İklim Değişikliğinin Birçok Sonucu Düzeltilemiyor

mziyaeddin

Daimi Üye
Kayıt
9 Kasım 2006
Mesaj
363
Tepki
272
Yaş
34
Şehir
Ankara
İsim
Mehmet Ziyaeddin UYANIK
Bisiklet
Marin
İnternette bulduğum bir çevre haberi paylaşmak istedim. Biraz iç karatıcı ama gerçekler böyle:boese157:

Uzmanlar, iklim değişikliğinin birçok sonucunun artık "düzeltilemez" noktada olduğunu, küresel ısınmanın üçüncü bin yıla kadar giderilmesinin mümkün olmadığını belirtti.

ABD Ulusal Bilim Akademisinin iklim araştırmacılarından Susan Solomon, "İnsanlar uzaya karbondioksit salımını durdurursak, iklimin 100 yıl, 200 yıl içinde normale döneceğini zannediyor, bu doğru değil" dedi.

Solomon, uluslararası bir ekibin iklim değişikliğinin "değiştirilemez" sonuçları hakkında hazırladığı raporun başyazarı. Araştırma raporu, bugün Ulusal Bilim Akademisi dergisinde yayımlandı.

"İklim değişikliğinin yavaş, ama durdurulamaz olduğunu" belirten Solomon, bu nedenle uzun dönemdeki etkilerin daha da kötü olmasını önlemek için bir an önce harekete geçilmesi gereğine işaret etti.

Susan Solomon, karbon salımı durdurulsa bile en az bin yıl etkisini sürdürecek değişiklikleri "değiştirilemez" olarak tanımlıyor.

Rutgers Üniversitesi Çevresel Tahminler Merkezinden Alan Robock, Solomon başkanlığındaki uluslararası araştırma ekibinin hazırladığı raporun değerlendirmelerine katıldığını belirterek, iklim değişikliğinin etkisinin "bacaları kapatınca birkaç gün içinde havanın temizlenmesiyle sonuçlanan hava kirliliğine benzemediğini" söyledi.

Uluslararası İklim Değişikliği Panelinin liderlerinden ve konuyla ilgili dünyanın en bilinen uzmanlarından olan Solomon, raporunda ısının küresel olarak arttığını ve Akdeniz, Güney Afrika ve Kuzey Amerika'nın güneybatısında yağış görüntülerinde değişiklikler gözlendiğini kaydetti.

Okyanusların Etkisi

Araştırmacılar, raporda ayrıca, sıcak iklimin okyanusların genişlemesine ve ayrıca eriyen buzlar nedeniyle Grönland ve Antaktika'da okyanus sularının yükselmesine neden olduğuna dikkat çektiler.

Küresel ısınmanın okyanuslar tarafından yavaşlatıldığını, çünkü okyanusların ısınmak için büyük miktarda enerjiyi absorbe ettiğini kaydeden Solomon, bu iyi etkinin uzun dönemde yok olmakla kalmayacağını, ısınmış okyanusların biriktirdikleri enerjiyi havaya salarak küresel ısınmayı daha da arttıracağını belirtti.

İklim değişikliği, güneş ışınlarından gelen ısıyı yakalayıp küremizin ısısını artıran (sera etkisi) atmosferdeki gazların etkisiyle oluşuyor. Havada yüzlerce yıl kaldığı için karbondioksit, bu etkiye yaratan gazların başında geliyor.

Solomon, diğer gazların küresel ısınmanın yarısından sorumlu olsalar da, daha hızla kaybolduklarını belirtiyor.

Sanayi devriminden önce küremizin havasının her milyon biriminden 280'i karbondioksitten oluşuyordu (280 ppm), bu değer halen 385 ppm'ye yükselmiş durumda.

Solomon'un başkanlığında hazırlanan raporda, eğer havadaki karbondioksit miktarının 450-600 ppm'ye yükselmesine izin verilirse, bunun kuru mevsimlerdeki yağış oranlarında sürekli düşüşlerle sonuçlanacağı uyarısında bulunuldu.

Uzmanlar, iklim değişikliğinin bazı sonuçlarının şimdiden geri dönülemez noktaya ulaşmış olması nedeniyle, ileride daha kötü sonuçlarla yüz yüze kalmamak için kamuoyu ve politikacıların bir an önce harekete geçmesi gerektiğini belirtiyor.
yıla kadar giderilmesinin mümkün olmadığını belirtti.
Kaynak: (link)
 
Scudo

Celasin Telli

Daimi Üye
Kayıt
13 Temmuz 2009
Mesaj
249
Tepki
244
Şehir
istanbul-anadolu
Bisiklet
Cannondale
Çok kötü..Hemde çok kötü..Hiçbir konuda anlaşamayan dünya ülkeleri bu konuda müthiş bir iş birliği içinde.
 
  • Beğen
Tepkiler: mziyaeddin

Önder Tarım

Forum Bağımlısı
Kayıt
27 Mayıs 2008
Mesaj
3.368
Tepki
1.817
Şehir
Bologna / İtalya
Bisiklet
Specialized
Evet yazılanlar doğru olabilir.Ben zaten küresel ısınmanın durdurabileceğimizi düşünmüyorum tüm insanlık alemi olarak çünkü sorunun kaynağı biziz.Ben şu satırları yazarken bile Hindistan'da, Çin'de ya da Dünya'da toplamda kimbilir kaç bebek doğdu ve mutlaka buna nazaran daha az kişi ölmüştür. 2. Dünya Savaşı'nda 2 milyarı geçmeyen insan nufüsu bugün 6,5 milyarı geçti.Belki de 7'yi zorluyor. National Geographic'in ya da BBC'nin bu konuda çok güzel belgeselleri var.Eriyen buzdağları,yavaşlayan okyanus akıntıları,azalan yağmur ormanları alanı vs. bunların hiçbiri en büyük sorun değil.En büyük sorun insan nufüsu.Ayrıca isteyen arkadaşlar Permiyen Yok Oluşu'nu araştırabilirler.Dünya hayatının yine bir küresel ısınmadan dolayı nasıl %90-95'inin kaybedildiğini ibret alarak okuyabilirsiniz.
 

mziyaeddin

Daimi Üye
Kayıt
9 Kasım 2006
Mesaj
363
Tepki
272
Yaş
34
Şehir
Ankara
İsim
Mehmet Ziyaeddin UYANIK
Bisiklet
Marin
@Önder Tarım

Evet çok haklısınız. Bize derslerimizde "Küresel ısınmanın sonu buz devridir." şeklinde öğretmişlerdi. Tabi küresel ısınmanın 2 nedeni var; biri insan kaynaklı günümüzde olduğu gibi diğeride doğal. Güneşin faaliyetleri, dünyanın eksenindeki sapmalar vs.
 

Önder Tarım

Forum Bağımlısı
Kayıt
27 Mayıs 2008
Mesaj
3.368
Tepki
1.817
Şehir
Bologna / İtalya
Bisiklet
Specialized
@mziyaeddin

Evet o zamanki yine doğal yolla bir ısınma olduğundan çok uzun bir dönemde oldu.Şimdi ise bir insan ömründen kısa zamanda bu seviyeye geldik.Önümüzdeki yüzyıl için öngörülen ortalama sıcaklık artışı 1 ile 6 derece arasında.Daha şimdiden 0,8 derecelik bir artış kabul ediliyormuş.Son buzdevrinde de 6 derecelik bir soğuma sonunda İngiltere'nin üstünde 1,5 km'lik bir buz katmanı olduğunu düşünürsek,6 derecelik bir ortalama sıcaklık artışında bizi neler bekliyor düşünemiyorum bile.Bizi olmasa da gelecek nesillerimizi.
 
  • Beğen
Tepkiler: mziyaeddin

mziyaeddin

Daimi Üye
Kayıt
9 Kasım 2006
Mesaj
363
Tepki
272
Yaş
34
Şehir
Ankara
İsim
Mehmet Ziyaeddin UYANIK
Bisiklet
Marin
İşin kötü yanı bilim adamları artık dönülmez nokta aşıldı diyor. Tek yapabileceğimiz bu zamanı biraz daha erteleye bilmek için önlem almak gibi görünüyor.
 

Önder Tarım

Forum Bağımlısı
Kayıt
27 Mayıs 2008
Mesaj
3.368
Tepki
1.817
Şehir
Bologna / İtalya
Bisiklet
Specialized
Dönülmez nokta geçildi mi geçilmedi mi bilmiyorum ama şunu biliyorumki,doğa bir şekilde yolunu bularak tekrar uyum sürecine girecektir.Tabi bu uzun süre alır.Bunun daha önce örnekleri yaşanmış,tabi insan eliyle değil.Bundan uzun süre önce yine (600 milyon yıldı galiba) Dünya "snowball earth" diye tabir edilen bir çağa giriyor.Sebebi de güneşin o zamanlar çok daha zayıf ısıtma gücü olması.(Bugünkünden %30 civarında daha düşük) Böyle olunca da CO2 gazı atmosferde yeteri kadar tutulamıyor ve uzaya karışıyor.Dünya'nın ortalama ısısı bugün 15 derece iken o zamanlar -50'ye geriliyor.Heryer buz kaplanıyor ve zaten Güneş'ten az gelen ışık ve ısı,yüzeyi bembeyaz kaplı Dünyamızda hepten geri uzaya yansıtılıyor.Siz düşünün artık 6 derece nasıl etkiler iken bunda nasıl birşey olabilir.Daha sonra kurtarıcılar devreye giriyor.Yanardağlar; evet arkadaşlar bugün belki de hiç istenmeyen birşey olarak gördüğümüz CO2 o zamanki Dünya'nın kurtarıcısı oluyor.Yanardağları araştırırsanız düşündüğünüzün aksine Dünya hayatının başlangıcında sudan ve havadan daha önemli rol oynadığını görürsünüz.(Buradan beni dinden kopuk olarak görmeyin. :) Elbet bir yaratıcı var ve o tek olan Allah'tır.) Herneyse,daha da uzatmaya gerek yok.Sonuçta yanardağ püskürmeleri sonucu açığa çıkan CO2 gazı ile atmosferde daha fazla ısı tutulabilmiş ve Dünya ısınmaya başlamış.Birkaç yüzyıl içinde çok fazla ısınmış ve hemen ardından sabitlenmiş ve normal değerlere düşmüş.Yani demek istediğim doğanın bir yolunu bulup tekrar yoluna devam edebileceği.
 

ZekiAlper

Forum Bağımlısı
Kayıt
4 Ekim 2007
Mesaj
2.887
Tepki
1.515
Şehir
Antalya
İsim
Antalya Downhill Özel Antrenör
Bisiklet
Specialized
@Önder Tarım

Anlattıkların doğru olabilir.. yani bu olaylar Dünya'nın da bir evrim geçirdiğini gösteriyor ama bu "Küresel Isınma" olayı gerçekten bir evrim süreci değil bence tamamen Dünyamıza yapılan bir suistimal ve katliam! ne yazık ki..:(
Eğer Dünya nüfusunu bilinçli programlayıp bilinçli üretim sahaları açabilirsek yani doğayı da kendi haline bırakabilirsek bu süreçi cok az kayıpla atlatabiliriz..
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
@Önder Tarım


evet doğa yeniden bir yolunu bulur ve kendini yeniler olan bize olur doğaya zarar veren kendine zarar verir hepimiz hissediyoruz bir ilahi dengenin var olduğunu ve onun kazanacağını biz akılsız insanlar dünyayı yaşanmaz hale getirdik sonunda doğanın gücü kazanacak
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Sevgili arkadaşlar,​
İnsanlık iklim krizini durdurmayı başaramıyor. Durum artık acilden de öte -- gezegenimiz yardım çığlıkları atıyor.

Şu an dünya liderleri tarihe yön verebilecek iklim görüşmeleri için bir araya geliyorlar. Ama somut adımlar atılmazsa verilecek taahhütlerin hiçbir anlamı yok. Bizim, bizi bu karanlık uçurumdan çekip çıkarmak için ne gerekiyorsa yapacak cesur ve öngörülü liderlere ihtiyacımız var.

Görüşmelere ben de katılıyorum; Vanessa Nakate ve Dominika Lasota gibi genç liderlerle birlikte orada olacağız. Onlarca hükümetle bire bir görüşeceğiz -- devasa bir acil eylem talebi iletmek için bundan daha iyi bir fırsat olabilir mi! Haydi hemen katıl: tek tıkla adını ekle ve herkese ilet.​
(link)​
Dünyanın tüm liderlerine,

"İhanet."

Hükümetlerimizin sera gazı emisyonlarını azaltmaktaki başarısızlığını dünyanın her yerindeki genç insanlar işte böyle tanımlıyor. Hiç de şaşılacak bir yorum değil.

Kritik 1.5°C hedefinden kıyamet kadar uzağız ama buna rağmen dört bir yanda hükümetler fosil yakıtlara milyarlar harcayarak bu krize adeta körükle gidiyorlar.

Bu bir tatbikat değil. Dünya kırmızı alarmda. Gezegenimiz yıkıma uğrarken milyonlarca kişi büyük acılar çekecek -- vereceğiniz kararlarla bizi bekleyen korkunç bir geleceği ya yaratacaksınız ya da önleyeceksiniz. Bunu belirleyecek güç sizin elinizde.

Bu gezegende yaşayan yurttaşlar olarak sizi iklim acil durumuyla yüzleşmeye çağırıyoruz. Ama gelecek yıl değil, gelecek ay da değil. Hemen! Şimdi...

  • Kıymetli 1.5°C hedefine bağlı kalın ve bu hedef için daha önce görülmedik bir hızda ve etkide yıllık emisyon azaltımlarını gerçekleştirin.
  • Fosil yakıtlara yapılan tüm yatırımları sonlandırın, teşvikleri ve yeni projeleri durdurun ve yeni arama ve çıkarma faaliyetlerine son verin.
  • ‘Yaratıcı’ karbon muhasebesine son verin; bunun için tüm tüketim endekslerinin, tedarik zincirlerinin, uluslararası hava ve deniz taşımacılığının ve biyokütle yakılmasının toplam emisyon değerlerini yayınlayın.
  • En savunmasız ülkelere vaadedilen 100 milyar doları aktarın ve iklim felaketleri için ek fonlar verin.
  • İşçileri ve en savunmasız durumdakileri koruyacak iklim politikalarını hayata geçirin ve her alanda eşitsizliği azaltın
Bunu hâlâ başarabiliriz. Eğer değişim için hazırsak yaşanabilecek olası en kötü sonuçları önlemek için hâlâ vaktimiz var. Bunun için kararlı ve öngörülü bir liderlik gerekiyor. Ve bir de muazzam bir cesaret -- ama şunu bilin ki, siz o adımı attığınızda arkanızda sizi destekleyen milyarlar olacak.
(link)​
Bunca atalet karşısında umudu ayakta tutmak çok zor gelebilir. Ama benim umudum insanlarda -- geleceği kurtarmak için harekete geçen milyonlarcamızda. Umudum yaptığımız mitinglerde, mücadeleye devam etme kararlılığımızda ve gücü elinde tutanların yüzüne hakikatleri söylerken titreyen seslerimizde. Umudumun kaynağı, gücünü insanlığa ve dünyalar güzeli gezegenimize duyduğu sevgisinden alan hareketimiz. Bunu kesinlikle başarabileceğimize duyduğum güveni ve inancı ayakta tutan işte bu umut. Evet, başarmalıyız. Omuz omuza, hep birlikte.​
Kırılmaz umudumuzla,



İsveç’ten Greta ve Uganda’dan Vanessa, Polonya’dan Dominika, Filipinler’den Mitzi ile dünyanın her yerinden genç aktivistler​
 

Can Çelik

🛠 🛠 🛠
Kayıt
20 Eylül 2019
Mesaj
3.319
Tepki
6.817
Yaş
39
Şehir
İstanbul
İsim
Can Çelik
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
"Araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15'inin kaynağının hayvan yetiştiriciliği olduğunu gösteriyor. Bu oran, hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksek. Hayvanların sindirimi atmosfere metan gazı salımına neden olurken, gübre üretimi CO2 yayıyor. Hayvancılıkta fosil yakıtların kullanılması yine çevre için önemli bir sorun. Diğer yandan hayvan yemi üretimi (özellikle soya), ormanların yok olmasına yol açarak gezegenin sera gazı elimine etme kapasitesini düşürüyor.

Hayvanların üretim, ulaşım ve dağıtım aşamalarında çevreye verilen zararla birlikte hayvansal atıklar da doğayı ve suları kirleten başlıca faktörlerden.

Et üretimi aynı zamanda su tüketimiyle de yakından ilişkili: 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketmek gerekiyor. Bu rakam buğday ve pirinç için kullanılanın 10 katı."


kaynak : (link)

Hayvanlardan elimizi çekersek, hem onlar, hem kendimiz, hem de doğa için, iyiliğe dair bir şey yapmış oluyoruz.
 

Eser Sevinç

Eskiden buralar dutluktu
Kayıt
5 Nisan 2011
Mesaj
2.017
Tepki
3.079
Şehir
Ankara - Eskişehir
İsim
Eser Sevinç
Başlangıç
1986—87
Bisiklet
Scott
Bisiklet türü
Yol bisikleti
"Araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15'inin kaynağının hayvan yetiştiriciliği olduğunu gösteriyor. Bu oran, hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksek. Hayvanların sindirimi atmosfere metan gazı salımına neden olurken, gübre üretimi CO2 yayıyor. Hayvancılıkta fosil yakıtların kullanılması yine çevre için önemli bir sorun. Diğer yandan hayvan yemi üretimi (özellikle soya), ormanların yok olmasına yol açarak gezegenin sera gazı elimine etme kapasitesini düşürüyor.

Hayvanların üretim, ulaşım ve dağıtım aşamalarında çevreye verilen zararla birlikte hayvansal atıklar da doğayı ve suları kirleten başlıca faktörlerden.

Et üretimi aynı zamanda su tüketimiyle de yakından ilişkili: 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketmek gerekiyor. Bu rakam buğday ve pirinç için kullanılanın 10 katı."


kaynak : (link)

Hayvanlardan elimizi çekersek, hem onlar, hem kendimiz, hem de doğa için, iyiliğe dair bir şey yapmış oluyoruz.
Neyseki Türkiye'de et tüketimi oldukça düşük, doğal sonucu olarak yöneticilerimizin de böyle dertleri yok.
Bizim derdimiz fosil yakıt kullanan araçlarla.
O da yavaş yavaş azalacak, araç fiyatları, benzin fiyatları, hayat pahalılığı derken, doğal yollarla fosil yakıt kullanan araç sayısında ciddi oranda kullanımın azalmasını bekliyorum önümüzdeki yıllarda.
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
"Araştırmalar, dünyadaki sera gazı emisyonlarının en az yüzde 15'inin kaynağının hayvan yetiştiriciliği olduğunu gösteriyor. Bu oran, hava ve kara trafiğinin yol açtığı sera gazı emisyonundan daha yüksek. Hayvanların sindirimi atmosfere metan gazı salımına neden olurken, gübre üretimi CO2 yayıyor. Hayvancılıkta fosil yakıtların kullanılması yine çevre için önemli bir sorun. Diğer yandan hayvan yemi üretimi (özellikle soya), ormanların yok olmasına yol açarak gezegenin sera gazı elimine etme kapasitesini düşürüyor.

Hayvanların üretim, ulaşım ve dağıtım aşamalarında çevreye verilen zararla birlikte hayvansal atıklar da doğayı ve suları kirleten başlıca faktörlerden.

Et üretimi aynı zamanda su tüketimiyle de yakından ilişkili: 500 gram inek eti üretmek için yaklaşık 7 bin litre su tüketmek gerekiyor. Bu rakam buğday ve pirinç için kullanılanın 10 katı."


kaynak : (link)

Hayvanlardan elimizi çekersek, hem onlar, hem kendimiz, hem de doğa için, iyiliğe dair bir şey yapmış oluyoruz.
Tamamen yanlış. Sera gazı üretenler insanlar.
 

Can Çelik

🛠 🛠 🛠
Kayıt
20 Eylül 2019
Mesaj
3.319
Tepki
6.817
Yaş
39
Şehir
İstanbul
İsim
Can Çelik
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
@Mehmet Metin Levent Makalede de hayvanlar sera gazı üretiyor demiyor zaten. Hayvanların solumasıyla veya osurmasıyla gezegenin ısındığını iddia ettiğimizi düşünmüyorsunuz umarım? Sera gazının %15+ i Hayvancılık sonucu oluşuyor diyor. Yani et endüstrisi için otlama alanlarının sulanması (su buharı sera etkisi olan bir gazdır), endüstri için kullanılan vasıtaların emisyonları, ayrıca et yiyen insanların yaydığı CO2 (günde 100 gramdan fazla et yiyen bir kişi ort 7.2kg CO2 üretirken, vegan beslenenler ort 3.5 kg CO2 üretiyorlar) gibi faktörlerden bahsediliyor.
 
  • Beğen
Tepkiler: sccetin

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
@Mehmet Metin Levent Makalede de hayvanlar sera gazı üretiyor demiyor zaten. Hayvanların solumasıyla veya osurmasıyla gezegenin ısındığını iddia ettiğimizi düşünmüyorsunuz umarım? Sera gazının %15+ i Hayvancılık sonucu oluşuyor diyor. Yani et endüstrisi için otlama alanlarının sulanması (su buharı sera etkisi olan bir gazdır), endüstri için kullanılan vasıtaların emisyonları, ayrıca et yiyen insanların yaydığı CO2 (günde 100 gramdan fazla et yiyen bir kişi ort 7.2kg CO2 üretirken, vegan beslenenler ort 3.5 kg CO2 üretiyorlar) gibi faktörlerden bahsediliyor.
Pekiyi çözüm ne bu durumda?
 

Can Çelik

🛠 🛠 🛠
Kayıt
20 Eylül 2019
Mesaj
3.319
Tepki
6.817
Yaş
39
Şehir
İstanbul
İsim
Can Çelik
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
@Mehmet Metin Levent Hayvan endüstrisine para kazandıran insan sayısı azaldıkça bu endüstrinin çevreye saçtığı zararlar azalacak haliyle. Tabii bu tek başına yeterli demiyorum.
 

Ender A.

Aktif Üye
Kayıt
4 Nisan 2014
Mesaj
118
Tepki
125
Yaş
43
Şehir
Konya Ereğli
İsim
Ender
Başlangıç
2011—12
Bisiklet
Geotech
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
İklim krizini durduracak ve tersine çevirecek tek yöntemin atmosferdeki fazla karbondioksiti toprağa gömmek olduğu söyleniyor. Bunu aslında doğa kendisi yapabiliyor ama biz endüstriyel tarımla birlikte artık toprağı da verimsizleştirdik. Aslında tarım ve hayvancılık birbirini besleyen kapalı bir sistem halinde çalışır. Tarladan aldığınızı hayvana yedirirsiniz, hayvandan elde ettiğiniz gübre ile ürün yetiştirirsiniz. Buna benzer bir çok doğal döngü endüstriyel tarım tarafından yok edildi. Tarım ilacı diye pazarlanan zehirler bir zararlıyı yok ederken beraberinde onlarca yararlıyı da yok ediyor. Çiftçiye bu zehiri atma desen benim ürünüm çürürse zararımı kim karşılayacak diyor. Acayip bir girdaba girdik, çıkamıyoruz.

 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Bu başlığa greta kızımızla yapılan reklamı gömmemdeki asıl sebep ne ondan bir yanıt alır mıyım acaba idi. Bize sunulan şeylerden bahsedildi. İneklerin saldığı metan gazları, sera gazları, motorize yaşam vs.

Covid i bir şekilde hayatımıza iliştirdiler. O bir yandan bizle gelirken, şimdi yeni kaygılar lazım insanoğluna. Iklim krizi bunlardan birincisi elbette. Doğrudan etkilerini görüyoruz. Dolular, hortumlar, aşırı yağış, kurak geçen yıllar vs. Iklim krizi ile ilgilenen kocamanların umrunda mı sizce? Hiç değil. Onlar bu kaygılardan nasıl cepleri doldururuz onun planlarını yapıyorlar.
Nasıl, Covid i çine mal edip dünyanın zararını çinden almalıyız diye bir yoklama çektiler.
Sera gazı ve iklim değişikliği bahanesi ile ülkelerin emeklilik fonlarına çözmeyi planladıkları söyleniyor. Bekleyip göreceğiz.
1990 yılında petrolün 2050 de biteceği söyleniyordu. Sibiryanın altının petrol olduğu dile getirilmiyordu o vakitler. Sibirya ise 200 yıllık daha petrol rezervi demek. Kısacası, herkesi elektrikli otomobil üretimine iterken, doğayı falan düşündükleri yok aslında.
 

suyunsesi

Forum Bağımlısı
Kayıt
20 Mart 2007
Mesaj
1.425
Tepki
5.912
Yaş
50
Şehir
İstanbul
İsim
Turgay
Başlangıç
1979—80
Bisiklet
Trek
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Bu başlığa greta kızımızla yapılan reklamı gömmemdeki asıl sebep ne ondan bir yanıt alır mıyım acaba idi. Bize sunulan şeylerden bahsedildi. İneklerin saldığı metan gazları, sera gazları, motorize yaşam vs.

Covid i bir şekilde hayatımıza iliştirdiler. O bir yandan bizle gelirken, şimdi yeni kaygılar lazım insanoğluna. Iklim krizi bunlardan birincisi elbette. Doğrudan etkilerini görüyoruz. Dolular, hortumlar, aşırı yağış, kurak geçen yıllar vs. Iklim krizi ile ilgilenen kocamanların umrunda mı sizce? Hiç değil. Onlar bu kaygılardan nasıl cepleri doldururuz onun planlarını yapıyorlar.
Nasıl, Covid i çine mal edip dünyanın zararını çinden almalıyız diye bir yoklama çektiler.
Sera gazı ve iklim değişikliği bahanesi ile ülkelerin emeklilik fonlarına çözmeyi planladıkları söyleniyor. Bekleyip göreceğiz.
1990 yılında petrolün 2050 de biteceği söyleniyordu. Sibiryanın altının petrol olduğu dile getirilmiyordu o vakitler. Sibirya ise 200 yıllık daha petrol rezervi demek. Kısacası, herkesi elektrikli otomobil üretimine iterken, doğayı falan düşündükleri yok aslında.
Aslında bunu bir çoğumuz biliyoruz. Bu insanlık doğru bir şekilde evrimine devam etmezse, yok oluş başlar. Çekirdekten başlayalım diyoruz, doğru olmayanların da yanlış şekilde çocuklarına aktarım yaptıklarını biliyoruz. Doğrularla birlikte yanlışlar da çoğalıyor. Aslında umudu yitirmek ve karamsar olmak istemiyorum ama sanırım bilimkurgular gerçek olacak.