Ataşehir- Kayışdağında oturuyorum. İşyerim 4 yıldır Maslak'ta (Maslak'ı hiç sevmedim, sevemem, açık hapishane). 2-3 aya kadar işyeri Aksaray'a taşınacak. Ben de bir sürü iş arkadaşım gibi servisten çıkmayı düşünüyorum, bari o kadar yol gidecez, biraz hareketli olsun, 2 saat serviste oturarak geçeceğine biraz İstanbul soğuğunu yiyelim, işin içine vapur katalım vs düşüncesindeyim.
Akşam dönüşlerde işin içine katlanır bisiklet katmak istiyorum. Niyetim en azından işin Aksaray-Eminönü arasındaki kısmını, havalar elverdikçe de Kadıköy-Ataşehir dönüşlerini bu şekilde yapmak. Yani düzenli yapsam günde 3 km, haftada 2 defa eve kadar çevirsem (3+12=) 15 km yolu sorun çıkarmadan alabilecek bir alet lazım. Asfalt yolları kullanacağım, aletin cılkını çıkaracak kasislerden, parke taşlardan uzak duracağım.
Ve hiç ümidim olmasa da, şirkette görüntü alışkanlığı yaratmak, bisikleti sevdirmek, "bu yaşta çocuk işleriyle uğraşmasana" lafızlarını azaltmak istiyorum.
Bir yerde okumuştum, gerçek mi, yoksa şehir efsanesi mi hatırlamıyorum, hadi isim vermeyeyim, XYZ Bankası şube müdürlerinden biri işe bisikletle gidip gelmeye başlayınca, genel müdürlükten uyarı almış "kurumsal kimliği zedeliyorsunuz" diye ve bırakmak durumunda kalmış. Bu sefil anlayış ancak sayılar arttıkça kırılabilir, o yüzden görünür olmak gerekir diyorum ve amacım ortalıkta bu yönde görüntü yaratmak. Tabii ki takım elbise ile sürmek zor, elbise değiştirip çıkacağız işten ve öyle gideceğiz, bakalım.