Mert E.
We create Chemistry
- Kayıt
- 20 Ocak 2014
- Mesaj
- 1.495
- Tepki
- 3.489
- Yaş
- 44
- Şehir
- istanbul
- Bisiklet
- Giant
Aslen Bursa dogumlu olsam da Yalovaliyim. Cocuklugum buyuk olcude Yalova'da gecti. O donemde de oyle derdik, Yalovaliydik, zaten cogu kisi de Yalova'yi Bursa'nin ilcesi zannederdi, Istanbul'un ilcesi olabilecegi bilmeyenlerin aklina gelmeyecegi icin ve kafalari tam muhallebi haline getirmeyelim diye Yalovaliyiz derdik. Yalova'yi gezenler bilirler. Bisiklet icin bir cennettir. Adi ustunde deniz (yali) kenarindaki bir ova'da kurulmustur sehir, en azindan benim cocuklugumda nufus daha tepelere sirayet etmemisti. Dumduz kentte, bisiklet en yaygin ulasim araclarindan biriydi, hemen her evin bir bisikleti vardi. Tabii benim de.
Kendimi bildigimden beri ilk bisikletim kirmizi ufak bir 3 tekerlekliydi. 1. sinifin sonunda gercek anlamda bir bisiklet aldi babamlar. Bir Bisan Viking. Aslina bakarsaniz, o donem kirmizi Beldesan Pinokyo'larin etrafi kasip kavurdugu yillardi. Ama bana nedendir bilmiyorum, Bisan Viking uygun gormuslerdi. Onceleri arkasinda takili ek tekerlerle kullandim, sonra bir gun dayim "ogrenecekse duse kalka ogrensin" diye soktu o destek tekerlerini ve ben gercek anlamda bisikletle tanistim. Ve ne yalan soyleyim harika bir bisikletti Bisan. Cok kahrimi cekti, ama yillarca bana misin demedi.
Sonra dag bisikleti donemi basladi. Normal bisikleti olup BMX hayali kullanan bizlerin ruyalarina simdi de dag bisikletleri girmeye baslamisti ki, babam sasirtici bir sekilde hadi gidip dag bisikleti alalim sana dedi. Cok oyle herseyden isteyen bir cocuk degildim gerci ama genelde simarmayayim diye herhalde, her istedigim de hemen alinmazdi. Magazaya gittik, heyecandan gordugum ve begendigim ilk dag bisikletini aldim. Bianchi falan da vardi sanirim, ama benim gonlum oradaki baska bir bisiklete kaydi. Bugun tam market bisikleti diyebilecegimiz cinsten, markasina da gulersiniz: Moby Dick. Ama benim icin uzay araci gibiydi, 18 vites, koca koca lastikler, onunde arkasinda kedi gozleri. Cok acayip. Ve o bisikletle neler yapmadim ki. Yalova'nin etrafindaki hemen her yere (Erikli, Sudusen, Termal vs) her yere gittim. DSI'deki tepenin ustunden paldir kuldur downhill'imsi inisler yaptim. Hala duruyor sanirim Yalova'daki evde.
Sonra universite gunleri basladi, yatili okudugum Istanbul'da surekli yasamaya basladim. Bisiklet'ten koptum. Istanbul'da ne bisikletiydi oyle degil mi? Kirk yilin basi adaya gidersek, o da belki. Oyle boyle bisiklete binmedim yillarca...
******
Aradan yillar gecti. En son ne zaman kicim sele gordu, onu bile unutmustum. Yas da otuzu artik gecmisti, tutamiyordum da zamani. Kilomu kontrol etmekte zorlaniyordum artik, bi ara sporla 69 kg'a kadar inmis zama donustugum ceset formuna gelen elestiriler yuzunden diyetimi birakmistim. Tekrar 80 kg ve ustlerine geri donmustum. Ustelik hayatimda sevdigim ve ugrasmak istedigim bir hevesin eksikligini de hissediyordum. Ilham perisi bir Aralik gunu tosladi. IZ Tv'de "Bisiklet Sehri" belgeseline denk geldim. Istanbul'da farkli tur bisikletler kullananlar insanlari gorunce once imrendim, sonra eski gunlerimi hatirladim. Imrenmek? Ben de oyleydim bir zamanlar oysa ki! Iste aradigim sey bu dedim, mutlulugu uzaklarda aramaya gerek yok: Bir bisiklet! Ama nasil bir bisiklet? Konudan uzak kaldigim yillarda, konu konuyu acmis, sonra asmis, fasikuller 12 ciltlik ansiklopediler haline gelmisti.
Bilgisayari acip isin icine girmeye basladikca hem aradigim seyin bisiklet oldugundan emin oluyor, hem de cahilligime uzuluyordum. Bu arada bu forumla tanistim. Hakkini teslim etmem gerek, hem maddi hem manevi olarak cok sey katti bisikletforum bana. Maddi derken parasal demiyorum ama elle tutulur, ne istedigime karar vermemi kolaylastiracak cok ama cok bilgi edindim. Vites setleri, markalar, kadrolar, masalar, aksesuarlar.. Merak ettikce daha cok ogrendim. Daha cok ogrendikce daha cok arastirdim. Arastirdikca daha cok merak ettim. Boyle bir devirdaim aldi yurudu. Sonra baktim, yeterli kaynak yok. Is icin gittigim yurtdisi seyahatlerimde yabanci kaynakli dergiler aldim, daha da cok icine girdim. Hatta bazilarini bu forumda da cevirdim, paylastim. Bu aralarda ne istedigime karar vermeye calistim..
Once tur bisikletciligi yaparim diyordum. Uzun turlar yapayim, dunyayi dolasayim. Sonra farkettim ki istedigim sey tam olarak bu degil. Ben surdurulebilir birsey istiyorum. Bunu yapmaya ise su anki isim ve mesleki yogunlugumda imkan yok. 80 gun icerde izni olan, sirketin izinlerini kullan diye basinda boza pisirdigi ben, nasil uzun turlara cikayim? Zordu. Sonra sehir bisikleti olur dedim. Sehir icinde dort donerim diyordum. Hem ustum basim da cok kirlenmez, surerim yumusak yumusak. Ancak bir yandan da endiselenmeye basladim. Sanki aradigim hazzi alamazmisim gibi gelmeye baslamisti. Oysa ben zevku sefadan biraz daha sarilacagim birsey istiyordum. Neyse en kotu denerim diyordum ki... Bir sekilde Gokhan Kutluer ile tanistim. Onu ilk, beni bu yola sokan IZTv'deki belgeselde izlemistim. Bir sekilde internetteki yazilarini okuyor buldum.
dengetekeri.blogspot.com.tr blogundaki bisikletle ilgili tum yazilarini nerdeyse hatmettim. Sadece bisiklet ile ilgili yazilari degil, kisisel blogundaki denemeleri de zevkle okutuyordu kendini. Benzerdi bisiklet sevdasina giden yolda hikayeler. Hosuma gitti. Once yorumlarla basladik, sonra Giant'in acisilinda gidip bizzat tanistim. Tam o arada, "acaba yol bisikleti olur mu ki?" diye dusunuyordum ki, "icinde yol bisikleti hevesi varsa, niye erteleyesin ki" (tam olarak bu degildir belki ama buna benzer birseydir) dedi Gokhan Kutluer, Giant'a yaptigim ziyaretlerden birinde Giant Defy'lerin basinda bakinirken. Neden olmasin dedim? Iste aradigim motivasyon bu! Bir yol bisikleti!
******
SIkIldiniz belki de farkettim. Buraya kadar okumaniz bile takdire deger. Neyse, merak etmeyin, en guzel kisma geldik. Yol bisikleti ama hangisiydi? Neyse ki, aylardir arastirmalarimin kafamda yarattigi bazi kriterler coktan vardi:
- En basindan beri once kadro diyordum. Bu yuzden de dunyaca bilinen markalardan birisinin kadrosunu almaya kafama koymustum.
- Buna uygun fiyat performans oraninin iyi olmasini arzuluyordum. Ilk yol bisikletimin butcem olmasina ragmen muhtemelen kahrimi bir miktar cekecek supersonik bir makine olmasina gerek yoktu.
- Yol bisikletiyle sirf performans surusu yapayim istemiyordum, yeri gelince keyif turlari da yapabilecegim bir bisiklet olmaliydi. (Hatta yeri gelince arkasina bagaj takabilir miydim? Neden olmasin?)
- Dolayisiyla kadro geometrisi baslangic seviyede birsey iyi olurdu.
- Komponentleri ne en alt seviyede olmaliydi, ne de baslangic seviyesinde biri icin pozitif farki farkedemeyecegim kadar gereksiz ust seviyede.
- Disli oranlari da ayni sekilde baslangic icin uygun olmaliydi ki, en ufak egimde yerlerde surunmeyeyim.
Dunyanin en buyuk bisiklet ureticisi Giant dogru bir adres olabilirdi. Boylece magazasina daha sik ugramaya basladim. Giant'a gide gele zaten Defy 3 kanima girmeye baslamisti. Kadrosu baslangic icin tasarlanmis bir geometrideydi, Sora sete sahipti, goruntusu guzeldi, cok pahali degildi, hatta bagaj icin delikleri bile mevcuttu. Sonrasinda su degerlendirmeyi de gorunce kesin kararimi verdim: Giant Defy 3, bicycling.com editorleri tarafindan 2014'un en iyi giris seviyesi bisikleti secilmisti:
(link)
Bugun gidip nihayet bisikleti ayirttim. Umarim yarin veya Cuma gunu (Persembe 1 Mayis sebebiyle kapalilarmis) bisikletimi teslim alacagim. Bu arada kiz arkadasima da onun zevkine uygun bir Escape 3W ayirttik. Tabii hikaye bununla bitmiyor hatta belki asil hikaye simdi basliyor. Muhtemelen sizlere daha danisacagim, paylasacagim cok sey olacak. Simdilik sadece temsili olarak paylasiyorum. Elime gectiginde tum fotograflarini da bu konuya asarim. Herkese buraya kadar okurkenki sabri ve iyi dilekleri icin simdiden tesekkurler...
COMPONENTS
Handlebar Giant Sport Alloy
Stem Giant Sport Alloy
Seatpost Giant Sport Alloy, 30.9mm
Saddle Giant Defy Saddle
Pedals Caged w/ toe clip and strap
DRIVETRAIN
Shifters Shimano Sora STI 18sp
Front Derailleur Shimano Sora 9sp
Rear Derailleur Shimano Sora 9sp
Brakes Tektro TK-R312 dual pivot
Brake Levers Shimano Sora w/reach adjust
Cassette SRAM PG950 11-32T, 9sp
Chain KMC X9 9sp
Crankset Shimano Sora, Compact 34x50T
Bottom Bracket Shimano Sora Integrated outboard
WHEELS
Rims Giant S-R2 Alloy, double wall 32h
Hubs Giant Alloy
Spokes Stainless Steel, 14g
Tires Giant S-R4, 700x25c
Kendimi bildigimden beri ilk bisikletim kirmizi ufak bir 3 tekerlekliydi. 1. sinifin sonunda gercek anlamda bir bisiklet aldi babamlar. Bir Bisan Viking. Aslina bakarsaniz, o donem kirmizi Beldesan Pinokyo'larin etrafi kasip kavurdugu yillardi. Ama bana nedendir bilmiyorum, Bisan Viking uygun gormuslerdi. Onceleri arkasinda takili ek tekerlerle kullandim, sonra bir gun dayim "ogrenecekse duse kalka ogrensin" diye soktu o destek tekerlerini ve ben gercek anlamda bisikletle tanistim. Ve ne yalan soyleyim harika bir bisikletti Bisan. Cok kahrimi cekti, ama yillarca bana misin demedi.
Sonra dag bisikleti donemi basladi. Normal bisikleti olup BMX hayali kullanan bizlerin ruyalarina simdi de dag bisikletleri girmeye baslamisti ki, babam sasirtici bir sekilde hadi gidip dag bisikleti alalim sana dedi. Cok oyle herseyden isteyen bir cocuk degildim gerci ama genelde simarmayayim diye herhalde, her istedigim de hemen alinmazdi. Magazaya gittik, heyecandan gordugum ve begendigim ilk dag bisikletini aldim. Bianchi falan da vardi sanirim, ama benim gonlum oradaki baska bir bisiklete kaydi. Bugun tam market bisikleti diyebilecegimiz cinsten, markasina da gulersiniz: Moby Dick. Ama benim icin uzay araci gibiydi, 18 vites, koca koca lastikler, onunde arkasinda kedi gozleri. Cok acayip. Ve o bisikletle neler yapmadim ki. Yalova'nin etrafindaki hemen her yere (Erikli, Sudusen, Termal vs) her yere gittim. DSI'deki tepenin ustunden paldir kuldur downhill'imsi inisler yaptim. Hala duruyor sanirim Yalova'daki evde.
Sonra universite gunleri basladi, yatili okudugum Istanbul'da surekli yasamaya basladim. Bisiklet'ten koptum. Istanbul'da ne bisikletiydi oyle degil mi? Kirk yilin basi adaya gidersek, o da belki. Oyle boyle bisiklete binmedim yillarca...
******
Aradan yillar gecti. En son ne zaman kicim sele gordu, onu bile unutmustum. Yas da otuzu artik gecmisti, tutamiyordum da zamani. Kilomu kontrol etmekte zorlaniyordum artik, bi ara sporla 69 kg'a kadar inmis zama donustugum ceset formuna gelen elestiriler yuzunden diyetimi birakmistim. Tekrar 80 kg ve ustlerine geri donmustum. Ustelik hayatimda sevdigim ve ugrasmak istedigim bir hevesin eksikligini de hissediyordum. Ilham perisi bir Aralik gunu tosladi. IZ Tv'de "Bisiklet Sehri" belgeseline denk geldim. Istanbul'da farkli tur bisikletler kullananlar insanlari gorunce once imrendim, sonra eski gunlerimi hatirladim. Imrenmek? Ben de oyleydim bir zamanlar oysa ki! Iste aradigim sey bu dedim, mutlulugu uzaklarda aramaya gerek yok: Bir bisiklet! Ama nasil bir bisiklet? Konudan uzak kaldigim yillarda, konu konuyu acmis, sonra asmis, fasikuller 12 ciltlik ansiklopediler haline gelmisti.
Bilgisayari acip isin icine girmeye basladikca hem aradigim seyin bisiklet oldugundan emin oluyor, hem de cahilligime uzuluyordum. Bu arada bu forumla tanistim. Hakkini teslim etmem gerek, hem maddi hem manevi olarak cok sey katti bisikletforum bana. Maddi derken parasal demiyorum ama elle tutulur, ne istedigime karar vermemi kolaylastiracak cok ama cok bilgi edindim. Vites setleri, markalar, kadrolar, masalar, aksesuarlar.. Merak ettikce daha cok ogrendim. Daha cok ogrendikce daha cok arastirdim. Arastirdikca daha cok merak ettim. Boyle bir devirdaim aldi yurudu. Sonra baktim, yeterli kaynak yok. Is icin gittigim yurtdisi seyahatlerimde yabanci kaynakli dergiler aldim, daha da cok icine girdim. Hatta bazilarini bu forumda da cevirdim, paylastim. Bu aralarda ne istedigime karar vermeye calistim..
Once tur bisikletciligi yaparim diyordum. Uzun turlar yapayim, dunyayi dolasayim. Sonra farkettim ki istedigim sey tam olarak bu degil. Ben surdurulebilir birsey istiyorum. Bunu yapmaya ise su anki isim ve mesleki yogunlugumda imkan yok. 80 gun icerde izni olan, sirketin izinlerini kullan diye basinda boza pisirdigi ben, nasil uzun turlara cikayim? Zordu. Sonra sehir bisikleti olur dedim. Sehir icinde dort donerim diyordum. Hem ustum basim da cok kirlenmez, surerim yumusak yumusak. Ancak bir yandan da endiselenmeye basladim. Sanki aradigim hazzi alamazmisim gibi gelmeye baslamisti. Oysa ben zevku sefadan biraz daha sarilacagim birsey istiyordum. Neyse en kotu denerim diyordum ki... Bir sekilde Gokhan Kutluer ile tanistim. Onu ilk, beni bu yola sokan IZTv'deki belgeselde izlemistim. Bir sekilde internetteki yazilarini okuyor buldum.
dengetekeri.blogspot.com.tr blogundaki bisikletle ilgili tum yazilarini nerdeyse hatmettim. Sadece bisiklet ile ilgili yazilari degil, kisisel blogundaki denemeleri de zevkle okutuyordu kendini. Benzerdi bisiklet sevdasina giden yolda hikayeler. Hosuma gitti. Once yorumlarla basladik, sonra Giant'in acisilinda gidip bizzat tanistim. Tam o arada, "acaba yol bisikleti olur mu ki?" diye dusunuyordum ki, "icinde yol bisikleti hevesi varsa, niye erteleyesin ki" (tam olarak bu degildir belki ama buna benzer birseydir) dedi Gokhan Kutluer, Giant'a yaptigim ziyaretlerden birinde Giant Defy'lerin basinda bakinirken. Neden olmasin dedim? Iste aradigim motivasyon bu! Bir yol bisikleti!
******
SIkIldiniz belki de farkettim. Buraya kadar okumaniz bile takdire deger. Neyse, merak etmeyin, en guzel kisma geldik. Yol bisikleti ama hangisiydi? Neyse ki, aylardir arastirmalarimin kafamda yarattigi bazi kriterler coktan vardi:
- En basindan beri once kadro diyordum. Bu yuzden de dunyaca bilinen markalardan birisinin kadrosunu almaya kafama koymustum.
- Buna uygun fiyat performans oraninin iyi olmasini arzuluyordum. Ilk yol bisikletimin butcem olmasina ragmen muhtemelen kahrimi bir miktar cekecek supersonik bir makine olmasina gerek yoktu.
- Yol bisikletiyle sirf performans surusu yapayim istemiyordum, yeri gelince keyif turlari da yapabilecegim bir bisiklet olmaliydi. (Hatta yeri gelince arkasina bagaj takabilir miydim? Neden olmasin?)
- Dolayisiyla kadro geometrisi baslangic seviyede birsey iyi olurdu.
- Komponentleri ne en alt seviyede olmaliydi, ne de baslangic seviyesinde biri icin pozitif farki farkedemeyecegim kadar gereksiz ust seviyede.
- Disli oranlari da ayni sekilde baslangic icin uygun olmaliydi ki, en ufak egimde yerlerde surunmeyeyim.
Dunyanin en buyuk bisiklet ureticisi Giant dogru bir adres olabilirdi. Boylece magazasina daha sik ugramaya basladim. Giant'a gide gele zaten Defy 3 kanima girmeye baslamisti. Kadrosu baslangic icin tasarlanmis bir geometrideydi, Sora sete sahipti, goruntusu guzeldi, cok pahali degildi, hatta bagaj icin delikleri bile mevcuttu. Sonrasinda su degerlendirmeyi de gorunce kesin kararimi verdim: Giant Defy 3, bicycling.com editorleri tarafindan 2014'un en iyi giris seviyesi bisikleti secilmisti:
(link)
Bugun gidip nihayet bisikleti ayirttim. Umarim yarin veya Cuma gunu (Persembe 1 Mayis sebebiyle kapalilarmis) bisikletimi teslim alacagim. Bu arada kiz arkadasima da onun zevkine uygun bir Escape 3W ayirttik. Tabii hikaye bununla bitmiyor hatta belki asil hikaye simdi basliyor. Muhtemelen sizlere daha danisacagim, paylasacagim cok sey olacak. Simdilik sadece temsili olarak paylasiyorum. Elime gectiginde tum fotograflarini da bu konuya asarim. Herkese buraya kadar okurkenki sabri ve iyi dilekleri icin simdiden tesekkurler...
COMPONENTS
Handlebar Giant Sport Alloy
Stem Giant Sport Alloy
Seatpost Giant Sport Alloy, 30.9mm
Saddle Giant Defy Saddle
Pedals Caged w/ toe clip and strap
DRIVETRAIN
Shifters Shimano Sora STI 18sp
Front Derailleur Shimano Sora 9sp
Rear Derailleur Shimano Sora 9sp
Brakes Tektro TK-R312 dual pivot
Brake Levers Shimano Sora w/reach adjust
Cassette SRAM PG950 11-32T, 9sp
Chain KMC X9 9sp
Crankset Shimano Sora, Compact 34x50T
Bottom Bracket Shimano Sora Integrated outboard
WHEELS
Rims Giant S-R2 Alloy, double wall 32h
Hubs Giant Alloy
Spokes Stainless Steel, 14g
Tires Giant S-R4, 700x25c