@baris karli
Mtbtr.com dan Cüneyt Kazokoğlu'nun yazısı :
Fransa Turu doping muhabbeti olmadan geçmiyor maalesef. Bu yıl da Contador’un hem çok iyi bir tırmanıcı, hem de şahâne bir zamana karşı yarışçısı olması kafalarda bir takım soru işaretleri oluşmasına neden olan unsur. Bunun nedenlerinden biri geçen hafta haberi gelen Danilo di Luca’nin Cera’dan yakalanmış olması. Giro’da Mayıs sonundaki etapta Levi Leipheimer ya da Michael Rogers etabın favorileri gösterilirken çok iyi bir tırmanıcı olan Di Luca bir o kadar iyi bir zamana karşıcı olduğunu göstermiş, herkesi şaşırtmıştı.
Buna benzer bir performans da girişte belirttiğimiz gibi Contador’un performansı. Annecy’de Bradley Wiggins ve Sergej Ignatiew gibi “konunun uzmanlarının” yanında dünyanın en iyi zamana karşıcısı kabul edilen Fabian Cancellara’yı da geride bırakan Contador Mont Ventoux’da da harikulâde bir performans gösterdi. Bunun üzerine Fransa Turu’nu üç defa kazanan Amerikalı bisikletçi Greg LeMond hem Fransız televizyonuna verdiği demeçlerde, hem de Le Monde gazetesinde yazdığı kösesinde “Alberto, sana inanabileceğimi kanıtla” başlığı altında 15. etapta Verbier’ye çıkarken 8.5km’lik çıkışı (ortalama %7.5 eğim) sadece 20 dakika 55 saniyede tırmandığını, yani bir saatte 1900m irtifâ çıktığını belirtiyor ve konuda uzman Antoine Vayer’nin Liberation gazetesinde açıkladığı verilere göre bu performans için 99.5 ml/dakika/kilogram’lık bir VO2 max gerektiğini belirtiyor. Haliyle, LeMond’un da belirttiği gibi bu bugüne kadar bisiklet harici sporlar da dâhil olmak üzere hiçbir atlet tarafından ulaşılamamış bir değer. LeMond yazısında “yolunda gitmeyen bir şeyler var” diyerek imâda bulunuyor ve Contador’un VO2 max değerlerini açıklamasını istiyor. LeMond’un bütün bu şüphelerine ek olarak değindiği bir başka nokta ise doping analizini baştan aşağı yenileyebilecek bir yaklaşım, ki bu konuda önümüzdeki günlerde bir makâlemiz gelecek: sporcuların sadece idrar ve kan tahlilleri ile değil, fizyolojik verilerinin de kaydedilerek bu değerlerin aniden aşırı değişim göstermesi durumunda doping sürecinin işleme koyulması. Yani kesin kanıtlanmış dopingle değil, hukuk diliyle söyleyecek olursak “karine kuvvetinde delil” ile. Ya da biraz baside indirgersek neredeyse şüpheye dayanarak doping cezası verilmesi yoluna girişe geliyor gibiyiz. Böyle bir yaklaşım elbette dopingle olan mücadeleyi baştan aşağı değiştirecek bir yaklaşım olur.
Contador bu konu hakkında konuşmuyor. Annecy’deki basın toplantısını izleyenlerin de gördüğü gibi VO2 max konulu soruların hepsine “bir sonraki soru” diyerek karşılık verdi, soruların ardı kesilmeyince de kalkıp toplantıyı terk etti.
Vurgulamakta fayda var: Contador’un 99.5 ml/dakika/kilogram’lık VO2 max değeri bir istatistik modelinin çıkardığı değer. Dolayısıyla elbette hata payı olabilir, fakat bu pay ne kadar?
Doktor Ross Tucker ve Jonathan Dugas’ın sayfası The Science of Sport uzun süredir çeşitli spor dallarında bu tarz “enteresan” performansların analizi ile ilgileniyor. Antoine Vayer’nin modelinin sonuçları da ikilinin ilgisini çekmiş ve sayıları değerlendirmişler. Lafı uzatmadan sonuca gelelim: İkilinin yorumu Vayer’nin hesaplamalarında yanlış Watt değerlerini esas aldığı. Ayrıca tek bir çıkıştaki performans değil, pek çok çıkıştaki verileri ölçmenin gereğini vurguluyor ikili. Tucker’in yazdığına göre doping bir defalık bir performans zıplamasını değil, dinlenme süreçlerine etkide bulunarak bu performans zıplamasını sürekli olarak tekrarlamayı mümkün kılıyor. Bunlar bir yana, Tucker’in gerek Vayer’nin, gerekse kendi hesaplarını yanlış çıkartabilecek muhtelif etkenleri saydıktan sonra Contador için hesapladığı VO2 max değeri de 98,4 ml/dakika/kilogram. Yani uzun lafın kısası, Tucker’in ulaştığı değer de teorik olarak imkânsız olarak nitelendirilebilecek bir değer.Contador haliyle bir şekilde dopingden yakalanmış değil ama 2007 yılındaki Operacion Puierte’den sabıkalı diyebileceğimiz bir durumda. Di Luca’nın doping bulgusu Giro bittikten bir buçuk ay sonra açıklandığına göre bakalım yıl sonuna kadar daha neler göreceğiz.