Selamlar arkadaşlar,
14 Haziran Pazar günü başlamış olduğum turumu Datça'da tamamlamış bulunmaktayım. Turla ilgili bir kaç not vermek gerekirse;
1.Gün: 14 Haziran Pazar:
Mert Kaptan'ın Yalova Sudüşen Şelalesi turuna katıldıktan sonra dönüş yolunda Gemliğe doğru pedal basmaya başladım.(Akşam geç saate kalmamak için alelacele Bursa tabelasını görür görmez gruptan koptum kusura bakmayınız
Orhangazi üzerinden Gemliğe ulaştım. Orhangazi yolu oldukça rampalı.
Bu rampayı Samanlı Dağları'na borçluyuz sanırım.
Gemliğe ulaştığımda hava kararmamıştı.
Öğretmenevine pansiyon sormak için uğradığımda orda kalabileceğimi söylediler. Son derece güleryüzlü ve ilgili insanlardı.
Çok makul bir ücret karşılığında denize nazır bir odada geceyi geçirdim.
--Günlük mesafe: 94 km(Sudüşen dahil)--
2.Gün: 15 Haziran Pazartesi: İstikamet Balıkesir!
Sabah erkenden mis gibi zeytin kokularının arasından yola koyuldum.
Yol üstündeki bir fırından poğaça ve simit alarak başladım pedallara basmaya.
Saat 6:30 gibi Gemlik'ten çıktım ve ucu bucağı gelmeyen rampa başladı.
Güne rampayla uyanmaya bayılıyorum doğrusu
D575 üzerinden O33'e yönelip Bursa'ya girmeden E90'a çıktım.
Ulubat gölünün kenarından Karacabey'e çıkıp D573'ten yoluma devam ettim.
Susurluk-Balıkesir arasındaki rampa beni gerçekten zorladı.
Bolca mola vererek az ve sıkça su içerek rampayı aşmayı başardım.
Balıkesir'e geldiğimde çok yorgundum.
Hemen Öğretmenevini aramaya koyuldum.
Buldum fakat kalmama izin vemediler.
Çok fazla oyalanmadan hesaplı bir otel odası tutup akşam yemeğimi yedim.
--Günlük mesafe: 184 km--
3.Gün: 16 Haziran Salı : İstikamet İzmir!
Önceki gün yaptığım 184 km bana ciddi anlamda bir deli cesareti verdiği için hedefi belirleyip yolumu çizdim; Manisa üzerinden İzmir'e
Sabah 05:10'da yola çıktım ve İzmir yoluna girdim.
Balıkesir-Manisa arasında bolca rampalı ve yol boyu çalışma olan, bırakın bisikleti arabayla gitmek için doğru dürüst zeminin olmadığı bir bölümden geçtim.
Manisa sınırına geldiğimde yol düzeldi. Tabi bildiğimiz asfalt değil malesef sıkıştırılmış çakıl taşlarından oluşan enteresan bir zemin.
En azından emniyet şeridi var o bana yeter
Akhisar ve Saruhanlıyı geçtikten sonra Manisa'ya ulaştım.
Bu sırada güneş tepeye çıkmıştı çoktan.
Biraz dinlendikten sonra kararımı verdim ve yanıma bolca su alıp Sabuncubeli geçidi'ne doğru yöneldim. Hafif bir rüzgar eşliğinde geçidin zirvesine ulaştım ve sonra fren pabuçlarımı bitiren iniş başladı.
Güzel İzmir'i seyrederek Bornova'ya kadar indim.
Konak meydanına gidip güzelce karnımı doyurduktan sonra sıra geldi onca yol boyunca hayalini kurduğum şeye.
Kordonda bir mekana oturup güzel İzmir'i seyrederek buz gibi biramı yudumladım:rolleyes: hala tadı damağımda.
Ardından arkadaşımla buluşup ona misafir oldum.
--Günlük mesafe:192 km--
4.Gün:17 Haziran Çarşamba: İstikamet Dilek Yarımadası!
Saat 07:00 civarı yola çıktım. Aydın Otoyolu üzerinden Selçuk çıkışına kadar gittim. Efes çıkışı Kuşadası yoluna girdiğimde bir de ne göreyim?
Yanımda bir bisikletçi. Hem de bagajı yüklü tur bisikletiyle.
Meğersem İzmir-Hatay turunu yapan arkadaşımız Taylan'mış
Beraber pedallamaya karar verip Dilek Yarımadası'nın yolunu tuttuk.
Kuşadasında yemek molası verdikten sonra Davutlar'a yöneldik.
Tam o sıralarda benim sol dizim iflas etti.
Bolca dinlenerek, Taylan kardeşimin de verdiği manevi destekle Güzelçamlı'nın mis gibi çam kokan atmosferinde bulduk kendimizi.
Tam Dilek Yarımadası parkına girecektik ki kapanmış.
Yakındaki bir çadır kampında bisiklet sevdalısı bir dostumuz tuttu kolumuzdan koyu bir muhabbet ettik. Bizi misafir edip akşam yemeği bile ısmarlayan güzel insana yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Egenin güzel manzarası eşliğinde güneşi uğurlayıp dinlenmeye çekildik.
--Günlük mesafe: 130 km--
5.Gün:18 Haziran Perşembe:İstikamet Boodrum Boodruuummm!
Nasıl anlatsam nerden başlasaaamm Bodrum
Taylan'la beraber rotamızı belirledik:
Davutlar-Söke-Bafa Gölü- Milas-Bodrum
Dizim arada sırada zorlansa da bir süre ısındıktan sonra ağrısı yavaş yavaş geçmeye başladı. Taylan'a ne kadar ısrar etsem de beni bırakıp yola devam etmedi. Bafa Gölü mevkiine geldiğimizde sıcak ciddi anlamda kendini göstermeye başladı. Zeytin ağaçlarının arasından gözüme Euromos takılınca hemen antik bir mola verelim dedim. Biraz dinlendikten sonra Milas'a doğru devam ettik. Milas'ta serinlikten eser yok cayır cayır bir sıcak var.
Uzun bir mola verdikten sonra yeniden yola koyulduk.
Tam Bodrum'a yaklaştık derken birbiri ardına gelen rampaların acısını bembeyaz evler ve masmavi deniz unutturuverdi birden.
Marina da biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için bir şeyler alıp Gümbet'e doğru giderken arkamıza bir bisikletli takıldı.
Selamlaşıp muhabbete daldıktan sonra isterseniz otelimin otoparkına çadır kurabilirsiniz dedi.
Bu güzel teklifi geri çevirmedik tabi ki.
Karşılıklı muhabbet edip çaylarımızı içtikten sonra dinlenme moduna geçtik.
--Günlük mesafe: 155 km--
6.Gün:19 Haziran Cumainlenme Günü
Taylan'ın yolu uzun olduğu için sabah 9:30 Datça feribotuna binip devam etti.
Onu uğurladıktan sonra ben de şöyle bir Gümbet sahiline uzanayım dedim.
Biraz yüzdüm biraz güneşlendim biraz gezdim derken öğlen sonunu gördüm.
Çok fazla geçmden Kerem geldi ve hemen feribot biletlerimizi alıp Datça'ya doğru yol almaya başladık. Feribotta sds bisikletten bir arkadaşımıza rastladık.
Sevgilisiyle beraber bisikletleriyle tura çıkmışlar. Bir süre onlarla beraber pedalladıktan sonra Kerem'le beraber Eski Datçayı gezdik.
Akşam yemeği için alışveriş yaptıktan sonra Kargı Koyunun yolunu tuttuk.
Akşam Kargı Koyu konaklama mekanımız oldu.
7.Gün:20 Haziran Cumartesi: İstikamet Palamutbükü!
Sabah uyanır uyanmaz ilk iş denize girdik bol bol yüzdük. Ardından birşeyler atıştırıp yola koyulduk.
Vadiden çıkana kadar sıcak çok zorladı doğrusu. Mesudiye tabelasını görür görmez sola döndük. Ovabükü sahilinde denize girip biraz atıştırdıktan sonra sahilden Palamutbüküne doğru yol almaya başladık.
Birden bire karşımıza Akvaryum koyu çıkınca hemen sahile inip denize atladık.
Kerem yanında palet ve deniz gözlüğü de getirmişti. Ben de salça olmazsam olmaz tabi. Dalmayı başarana kadar baya süre geçti ama sualtı hayatına aşık oldum dalar dalmaz. Daha sonra Palamutbükü'ne ulaştık.
Tam girişte bisikletimle serbest mıcıra girince düştüm ama hızlı gitmediğim için çok ciddi bir durum olmadı sadece birkaç sıyrık ile atlattım.
Akşam güzel bir restoranda rakı balık muhabbeti yapıp Koyun son tarafına doğru bir yere çadır kurup uyku moduna geçtik.
8.Gün 21 Haziran Pazar:İstikamet Datça-Feribot iskelesi
Toparlandıktan sonra su ve abur cubur takviyesi yapıp Yakaköy üzerinden Datça'ya dönüş yoluna koyulduk. Sağlam rampaları aştıktan sonra yolun zirve noktasına gelip inişe geçtik.
Datça'da çay limonata eşliğinde poğaçalarımızı afiyetle yedikten sonra Feribot iskelesine yöneldik ve 19:30 gibi bodruma ulaşıp bisikletlerimizi arabaya sığdırma işine giriştik.
Arabaya yerleştikten sonra Kerem benim aklıma uyup Yatağan-Çine-Aydın üzerinden İzmir'e gitmeye kalkınca bir kaç tane dağa tırmandık (Ben o yolu bisikletle gelsemmi diye düşünüyordum bir ara )
Çine'de Köfteci Dede'nin köftelerinin tadına baktıktan sonra İstanbula doğru yola koyulduk.
Kerem süper bir zamanlamayla 09:30'da Yalova'da feribotu yakaldı.
Helal olsun valla bu kadar iyi zamanlama yapılır.
Datçada 120 km civarı yol yaptık
Turumda toplam 875 km civarı yol yapmış oldum.
Taylan'a ve taa İstanbuldan üşenmeden kalkıp Bodruma gelen Kerem'e çok teşekkür ediyorum. Datçada Kerem'le pedallamak çok keyifliydi ayrıca tur sonrası evime kadar bıraktı sağolsun
İşte fotoğraflar
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
14 Haziran Pazar günü başlamış olduğum turumu Datça'da tamamlamış bulunmaktayım. Turla ilgili bir kaç not vermek gerekirse;
1.Gün: 14 Haziran Pazar:
Mert Kaptan'ın Yalova Sudüşen Şelalesi turuna katıldıktan sonra dönüş yolunda Gemliğe doğru pedal basmaya başladım.(Akşam geç saate kalmamak için alelacele Bursa tabelasını görür görmez gruptan koptum kusura bakmayınız
Orhangazi üzerinden Gemliğe ulaştım. Orhangazi yolu oldukça rampalı.
Bu rampayı Samanlı Dağları'na borçluyuz sanırım.
Gemliğe ulaştığımda hava kararmamıştı.
Öğretmenevine pansiyon sormak için uğradığımda orda kalabileceğimi söylediler. Son derece güleryüzlü ve ilgili insanlardı.
Çok makul bir ücret karşılığında denize nazır bir odada geceyi geçirdim.
--Günlük mesafe: 94 km(Sudüşen dahil)--
2.Gün: 15 Haziran Pazartesi: İstikamet Balıkesir!
Sabah erkenden mis gibi zeytin kokularının arasından yola koyuldum.
Yol üstündeki bir fırından poğaça ve simit alarak başladım pedallara basmaya.
Saat 6:30 gibi Gemlik'ten çıktım ve ucu bucağı gelmeyen rampa başladı.
Güne rampayla uyanmaya bayılıyorum doğrusu
D575 üzerinden O33'e yönelip Bursa'ya girmeden E90'a çıktım.
Ulubat gölünün kenarından Karacabey'e çıkıp D573'ten yoluma devam ettim.
Susurluk-Balıkesir arasındaki rampa beni gerçekten zorladı.
Bolca mola vererek az ve sıkça su içerek rampayı aşmayı başardım.
Balıkesir'e geldiğimde çok yorgundum.
Hemen Öğretmenevini aramaya koyuldum.
Buldum fakat kalmama izin vemediler.
Çok fazla oyalanmadan hesaplı bir otel odası tutup akşam yemeğimi yedim.
--Günlük mesafe: 184 km--
3.Gün: 16 Haziran Salı : İstikamet İzmir!
Önceki gün yaptığım 184 km bana ciddi anlamda bir deli cesareti verdiği için hedefi belirleyip yolumu çizdim; Manisa üzerinden İzmir'e
Sabah 05:10'da yola çıktım ve İzmir yoluna girdim.
Balıkesir-Manisa arasında bolca rampalı ve yol boyu çalışma olan, bırakın bisikleti arabayla gitmek için doğru dürüst zeminin olmadığı bir bölümden geçtim.
Manisa sınırına geldiğimde yol düzeldi. Tabi bildiğimiz asfalt değil malesef sıkıştırılmış çakıl taşlarından oluşan enteresan bir zemin.
En azından emniyet şeridi var o bana yeter
Akhisar ve Saruhanlıyı geçtikten sonra Manisa'ya ulaştım.
Bu sırada güneş tepeye çıkmıştı çoktan.
Biraz dinlendikten sonra kararımı verdim ve yanıma bolca su alıp Sabuncubeli geçidi'ne doğru yöneldim. Hafif bir rüzgar eşliğinde geçidin zirvesine ulaştım ve sonra fren pabuçlarımı bitiren iniş başladı.
Güzel İzmir'i seyrederek Bornova'ya kadar indim.
Konak meydanına gidip güzelce karnımı doyurduktan sonra sıra geldi onca yol boyunca hayalini kurduğum şeye.
Kordonda bir mekana oturup güzel İzmir'i seyrederek buz gibi biramı yudumladım:rolleyes: hala tadı damağımda.
Ardından arkadaşımla buluşup ona misafir oldum.
--Günlük mesafe:192 km--
4.Gün:17 Haziran Çarşamba: İstikamet Dilek Yarımadası!
Saat 07:00 civarı yola çıktım. Aydın Otoyolu üzerinden Selçuk çıkışına kadar gittim. Efes çıkışı Kuşadası yoluna girdiğimde bir de ne göreyim?
Yanımda bir bisikletçi. Hem de bagajı yüklü tur bisikletiyle.
Meğersem İzmir-Hatay turunu yapan arkadaşımız Taylan'mış
Beraber pedallamaya karar verip Dilek Yarımadası'nın yolunu tuttuk.
Kuşadasında yemek molası verdikten sonra Davutlar'a yöneldik.
Tam o sıralarda benim sol dizim iflas etti.
Bolca dinlenerek, Taylan kardeşimin de verdiği manevi destekle Güzelçamlı'nın mis gibi çam kokan atmosferinde bulduk kendimizi.
Tam Dilek Yarımadası parkına girecektik ki kapanmış.
Yakındaki bir çadır kampında bisiklet sevdalısı bir dostumuz tuttu kolumuzdan koyu bir muhabbet ettik. Bizi misafir edip akşam yemeği bile ısmarlayan güzel insana yürekten teşekkürlerimi sunuyorum.
Egenin güzel manzarası eşliğinde güneşi uğurlayıp dinlenmeye çekildik.
--Günlük mesafe: 130 km--
5.Gün:18 Haziran Perşembe:İstikamet Boodrum Boodruuummm!
Nasıl anlatsam nerden başlasaaamm Bodrum
Taylan'la beraber rotamızı belirledik:
Davutlar-Söke-Bafa Gölü- Milas-Bodrum
Dizim arada sırada zorlansa da bir süre ısındıktan sonra ağrısı yavaş yavaş geçmeye başladı. Taylan'a ne kadar ısrar etsem de beni bırakıp yola devam etmedi. Bafa Gölü mevkiine geldiğimizde sıcak ciddi anlamda kendini göstermeye başladı. Zeytin ağaçlarının arasından gözüme Euromos takılınca hemen antik bir mola verelim dedim. Biraz dinlendikten sonra Milas'a doğru devam ettik. Milas'ta serinlikten eser yok cayır cayır bir sıcak var.
Uzun bir mola verdikten sonra yeniden yola koyulduk.
Tam Bodrum'a yaklaştık derken birbiri ardına gelen rampaların acısını bembeyaz evler ve masmavi deniz unutturuverdi birden.
Marina da biraz dinlendikten sonra akşam yemeği için bir şeyler alıp Gümbet'e doğru giderken arkamıza bir bisikletli takıldı.
Selamlaşıp muhabbete daldıktan sonra isterseniz otelimin otoparkına çadır kurabilirsiniz dedi.
Bu güzel teklifi geri çevirmedik tabi ki.
Karşılıklı muhabbet edip çaylarımızı içtikten sonra dinlenme moduna geçtik.
--Günlük mesafe: 155 km--
6.Gün:19 Haziran Cumainlenme Günü
Taylan'ın yolu uzun olduğu için sabah 9:30 Datça feribotuna binip devam etti.
Onu uğurladıktan sonra ben de şöyle bir Gümbet sahiline uzanayım dedim.
Biraz yüzdüm biraz güneşlendim biraz gezdim derken öğlen sonunu gördüm.
Çok fazla geçmden Kerem geldi ve hemen feribot biletlerimizi alıp Datça'ya doğru yol almaya başladık. Feribotta sds bisikletten bir arkadaşımıza rastladık.
Sevgilisiyle beraber bisikletleriyle tura çıkmışlar. Bir süre onlarla beraber pedalladıktan sonra Kerem'le beraber Eski Datçayı gezdik.
Akşam yemeği için alışveriş yaptıktan sonra Kargı Koyunun yolunu tuttuk.
Akşam Kargı Koyu konaklama mekanımız oldu.
7.Gün:20 Haziran Cumartesi: İstikamet Palamutbükü!
Sabah uyanır uyanmaz ilk iş denize girdik bol bol yüzdük. Ardından birşeyler atıştırıp yola koyulduk.
Vadiden çıkana kadar sıcak çok zorladı doğrusu. Mesudiye tabelasını görür görmez sola döndük. Ovabükü sahilinde denize girip biraz atıştırdıktan sonra sahilden Palamutbüküne doğru yol almaya başladık.
Birden bire karşımıza Akvaryum koyu çıkınca hemen sahile inip denize atladık.
Kerem yanında palet ve deniz gözlüğü de getirmişti. Ben de salça olmazsam olmaz tabi. Dalmayı başarana kadar baya süre geçti ama sualtı hayatına aşık oldum dalar dalmaz. Daha sonra Palamutbükü'ne ulaştık.
Tam girişte bisikletimle serbest mıcıra girince düştüm ama hızlı gitmediğim için çok ciddi bir durum olmadı sadece birkaç sıyrık ile atlattım.
Akşam güzel bir restoranda rakı balık muhabbeti yapıp Koyun son tarafına doğru bir yere çadır kurup uyku moduna geçtik.
8.Gün 21 Haziran Pazar:İstikamet Datça-Feribot iskelesi
Toparlandıktan sonra su ve abur cubur takviyesi yapıp Yakaköy üzerinden Datça'ya dönüş yoluna koyulduk. Sağlam rampaları aştıktan sonra yolun zirve noktasına gelip inişe geçtik.
Datça'da çay limonata eşliğinde poğaçalarımızı afiyetle yedikten sonra Feribot iskelesine yöneldik ve 19:30 gibi bodruma ulaşıp bisikletlerimizi arabaya sığdırma işine giriştik.
Arabaya yerleştikten sonra Kerem benim aklıma uyup Yatağan-Çine-Aydın üzerinden İzmir'e gitmeye kalkınca bir kaç tane dağa tırmandık (Ben o yolu bisikletle gelsemmi diye düşünüyordum bir ara )
Çine'de Köfteci Dede'nin köftelerinin tadına baktıktan sonra İstanbula doğru yola koyulduk.
Kerem süper bir zamanlamayla 09:30'da Yalova'da feribotu yakaldı.
Helal olsun valla bu kadar iyi zamanlama yapılır.
Datçada 120 km civarı yol yaptık
Turumda toplam 875 km civarı yol yapmış oldum.
Taylan'a ve taa İstanbuldan üşenmeden kalkıp Bodruma gelen Kerem'e çok teşekkür ediyorum. Datçada Kerem'le pedallamak çok keyifliydi ayrıca tur sonrası evime kadar bıraktı sağolsun
İşte fotoğraflar
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)