Bu avrupalılar gerçekten aptal...

Kuzey Ege

Forum Bağımlısı
Kayıt
30 Temmuz 2015
Mesaj
3.596
Tepki
10.276
Şehir
İstanbul
İsim
Murat Gökhan
Başlangıç
1980—81
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
@inziva

Sevgili dostum, aslinda aydin kesimin cok buyuk bir sikintisi yok, zira bu kesimin bircok ferdi hayatinin kalan kismini bir bati ulkesinde gecirebilecek kulturel, ekonomik ve bilimsel altyapita sahip.
Ayrica "bu aydin kesim" seklinde bahsettiginiz kitle, ulkedeki ekonomi, saglik, egitim, bilim, teknoloji gibi alanlarda gerek devlet, gerekse ozel sektorde hep kilit noktalarda bulunuyor ve de cogunun yabanci dili var, egitim seviyeleri iyi durumda. Ulkeye hizmet anlaminda vasifsiz bir isciye gore veya halkin tabaninda yasayanlara gore cok daha fazla fayda saglar pozisyondalar.
Siz dua edin de ulkenin giderek kotuye giden durumundan dolayi bu aydin kesim ulkeyi terk etmesin. O zaman ulkenin durumu suriyeden de iraktan da beter olacak cunku.
 
Scudo

ÇaNakkaLeRuHu

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Eylül 2015
Mesaj
1.845
Tepki
5.645
Şehir
İstanbul
İsim
MuHammeT
Bisiklet
Merida
Dünyada ne kadar pislik var ise yap ; Mazlum insanları sömür, kanını em, Müslümanlar arasında fitne yayarak birlikteliklerini bozmaya, bölmeye, parçalamaya ve yutmaya son nefesine kadar and iç, bu fitnelerden devşirdiğin ekonomik güç ile kendi halkına imkanlar sun, refah seviyesini yükselt, karşılarına geçip gül, medeniyet naraları at, düne kadar tuvaletsiz 1000 odalı saraylarında pisliklerini camdan dışarı atıp üstüne basmamak için topuklu ayakkabıyı icat edip kokusundan kurtulmak içinde parfümü icat edip sonra medeniyet diye bunları başka ülkelere sat . Daha yazarımda konuyu fazlada şeyetmeyeyim. Sonuç : bırakın şunların medeniyet oyunlarını övmeyi ; bisiklete binmek ile insan olunmuyor. Hepberaber özümüze dönelim yeter.
 

Tasogare

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Nisan 2015
Mesaj
1.013
Tepki
1.340
Şehir
İzmir
İsim
Mugen
@ÇaNakkaLeRuHu
abicim lütfen bırakalım bu mazlum edebiyatını artık, adam hadron çarpıştırıcısı da üretiyor, yopuklu ayakkabı da, sen medeniyet adı altında hangisini görmek istiyorsan onu görüyorsun.
hepberaber özümüze dönelim demişsin ama, özümüz hep beraber otobüse atlayıp gidilebilecek bi yer değil, umarım herkes hayatı boyunca özünü sorguluyordur ama her kişinin bulacağı cevap kendi derinliklerinde saklı, özü bulmak için ne kadar derine indiğinde saklı, yani herkesin özü farklı aslında, kimi osmanlıya kadar inebilir, kimi şaman türk kabilelere, kimide yıldız tozuna kadar inebilir. kim biliyor özümüzün gerçekte ne olduğunu, ne sen ne ben, arıyoruz sadece, hangisi doğruysa ona yönelelim, ama medeniyeti bir canavarmış gibi görmeye her fırsatta karşısına dini sürmeye gerek yok, en azından bu konudaki olayın kimin neye inandığıyla bi alakası yok, kimin neye ilgi gösterdiğiyle alakalı bi konu.
 

ÇaNakkaLeRuHu

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Eylül 2015
Mesaj
1.845
Tepki
5.645
Şehir
İstanbul
İsim
MuHammeT
Bisiklet
Merida
@Tasogare

Müslümanın özünde ineceği tek yer Ümmet bilincidir. Bunu kastetmiştim. Bunun dışında kalanlar fikirleri ve sözleri ile zaten ortada. ( Sizi kastetmiyorum sakın yalnış anlaşılmasın sonuçta neyi temsil ettiğiniz hangi inancı benimsediğiniz hakkında bir bilgim yok.) Daha ileri gidersek konuşulması gereken konu dışı (Din) diye zaten mesajlar silinecek. :kötü:
 

Ozan k.

Forum Bağımlısı
Kayıt
13 Haziran 2014
Mesaj
2.027
Tepki
2.738
Şehir
İstanbul
Bisiklet
KTM
Şurada yazılanlara bakınca insanların gerçeklikten ne derece koptuğunu görüp dehşete düşüyorum.

Sonuçları sebep sananlar garip teorilerle olanları açıklamaya çalışıyor. Deliler ülkesi olduk.

Herhangi bir medeniyetin gelişmesinde tek ölçüt var o da ne kadar rasyonel olabildikleri.

Rasyonel değiliz olanı biteni algılayamıyoruz, sebep sonuç ilişkisi kuramıyoruz. Bu yüzden bataklıktayız ve olan biten herşey bizim suçumuz başka yerde aramayın.
 

alper 76

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Mayıs 2014
Mesaj
1.780
Tepki
1.822
Yaş
48
Şehir
mersin
Bisiklet
Scott
Abi fotoğraflara ve videya baktım da kare kare kesip özenle montajlamışlar yahu.. yok abi gerçek değil yani...
 

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
"düne kadar tuvaletsiz 1000 odalı saraylarında pisliklerini camdan dışarı atıp üstüne basmamak için topuklu ayakkabıyı icat edip kokusundan kurtulmak içinde parfümü icat edip"

Bu ne yahu? Yuh kere yuh artık!

(link)

(link)
 

alper 76

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Mayıs 2014
Mesaj
1.780
Tepki
1.822
Yaş
48
Şehir
mersin
Bisiklet
Scott
Zaten medeniyetten de yoksunlarmiş bunu da öğrendik...
 

ÇaNakkaLeRuHu

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Eylül 2015
Mesaj
1.845
Tepki
5.645
Şehir
İstanbul
İsim
MuHammeT
Bisiklet
Merida
@cahitakin


Buyrun buda benden olsun. Daha çok belge ve vesika getirilir velhasıl uzatmaya gerek yok.

(link)

Not : Cahit bey terbiyemizi muhafaza edelim. "Yuh" diye bizim köyde bile hayvanata derler. Kaldıramıyor iseniz manivela kullanın.

Ayrıca bunları ataları olan Roma dönemi sözde asilzadelerininde çeşitli yerlerde yapılan arkeolojik kazılarda tuvaleti bir toplanma noktası olarak kullandıkları ve birbirlerine bakarak hacet giderdikleri aşikardır. Neyi savunuyorsunuz ?
 
  • Beğen
Tepkiler: Kızılçam

alper 76

Forum Bağımlısı
Kayıt
5 Mayıs 2014
Mesaj
1.780
Tepki
1.822
Yaş
48
Şehir
mersin
Bisiklet
Scott
1500 lu yılları kitaplardan okuyup öğrendik de, birazcık zaman geçmedi mı ? 2017 deyiz. :) saçınızı hangi şampuan la yıkıyor ya da hangi marka araba ve bisiklete biniyoruz? Bilim ve sanat a değer vermeyen toplumlar ilerlemez.

Yoksa şu anda tüm dünyada Arap rakamları kullanılıyor zamanında aklı on planda tuttukları için,
Peki şimdi durum ne? Cevap ortada...
Ülkemizin de bizim de daha iyi günleri hak ettiğini düşünüyorum. Daha güzel günlerde daha uygarca yaşamayı diliyorum
 
  • Beğen
Tepkiler: Kuzey Ege

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
@ÇaNakkaLeRuHu

Ahaha Mevlana Takvimi okumayı entelektüel faaliyet sanınca böyle saçmalamak kaçınılmaz oluyor elbette. Üstelik, orada yapılan alıntı hijyen kültürünün gelişmediği devirden bahsederken parfümün bu yüzden icat edildiğine dair en küçük bir imada dahi bulunmuyor. Mevlana mezarında ters döner yahu, takvime de yuh kere yuh. Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmayı marifet bilmeyi bırakın da doğru düzgün okumayı, araştırmayı alışkanlık edinin. Kaldıramıyorsam manivela kullanaymışım, ahaha.
 

ÇaNakkaLeRuHu

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Eylül 2015
Mesaj
1.845
Tepki
5.645
Şehir
İstanbul
İsim
MuHammeT
Bisiklet
Merida
@cahitakin

Hayatımın hiçbir noktasında "entellektüel" olmak gibi bir çabam olmadı. Saçmalamadığımı ve aksini ispat için siz bir delil getirin o vakit. Siz çok bilgilisiniz bu konuda madem somut ve kabul edilmiş deliller ile "topuklu ayakkabı" ve "parfümün" niçin icat edildiğini bize bir anlatın Cahit bey. Milliyet gibi hiçbir sözüne itibar etmediğim bir yayın organının yazdığı "Yaşam" konulu bir makalemi sizin somut deliliniz.

Eliniz değmişken aşağıda yazılanlarında aksini ispat ediniz Cahit bey. Belge diyordunuz...

ALINTIDIR...

Yazar Fikret OĞUZTÜRK’ün “Ortaçağı Özledim “ isimli kitabından bir alıntıyı sizinle paylaşmak istiyorum:
Katil Avrupalının sadece içi değil dışı da kirlidir. Son zamanlara kadar da kirli kalmıştır. Bazı yabancı filmlerde, seyredenler görmüşlerdir.
Kadın veya erkek elinde ıslatılmış bir bezle koltuk altlarını ve boynunu silerek temizlenir veya temizlendiğini zanneder! ..
Yine bazı filmlerde, elinde bir bardak su ve diş macunu sürülmüş diş fırçasıyla dişlerini fırçalayan kişi, bardaktaki su ile ağzını çalkalayarak aynı bardağa döker ve bu işlemi tekrar tekrar yapar.
Seyrederken adeta insanın midesi ağzına gelir.
Şu meşhur küvetleri bilirsiniz... Yıkanırken kirlenen suyun içinde temizlenmek!
Bu, Avrupalının ve Avrupalılaşanların temizlik anlayışının en iyi göstergesidir! .
Günümüz Avrupasında; bilhassa Pariste parfümeri endüstrisinin çok gelişmiş olması, Avrupalının asırlardır temizliği günah sayışının neticesi olarak leş gibi kokması ve bu kokuyu örtmek isteyişinin ürünüdür...
Şimdi Avrupalının, yani şu medeni barbarların temizlik anlayışına kendi kaynaklarından biraz göz atalım:
Dr. Cabanesden yapılan bir tercümede, Fransanın ve Fransızların ne derece korkunç bir pislik içinde yüzdüğü şöyle anlatılıyor:
Ortaçağ sonlarına doğru yalnız evlerde değil, asiller ve zenginlerin saraylarında da hela (tuvalet) yoktu! .. İhtiyaçlarını gidermek isteyenler, altında bir çeşit oturak bulunan iskemlelerine oturarak rahatlarlar; bu iskemleyi de odalarının bir bölmesine gizlerlerdi.
Bahsi geçen oturakların pis kokusunun yayılmaması için kapaklı birer kutu içine konulduğu ve yatağın başucunda (kadın ve erkeğe ait) iki adet sağlı sollu konulduğu, zamanla bu kutuların yatak odası takımlarındaki komidin olarak; günümüzde, bizim de evlerimizi şereflendirdiğini acaba biliyor muyduk? ..”

Ünlü Fransız yazar ve gezginci Dr. A.Brayer “ İstanbul’da Dokuz Yıl” adlı kitabında (1936) şu ibretlik cümleye yer vermiştir:
“ Bu gün bir Avrupalı, fakir bir Türk köylüsü kadar temizliğe dikkat etmez. Eski Paris’in ne kadar pis bir şehir olduğu herkesçe bilinir. Türklerin temizliğine ulaşabilmemiz için daha en az yarım asra ihtiyacımız var.”

Fransız yazar Bussy-Rabutin (1618– 1693) tiyatrolarda tuvalet bulunmadığını, ihtiyaçların locaların içinde karşılandığını, ellerinde bir kova ve geniş bir pelerinle Viyana sokaklarında bazı kimselerin “ İhtiyacı olanlara kolaylık! Gelin oturun ve rahatlayın” diye bağırdıklarını yazar.

“Tuvalet “ İngiltere’ye 17. yüzyılda girebilmiştir. Yine aynı şekilde pislikleri sokaklara dökmek 17. yüzyıla kadar Almanya’da adetti.

Pariste Banyocu denilen bir esnaf kitlesi vardı.Bu adamlar, o devirde, ikişer ikişer gezerler, bir arabanın üzerine oturttukları bakırdan bir tekneyi peşlerinden sürükleyerek sokak sokak, mahalle mahalle dolaşırlardı.Eğer yıkanmak isteyen bir aile tarafından çağrılırlarsa bakır tekneyi evin bu iş için elverişli bir yerine yerleştirirler, sonra da ellerindeki kovalarla sıcak su taşıyarak tekneyi doldururlardı.Teknenin içine önce evin erkeği girer yıkanır,onu sırasıyla, evin hanımı, çocukları ve hizmetçiler takip ederdi. Bu şekilde yıkanmak o kadar zor,o kadar masraflı idi ki, dar gelirli şehirliler,böyle bir lükse çok seyrek kalkışırlardı.Orta halli bir Parisli bile ancak bayramlardan, önemli günlerden önce yıkanıp temizlenirlerdi.Hele kadınların pek çoğu evlenmeden önceki gece yıkanıp temizlenirdi o kadar.

Eski Yunan hamamları ise, bugünkü kahvehaneler gibiydi.Hamamlarda toplanılır, konuşulur,eğlenilir ve yemek yenilirdi.

Ünlü Roma İmparatoru Neronun annesinin ve eşi olan Popeenin eşek sütüyle yaptığı banyolar tarihe geçmiştir.Ünlü Fransız tarihçisi Michelet: Bin yıl boyunca bir tek banyo bile yapılmadı. diyerek durumun vehametini dile getirmeye çalışmıştır.

O günlerin doktorlarının, bugünkü meslektaşlarından çok farklı bir sağlık anlayışları vardı.Mesela Günlük Sağlık Kitabı adlı bir kitabın yazarı şu tavsiyelerde bulunuyordu:

Hergün ellerinizi yıkayın, yüzünüzü temizleyin, traş olun.Bu arada ifrata kaçmamak suretiyle başınızı da yıkayabiliriz.

Fakat Jean De Renoue adlı başka bir doktor ise onunla aynı fikirde değildi: Ellerinizi yıkayabilirsiniz diyordu.Ayaklarınızı da ara sıra yıkamanızda mahzur yoktur.Fakat başa su sürmek, son derece tehlikelidir.Unutmamalıdır ki,başa sürülen su, her türlü derdin kaynağıdır.
15. yüzyılda Hıristiyan din adamları temizlik ve yıkanma konularında fetva vermiş ancak şehveti körükleyici etkisinden dolayı kadınların çıplak yıkanmasını hamamlarda ve toplu alanlarda yasaklamış olup sadece evde banyo yapmasına izin vermiştir. Ortaçağa doğru ise açık alanlarda yıkanmayı ahlaki açıdan sakıncalı bulup tamamen yasaklamıştır. Neden olarak ta “hastalık bulaşmasını, cinsel arzuların artmasını” göstermiştir.
O zamanlarda veba, tifüs gibi salgın hastalıkların artmasında en büyük etkenin su olduğuna inanılıyordu. Hatta 16. yüzyılda yayınlanan bir tıp makalesinde suyun mikrop ve hastalık taşıdığı ve bu nedenle yıkanmanın insan vücudun direncini zayıflatacağından bahsedilir. Yıkanmanın sadece ahlaksızlık nedeniyle değil sağlık açısından da zararlı olduğu ve hatta yıkanmış vücudun hava ile teması sonucunda genişleyen deri gözeneklerinden hastalık bulaşacağını hatta ölümcül olacağı konusunda da bilgi verilir. Nezle, grip gibi enfeksiyonlarla birlikte körlüğün de sudan bulaştığına inanılırdı.
16. yüzyılın ortalarına doğru halk tamamen banyo yapmayı unutmuştur. Sadece el, yüz ağızlar yıkanmaktadır. Banyo yapan çok elit bir kesim kalmıştır. O da yılda birkaç kez! Örneğin, İspanya kraliçesi 1. Isabel (1451- 1504) doğduğunda ve evlendiğinde olmak üzere hayatı boyunca 2 kez yıkanmıştır; Yılda 2 kez yıkanmış olan bir başka kişi de Fransa kralı 14.Louis’tir. Fransa’yı ziyaret eden bir Rus elçisi, dönüşünde yayınladığı notlarında 14.Louis’in vahşi bir hayvan gibi koktuğundan bahseder. Avrupa’ya göre Rusların banyo kültürü daha iyiydi. En azından ayda bir banyo yapıyorlardı.(!)
Bundan 3000 yıl önce banyo kültürüne sahip eski Yunanlılardan itibaren Avrupalıların tekrar banyo alışkanlığını kazanması ancak 19. yüzyılın başlarına doğru gerçekleşecektir.
Peki, Avrupalı medeni devletler (!) bu durumdayken Osmanlı’ da durum neydi?

Bu konuyu da yazımın üçüncü ve son bölümünde ele alacağım.
 
  • Beğen
Tepkiler: Kızılçam

Togursamsun

Daimi Üye
Kayıt
20 Ekim 2015
Mesaj
253
Tepki
304
Yaş
46
Şehir
Samsun
İsim
Emin
Bisiklet
Corratec
Cehalet Masumiyet değil günahdır. İslam toplumları günahlarının sonucunu yaşıyor. Akletmeyen toplumların üstüne pislik yağdırırız diye defalarca uyarıyor yaradan. Gönderdiği kitapta 270 den fazla yerde hiç akletmezmisiniz demekte.
 
  • Beğen
Tepkiler: serhat1299

serhat1299

Aktif Üye
Kayıt
20 Ağustos 2016
Mesaj
122
Tepki
111
Yaş
47
Şehir
İstanbul
Yukarıdaki yazıyı Avrupa severlerde okumuşmudur inşallah. Şu ahlaksız, pis, aç gözlü, kandan beslenen ve vicdansız avrupalılların ne B... Olduğunu herkes biliyor. Ne diye birşeyleri anlamsız bir şekilde ispat etmeye çalışıyorlar şu Avrupa severler.
 

ÇaNakkaLeRuHu

Forum Bağımlısı
Kayıt
11 Eylül 2015
Mesaj
1.845
Tepki
5.645
Şehir
İstanbul
İsim
MuHammeT
Bisiklet
Merida
@Keyif adamı

Bu nasıl bir zihniyettir. Bizim Dinimizde Müslüman olmuş bir kişi sorgulanmaz. O zaman Ashab-ı Kiramda da başka milletlerden başka ırklardan olan insanlar vardı. Siz neyin ispatını yapmaya çalışıyorsunuz. Ayrıca Yahudi toplumunda ırkın kadından devam ettiği kabul edilir. Müslümanda ırk erkekten devam eder. Önce bir bilgi sahibi olun. Sonra gerçeğin ne olduğunu görürsünüz İnşaAllah.
 

Togursamsun

Daimi Üye
Kayıt
20 Ekim 2015
Mesaj
253
Tepki
304
Yaş
46
Şehir
Samsun
İsim
Emin
Bisiklet
Corratec
@ÇaNakkaLeRuHu sakin ne avrupalı sütten çıkmış akkaşık ne de biz müslümanlar çok masum. Emperyalizim virüs gibidir bünyeye girer o bünyenin kaynaklarını kendi çıkarı için kullanır bu durum eşik değeri geçince bünye hasta olur ve yatağa düşer.Biz bünyemizi sağlam tutmalı virüsü çok iyi tanıyıp tedbirimizi almalayız.Hamasatle birbirimize söverek virüse hizmet etmiş oluruz
 

Kuzey Ege

Forum Bağımlısı
Kayıt
30 Temmuz 2015
Mesaj
3.596
Tepki
10.276
Şehir
İstanbul
İsim
Murat Gökhan
Başlangıç
1980—81
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Dağ bisikleti

BF Okuru

Üye
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
0
Tepki
2
"Okuduğumuzu anlıyor muyuz, ne yazdığımızı biliyor muyuz?" konulu dersimize hoş geldiniz.

Bugün sizlerle, yazılı bir ifadenin anlamsal çözümlemesini yapacak ve mantıksal tutarlılığını mercek altına alacağız. Denek ifademizi hemen alıntılıyorum:

"düne kadar tuvaletsiz 1000 odalı saraylarında pisliklerini camdan dışarı atıp üstüne basmamak için topuklu ayakkabıyı icat edip kokusundan kurtulmak içinde parfümü icat edip"

Önce anlamsal çözümleme:

Avrupa eskiden (düne kadar) zenginliğine ("1000 odalı saraylar") rağmen pislik ("tuvaletsiz") içerisinde, temizlik nedir bilmeden ("pisliklerini camdan dışarı atıp") yaşıyordu. Sokaklar bok içindeydi ve yürümek artık imkânsızlaşmıştı. Buna bir çare arayan Avrupalılar "üstüne basmamak için" topuklu ayakkabıyı, "kokusundan kurtulmak için de" parfümü icat ettiler.

Şimdi bu ifadenin "öncül"lerine bakalım:

* Avrupa düne kadar pisti.
* Pis Avrupalı pisliğe basmamak için topuklu ayakkabıyı icat etti.
* Pis Avrupalı pis kokuyu bastırmak için parfümü icat etti.

Şimdi de "argüman"ı takip edip "çıkarsama"larda bulunalım:

* Topuklu ayakkabı pisliğe basmamak için icat edilmiştir.
* Parfüm pis kokuları bastırmak için icat edilmiştir.
* Parfümü pis Avrupalılar icat etmiştir.
* Topuklu ayakkabıyı da pis Avrupalılar icat etmiştir.
* Parfüm Avrupa pisliğe batmadan önce yoktu.
* Topuklu ayakkabı da Avrupa pisliğe batmadan önce yoktu.
* Parfüm ve topuklu ayakkabının tarihi Avrupa'nın pisliğiyle başlar.

Gördüğünüz üzere arkadaşlar, bu ifadenin anlamsal çözümlemesi ve mantıksal yapısı bizi parfümün ve topuklu ayakkabının tarihi hakkında bu bilgilere ulaştırdı.

Tekrarlayalım: Boklu Avrupalı boka basmamak için topuklu ayakkabıyı, bok kokusunu bastırmak için de parfümü icat etmiş olup, onlardan önce insanlığın topuklu ayakkabıdan ve parfümden haberi yoktu. Hayır vardı diyenlere Avrupa'nın "düne kadar" nasıl bok içerisinde yaşadığını anlatan binlerce yazı bulabiliriz. Bakın yine bulduk, bakın bakın şurada da var bir yazı, bakın nasıl da bok içinde yaşıyorlarmış. Pis Avrupalılar, parfümü de, topuklu ayakkabıyı da bok yolunda icat etmişler. Biz parfüm ve topuklu ayakkabı giymiyoruz, sevmiyoruz, çünkü biz bok içinde yaşamadık, yaşamıyoruz. Eski Mısır ya da Antik Yunan da ne parfüm ne de topuklu ayakkabı bilirdi, çünkü onlar da çok temizdiler, pisliklerini sokağa atmazlar, pis kokudan burunlarının direği kırılmazdı.

Ev ödevi vermiyorum, gezin tozun bisiklete binin. Zihnimizi bol bol havalandırmayı da unutmayalım, lütfen.