Bu akşam kendi klasmanımda ilk mini turumu yaptım ve uzun yol rekorumu 44.8 Km ile kırdım
İftar sonrası gözü kararttım ve ilk defa Fatsa-Ünye arası gidip geldim. Yol neredeyse dümdüz, asfalt, emniyet şeridi hemen hemen tamamında yeterince geniş, denize sıfır, manzaralı, temiz havalı, bol yeşilli gayet güzel bir güzergah. Büyük bir bölümü aydınlatılmış, arada 1-2 km. lik ışıkları yanmayan bölümler haricinde yeterince aydınlık. Bir kaç hödük "Tırcı" haricinde tehlike namına pek bir şey yaşamadım. Rus, Alman, Gürcü vs. plakalı Tırlar ellerinden geldikçe açıktan geçerken, bizimkiler inadına emniyet şeridine yanaşıyor. Kendilerince şaka mı yaptıklarını zannediyorlar, akıllarından zorları mı var anlamadım? Hele bir 37 Plakalı Tır vardı ki sağ tekerlerinin tamamını emniyet şeridine sokarak çok yakınımdan geçti. Tabii kulaklarını çınlattım bol bol
Bu arada güvenlik tedbirlerim yine tamdı, arka ışıklar, ön ışık, kask lambası, ikaz yeleği vs. tam donanımlı çıktım yola. Tedbiri elden bırakmamakta fayda var.
Bisiklet gayet sorunsuzdu, bu akşam sol pedaldaki tıklama hiç olmadı. Kendi kendine düzeldi mi ne oldu anlamadım. Akıcılığı, vites geçişleri, frenleri her şey çok iyi. Düz yolda pedal çevirmeye ara vermeden 25-30 km. sabit hız tutturduğunuzda gayet keyifli oluyor. Sele sonlara doğru biraz rahatsız etti ama ilk günlerle kıyaslanamaz bile
Sanırım yakında tamamen geçer. Michelin Protek patlamaya karşı dirençli lastiklerden çok memnunum. 700x35c ince lastik olmalarına ve emniyet şeridi araçların rüzgarları ile savrulan çakıl, taş parçaları, cam kırıkları vs. ile dolu olması sebebi ile patlayacaklar diye korkuyorum. Gece gece lastik tamiri filan şimdilik oldukça zor benim için.
Gözlük bu akşam biraz buğu yaptı. Üst çerçevesi kaşlarıma temas ettiğinde terden ıslanıyor ve buğu yapıyor. Burun plaketlerini ayarlayarak biraz havaya kaldırdım, alnımdan uzaklaştırdım, üstten içeri hava girmesini sağladım. Bu sayede buğu sorunu çözüldü. Ama yine de yokuşlarda vs. pedala asılıp aşırı güç harcadığımda, ventilasyon yetersiz kalıyor ve çerçevenin en üst kısmından ince bir şerit halinde hafif buğu yapıyor. Düzlükte hızlı esen rüzgar sayesinde kısa sürede buğu tekrar yok oluyor.
Mataramı yeşil çay ile doldurdum. Enerji içeceği, sporcu içeceği vs. ürünleri sevmediğimden tarifini internetten bulduğum (yeşil çay, limon, bal, nane, esmer şeker, soğuk su, buz) karışımı hazırladım. Bu sayede zefal termos mataramı da deneme imkanı oldu. İçecek gayet güzeldi, hem serinletici, hem enerji veren, hem sağlıklı bir şey oldu. 750ml. dönüş yolunun yarısında bitti. 1 matara az geliyor sanırım, bisiklette 2 matara olsa daha iyi olur. Birinde su diğerinde içeceğim olsa tüm yol boyunca yeter.
Evden çıkarken 6-7 küp buz atmıştım içine, içecek bitene kadar buz gibi olmasa bile içilebilecek kadar serin tutmayı başardı Zefal. Ancak sıcak ve güneşli günlerde bu kadar uzun dayanabileceğini sanmıyorum. Onu da güneşli bir yaz günü denediğimde yazarım.
Eve 7km. kala yol kenarında miskin miskin yatan 3 tane uyuşuk köpek, ben tam yanlarından geçerken Alman kurduna dönüşüp peşime düşünce, içeceğimden aldığım 3 gram enerjiyi de kaçışa harcadım sanırım. Öyle bir asıldım ki pedala, dizimi kadro üst borusuna çarpmışım panikten
Son zamanlarda bu kadar korktuğumu hatırlamıyorum
Ama tabii ben jetleyip turbolayıp füzeleri ateşleyince
yetişemeyeceklerini anladılar ve peşimi bıraktılar da, eve rahat rahat dönebildim. Köpekler için tedbir alsam iyi olacak. Biber gazı vb. bir şeyler bakmalıyım sanırım.
Şimdilik bu kadar sanırım, gelişmelerle yeniden birlikte olacağız