deprem 2045'de

Sarp X

Aktif Üye
Kayıt
7 Nisan 2014
Mesaj
139
Tepki
137
Yaş
35
Şehir
İstanbul/Kadıköy - Balıkesir/Akçay-Zeytinli
İsim
Sarper Uluoluk
Başlangıç
1994—95
Bisiklet
Giant
Bisiklet türü
Şehir - Tur
@Candan Biberci

@yaboga


Öncelikle deprem profesörleri bu konu ile ilgili her zaman bilgi vermişlerdir. Ancak Marmara depreminden önce ne yazık ki deprem önemi, daha doğrusu kavramı anlaşılamıyordu. 27 yaşındayım, çocukken hatırladığım Adana'da gerçekleşen daha ufak çaplı deprem haberlerini hatırlıyorum. Sadece kısa bir haber olarak geçmişti.

Bırakın beni, benim 1 ve 2 neslim öncesi bile bu oranda deprem nedir doğru düzgün bilmiyordu. Dolayısıyla yaşanan dönemde böyle bir felaket gerçekleşmediği için önemsenmiyordu da. Böyle bir olay yaşanmadan Türkiye gibi bir ülkede gidip profesörlere bu tür olaylar hakkında fikir danışıp, bunu gündeme taşıyacaklarını beklemiyorsunuzdur. Tabii medya değeri yoksa.

İkinci olarak sahil kasabalarına yerleşmek çok mantıklı değil. Marmara depremini ailemle birlikte 10. katta oturarak yaşadık. 2001 krizinden sonra yaşam koşulları daha da zorlaşınca Balıkesir'e yerleştik. Balıkesir'e yerleşirken ailemin "depremden de uzaklaşmış oluruz" tarzındaki cümlelerini hatırlıyorum.

Marmara bölgesi kadar olmasa da Ege'nin üzerinden, Akdeniz'in ise Hatay civarından güneye doğru ve Kıbrıs'ın doğu-batı hattı boyunca faylar geçmekte. Bizim için kaçmak genel bir refleks haline geldi malesef. Depremden kaçmak değil depreme hazırlıklı yaşamayı hedeflemek lazım. Devlet bu konuda önem vermese de bireysel olarak tercihlerle hayatımıza "elimizden geldiğince" yön vermek zorundayız.

"50 katlı binaları diktiler, kıyım kapıda..." Bu cümleye de takıldım.

Kentsel dönüşümün kimlere yaradığı, kimlerin fayda sağladı ortada. Ancak tıpkı sigara yasağı gibi kesinlikle olması gereken bir şeydi. Depreme uygun olduğu sürece 100 katlı bina da yaparlar, daha fazlasını da. Önemli olan gerçekten depreme uygun olarak yapılıyor mu? O binalara yerleşen insanlar hayatlarının sorumluluğunu kendi de alıyor mu? Yeni yönetmelikler gereği bu tür uygulamalar zaten yapılmak zorunda. Ancak her şeye rağmen ekstra denetimler gerçekleştirilebilir.

Hayatını ortaya koyup, canla başla para biriktirip ev alıyorsanız, gerekirse 10-20 daha ortaya koyup kontrolünü de yapmak zorundasınız.

Şimdi gelelim deprem olacak mı olmayacak mı, kaç şiddetinde olacak tartışmalarına.

Önceleri konuya olan ilgim, sonra eğitimim gereği Celal Şengör'ü yıllardan beri takip ederim.

Çoğunuzun (çoğumuzun) deli olarak bildiği Şener Üşümezsoy'un da dersini aldım. Öncelikle özet geçeyim, harbiden deli :)

Eğitimi hala devam eden ve uzun seneler de devam edecek biri olarak konunun uzmanı değilim. Bunca yıllık profesörler bile görüş birliğine ulaşamıyorken zaten çok normal uzman olmamam.

Şengör (ve bazı bilim adamları) genel olarak düşüncelerinde aşağıdaki gibi 1, hatta 2 büyük depremin olacağını belirtir.

(link)

Üşümezsoy (ve diğer bilim adamları) ise bu enerjinin daha önce boşaldığını, ve tekrar böyle birden fazla fayın aynı anda kırılmasını ve bu çaplı bir enerjinin ortaya çıkması için çok daha fazla sürenin geçmesi gerektiğini belirtir. Bu nedenle belirtilen ve korkulandan daha düşük büyüklükte olacağını.

(link)

Şengör ve Üşümezsoy'u kıyaslamıyorum elbette. Özellikle Üşümezsoy'un ne denli kırık bir insan olduğunu bilen biri olarak bir iddiam yok (diğerinin de çok normal olduğu söylenemez aslında)

Ancak okuduğum ve dinlediğim kadarıyla bana her ikisi de doğru geliyor. Yani gerçekten de böyle bir deprem olması çok olası değil, bunu Şengör de aslında kabul ediyor.

Diğer yandan bakacak olursak, deprem gibi doğa olayları için asla "kesinlikten" söz edilemez. Olacak veya olmayacak diye kesin bir kanıya varmak çok zordur. O nedenle profesörlerin farklı görüşlerinden birine inanmak bence çok doğru değil, genel olarak fikirlerin birbirini beslemesine dikkat vermek gerek (çok saçmalamadığı sürece)

Ancak deprem ihtimali %1 ihtimal de olsa ciddiye almak gerekir, çünkü Marmara, Japonya, Endonezya gibi örneklerde de gördüğümüz gibi yaşattığı maddi-manevi hasar çok çok fazladır. Bu nedenle özellikle Şengör'ün "bilim adamı felaket tellalı olmak zorundadır" sözüne kesinlikle katılıyorum. Hele de bizim gibi bir sorumsuz, unutmaya yatkın ve her şeyi kadere bağlayan bir millet için.

Burada deprem olacak mı olmayacak mı, kaç şiddetinde olacak, o profesör mü haklı, şu mu diye tartışmak yerine bireysel olarak görevimiz;

-Kısa vadede: Eski binada oturuyorsanız, ne yapıp edip, daha kötü yerde de olsa, daha da küçük de olsa yeni (en azından deprem sonrası) ve depreme dayanıklı sertifikası olan bir eve yerleşmek (bu nedenle dönüşümü çok iyi bulduğum gibi, çok daha hızlanmasını istiyorum)

-Uzun vadede: Deprem ile yaşamayı öğrenip, hem evde hazırlık anlamında, hem de sonrasında yapılacaklar için bir programa sahip olma anlamında kendimizi eğitmeli ve geliştirmeliyiz.

Herkes 30-40 yıllık binada oturup 7-8 büyüklüğünde deprem olacak mı diye merak ediyor. Marmara depreminin üzerinden 17 sene geçti. Sırf bu süre bile birçok apartmanın ömrünün dolması için yeterli oldu. Yok temeli sağlammış, yok kazılırken iş makinası kayaları parçalayamamış, yok depremde tek bir şey olmamış...

Çoğu eski bina depreme hazırlıklı falan değil arkadaşlar. Çoğunda kullanılan malzeme deniz kumu. Üzerinden de belirttiğim gibi azımsanmayacak sene geçti. Korkmanız için 7-8 büyüklüğünde depreme ihtiyacınız yok. Binanızın yıkılması için de...

Bunları konuşurken beklediğinizin çok daha azında bile felaket yaşamamak için, lütfen ciddiye alın, yakınlarınıza aldırın ve önleminizi hayata geçirin.
 
Scudo

C.Biberci

Tulpar
Kayıt
1 Kasım 2015
Mesaj
1.864
Tepki
5.477
Yaş
43
Şehir
Bursa
İsim
Alp Tigin
Başlangıç
1991—92
Bisiklet
Trek
Bisiklet türü
Triathlon
@Sarper Uluoluk Haklısın.Denetimin ne derecede olduğu ortada.Şantiyeler devlet için "Rantiye" olmuş.Biz Japonya yada Şili değiliz depreme kentsel dönüşümle hazırlacak yapıda değiliz.
Göz ardı edilen çok şey var minareyi çalan kılıfınıda hazırlıyor.Odalar birliği vs çoğu projeye uygun ve etik olmaddığından karşı çıkıyor ama devlet ise bunlar muhalif ota b.ka veto koyuyorlar deyip kendi bildiğini okuyor.
Dünyalık dünyalık dünyalık...Tek bildikleti bu !
 
  • Beğen
Tepkiler: Hami Bulut

engin güner

Forum Bağımlısı
Kayıt
28 Aralık 2010
Mesaj
715
Tepki
709
Şehir
kartal
fayın her yerini resimlemiş her şehrini gezmiş biriyim bu adamlar neyin kafasını yaşıyor acaba
 
  • Beğen
Tepkiler: C.Biberci