Şimdi biraz komple teorileri üzerine bir şey paylaşayım.
Dünyanın nüfusu şu anda 8 milyara yaklaşmış durumda. Elimizdeki verilerde 2011 senesindeki dünya nüfusu 7 milyar. Yani şu anda 8 milyara yaklaşıyor. 2050 senesindeyse bu rakamın 10 milyar olacağı tahmin ediliyor. Fakat bir sorun var. Gezegenimiz, artık bu kadar nüfusu kaldırmıyor. Her geçen gün artan araba sayısı, uçak seyahatlerinin artması, tüketimin aşırı bir boyuta ulaşması, dünya kaynaklarını da hızla tüketiyor. Dünyada son 50 senelik petrolün kalması da, bunun bir ıspatıdır. Şimdi bir piramit var bilirsiniz. Bilmiyorum belki baymıştır sizi bu muhabbetler belki vakıf olduğunuz halde yapacak bir şey yok, böyle gidecek mecbur diyorsunuzdur. Biraz daha derinlere girelim ve o piramitte kimler var, şöyle bir bakalım.
-Amon-Ra Hanedanlığı (yani Birleşik Devletler ve Birleşik Krallık)
-13'ler Meclisi
-33'ler Meclisi
-300'ler Meclisi
-Büyük Localar, Düşünce Kuruluşları ve Dernekleri
-Finansal Kontrol (merkez bankaları, vergi ve faiz kontrolü)
-Kaynak Kontrolü (uluslararası firmalar, maden, elektronik, ilaç, otomotiv, petrol, doğalgaz ve savunma sanayi)
-Nüfus Kontrolü (hükümetler, siyaset, medya, eğitim, örgütler, yargı, asker ve polis)
-HALK
Listeyi gördünüz. İnsanlar, piramitin en alt katında yer alıyorlar. Daha sonra kademe kademe yükseliyor ve listede yer alan en tepedekiler, dünyada 1 milyar insanın, sistemin yürümesi için yeterli olduğunu düşünüyorlar. Geriye kalanların da ölmesini istiyorlar. Yani ne yapıp ne edip insanlığı tüketim çılgınlığına alıştırdılar ve şimdi yok etmek istiyorlar. Daha da garibi ne biliyor musunuz? Son 20-30 senede kullanılan ilaç (bilhassa anti depresan) oranlarına bakın. Doktora, psikolojiye vb. bölümlere giden hasta oranlarına bakın anlarsınız ne demek istediğimi. Bu karanlık yüzler, insanları öyle bir çıkmaza soktular ki, düşünün tüketerek mutlu olduğunuzu sanıyorsunuz ama hem tüketerek ömrünüzden gidiyor ve bir gün ansızın hastaneye gidip ilaç alarak ilaç firmalarını milyoner yapıyorsunuz.
Savaşların, ölümlerin, hastalıkların ve açlıkların en büyük sebebi de budur diye düşünüyorum. Listedeki güya yüce seçilmişleri, bugün dünya zenginler listesinde bile göremezsiniz. Yani 300'ler Meclisi'ne kadar hiçbirisi görünmeyendir. Ama sonrakileri bir ihtimal görebilirsiniz. Kimisi bankerdir kimisi holding bilmem sahibidir falan böyle bir şekilde görebilirsiniz. İşte bu görünmeyen sözde "seçilmişler", dünyadaki 8 milyara yaklaşan insanlığın sözde kaderini belirliyorlar.
Güya demokratik yöntemlerle insan hakları, STK'lar (Sivil Toplum Kuruluşları), saçma sapan diziler, sosyal medya denilen internet siteleri, tarihi olmadığı halde tarih çıkartılan filmler, sözde sanatçıların samimiyetsiz yalancı barış mesajları, tüketim çılgınlığı, oku-mezun ol, çalış-kazan, harca ve tüket enjektesi, öğrencilerin sözde eğitim alması, milyon dolarların döndüğü futbol maçları ve ona kapılan kitleler derken insanları böyle böyle robotlaştırmayı başardılar ve insanlar artık tam olarak bu durumu sorgulamıyorlar. Gerçeklik algılarını da yitirdiler. 21. yüzyıl dünyasında tabloya baktığımızda bunu çok rahat görüyoruz.
Şuradan dünyada anlık kaç kişi ölüyor kaç kişi doğuyor bakabilirsiniz: (link) (şaşırtıcı ama değil mi?)
İlk paragrafımda belirttim ya sorun var diye, aslında sorun falan yok. Çünkü biz istersek gezegenimiz 50 milyar nüfusu bile çok rahat kaldırabilir ve çok rahat yaşarız ama işte onlar öyle istemiyorlar.
Edit: Amon-Ra Hanedanlığı'nı merak edenler olabilir ama emin olun öyle bir şey var.
Edit 2: 13'ler 33'ler Meclisi derken de kimi söylediğimi az çok biliyorsunuzdur herhalde.
Edit 3: Bu sistemle insanları öyle bir etkisi almışlar ki, bir örneğini ilaç konusunda söyledim ama bu sadece onunla sınırlı değil. Misal araba alıyorsunuz eşya alıyorsunuz ama peşin alamıyorsunuz. Mutlaka kredi çekip onunla alıyorsunuz ve bu da sizi aylarca borç ödemeye mahkum ediyor. Bu da sizi bu sisteme "bağımlı" bir köle yapıyor.