@Kuzey Ege
Süperzekâlıların temsilcisi olarak konuşayım (izin veriyorlarsa eğer), bisikletimi şehirde kullanıyorum ve amortisörlü aldığıma öyle memnunum ki, çatlak asfaltlardan geçerken, daralan yollarda kaldırıma çıkıp kaldırımdan inerken, üniversite kampüsünde arnavut taşlı yoldan geçerken düz maşa kullananların nasıl olup da bozuk yolun verdiği âni sarsıntı dolayısıyla bileklere, omza, boyna verdiği sıkıntıdan rahatsız olmadıklarına şaşıyorum; "bir deneyeyim" diye düşünüp amortisörü kilitlediğimde aynı rahatsızlığı tekrar yaşıyorum.
Amortisör şehirde zarurî olmayabilir, ama gerekli olduğunu düşünmek, bizleri 'süperzekâlılar' diye küçümsemenize sebep olmamalı. Ayrıca, yaşadığımız ülkede şehirler ve şehirlerin yolları aynı standartta değil. Hattâ aynı şehrin farklı semtleri arasında dahi ciddi farklılıklar olabiliyor.
Bize "süperzekâlı" dediğinize göre şehirde MTB kullananlara nasıl lânet okuyacağınızı düşünemiyorum.
Ha bir de arabaların arasında incecik lastikleri, altlarında pedli taytlarıyla performans yapmaya çalışanlarımız var. Tanrı onları gazâbınızdan korusun
Bana kalırsa, bir kişiye "şurada kullanıyorsan şunu almaya mecbursun" cümleleri kurmadıktan sonra, her türlü iyi niyetli tavsiye, yol gösterici olur; yeter ki tavsiye alan kişi araştırmayı bilsin.
Ayrıca şu da karıştırılıyor: Evde canım sıkılmıştı, altımda pantolon, üzerimde tişört ve kot ceketle, başımda başlık, ellerimde eldiven, aydınlatma falan tam olarak bisiklete atlayıp çıktım, epeyce turladım, sonra bisiklet topluluğuna uğradım, bir-iki kişi "bi şöyle olamadık, kot giyip çıkamadık." diyerek ufaktan laf attılar. Karıştırılan nokta şurası: Ben bisikletçi değilim, bisiklet benim dünyâ görüşümün yüzdelik kısmında ufak bir yer kaplıyor, gündelik hayâtımı buna vakfetmediğim gibi, bisiklet olmadan da mutlu-mesut yaşayabilirim. Yaşamımı buna endekslemiş değilim. Ben bisiklet üzerinde olmaktan, rüzgârın bedenimi okşamasından, benzin, mazot gibi çevreye zarar veren yakıtlar kullanmadan işlerimi halletmek için mesâfeler arası yol almaktan mutlu oluyorum ve bunları yaparken güvenlik tedbirlerimi alarak (başlık, eldiven, reflektörlü yelek, ayna, aydınlatma, tâmir için gerekli malzemeler ve sair) rahat ettiğim şeyleri giyiyorum. İşte, bunları yaparken kullandığım araç üzerinde ben rahat olduktan sonra, bu aracın ön lastiğinin arka lastikten ince olması, çift amortisöre sâhip olması, 17 kilo olması kimseyi ilgilendirmeyeceği gibi, bu saydıklarımın hiçbiri zarurî, gerekli olmasa da tamâmen kişisel tercihimin neticesi olabilir.
Ha diyeceksiniz ki, "benim lafım amortisörün illâ da gerekli olduğunu düşünenlereydi, siz niye alındınız ki!"
Sırf "süperzekâlılar" diye küçümsediğiniz için yazdım bu kadar şeyi.