KevSerSeri
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Ağustos 2006
- Mesaj
- 1.351
- Tepki
- 3.345
- Şehir
- Ankara
SALına SALına Gezmek Ne Güzel!
Merhaba Pedal Dostları,
Biliyorum dünden beri yayla fotoğraflarının tadı damağınızda kaldı. Acaba bugün bizleri neler bekliyor biz de en az sizin kadar meraklıyız.
Sabahın 6.30‘unda Serkan beni dürterek “kalk hacım kalk” diye uyandırıyor. Aman Allah’ım bu hayra alamet değil tur boyunca yani tam yedi gündür bağır çağır zorla uyandırdığım turdaşım ilk defa beni uyandırıyor. Açıyorum gözlerimi ne oldu diyerek.
- Hadi kalk da kahvaltıya gidelim, ben acıktım.
- Saat kaç?
- 6.30
- Aman Serkan ya bugün bisikelt de sürmeyeceğiz bırak da az daha yatalım.
- Kalk kalk ben acıktım.
- Ya offf az bi sus bi dur.
- Kızım ben 4.30`da kalktım 5’te kalktım zor durdum bu saate kadar hadi kalk.
- İyi be, iyi be.
- Pokut’a kahvaltıya gidelim hazırlan da.
- Ohoo yüzünü yıka, lensini tak derken.
- Yaw hadi çabuk, aynan nerde ben yardım edeyim sana.
- Serkan ne bu acele? Ne haltlar karıştırıyorsun sen?
Yüzümü yıkıyor, dünyayı daha parlak ve net görebilmek adına da lenslerimi takıyorum. Üzerimi giyindikten sonra gece girmeye korktuğumuz orman içindeki patikadan Pokut’a doğru ilerliyoruz.
Patika o kadar muhteşem ki fotoğraf çeke çeke ilerliyoruz. Hotele vardığımızda trekking grubunun ayrılmak üzere olduğunu görüyoruz. Serkan’ın sancısı şimdi anlaşıldı. Onlar gitmeden önce yetişmek istiyormuş. Yorumsuz!
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2190.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2191.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040083.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2203.jpg
Sal Yaylasına bakış,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2195.jpg
Dikkatli bakın, uzaklardaki evler Amlakit Yaylası,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2196.jpg
Hoşça kalın dostça kalın uğurlamalarından sonra bari biz de burada kahvaltı yapalım diyoruz. Kahvaltıda neler var diyoruz. Başlıyorlar saymaya peynir, zeytin, muhlama, reçel... Tamam tamam yeterli çay da var değil mi? Evet cevabının ardından sofranın kurulması için balkon kısmına geçiyoruz. İnanılmaz güzel bir manzara var. Oturup keyfini çıkaralım bari diyoruz. Amma ve lakin sabahın erken saatine rağmen yakıcılığı olağanüstü düzeyde. Güneşe yakın olmak böyle bir şey olsa gerek. Açım karnına olmaz demeyen Serkan tüttürüyor bir sigara. Ben de hem dumandan hem de güneşten bunalıp içeri kaçıyorum. Peşime Serkan da geliyor ve kahvaltıyı içeride yapıyoruz.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040090.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040088.jpg
Bizim dünkü ufaklık yine buralarda. Pişt Yunus n’aber diyorum hiç pas vermiyor. Kendini bugün iyice aşmış. Dünkü emzik çıkartılıp bir kenara fırlatılmış, ayakkabılar da öyle. Yine köpekle oynuyor. Girdi kulubenin içine çıkmıyor sıpa. Bu çocuktaki cesaret ve kendine güven bizi oldukça sarstı. Demek neymiş? Kendine güvenen sağlıklı nesiller için ufakken bu şekilde eğitiyormuşuz ama çaktırmadan. Şunu yap, bunu yapma hayır evet diye bağırmadan.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2208.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2212.jpg
Artık hesabımızı ödeyip yavaştan kalkalım diyoruz.
- Abi hesabı alabilir miyiz?
- Tabi hemen. 40 lira.
- Hık mık 40 mı? Kişi başı yani 20 lira mı?
- Evet
Kaşlarımı çatıp Serkana bakarken titrek ellerim cüzdana gidiyor. İçimden de geçmiş olsun diyorum. İşte memleketimin en genel hali. Ama suç kesinlikle bizde. Şimdiye kadar gittiğimiz her yerde 10 liradan kahvaltı almıştık. Burada da öyledir, en fazla ne kadar olabilir ki deyip masaya oturursan adamı böyle öperler işte. Şimdiye kadar yaptığımız kahvaltılardan daha fakir bir sofra olmasına rağmen şu verdiğimiz paraya öyle bir acıdık ki içimize oturdu. Olan keyfimiz de kaçtı. Hani değse bir şey değil de kesinlikle değmez. Sanki bana Ankara’nın en güzel cafelerinde brunch verdiler. Neyse yapılacak bir şey yok. Aldığımız dersle birlikte bize boynu bükük gitmek düşer.
Hotelin balkonundan yeni tecrübelerimizle ayrılıken bir şey çarpıyor gözümüze. Zımpara taşı. Serkan’ın çakısı yanındaymış. Hemen denemeye koyuluyoruz. Hani dün gece domuz, ayı gelmedi belki bu gece kahramanlık yapacağımız tutar.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2221.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2223.jpg
Pokut’tan manzaralar,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2198.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2199.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2205.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2204.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2215.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2231.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2240.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2246.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2243.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2249.jpg
Fotoğraf çeke çeke çadırımızın yanına doğru ilerliyoruz. Of bugün erken de kalktık akşama kadar nasıl vakit geçireceğimizi inanın bilmiyoruz. Bu yaylada ne yazık ki yapacak bir şey yok. Karşıda Amlakit, yan yoldan ilerlersek Hazindak yaylası var. Bisikletlerle Hazindak’a gitmeyi gözümüz yemiyor. Amlakit’e yürüyelim desek orayı da zaten gördük. Meraklısı için söyleyim ormanın içindeki patikalardan Amlakit’e ulaşmak 6-7 saati buluyormuş.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2250.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2262.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2264.jpg
Hiç bu kadar büyük ve güzel bir mantar görmüş müydünüz?
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2254.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2258.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2266.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2267.jpg
Kantaron çiçeği birçok şey için faydalı. Yağını yaralarınıza sürerseniz kolayca iyileştirebiliyor mesela. Ben gidip biraz kantaron çiçeği topluyorum ve güneşte kurutmak için seriyorum. Serkan da son sigarasını yakıyor bu biterse ne yapacağım ben diye düşünerek.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2270.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2285.jpg
Bunlar ağaç kurtları için yapılmış özel kapanlar. İçinde kokulu bir poşet asılı. Bu kokuya kanıp gelen kurtları yakalamak için asılıyor. Bu ağaç kurtlarının ormanı yok etme şekli şöyle; önce bir ağaca musallat oluyorlar. Ağacın suyunu çekerek besleniyorlar. Daha sonra yumurtalarını da buraya bırakıyorlar. Hepsi birden beslenmeye başlıyor ve ağaç zamanla tamamen kuruyor. Sonra yandaki ağaca atlıyorlar. Bu şekilde tüm ormanı talan edebilecek kadar zararlı bir canlı. Önceden Türkiye’de bu tarz kurtların olmadığı Bulgaristan’dan gelen tomruklarla ormanlara yayıldığı söylentisi yine her zamanki gibi Türklerin paranoyasını tetikliyor.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2282.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2279.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2275.jpg
Dün akşam üzeri iki kız Sal yaylasındaki tepeye çıkmıştı telefon edebilmek için. Orada çekiyor madem haydi biz de gidelim diyoruz. Telleri açınca bir sürü mesaj ve cevapsız arama mesajı geliyor. Mesajların biri de Dask yarışındaki partnerimden. Orta parkurda 6. olmuşuz. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Dereceye giremedik bari 4. olalım diye beklerken 6.lık haberi beni çok da mutlu etmedi açıkcası. Önce aile bireyleri sonra arkadaşlar derken baya bir muhabbet ediyoruz. Ama canımız yine sıkılmaya başlıyor. O sırada Sefer Amca yaklaşıyor yanımıza. Ben telefonda olduğum için Serkan çoktan başlamış muhabbete. Serkan kafayı nikotine fena halde takmış durumda. Amcama burada sigara bulabilir miyiz diye sormuş. Amcam da bulursun demiş. Nereden diyince bende diye yanıtlamış. Telefonu kapattığımda Serkan’ın parlayan gözlerini görünce bana bu açıklamaları yapıyor. Sefer Memişoğlu ile birlikte Sal Yaylasındaki evine doğru yol alırken konu mesleklerimizden, nereden geldiğimizden falan açılıyor. Serkan elektrik teknisyeniyim deyince amcam sorunlu bir su motoru olduğunu elektriğinden anlayıp anlamayacağını soruyor. Serkan da çok iyi niyetli yardımsever bir çocuktur hemen bakalım diyor.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2294.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2293.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2296.jpg
Merhaba Pedal Dostları,
Biliyorum dünden beri yayla fotoğraflarının tadı damağınızda kaldı. Acaba bugün bizleri neler bekliyor biz de en az sizin kadar meraklıyız.
Sabahın 6.30‘unda Serkan beni dürterek “kalk hacım kalk” diye uyandırıyor. Aman Allah’ım bu hayra alamet değil tur boyunca yani tam yedi gündür bağır çağır zorla uyandırdığım turdaşım ilk defa beni uyandırıyor. Açıyorum gözlerimi ne oldu diyerek.
- Hadi kalk da kahvaltıya gidelim, ben acıktım.
- Saat kaç?
- 6.30
- Aman Serkan ya bugün bisikelt de sürmeyeceğiz bırak da az daha yatalım.
- Kalk kalk ben acıktım.
- Ya offf az bi sus bi dur.
- Kızım ben 4.30`da kalktım 5’te kalktım zor durdum bu saate kadar hadi kalk.
- İyi be, iyi be.
- Pokut’a kahvaltıya gidelim hazırlan da.
- Ohoo yüzünü yıka, lensini tak derken.
- Yaw hadi çabuk, aynan nerde ben yardım edeyim sana.
- Serkan ne bu acele? Ne haltlar karıştırıyorsun sen?
Yüzümü yıkıyor, dünyayı daha parlak ve net görebilmek adına da lenslerimi takıyorum. Üzerimi giyindikten sonra gece girmeye korktuğumuz orman içindeki patikadan Pokut’a doğru ilerliyoruz.
Patika o kadar muhteşem ki fotoğraf çeke çeke ilerliyoruz. Hotele vardığımızda trekking grubunun ayrılmak üzere olduğunu görüyoruz. Serkan’ın sancısı şimdi anlaşıldı. Onlar gitmeden önce yetişmek istiyormuş. Yorumsuz!
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2190.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2191.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040083.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2203.jpg
Sal Yaylasına bakış,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2195.jpg
Dikkatli bakın, uzaklardaki evler Amlakit Yaylası,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2196.jpg
Hoşça kalın dostça kalın uğurlamalarından sonra bari biz de burada kahvaltı yapalım diyoruz. Kahvaltıda neler var diyoruz. Başlıyorlar saymaya peynir, zeytin, muhlama, reçel... Tamam tamam yeterli çay da var değil mi? Evet cevabının ardından sofranın kurulması için balkon kısmına geçiyoruz. İnanılmaz güzel bir manzara var. Oturup keyfini çıkaralım bari diyoruz. Amma ve lakin sabahın erken saatine rağmen yakıcılığı olağanüstü düzeyde. Güneşe yakın olmak böyle bir şey olsa gerek. Açım karnına olmaz demeyen Serkan tüttürüyor bir sigara. Ben de hem dumandan hem de güneşten bunalıp içeri kaçıyorum. Peşime Serkan da geliyor ve kahvaltıyı içeride yapıyoruz.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040090.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/P1040088.jpg
Bizim dünkü ufaklık yine buralarda. Pişt Yunus n’aber diyorum hiç pas vermiyor. Kendini bugün iyice aşmış. Dünkü emzik çıkartılıp bir kenara fırlatılmış, ayakkabılar da öyle. Yine köpekle oynuyor. Girdi kulubenin içine çıkmıyor sıpa. Bu çocuktaki cesaret ve kendine güven bizi oldukça sarstı. Demek neymiş? Kendine güvenen sağlıklı nesiller için ufakken bu şekilde eğitiyormuşuz ama çaktırmadan. Şunu yap, bunu yapma hayır evet diye bağırmadan.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2208.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2212.jpg
Artık hesabımızı ödeyip yavaştan kalkalım diyoruz.
- Abi hesabı alabilir miyiz?
- Tabi hemen. 40 lira.
- Hık mık 40 mı? Kişi başı yani 20 lira mı?
- Evet
Kaşlarımı çatıp Serkana bakarken titrek ellerim cüzdana gidiyor. İçimden de geçmiş olsun diyorum. İşte memleketimin en genel hali. Ama suç kesinlikle bizde. Şimdiye kadar gittiğimiz her yerde 10 liradan kahvaltı almıştık. Burada da öyledir, en fazla ne kadar olabilir ki deyip masaya oturursan adamı böyle öperler işte. Şimdiye kadar yaptığımız kahvaltılardan daha fakir bir sofra olmasına rağmen şu verdiğimiz paraya öyle bir acıdık ki içimize oturdu. Olan keyfimiz de kaçtı. Hani değse bir şey değil de kesinlikle değmez. Sanki bana Ankara’nın en güzel cafelerinde brunch verdiler. Neyse yapılacak bir şey yok. Aldığımız dersle birlikte bize boynu bükük gitmek düşer.
Hotelin balkonundan yeni tecrübelerimizle ayrılıken bir şey çarpıyor gözümüze. Zımpara taşı. Serkan’ın çakısı yanındaymış. Hemen denemeye koyuluyoruz. Hani dün gece domuz, ayı gelmedi belki bu gece kahramanlık yapacağımız tutar.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2221.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2223.jpg
Pokut’tan manzaralar,
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2198.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2199.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2205.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2204.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2215.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2231.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2240.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2246.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2243.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2249.jpg
Fotoğraf çeke çeke çadırımızın yanına doğru ilerliyoruz. Of bugün erken de kalktık akşama kadar nasıl vakit geçireceğimizi inanın bilmiyoruz. Bu yaylada ne yazık ki yapacak bir şey yok. Karşıda Amlakit, yan yoldan ilerlersek Hazindak yaylası var. Bisikletlerle Hazindak’a gitmeyi gözümüz yemiyor. Amlakit’e yürüyelim desek orayı da zaten gördük. Meraklısı için söyleyim ormanın içindeki patikalardan Amlakit’e ulaşmak 6-7 saati buluyormuş.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2250.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2262.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2264.jpg
Hiç bu kadar büyük ve güzel bir mantar görmüş müydünüz?
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2254.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2258.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2266.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2267.jpg
Kantaron çiçeği birçok şey için faydalı. Yağını yaralarınıza sürerseniz kolayca iyileştirebiliyor mesela. Ben gidip biraz kantaron çiçeği topluyorum ve güneşte kurutmak için seriyorum. Serkan da son sigarasını yakıyor bu biterse ne yapacağım ben diye düşünerek.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2270.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2285.jpg
Bunlar ağaç kurtları için yapılmış özel kapanlar. İçinde kokulu bir poşet asılı. Bu kokuya kanıp gelen kurtları yakalamak için asılıyor. Bu ağaç kurtlarının ormanı yok etme şekli şöyle; önce bir ağaca musallat oluyorlar. Ağacın suyunu çekerek besleniyorlar. Daha sonra yumurtalarını da buraya bırakıyorlar. Hepsi birden beslenmeye başlıyor ve ağaç zamanla tamamen kuruyor. Sonra yandaki ağaca atlıyorlar. Bu şekilde tüm ormanı talan edebilecek kadar zararlı bir canlı. Önceden Türkiye’de bu tarz kurtların olmadığı Bulgaristan’dan gelen tomruklarla ormanlara yayıldığı söylentisi yine her zamanki gibi Türklerin paranoyasını tetikliyor.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2282.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2279.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2275.jpg
Dün akşam üzeri iki kız Sal yaylasındaki tepeye çıkmıştı telefon edebilmek için. Orada çekiyor madem haydi biz de gidelim diyoruz. Telleri açınca bir sürü mesaj ve cevapsız arama mesajı geliyor. Mesajların biri de Dask yarışındaki partnerimden. Orta parkurda 6. olmuşuz. Sevineyim mi üzüleyim mi bilemedim. Dereceye giremedik bari 4. olalım diye beklerken 6.lık haberi beni çok da mutlu etmedi açıkcası. Önce aile bireyleri sonra arkadaşlar derken baya bir muhabbet ediyoruz. Ama canımız yine sıkılmaya başlıyor. O sırada Sefer Amca yaklaşıyor yanımıza. Ben telefonda olduğum için Serkan çoktan başlamış muhabbete. Serkan kafayı nikotine fena halde takmış durumda. Amcama burada sigara bulabilir miyiz diye sormuş. Amcam da bulursun demiş. Nereden diyince bende diye yanıtlamış. Telefonu kapattığımda Serkan’ın parlayan gözlerini görünce bana bu açıklamaları yapıyor. Sefer Memişoğlu ile birlikte Sal Yaylasındaki evine doğru yol alırken konu mesleklerimizden, nereden geldiğimizden falan açılıyor. Serkan elektrik teknisyeniyim deyince amcam sorunlu bir su motoru olduğunu elektriğinden anlayıp anlamayacağını soruyor. Serkan da çok iyi niyetli yardımsever bir çocuktur hemen bakalım diyor.
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2294.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2293.jpg
http://i961.photobucket.com/albums/ae94/Kevss/Turkiye/Rize2010/DSC_2296.jpg