Bİlİyormusunuz ?

Enis AYKUŞ

Aktif Üye
Kayıt
15 Aralık 2010
Mesaj
196
Tepki
43
Şehir
izmir konak
ISI, NASIL SERAP OLUŞTURUR?
Serap nedir? Niçin güneşli bir günde, sıcak bir yol üzerinde belli uzaklıkta küçük gölcükler görünür ve onlara ulaşmadan kaybolurlar
Bir serap içinde görülen küçük gölcükler aslında, yol yüzeyine yakın, ince bir sıcak hava tabakasıdır Serabın ortaya çıkması için bu hava tabakasının birkaç milimetre kalınlığında olması gerekir
lşık, yoğunluğu daha fazla olan sıcak havada, soğuk havaya oranla daha hızlı hareket eder Dolayısıyla, sıcak tabakaya düşük bir açıyla yaklaşan ışık ışınları, yukarıdaki daha soğuk havaya doğru kırılacaktır Bu kırılmanın sonucu ortaya çıkan donuk ışıldamanın görüntüsü ise, su yüzeyinin yansıması gibidir
Serap görüntüsüne yaklaştıkça daralmaya başlayacak ve sonuçta gözden kaybolacaktır Bunun nedeni, görme açısının giderek büyümesi, öte yandan, sıcak havada yukarı doğru kırılan ışığın kırılma açısının bir yansıma görmeye elvermeyecek kadar küçülmesidir
Not: Yazı ve resimler Bilim ve Teknik dergisi sayı 170'den alınmıştır


SOĞUĞA NASIL ALIŞILIR?
Deri ve deri altı dokuda, dokuların beslenmesi için gerekenden daha çok kan damarı bulunur Bu kan damarlarının, İkinci bir önemli görevi vardır: Genişleyip, daralarak deriye olan kan akımını ve böylece ısıyı etkilerler Soğukta, damarlar tümüyle çekilir, deride daha zayıf bir kan akımı oluşur, bu da derinin, dışarıya daha az ısı vermesine neden olur Sıcakta damarlar genişler ve büyük miktarlarda kan, deriye taşınır, böylece derinin dışarıya çok ısı vermesine yol açar
Derideki kan damarlarının, ısı değişimine tepki gösterme yeteneği antrenmanlarla artabilir Örneğin, değişmeli banyolarla ya da sporla her türlü hava, koşullarına vücudu alıştırmak gibi Bu yolla, organizma “alışma” ya sevk edilir, yani kendini soğuğa karşı koruyabilir
Derinin, ısı değişimine tepki gösterme yeteneği, kolaylıkla gözlenebilir Zayıf kanlanmada deri rengi soluk, güçlü kan dolaşımında ise canlı pembelikte olacaktır
Not: Yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 174'den alınmıştır


NEDEN AY'IN HEP AYNI YÜZÜNÜ GÖRÜYORUZ?
Ay in kendi ekseni etrafında dönüşü ile Dünya çevresindeki dönüşü eşit zamanda olmaktadır: 27,32 gün Kombine (bileşik) dönüş diye de anılan ve Dünya ile Ay arasındaki karşılıklı kütle çekişinln (gravitasyon) sonucu olan bu dönüş nedeniyle, Ay Dünya’ya hep aynı yüzüyle yönelik kalır
Oysa, farkına varılabilecek az bir sapma olmaktadır Ay yörüngesi tam bir çember olmayıp elipse benzer Ay, Dünya’ya yaklaşınca daha hızlı, uzaklaşınca daha yavaş hareket eder Dönüş her zaman eşit olduğundan Ay’ın sağ (veya sol) kenarına bakılıyor olur Bundan başka Ay’ın dönme ekseni de, yörüngesine dik değildir Bu nedenle, Dünya, Ay’ın bazen Kuzey (veya güney) kutbuna doğru hafifçe yönelik durumdadır Bu, eksendeki eğilme nedeniyle, bir Ay dolanımı içinde, yerden Ay’ın yüzünün, yaklaşık yüzde 60’ı görülür
Not: Yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 174'den alınmıştır

JET UÇAKLARI NEDEN ÇOK HIZLI İNİYOR GİBİ GÖRÜNÜR?

Jet uçakları, saatte 230 ile 280 km arasında bir hızla inişe geçer Bu yavaş uçuş sırasında, kanatların yükseltme etkisi az değildir; ancak, bu modern kanatlarda çok büyük iniş takımları vardır Bunlar, kanat yüzeyini arttırır, kanadı kubbemsi duruma getirirler; bu kubbe arasında bir yarık oluşur Bu yarıktan geçen havanın, hızı kesmekte ve dengeli inişte büyük payı vardır Diğer taraftan, iniş takımlarıyla eş zamanlı olarak çalışması gereken motorlar, beraberce oldukça büyük bir hava drenci yaratırlar Motorlar çalışır, ancak “tamgaz” durumunda değildir Nedeni: uçağın yükselmesi gerektiği takdirde, yedek güç bulunması içindir
Not: Yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 174'den alınmıştır


Likenler hava kirliliğini ölçüyor?
İngiltere’de hava kirliliği ile savaş sonuç verdi, 1960 dan beri havadaki duman % 80 ve SO2 % 50 azaltılmış bulunuyor Londra’da havadaki SO2 200-250 mg/m3 den 130 mg/m3’e düştü Bunun sonucu olarak Londra ağaçları üzerinde yine likenler görülmeye başlandı Likenler özellikle havadaki SO2 miktarından çok etkilenirler ve bu nedenle hava kirliliğini ölçmede kullanılırlar 1800 ile 1970 yılları arasında hava kirliliği nedeniyle Londra’da Trafalgar meydanı etrafındaki 16 km lik bir alanda 129 tür liken tamamen kaybolmuştur
Not: Bu yazı, Bilim ve Teknik dergisi sayı 174'den alınmıştır


DEĞERLİ TAŞLAR VE İNSANLAR

İnsanlar binlerce yıl değerli taşların kristal yapılarında ve çarpıcı renklerinde gizli güçler olduğuna inanmışlardır Örneğin san yakutun kalp ve beyni kuvvetlendirdiğine sinirleri yatıştırdığına Turmalin‘in kişiyi yaralanmaktan koruduğuna, elmasın insana güzel konuşma yeteneği ka*zandırdığına inanılırdı Oysa bu taşların kristal yapılan kadar çarpıcı renkleri de sihrin değil basit doğa olaylarının sonucudur Bu değerli taşlar üzerindeki menekşe ve erguvani renklerden demir mangan ve titan elementleri sorumludur Çevredeki radyoaktif kitle veya minerallerden radyasyon yayılıyorsa, bu renkler daha da çarpıcı bir parlaklık kazanır Mavi renkli safire demir ve titan metalleri renk verirken, gül renkli kuvars‘ta renk maddesi olarak sadece mangan görev yapmaktadır Kırmızı yakut, rengini kromdan almak*tadır Yeşil renk kromun farklı iyonlaşma göstermesi sonucu ortaya çıkmaktadır Renk veren bu metalleri içermeyen elmas ve neceftaşı ise saydam kristaller halindedir
İnsanoğlunu büyüleyen renklerinin nasıl oluştuğunun öğrenilmesine rağmen bu taşların önünde hala eğilinmektedir Fakat eskiye göre bu*günkü amaç oldukça farklıdır
Eski çağlarda insanlar bu taşları kutsal bir tanrı veya hayvan şekline benzeterek onları büyülü kabul ederlerdi Daha sonra gökkuşağındaki yedi rengin kristal yapıdaki bu taşlarda görülmesiyle, gezegenler ve taşlar arasında sihirli bir ilişki olduğu iddia edildi Örneğin kırmızı rengin Marsla, yeşil rengin Merkürle ilişkili olduğu ileri sürüldü “Hindu ‘felsefesine göre yeryüzüne bu gezegenlerden gelen kozmik parıltılar, tüm insanların varlığına ve yaşantısına etki etmektedir Oysa kristal yapıda bu yedi rengin parıldaması “prizmadan geçen güneş ışınlarının tayflara ayrılması" şeklinde açıklanabilecek basit bir fizik olayıdır
Turkuaz (firuze)ın kola ve parmağa takıldıktan sonra zamanla renk değiştirmesi, bu taş üzerinde peygamber kudreti olduğu şeklinde inanışlara yol açmıştır Oysa bu taş çok gözenekli bir yapıya sahiptir Ciltte biraz yağ ve asit olduğu zaman, bu maddeler taşın gözeneklerinden içeriye girerek onun kimyasal yapısını değiştirir Bunun sonucu taşın yeşil rengi maviye dönüşür Bu yüzden eller sabunla yıkanmadan önce turkuaz yüzükler parmaktan çıkarılmalıdır
Buna benzer bir yapı da opal ‘da görülür Opal ‘in her bakış açısından farklı renkte görünmesi Ortaçağ ‘da bu taşa "şeytan icadı" denilmesine yol açmıştır Bu nedenle İngiltere ‘de Kral Edward VII bu taşı çevresinden uzaklaştırmış, Rusya ‘da ise son Çar, bu taşların taşınmasını yasaklamıştır Opale mikroskopta 40 bin kez büyütülerek bakıldığında bunun düzensiz yerleşmiş silikasit küreciklerinden meydana geldiği görülür Opele düşen ışınlar, bu küreciklerde ilgili olarak düzensiz dağılım ve yansımalar yapar Bu nedenle opal her bakış açısından farklı bir renkte görünür
 
  • Beğen
Tepkiler: GokmenOzyurt
Scudo