce daha uzun, daha coşkulu günler geçireceğimizin sözünü Şirineme verdikten sonra herşeyi unutmuş ve -oynaşan dalgalar-'da anı ölümsüzleştirmiştik.
Aslında bu yazı sonrası düşündüğüm video eklemekti fakat yükleme noktasında aksilikler yaşadığımdan onu daha sonraya bırakıp genel hatları ile aşağıda yazı ile değinelim.
1- Yol performansı MTB ile %20-30 daha iyi,(farklı nedenlerle farklılıklar gösterir)
2- MTB ile yapacağımız orman gezilerindeki konfordan biraz ödün vererek, fakat hiç geri kalmaksızın hatta daha önde performans sergileyebilme,
3- Tüm hava koşullarında ve çeşitli şartlarda ilerleyebilmemizi sağlayacak ekipman takma ve taşıma noktaları ( Çamurluk, bagaj, suluk v.s.)
4- Çok çeşitli gidon tutuş şekilleri sayesinde aerodinamik ve farklı sürüş şekilleri arasında geçiş sağlayabilme ile avantaj kazanma,
5- Dişli tekerlerin silik dişsiz yada farklı yol tekerleri ile değiştirilebilme olanağı sayesinde yol performansında hatırı sayılır artış gösterme, (denemedim henüz yorumlarda söylenilen bu)
6- MTB ye oranla hatırı sayılır hafiflik,
7- Genelde v fren kullanılan yol bisikletlerine oranla, disk fren ile daha kısa sürede daha güvenli duruş mesafesi,
8- En büyük eksisi konfordaki düşüş.
Not: Cyclocross um ile mutluyum. İçinizdeki sesi dinleyin ve size ne tarz bir bisiklet ile mutlu olacağınızı söylüyor ise gidin ve onu alın. Çünkü herkezin zevkleri farklıdır. Kazasız belasız mutlu mesut pedallamalar hepinize...