Kudret Kurtcebe

Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.

Oğuz Taş

Daimi Üye
Kayıt
21 Haziran 2010
Mesaj
345
Tepki
217
Şehir
İstanbul
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Cube
Bisiklet türü
Yol bisikleti
2.Sayfada yazan "Deniz Taş" abim olur kendileri :) Abimin yazdıklarına bakınca aklıma Mavi Sakal'ın "Kan Kokusu" albümünü bulabilmek için her yeri talan ettiğimiz günler geldi aklıma. Knight Errant ilk çıktığında bulmak için her kasetçiye bakmıştık komiktir ki Migros'ta bulmuştuk:)
Şimdi ise hiçbir çaba sarfetmiyoruz birisinin albümünü bulmak için. Bence nedeni tam olarak internetten indirme vs. de değil. Çünkü bizde o dönemde kaldık hala, müzik endüstrisinin yaptığı dönüşüme biz cevap vermedik. Toplum değiştikçe müzikte değişiyor, maalesef müzik toplumu değiştiremiyor. Bu yüzden şimdi çıkan gruplar bırakın ingilizcenin türkçenin rock müziğine uyumunu düşünmeyi, solo atmaya veya bateride yapılan ataklara hiç gerek duymuyorlar. Onlar için atılan basit riffler, taramalar yeterli, bass gitar mı zorunluluktan arkada duruyor işte. Ama sorulsa bu gruplara 70'ler 80'ler hastasıdır hepsi, öyleyse neden ona göre müzik yapmıyorlar, çünkü toplum istiyor. Yani toplumun bilincine mahkum olmuş durumda bir müzik.
Konuyu çok farklı bir yere çektiğimin farkındayım ama işin içinde Kudret Kurtcebe olunca bende birşeyler söyleyeyim dedim. Çünkü Kudret abinin ismini veya sesini ne zaman duysam "Müzik kurtar kendini" kelimeleri aklıma geliyor. Saygılar...
 
  • Beğen
Tepkiler: Deniz Taş
Scudo

YELKENCI

Üye
Kayıt
2 Ağustos 2007
Mesaj
69
Tepki
66
Şehir
izmir
Kudret bey gitarınızda , bisikletinizde , sizde muhteşemsiniz , herşey hep gönlünüzce olsun.
 

Cem Şentin

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Temmuz 2010
Mesaj
1.411
Tepki
1.268
Şehir
İstanbul
Siz de bilirsiniz ki MFÖ elemanları geçmişte Anadolu Rock yapmışlardı. Mesela Mazhar ve Fuat (Ayrıca Kurtalan Ekspres'te de çalmıştır) Kaygısızlar adıyla Barış Manço'yla, Özkan Edip Akbayram (Dostlar olarak), Seyhan Karabay (Kardaşlar olarak), Ersen (Dadaşlar olarak) ve Barış Manço'yla (Kurtalan Ekspres olarak) çalışmışlığı var. Özkan'sız MFÖ 1974'te efsanevi "Türküz Türkü Çağırırız"ı yapmıştı. Neden vazgeçtiler bilmem ? Ayrıca popta efsane olan Alpay'ın 1971-1975 arasında Anadolu Rock yapmışlığı da vardır.

Edip Akbayram'ın 2 albümünde özellikle Nice Yıllara'da gitar çalan Metin Özülkü'nün rock tarzında yaptığı Sahte Gülücük (1982) ve Şarkılarla A. Kadir (1983) albümlerinin kıymeti bilinseydi, o popa ve özgün müziğe (Müzik Yolcuları olarak 2 albüm yapmıştı) kaymayacak, hatta Ceylan'ın söylediği "Şantaj Montaj" adlı hilkat garibesini yaratmayacaktı.

Şimdi Bulutsuzluk Özlemi'nin vokalisti ve beyni olan Nejat Yavaşoğulları'nın 1975'teki ülkemizde ilk kez düzenlenen Eurovision finalinde Reha'yla birlikte absürt "Caniko" şarkısını söylemişliği de vardır. O yarışmada daha sonra NTV'de hava durumu sunacak olan Gökhan Abur'da Frank Sinatra'vari sesiyle "Bir Gün Karşılaşırsak" şarkısıyla katılmıştır.

Son olarak birkaç örnek:
Nejat ve Reha'dan Caniko
Gökhan Abur'dan Bir Gün Karşılaşırsak:
Metin Özülkü'den Karadır Kaşların (Sahte Gülücük albümünde)
Alpay'dan Aşk Böyledir (Arkada 3 Hürel çalmıştır ve bu şarkı daha sonra Destan tarafından da söylendi) ve Dağlar Engel Oldu Yol Bulamadım
Mazhar ve Fuat'tan Türküz Türkü Çağırırız
Barış Manço ve Kaygısızlar (Mazhar ve Fuat'ın ilk grubu)'dan Lory (Barış bu şarkıyı Baris Mancho albümünde Lonely Man, Estağfurullah Ne Haddimize albümünde Nenni Bebek olarak Kurtalan Ekspres'le birlikte söyledi)
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
cem dostum burdada buluştuk senle...
evet müzik devam ediyor günümüzdede şimdi yeni sayfalar önümde türk pop sayfası......
evet şebnem ferah .......
özlem tekin vardı.....
ve sertab erener.......
şimdi yelpazeye kimler katıldı onlara bakmadım ...son 6 yıldır türk pop müzikte kimler var bilmiyorum açıkçası rock dalında ve pop dalında iyice eli ayağı çektik çünki.....
bilgisayarların arkasına sığınmış olarakmı devam etmekte piyasa ..
bilmiyorum ama artık bir araştırma yapmam lazım artık internetten ....
özellikle yeni sesler türk pop ta ve yeni rock grupları...
kurban aklıma geldi yok oldu gitti....
yaşar kurt ne yapar acep ....
iki defa sahne aldık biri taksimde diğeri kadıköyde ....
epey zaman oldu tabi.....
cem dostum edip akbayramın bu mezarda bir garip var parçası beni etkilemiştir
unutulacak cinsten değildir....
şimdi ben 57 doğumluyum 42-49 doğumlu olanlar 68 kuşağıdır...
bu kuşak benim üstümde olan ağbeylerimdir ağbim nuri kurtcebe 68 kuşağının adamıdır 49 doğumludur...yarattığı gaddar davut ile gırgırda uzun yıllar revaçta kalmıştır ağbimin gitara ve şarkıcılığa yeteneği vardı ve ağbim beni gitar derslerine 1968 senesinde verdi küçüktüm, derler ya küçük yaşta elime saz aldım ama saz değildi gitardı......
ağbim müzik yaşantısında istanbul gelişim ile çalışmıştır chicagonun parçalarını en iyi istanbul gelişim yorumlardı ağbimin sesi rahmetli chicago nun solisti terry andırırdı ....müzik yaşamından çizgi yaşamına akademiye birincilikle girerek başladı evet akademi birincisi oldu resim dalında o gün bu gündür hala çizer tabi karikatürcü olarak .........
68 kuşağının üstüne çıkamamış bizim kuşak, sadece o kuşağın gölgesinde kaldık.
yeni bir nefes getiremedik müzikte ....
türk pop adına ne varsa 68 kuşağında vardır bu arada üç hüreli unutmayalım....
ben 68 kuşağın gerek dünyada olsun gerekse türkiyede olsun o unutulmaz müzisyenlerinin etkisi altında kaldım...
ben en çok jethro tull dan etkilendim ve hala bu adamın üstünde dünyada progresiv rock yapan grub yoktur ve gelmeyecektir....
türkiyede 70 lerde türkçe sözlü progresiv rock yapan olmadı ....
70 lerin babaları zati belliydi...
erkin koray
barış manço
cem karaca
edip akbayram
fikret kızılok
3 hür el
bülent ortaçgil
mfö
özdemir erdoğan
alpay
sezen aksu
nilüfer

fazla yok gördüğün gibi....
evet bir bakayım son durumlar nedir türk popta ....
 

Cem Şentin

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Temmuz 2010
Mesaj
1.411
Tepki
1.268
Şehir
İstanbul
Kudret Abi, 70lerin babaları arasında Tanju Okan ve İlhan İrem de vardı. Tanju Okan'ın en iyi albümü bana göre 1980'de çıkardığı Yorgunum'du. İlhan İrem'in bana göre bunalımda olduğu dönemde yaptığı ve daha sonra "Bezginin Gizli Mektupları" adıyla ve başka bir kapakla yeniden yayınlanan arabesk dolu 1981 yapımı Bezgin albümü de bir klasiktir. "Olanlar Olmuş", "Yemyeşil Bir Deniz Gözlerin", "Bezgin", "Ben Değilim" gibi zamanında popüler olmuş şarkıların olduğu o albümden sonra gerçeküstü temalarının olduğu albümler çıkarmıştır. O dönemki babalardan 3 Hürel'in elemanları bir dönem Selçuk Alagöz'ün orkestrasında (Moğollar'a katılmadan önce Cahit Berkay ve rahmetli Engin Yörükoğlu da burada çalışmışlardı) çalışmışlardı. Bu da Selçuk Alagöz'ün "Pınara Varmadın Mı" şarkısının 49. saniyesine iyi bakın.


70'lerde kendi şarkılarını söylese de 1985'teki "Kısa Oyun" ve 1991'deki "Kevgir" albümleri haricinde genel anlamda beklediğini bulamayıp 1994'teki son albümünden sonra inzivaya çekilen Erdem Alkın, şimdiki gençlerin oyuncu olarak bildikleri ve son albümünü 1997'de (2005'teki toplama albüm hariç) yapan Hümeyra, 60'ların sonuyla 70'lerin sonu arasında 13 45'lik ve 1 uzunçalar yaptıktan sonra şimdilerde hava durumu sunan Gökhan Abur, 70lerde ve 80'lerde bayağı ünlü olup ta şimdilerde kenara çekilen Bora Ayanoğlu, 70'lerin başında popla başlayıp 70'lerin sonunda arabesk-fantezi müziğe geçen Ercan Turgut (Gerçek anlamda son albümünü 1997'de yapan şarkıcının bende 2 uzunçaları var) ve Yeliz (1992'de popa döndü) de önemli şarkıcılardandı.

Son olarak yakın geçmişe kadar çok az kişinin bildiği Yeni Türkü'nün 1979'da çıkardığı ilk albümü "Buğdayın Türküsü"ni dinlerseniz grubun o dönemki söylemine ve o dönemde kaotik atmosferi şarkılarına nasıl yansıttığına tanık olursunuz.
 
  • Beğen
Tepkiler: naz34

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
1973 de 16 yaşımdaydım sahneye çıktık tepe başı gazinosu taksim........
cem dostum zaman makinesi olsada gene gerilere dönsem
ahhhhhhhhhhh
70 ler neydi be.............
gene nostalji olduk
aslında doğru değil ....................
 

Cem Şentin

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Temmuz 2010
Mesaj
1.411
Tepki
1.268
Şehir
İstanbul
Hiç de öyle düşünmeyin Kudret Abi. 90'ların ilk yarısından sonra genel olarak müzik kalitesindeki düşme ve 12 Eylül darbesi nedeniyle müziğin doğal akışından sapmasıdır insanları geçmişe döndüren. Yoksa 70'lerin, 80'lerin ve 90'ların şarkılarının çalındığı partiler düzenlenir miydi sağda solda ? 45'liklerde, uzunçalarda ve kasetlerde kalmış birçok albüm CD formatında yeniden basılır mıydı geçmişe özlem olmasa ? En son Hümeyra'nın 1984'te çıkardığı Benim Şarkılarım (Hümeyra'nın en az satan albümüdür) ile Erol Evgin'in Türk Sanat Müziği söylediği 1985 yapımı Yeni Bir Gün Doğarken ve 1986 yapımı Lades albümleri yeniden basıldı.
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
evet çok doğru 90 ların ilk yarısı evet 95 den sonra sapma ve yozlaşma
ve 12 eylül seksenden sonra müziğin doğal akışının sekteye uğraması...
evet hatırlıyorum şimdi hatıralar canlanıyor...
1980 de norveçten geldim ülke bi tuhaf ...1982 tenmuzunda askere gittim ve 1984 ocağında terhiz oldum ve gelir gelmez dostlarla buluştum .
kramp ve elemanları ile nezih ile odtü den sene 1979 tanışmıştık bas gitar çalardı ...ve ahmet kanneci ilede o yıllarda tanıştım kanneci süper klasik gitar çalardı...ve ergin ak jazz gitaristi idi 1979 da norveçe gitmeden önce iki adet konser patlattık biri odtü de diğeri amerikan kültürde..grubun adı analiz idi besteler hem benim hemde ergin akın idi
sözler ingilizce.....
kramp ile 1984 ün şubat ayında provalara başladık krampın türkçe bestelerini seslendirecektik ahmet karaferya vardı solist olarak iki solist idik....
hadi buyur tiyatrosu vardı kadıköyde kramp ile ilk konser ve son konser oldu çünki zarara girmedik ama karada geçemedik konser masraflarından bize bir şey kalmadı....ses düzencileri ve tiyatro sahibi kazandı...
tabi şevkimiz kırıldı ve herkes yoluna gitti ...
ben tek olarak çalmaya devam ettim ....sene 1985 beşiktaşta çello kafe vardı orda 12 telli gitarım ile her hafta tek başıma konser verdim sonra karaca somer ile tanıştım egzotik bandın solisti idi....
ikili düet yaptık onunla ...akademiye giderdim gitarımla ve basamaklarda çalardım kimse derse girmezdi beni dinlerdi sonunda akademinin sahnesinde buldum kendimi....ve sene 1985 üniversiteler arası müzik yarışmasında birinci oldum en iyi erkek solist ödülü izzet özden aldım jüride ilhan irem selçuk başar -gitarist istanbul gelişiminin- artı izzet baba vardı ....akabinde gitarımla her yere koştum sene 1987 tıme clubta çaldım ............
anbiansta çalıştım................88 ler 89 lar devam etti
ve 90 da içmelerde rahmetli ali kayral ile tanıştım ve yazları onun jazz barında çalıştım ..................
evet 90 ların ortalarına doğru gerileme başladı......müzik piyasasında gece klüplerinde müzik basitleşti................95 lerden 2000 lere kadar bar işlerinden çekildim ...en yoğun yıllarımdı .
daha hatırlayamıyorum çünki istanbuldaçok yerde çaldım ...beyoğlunda kadıköyde marmariste bodrumda 1984-1990 arası çok yoğundu ...
mazhar ile nişantaşında bir evde tanıştık özkan vardı ve mazhar vardı
karacanın bir arkadaşının evine davetli idik gitarlarla gittik karacanın arkadaşı bize süpriz yapmıştı içeri bir girdik ki mazhar alanson ve özkan bi köşedeler
ve tabi silahları konuşturduk karaca ile karaca çok iyi ingilizce söylerdi onu ingiliz zannederdin tabi bende ,ikili birlikte çift sesler yaparak benim ingilizce besteleri yorumladık mazhar dinledi ve tek bir kelime etti şimdi dedi siz derhal gidiyorsunuz bu ülkeden dedi abd de ahmet ertegün ile buluşuyorsunuz ................
ve o sizi meşhur edecek dünya çapında olacaksınız dedi tabi biz hiç inanmadık bu duruma ...
her neyse geçmiş güzeldi ilginç olan geçmişe olan özlemin olması demekki aşılamadı geçmiş evet bu gerçek ortaya çıktı....
 

akifberkant

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Temmuz 2010
Mesaj
1.234
Tepki
1.566
Şehir
-Kırklareli-İstanbul
Bisiklet
Salcano
Kudret Ağbi, ben senin şarkılarınla ortaokul yıllarımda tanışmıştım. Çocukluğum Kırklareli / Vize de geçti. Oralarda her istediğimizi, her aradığımızı bulamıyorduk, o yıllarda internet te yoktu tabii. İstanbula gidip gelen arkadaşlarımız sayesinde aradığımız albümleri zor zar bulabilir, bazen günlerce beklerdik. O yıllar rock müziğe yeni başladığımız yıllardı. -Daha çok metal dinler ve metal guruplarının çakılarını ezberleyip çalardık - Seni ilk kez bir radyoda '' Kent Ozanları '' albümünde yer alan '' Çocuk '' şarkısıyla tanımıştık.

O şarkı beni çok etkilemişti, daha o çocuk yaşlarımda tanımadığım ya da tanıyamadığım biriyle evlenmeyeceğim kararı vermiştim. :) Diğer şarkılarına yine İstanbul'a gidip gelen öğrenci bir arkadaşımızın bulduğu kopya bir kaset sayesinde ulaşmıştık. Yalnızlıktan hayata felsefeye çok şeyi düşünüp sorgulamıştım. Bu akşam yıllar sonra yeniden dinledim ki etkilenilmeyecek şarkı değilmiş.


Biz de '' Arayış'' diye bir grup kurmuştuk, ben bateri çalıyordum lise yıllarımda. Ama sonra herkes üniversite kazanınca grup dağılmıştı. Şimdi hepimiz pişmanız ayrı.

O yıllarda severek dinlediğimiz o gönül adamının sen olduğunu bilmiyordum, aklıma gelmemişti. Oysa hayran olurdum turlarına, yaşam enerjine. Demek ki o da senmişsin. Rockta da, bisiklette de örnek ve esin kayanağımız..

Bir gün tanışmak dileğiyle...
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
akif teşekkür ederim...
ölmedik yaşıyoruz....
yaşamaya devam ..yaşamak için yaşamak ...
her ne pahasına olursa olsun var olmak yaşamayı yaşamak ....
bisiklet foruma bi girdim giriş o giriş çıkamadım burdan 2005- 2010 arası haftanın 3-4 günü sele üstünde o diyar benim şu diyar senin demeden topukladık durduk km leri...
ara sıra buraya bakmam lazım takıldım kaldım bu aralar antreman topiğimde hem hafta içi hafif hemde hafta sonu ağır antremanlar...neden yapıyorum aslında çok iyi biliyorum nedenini hız hoşuma gitmeye başladı artık ...
tabi riskleride var ...
james dean hız tutkunu idi bende bisiklet tutkunu yalnız akıbetim james gibi olmayacak ....arabası ile kaza yaptı ve bu dünyadan göçtü...
şimdi melez bi duruma getirdim bisikleti 10 kiloya da düşürdük .....
evet yol -silik tekerler iyi oldu ve fox maşayı sattık yerine karbon çatal mtb takdık ne dağ nede yol şehir bisikletine döndü fakat eskisinden çok daha hızlı gidiyor başka tasarım yolda bi kere aldık bi bisikleti üzerinde oynayacağız ve evet 1800 ytl ye slr ler yolda eninde sonunda o jantlar benim bisiklete gelecek ve 300 gram hafifleyecek bisiklet bi arkadaşın bisikletinde vardı onun bisikletine bindim olayın ne olduğunu anladım 1800 ytl nin hikmeti kayarak akıyor bisiklet evet bu jantlar aynı etkiyi vermiyor...mavic crossride lar ...
konum değişmedi evde gitar var evet ağbimin yamaha akustiği kendi evimde tek başıma geceleri tıngırtmaca iyi geliyor ilaç gibi yakarım bi mum çalarım eskileri evet bu meditasyon vede terapi aynı uzun yollara basmak gibi gitar ve bisiklet asla zincirlenemez bisiklet özgür insanların sembolü bisiklet konforizm in alternatifi evet lüks yaşantıdan bana ne benim lüksüm bisiklet ...
yaşamda bana artılarla gelen ve benim ruhumu besleyen başka hiç bir şey yok evet bi zamanlar konserler idi ve gitardı ve bestelerimdi ama artık emekli oldum o işlerden ....
geçmiş adı üstünde geçmiştir arabesk düşünmem asla bi zamanlar ben neydim şimdi halime bak asla demem böyle bi sıkıntım yok ....
kabuk içersine yıllarca girmedim ve o kabuk içersinde benliğim var olmadı çünki kabuklaşmayı sevmem.....müzik firmaların bana dayattığı kudret olmadım vede çok mutluyum asla köle değilim firmalara ....
başına buyruk asi bi adamdım vede hala öyleyim sele üstünde.... o selenin üstünden insanlara bakarken şunları düşünüyorum kırın kafanızdaki ön yargıları alın altınıza bi bisiklet ve kendiniz olmayı öğrenin...
 

akifberkant

Forum Bağımlısı
Kayıt
3 Temmuz 2010
Mesaj
1.234
Tepki
1.566
Şehir
-Kırklareli-İstanbul
Bisiklet
Salcano
Evet Kudret ağbi, insanın kendi olabilmesi, kendini varedebilmesi; gerçekten yaşaması çok önemli. Geçmişe ben de takılmamaya çalışırım, bunu araba kullanmaya benzetirim; geçmişe takılıp kalmak, araba kullanırken sürekli dikiz aynasından arkaya bakmaya benziyor. Sürekli ardına bakan bir insan önünü göremez ve sonunda kaza yapar. Sürekli geçmiş ya da gelecekte yaşayan insan, şimdiyi yaşayamamış olur ve aslında gerçekten yaşayamaz. Sen hem hayallerini gerçekleştirmek için çabalamış ve bunu başarmışsın hem de kendinden taviz vermemişsin.

Zaten insanın başkalarıyla olan iletişiminden önce, önemli olan kendisiyle kurduğu iletişimidir. E.Cummings der ki; Seni diğerlerinden farksız yapmaya bütün gücüyle gece gündüz çalışan bir dünyada, kendin olarak kalabilmek, dünyanın en zor savaşını vermek demektir. Bu savaş bir başladı mı, artık hiç bitmez! Ben yazdıklarını okuduğumda ve yaşadıklarını düşündüğümde böyle bir savaşçı görüyorum.

Ben de işe gidip gelirken spor olsun diye bisiklet almış, daha sonra bisiklet forumla tanışmıştım. O günden sonra ayrılamadım forumdan, iyi de oldu. Çok konuda bilgi ve fikir edindim, çok iyi insanlar tanıdım, dostlar edindim. Bu arada ben de dağ bisikletimi melezleştirmeyi düşünüyor fakat karar vermiyordum. Amörtisörlü maşayı çıkartıp yerine sabit maşa takmayı düşünüyordum. Sen bunu yaptığına göre bir bildiğin vardır, bu kararımda etkili olacak.

Fırsat bulduğumda bir gün kabul ederseniz sizin hafta sonu turlarınıza katılmayı, seninle ve oradaki arkadaşlarla tanışmayı çok isterim.

Son olarak sevdiğim bir sözü yazmadan edemeyeceğim, '' Kaderini sev '' demişti Nietsche. Kaderini sevmeli insan, derdini sevmeli. Kendisini kuyuların karanlığından sonra aydınlığa çıkaranı sevmeli. Yine Nietsche'nin dediği gibi; ne ise o olmalı.

Selamlar Kudret Ağbi, herşey gönlünce olsun.
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
evet kendimiz ile olan iletişim yaşamın tümü olmalı bence ama kendimizi narsistçe sevemeyiz aşırı şekilde bi denge şart ....kendizimizi sevmeyi öğreneceğiz...
sisteme karşı direnmek zordur ...almadan vermem sistemi var ve ona karşı direnmek güçtür
bu günün türkiyesinde yaşayan insanlar gerçekten mutlumu sokaklara bakıyorum insanlar patlıyorlar birbirlerine en ufak bi olayda trafikte arabalardan millet iniyor pata küte birbirine giriyor neden bu kadar sinirli bir toplum olduk ve şiddet yanlısı bunların nedenleri açık ve net geçim sıkıntısı kredi kartlarının borçlarının birikmesi ve hacizler ...insanlar geçinemiyor demekki yaşam zorlaştı bu kadar pahalı elektrik ve pahalı benzin vede su ..... ne olacak bu işin sonu ....kuruşlarla doymamız lazım ama liralarla doymaktayız 15 milyon insan aç bu ülkede buna çare neden bulunmamakta ....
bu ülkenin rıskını kimler yiyor kişi başına düşen milli gelir neden yükselmiyor 70 lerdede fakirdik 90 lardada 2000 lerdede ...
birileri atıyor türkiye 2023 de ekonomik olarak dev olacakmış yahu ben gülüyorum bunlara ...ekonominin düzeldiği yok....sebze fiatları inecek 5 kuruşa et fiatları olacak 75 kuruş ha o vakit açlık olmaz ....bir arkadaşımız doğru söyledi bu dünyada birilerinin zenginliği diğerlerinin fakirliği üzerine kurulursa savaşlar ve açlık bitmez ..
evet nice türkçe okunuşuyla yazdım...
çıldırdı sonunda ,onun yaşamı boyunca aradığı insan tipi yetkin insandı kendi kendine yeten güçlü insanı boşuna aradı....
kader demiyorum ben yaşamdaki gidişatımızı belirleyen unsurlar bence aldığımız kararlardır ve bunlara sahip çıkmamızdır bu bana göre kaderimiz değil aksine gerçek nurlu yolumuzdur .....
çok insan geçmişe bakarak ah çeker boşuna çalıştım bunca sene şu emekli halimle bana verdikleri ücrete bak bu insan nasıl yaşar .....sistem onu tüketmiştir....

evet beyin cimnastiğinden sonra gelelim antremanlara hafta içi hazırlık antremanlarında beraber olabiliriz....bu gün volkan arkadaşla antreman yaptık havalar bu aralar iyi ama ocak şubat ve mart artık kötü aylar hem hafta içi hemde hafta sonu günlerimiz etkilenecek ....
yağışlı havalarda riske girmiyoruz....
evet amortisörün asfaltta hiç bir özelliği yok yalnız kesinkez artık offroada dönmek istemezsen bence çatala geç derim ....amortisör gereksiz ağırlık asfaltta
artık benim güzergahlarım hep asfalt oldu....
 

Ünal Altay

Daimi Üye
Kayıt
1 Haziran 2008
Mesaj
210
Tepki
185
Şehir
istanbul
Ben üstadı gerçekten hiç tanımıyordum, ama bu üstadın isminin duyulmamış olmasından değil benim geçrek sanatı aramaktansa kolayı seçip, müzik dinlediğimi zannedip kendimi kandırmamdan kaynaklanıyormuş. Bu konu ile Kudret Kurtcebe'yi tanıma fırsatı verdiğiniz için çok teşekkür ederim.
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
teşekkür ederim...
ersoy dostumun ön ayak olması ile bu topik açıldı ...
bana süpriz yaptı ersoy dostumuz....
ben hep kendimi gizledim son 8 senedir ondan önce sahnelerdeydim 2002 de göztepe özgürlük parkında son dinletiyi yaparak işi noktaladım sahneye çıkış yılım daha 16 yaşında iken tepebaşı gazinosu idi sene 1973 idi....evet çok gençtik ve heyecalarla dolu idik grub olayını sevmiştik bir bass bir bateri hammond org bir solo ritm elektro gitar ile dört kişiydik...bir çok grup olduda ama en fazla tek başıma solo dinletiler yaptım.....
hatırlayamadığım çok yer var ....genelde bütün dünyada insanlar kolayı seçer bu da onların en doğal hakkı çünki insanlar tüketim sistemi içinde yoğrulmaktalar ve bombardıman edilmekteler tv den reklamlarla onu al bunu al çabuk al..... şu kredi kartına şu kadar indirim ve insanlık aslında ruhen çökertildi...
ruhumuz olmadan bi hiçiz bu bir reklam sözü ama arkasından araba reklamı olduğunu anlıyorsunuz bu işler artık çok şeytanca olmaya başladı....
ben umutluyum gelecekten çünki öyle bir nesil gelirki dünyaya eskinin tüm tüketimci anlayışlarını çöp kutusuna atar ümitliyim bu nesil değişecek...
 

Ercan Saygılı

Forum Demirbaşı
Kayıt
30 Haziran 2009
Mesaj
515
Tepki
767
Şehir
Bursa-
Kudret Abi Bu yazılarının üstüne çok fazla şey söylemeye gerek ama Tüketim toplumu,empozesi her gecen gün üstümüzde daha büyük bir baskı kuruyor. Manevi olarak hızla eriyoruz. Aynı şey şarkı sözlerine de yansıyor 3 aylık yaz şarkıları ile lay lay tin tin rinn dum tıs diyerek güzel kadınların oynadıgı klipler farkında olmayanı zaten esir almış durumda bile çoğumuzu. Ha bir de lütfen kimse kusura bakmasın, piyasada karga Nejat deniyor malesef.
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
gençlik öyle bir alevdirki onun önünde hiç bir şey duramaz gençlik yeniyi arar
ve bulur genç hisseder ters gidenleri...
manevi yön önemli,dostluk önemli...
parasal düzende nasıl kurulacak bu denge ..
evet para olacak ama aşırıya kaçmadan evet çalışacağız ve hakkımızla emeğimizle paramızı alacağız ve mutlu olacağız sevdiğimiz işi seçme özgürlüğümüz eğitim sıralarından başlayacak neye ihtisasımız varsa bizi uzmanlar değerlendirecek bunlar eğitim politikaları çok güçlü bir eğitime malesef sahip değiliz ancak eğitimle herşey halledilir ....
hangi birimiz istediğimiz işte çalışıyoruz türkiye geneline bakarsak insanlar gerçekten sevdiği işlerdemi çalışmakta yoksa mecburiyetten sevmediği işe her sabah gitmekte bir insan sevmediği bir işte nasıl üretken olabilirki insanlar gerçekten sevdikleri işlerde çalışacak ve o işte üretken olacaklar ve mutlu bireylerden oluşmuş bir toplumun çıkış yolları bunlar..
aşırı tüketimi sevmiyorum...
beni sürekli bombardıman etmelerinide
en sinir olduğun tv de araba reklamları...geçen yıl 750.000 araç satılmış ve dünyada birinciyiz trafik kazalarında ..neden güçlü yaptırımları olan trafik kanunları çıkarılmıyor bunlar hep petrol lobilerin işi gerek yerli gerekse yabancı lobiler canımıza okumakta..halk uyanacak artık ....36 ayda taksitle mobilya dağıtır gibi araba veriyorlar...bir gün dışardan bi kriz gelecek arabanın taksitlerini ödeyemeyecekler bu bağdat caddesinde bi ailenin 4-5 arabası var ayıptır...
çok araba doğanın düşmanı lamı cimi yok artık ...toplu taşımacılık öngörülmeli tren gemi ve uçaklar .....ve tabi kısa mesafe insanlar işlerine bisikletle gitmeli....
bir gün gelecek bugünleri arayacağız....
 

BULUT ÇELİK

Forum Demirbaşı
Kayıt
29 Ağustos 2009
Mesaj
443
Tepki
163
Şehir
istanbul AVCILAR
ben kendisini burada tanıdım ve sonra araştırdım şarkılarını youtube dan dinledim.
gezilerini ve yorumlarını beğenerek okuyorum ve onun bu bisiklet aşkına imreniyorum yorumlarını okuyup gaza gelip uzun turlara çıkmaya başladım
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
bir rockçının günlüğü dersek , bütün dünyayı bisikletle dolaşmak vede bir adet kitap yazmak...
isterdim doğrusu.....
bulut dostum bu bisiklet aşkı hiç bi şeye benzemiyor....
bu istanbulda tek panzehirim o ,benim için...
bu yoğun gürültülü mekaniğe boğulmuş insanlar hala kurtuluşu bisiklette göremiyorlarsa ben ne diyim artık.....
bisiklet sadece kendine ayrılmış yollarda gidecek ve özgürlüğü kısıtlanacak bir gerçek değil onunla bu ülkenin her tarafına basarak gitmeliyim de......
kazın ayağı öyle değil......
uzun turlar dedinde kartepeye istanbuldan gidişimizi hatırladım....
toplam 153 km ye patladı bana.....
bir günde alındı bu mesafe.......
tabi aytekin erzan dostum bir günde 400 km yi 19 saat gibi bana göre rekor bi derece ile kapattı ....dile kolay 400 km ve tolga gürgün bi günde izmir çeşme altına 450 km yi devirdi bunlar insanoğlunun azmini gösterir tabi dünyanın öte ucundan gelen bisikletçiler var ayrıca bizimde bisikletçi gezginlerimiz var ülkeler arası giden....
bunları insan ne için yapar .....adrenalin zevk almak zoru başarmanın hazzını yaşamak ......
tabi uzun yollarda yapılan hatalar olabilir eksik malzemeler almak gibi her kişi hatasını görecek ve bir daha aynı kuyuya düşmeyecek...
uzun turlara giderken kesinlikle iç lastik alırım ve çok güçlü bir pompaya sahibim ,ayrıca lastiği janttan çıkarmak için alet edavat var bunlar çok önemli
valla müzik 2002 de bitti son konserimle .....
2005-2010 arası iki bisiklet eskittim .....artık yeni bisiklet alacağımıda zannetmiyorum mevcut olanı modifiye etmece..
 
Durum
Başlık tartışmaya kapatılmıştır.