M.Cilasun Bayülgen
Daimi Üye
- Kayıt
- 8 Ocak 2010
- Mesaj
- 348
- Tepki
- 254
- Şehir
- İstanbul
Herkeze merhabalar,
Konuyu okuduğum zaman herkezin kulaktan dolma birşeyler yazdığını gördüm ve ben de mümkün olduğunca -doğru bilgiler- ışığında bildiklerimi özetlemek istedim...
Hollywood kültürü hayatımıza Sniper/keskin nişancı kavramını sokmuştur. Sniper yaygın olarak keskin nişancı ve/veya bu kişilerin kullandığı tüfekler olarak bilinse de kelime anlamı snipe=batalık çulluğu, sniper ise batalık çulluğu avlayan anlamına gelir. Hindistanın İngiliz işgali altında olduğu dönemde çok ürkek bir kuş olan batalık çulluğunu avlayabilen, sadece iyi atıcı değil aynı zamanda gizlilik ustası olan avcılar için kullanılan bir deyim olarak çıkmış ve bugünkü anlamına kavuşmuştur.
Bu kişilerin kullandığı silahlar başlangıçta, av amaçlı da kullanılan ve genelde bolt-action diye tabir edilen yani merminin atım yatağına manuel olarak sokulduğu 'elle kurulan' silahlar idi. Bunun sebebi ise (kaba bir anlatım ile) yarım ve tam otomatik silahlarda barut basıncının bir kısmının, silahın bir sonraki mermiyi alması için heba edilmesidir. Bu durum elle kurulan silahlarda olmadığından, barutun patlaması ile elde edilen enerjinin tamamı çekirdeğin itilmesi için kullanılmasıdır. Uzatmayayım, sniper kavramı geliştikçe bu kişilerin kullandığı silahlar da özelleşmiştir.
Ancak yanlış bilinen bir durum, bu silahların etkili mesafesinin nokta atışı yapabildiği mesafe diye bir anlatımla özetlenememesidir. Bu tüfeklerin hassasiyeti MOA ile anlatılır. Etkili mesafe ise çoğu zaman namlu boyu/kalitesi ve silahta kullanılan mermi ile alakalıdır. MOA ingilizce Minute Of Angle'ın kısaltmasıdır ve kabaca anlatımı ise şu şekildedir;
Tüfeğin attığı bir grup 100 metrede 1 inç çapında (2,5cm) bir dairenin içinde kalıyorsa hassasiyeti 1 MOA'dır. Bu oran lineerdir yani 200 metrede 5cm, 400 metrede 10, 800 metrede 20cm gibi... Bu arada modern tüfeklerde hassasiyet bildiğim kadarıyla 0,2-0,3 MOA'ya ulaşmıştır. Yani kabaca 800 metrede 6cm
gibi bir değerden bahsedilmekte... Ama zannetmeyin ki hassas bir alet alınca herkez her attığını vurur. Çünkü bu derece uzak atışlarda havadaki rutubet, ortam ısısı, rüzgar gibi faktörler atışı etkilediği gibi çok ekstrem mesafelerde Coriolis Etkisi'nin bile göz önünde bulundurulduğu söylenir. (Coriolis etkisi, merminin namluyu terk edişinden hedefi buluncaya kadar geçen zamanda dünyanın dönmesinin oluşturduğu sapmadır...
Bencede OHAAA.....)
Dürbünler ise ayrı bir konu, yazacağım özellikler sadece optik nişangahlar değil tüm dürbünler için geçerlidir. Termal ve gece görüş nişangahları siviller için yasadışı olduğundan tarafımdan mevzu edilmeyecektir, çok da anlamam zaten...
Dürbünler sabit yaklaştırmalı veya değişken yaklaştırmalı (zoomlu) olabilir.
8X40, 4-10X60 vs.. gibi rakamlarla anlatılır. Birinci rakam yaklaştırma oranı/oranları, ikinci rakam ise milimetre cinsinden objektif çapıdır. Objektif dürbünün hedefe bakan kısmı, oküler ise göze gelen kısmına denir.
Peki bu ne anlama gelir? Dürbünün gösterebileceği mesafe diye birşey yoktur, yıldızlara da bakabilirsiniz 20-30 metre ileriye de... İlk rakam oranında görüntü yaklaşır sadece unutulmaması lazımdır ki çok yakın yerleri, birkaç metre gibi, içerideki optik düzenekten dolayı netleyemezsiniz. Örneğin 10X50 bir dürbün 1000 metreyi 100 metreye indirir. 200 metreyi de 20 metreye gibi... Objektif çapı ise temelde iki şekilde bizi etkiler.
1-Çap arttıkça görebildiğimiz alan genişler.
2-Dürbünün karanlıktaki performansı artar çünkü içinden geçerek göze ulaşan ışık miktarı artar.
Askeri amaçlı olmayan yivli tüfekler, yivli silah ruhsatı almak şartıyla tamamen yasaldır. (ama sağlam bir vergisi vardır... olsun da zaten...) Detaylı bilgi www.emniyet.gov.tr'den edilinebilir.
Havalı silahlar yurdumuzda ruhsatsız olarak edinilebildiği gibi bu silahlarla işlenen suçlar da (bildiğim kadarı ile) ateşli silah kanununa göre ele alınmaktadır yani kötüye kullanımı şakaya gelmez...
Sağlıcakla ve barış içinde kalın.
Konuyu okuduğum zaman herkezin kulaktan dolma birşeyler yazdığını gördüm ve ben de mümkün olduğunca -doğru bilgiler- ışığında bildiklerimi özetlemek istedim...
Hollywood kültürü hayatımıza Sniper/keskin nişancı kavramını sokmuştur. Sniper yaygın olarak keskin nişancı ve/veya bu kişilerin kullandığı tüfekler olarak bilinse de kelime anlamı snipe=batalık çulluğu, sniper ise batalık çulluğu avlayan anlamına gelir. Hindistanın İngiliz işgali altında olduğu dönemde çok ürkek bir kuş olan batalık çulluğunu avlayabilen, sadece iyi atıcı değil aynı zamanda gizlilik ustası olan avcılar için kullanılan bir deyim olarak çıkmış ve bugünkü anlamına kavuşmuştur.
Bu kişilerin kullandığı silahlar başlangıçta, av amaçlı da kullanılan ve genelde bolt-action diye tabir edilen yani merminin atım yatağına manuel olarak sokulduğu 'elle kurulan' silahlar idi. Bunun sebebi ise (kaba bir anlatım ile) yarım ve tam otomatik silahlarda barut basıncının bir kısmının, silahın bir sonraki mermiyi alması için heba edilmesidir. Bu durum elle kurulan silahlarda olmadığından, barutun patlaması ile elde edilen enerjinin tamamı çekirdeğin itilmesi için kullanılmasıdır. Uzatmayayım, sniper kavramı geliştikçe bu kişilerin kullandığı silahlar da özelleşmiştir.
Ancak yanlış bilinen bir durum, bu silahların etkili mesafesinin nokta atışı yapabildiği mesafe diye bir anlatımla özetlenememesidir. Bu tüfeklerin hassasiyeti MOA ile anlatılır. Etkili mesafe ise çoğu zaman namlu boyu/kalitesi ve silahta kullanılan mermi ile alakalıdır. MOA ingilizce Minute Of Angle'ın kısaltmasıdır ve kabaca anlatımı ise şu şekildedir;
Tüfeğin attığı bir grup 100 metrede 1 inç çapında (2,5cm) bir dairenin içinde kalıyorsa hassasiyeti 1 MOA'dır. Bu oran lineerdir yani 200 metrede 5cm, 400 metrede 10, 800 metrede 20cm gibi... Bu arada modern tüfeklerde hassasiyet bildiğim kadarıyla 0,2-0,3 MOA'ya ulaşmıştır. Yani kabaca 800 metrede 6cm
gibi bir değerden bahsedilmekte... Ama zannetmeyin ki hassas bir alet alınca herkez her attığını vurur. Çünkü bu derece uzak atışlarda havadaki rutubet, ortam ısısı, rüzgar gibi faktörler atışı etkilediği gibi çok ekstrem mesafelerde Coriolis Etkisi'nin bile göz önünde bulundurulduğu söylenir. (Coriolis etkisi, merminin namluyu terk edişinden hedefi buluncaya kadar geçen zamanda dünyanın dönmesinin oluşturduğu sapmadır...
Bencede OHAAA.....)Dürbünler ise ayrı bir konu, yazacağım özellikler sadece optik nişangahlar değil tüm dürbünler için geçerlidir. Termal ve gece görüş nişangahları siviller için yasadışı olduğundan tarafımdan mevzu edilmeyecektir, çok da anlamam zaten...
Dürbünler sabit yaklaştırmalı veya değişken yaklaştırmalı (zoomlu) olabilir.
8X40, 4-10X60 vs.. gibi rakamlarla anlatılır. Birinci rakam yaklaştırma oranı/oranları, ikinci rakam ise milimetre cinsinden objektif çapıdır. Objektif dürbünün hedefe bakan kısmı, oküler ise göze gelen kısmına denir.
Peki bu ne anlama gelir? Dürbünün gösterebileceği mesafe diye birşey yoktur, yıldızlara da bakabilirsiniz 20-30 metre ileriye de... İlk rakam oranında görüntü yaklaşır sadece unutulmaması lazımdır ki çok yakın yerleri, birkaç metre gibi, içerideki optik düzenekten dolayı netleyemezsiniz. Örneğin 10X50 bir dürbün 1000 metreyi 100 metreye indirir. 200 metreyi de 20 metreye gibi... Objektif çapı ise temelde iki şekilde bizi etkiler.
1-Çap arttıkça görebildiğimiz alan genişler.
2-Dürbünün karanlıktaki performansı artar çünkü içinden geçerek göze ulaşan ışık miktarı artar.
Askeri amaçlı olmayan yivli tüfekler, yivli silah ruhsatı almak şartıyla tamamen yasaldır. (ama sağlam bir vergisi vardır... olsun da zaten...) Detaylı bilgi www.emniyet.gov.tr'den edilinebilir.
Havalı silahlar yurdumuzda ruhsatsız olarak edinilebildiği gibi bu silahlarla işlenen suçlar da (bildiğim kadarı ile) ateşli silah kanununa göre ele alınmaktadır yani kötüye kullanımı şakaya gelmez...
Sağlıcakla ve barış içinde kalın.
