Baki KAYAN
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 28 Temmuz 2011
- Mesaj
- 871
- Tepki
- 1.874
- Şehir
- Isparta/Yalvaç
- Bisiklet
- Colnago
Bisiklet…
Bizler için önemli bir icat olan bisiklet bazılarımız için bir araç, bazılarımız için bir hobi, bazılarımız için de bir amaç…
Şahsım adına konuşmam gerekirse bisikletten vazgeçmek zorunda kalırsam hayatımda önemli bir boşluk olacağını düşünüyorum.
Ülkemizde nispeten dünya ülkeleri kadar yaygın olmasa da bisiklet bizde de bir tutku. Ama çok daha yol kat etmesi gerekiyor.
Şimdi size ülkemizdeki kimi zaman çarpık, kimi zaman dengeli, kimi zaman da çıkar içeren bazı yapılardan söz edeceğim.
Bisiklete, özellikle de yol bisikletine başlayan biri hayatında bir süreç olarak aşağıdaki aşamalardan geçebilir. Geçebilir diyorum çünkü bu bir olasılık. Gerçekleşmesini pek istemediğim bir olasılık.
Yol bisikleti aslında öyle olmamasına rağmen camiada en saygı duyulan, üstadlarının çok saygı gördüğü, kullanıcılarının imrenildiği, üzerine çıkanı ekstra bir hava kaplattıran ve ne yazık ki hem doğru, hem de yanlış insanların oluşturduğu bir dal.
Yol bisikleti mi alacaksınız? Sıfırcılar ve ikinci elciler olarak en başta bir kategoriye giriyorsunuz zaten. Sıfırcılar başladılar internet sitelerini veya mağazaları gezmeye. O da ne? Bunlar nasıl fiyatlar böyle? Yurtdışından yarı fiyatından bile daha az fiyata alınabilecek bisikletler burada bu uçuk fiyatlarda. Neyse gözünüze kestirdiniz bir modeli. Arıyorsunuz mağazayı veya gidiyorsunuz. Orda bir görevliye sorular soruyorsunuz, bırakın cevap almayı fark ediyorsunuz ki adam sizden çok daha az bilgili. Tek amacı o bisikleti satmak. Boyunuz 1.84 iken veriyor size 52 kadroyu. Ya bir garip durdu diyorsunuz yok abi gayet güzel oldu diyor. Fesubhanallah! Herkes böyle değil tabi ki, düzgün esnaflar var. Ama bunlar da var ki yaşamadığım ve yaşanılmayan şeyleri yazmam buraya. Türkiye’nin güzide markalarından birinin mağazasına gittim ve duvarda asılı olan 28.000 TL tutarındaki bir yol bisikletini denemek istediğimi söyledim. İndiremiyoruz dedi. Neden dedim. Alacak mısınız dedi. Ondan sonra zaten sorulacak soru yoktu. Aldım. Hem de aynısının bir üst yıl modelini aldım yurtdışından. Sonra da onla gittim mağazaya sadece o suratı görmek için, gördüm de…
Ah ikinci elciler… Nispeten daha az ödeyerek düzgün bir bisiklet almak isteyenler. Bunlar genelde sahibinden sitesine girer ve araştırır. Durmadan araştırır. 3-4 bisiklete indirirler beğendiklerini ve büyük oranda da bir tanesinde mutlaka bahsedeceğim kişilere denk gelirler. Bunlar kim midir? Bunlar genelde eskiden beri bisiklet sürenlerdir. Etkilemeye çalışırlar ve başarırlar da. Bir şeyler bilirler ama bunu sadece satış için kullanırlar, makinalar oldukça üst düzeydir, detaylı sorulardan sıkılırlar, amaç bisikleti satmaktır, satarlar veya satamazlar ama toz kondurmazlar. Spora katkıları sıfırdır ve her zaman böyle olacaktır. Bunlar ‘’satıcı’’ sıfatlıdır ve daima öyle kalacaktır. Sözüm meclisten dışarı, eski üstadlarımız, Türk bisikletine katma değer sağlamış kişilere değil tabi ama bu kişiler zaten bilirler kendilerini. Ya sen bu kadar süredir piyasadasın ne yaptın kardeşim bu spor için, ne kattın bu spora? diye sorulduğunda muhtemelen cevap sizi tatmin etmeyecektir.
Bisiklet forum sitesine uzun süredir üyeyim. İnanın bazen özel mesajlara yetişemiyorum. En basitinden en kapsamlısına onlarca soru geliyor ve hepsini titizlikle cevaplamaya çalışıyorum. Genç kardeşlerimiz ile dışarıda buluşup onlara bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Türk bisikleti için üst düzey yöneticilerle, spor adamları ile, spor il müdürlükleri ile, eski bisikletçilerle görüşüyor ve onlar ile spora neler katabiliriz bunları konuşmaya çalışıyorum. Sıkılmıyorum, zevkle yapıyorum bunları, ben de bisiklet ve parçası satmama rağmen sattığım tüm parçalar ve bisikletler kendi kullandığım ürünler. Çünkü ben bir satıcı veya tamirci değil, BEN BİR BİSİKLETÇİYİM. Ben bir YOL BİSİKLETÇİSİYİM. Ömrüm yetene kadar da cebime değil bu spora neler katabilirim buna çaba göstereceğim. Bazılarının zoruna gitse de, çekemeseler de, çamur atsalar da böyle olacak. Bu insanların devri bitecek artık…
Arkadaşlar, sizden ricam bu camiada dürüst insanlar olduğu gibi menfaat peşinde olan insanlar da olduğunu bilin lütfen. Bisiklet alacaksanız çok araştırın, yüzünüze her gülene inanmayın ve lütfen aldığınız bilgileri teyit ettirin. Özellikle bu işte ben ustayım, milli sporcuyum, şuyum buyum diyenlere lütfen temkinli yaklaşın.
Bu spora gerçekten hizmet etmiş adam zaten düzgündür. Mesela bana çok soruyorlar örnek aldığın biri var mı diye. İRFAN TÜRETGEN hocam, kulakları çınlasın, şu ana kadar gördüğüm en mütevazi, en bilgili ve çok düzgün bir insan, bir hoca, bir abi, yeri gelince kardeş, orijinal bir bisikletçi…. Onun gibiler oldukça bu spor daha az sömürülecek, çok daha gelişme gösterecek. Umuyorum…
Başınızı ağrıttım. Saygılarımı sunuyorum…
Bizler için önemli bir icat olan bisiklet bazılarımız için bir araç, bazılarımız için bir hobi, bazılarımız için de bir amaç…
Şahsım adına konuşmam gerekirse bisikletten vazgeçmek zorunda kalırsam hayatımda önemli bir boşluk olacağını düşünüyorum.
Ülkemizde nispeten dünya ülkeleri kadar yaygın olmasa da bisiklet bizde de bir tutku. Ama çok daha yol kat etmesi gerekiyor.
Şimdi size ülkemizdeki kimi zaman çarpık, kimi zaman dengeli, kimi zaman da çıkar içeren bazı yapılardan söz edeceğim.
Bisiklete, özellikle de yol bisikletine başlayan biri hayatında bir süreç olarak aşağıdaki aşamalardan geçebilir. Geçebilir diyorum çünkü bu bir olasılık. Gerçekleşmesini pek istemediğim bir olasılık.
Yol bisikleti aslında öyle olmamasına rağmen camiada en saygı duyulan, üstadlarının çok saygı gördüğü, kullanıcılarının imrenildiği, üzerine çıkanı ekstra bir hava kaplattıran ve ne yazık ki hem doğru, hem de yanlış insanların oluşturduğu bir dal.
Yol bisikleti mi alacaksınız? Sıfırcılar ve ikinci elciler olarak en başta bir kategoriye giriyorsunuz zaten. Sıfırcılar başladılar internet sitelerini veya mağazaları gezmeye. O da ne? Bunlar nasıl fiyatlar böyle? Yurtdışından yarı fiyatından bile daha az fiyata alınabilecek bisikletler burada bu uçuk fiyatlarda. Neyse gözünüze kestirdiniz bir modeli. Arıyorsunuz mağazayı veya gidiyorsunuz. Orda bir görevliye sorular soruyorsunuz, bırakın cevap almayı fark ediyorsunuz ki adam sizden çok daha az bilgili. Tek amacı o bisikleti satmak. Boyunuz 1.84 iken veriyor size 52 kadroyu. Ya bir garip durdu diyorsunuz yok abi gayet güzel oldu diyor. Fesubhanallah! Herkes böyle değil tabi ki, düzgün esnaflar var. Ama bunlar da var ki yaşamadığım ve yaşanılmayan şeyleri yazmam buraya. Türkiye’nin güzide markalarından birinin mağazasına gittim ve duvarda asılı olan 28.000 TL tutarındaki bir yol bisikletini denemek istediğimi söyledim. İndiremiyoruz dedi. Neden dedim. Alacak mısınız dedi. Ondan sonra zaten sorulacak soru yoktu. Aldım. Hem de aynısının bir üst yıl modelini aldım yurtdışından. Sonra da onla gittim mağazaya sadece o suratı görmek için, gördüm de…
Ah ikinci elciler… Nispeten daha az ödeyerek düzgün bir bisiklet almak isteyenler. Bunlar genelde sahibinden sitesine girer ve araştırır. Durmadan araştırır. 3-4 bisiklete indirirler beğendiklerini ve büyük oranda da bir tanesinde mutlaka bahsedeceğim kişilere denk gelirler. Bunlar kim midir? Bunlar genelde eskiden beri bisiklet sürenlerdir. Etkilemeye çalışırlar ve başarırlar da. Bir şeyler bilirler ama bunu sadece satış için kullanırlar, makinalar oldukça üst düzeydir, detaylı sorulardan sıkılırlar, amaç bisikleti satmaktır, satarlar veya satamazlar ama toz kondurmazlar. Spora katkıları sıfırdır ve her zaman böyle olacaktır. Bunlar ‘’satıcı’’ sıfatlıdır ve daima öyle kalacaktır. Sözüm meclisten dışarı, eski üstadlarımız, Türk bisikletine katma değer sağlamış kişilere değil tabi ama bu kişiler zaten bilirler kendilerini. Ya sen bu kadar süredir piyasadasın ne yaptın kardeşim bu spor için, ne kattın bu spora? diye sorulduğunda muhtemelen cevap sizi tatmin etmeyecektir.
Bisiklet forum sitesine uzun süredir üyeyim. İnanın bazen özel mesajlara yetişemiyorum. En basitinden en kapsamlısına onlarca soru geliyor ve hepsini titizlikle cevaplamaya çalışıyorum. Genç kardeşlerimiz ile dışarıda buluşup onlara bir şeyler anlatmaya çalışıyorum. Türk bisikleti için üst düzey yöneticilerle, spor adamları ile, spor il müdürlükleri ile, eski bisikletçilerle görüşüyor ve onlar ile spora neler katabiliriz bunları konuşmaya çalışıyorum. Sıkılmıyorum, zevkle yapıyorum bunları, ben de bisiklet ve parçası satmama rağmen sattığım tüm parçalar ve bisikletler kendi kullandığım ürünler. Çünkü ben bir satıcı veya tamirci değil, BEN BİR BİSİKLETÇİYİM. Ben bir YOL BİSİKLETÇİSİYİM. Ömrüm yetene kadar da cebime değil bu spora neler katabilirim buna çaba göstereceğim. Bazılarının zoruna gitse de, çekemeseler de, çamur atsalar da böyle olacak. Bu insanların devri bitecek artık…
Arkadaşlar, sizden ricam bu camiada dürüst insanlar olduğu gibi menfaat peşinde olan insanlar da olduğunu bilin lütfen. Bisiklet alacaksanız çok araştırın, yüzünüze her gülene inanmayın ve lütfen aldığınız bilgileri teyit ettirin. Özellikle bu işte ben ustayım, milli sporcuyum, şuyum buyum diyenlere lütfen temkinli yaklaşın.
Bu spora gerçekten hizmet etmiş adam zaten düzgündür. Mesela bana çok soruyorlar örnek aldığın biri var mı diye. İRFAN TÜRETGEN hocam, kulakları çınlasın, şu ana kadar gördüğüm en mütevazi, en bilgili ve çok düzgün bir insan, bir hoca, bir abi, yeri gelince kardeş, orijinal bir bisikletçi…. Onun gibiler oldukça bu spor daha az sömürülecek, çok daha gelişme gösterecek. Umuyorum…
Başınızı ağrıttım. Saygılarımı sunuyorum…