Görkem Kılınç
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 1 Haziran 2008
- Mesaj
- 1.448
- Tepki
- 1.682
- Şehir
- Ankara / Keçiören
Merhaba bisikletsever dostlar;
Geçtiğimiz pazar günü bir festivale katıldık. Ayaş'da yapılan dut festivaliydi bu. Amacımız aslında festival değil hepbirlikte pedal çevirmektir. Tarihi boyunca birçok medeniyeti barındıran, tarihi İpek yolu üzerinde şifalı sıcak suları, geleneksel Türk mutfağı lezzetleri, cumbalı evlerle bezenmiş sokakları, camileri, çeşmeleri, yeşili, tiftik keçisi, dutu, domatesi ev ve el sanatları ile birlikte anılarak tarih kokan şirin bir ilçe olan Ayaş'ı amacımızı gerçekleştirmek için gittik.
Saat 7:00'ı gösteriyor. Her zamanki gibi Çiftlik kavşağında buluşuyoruz. Kimlerin gelip gelmiyeceğini konuşuyoruz. Aradan kısa bir süre geçiyor ve 11 kişi olarak toplanıyoruz...
(link)
(link)
Sabah kahvaltısı yapmayan biz, Anka Can'ın getirdiği ıslak kekleri hemen hüpletiyoruz... :lick3: Can abi sende olmasan ekip aç kalır aç
(link)
Harekete geçmeye başlamadan önce birde hatıra fotoğrafı çekindik.
(link)
Anka'nın enerjisi yerinde gene.
(link)
(link)
Yenikent tarafında mola veriyoruz. Suyumuz hemen bitti Bir kaç kişiyi su almaya yolladık. Bu sırada ben yavaş yavaş endişelenmeye başlıyorum; "Sıcak tepemizde olacak, gidelim hadi... "
(link)
(link)
Kısa bir süre sonra tekrar yollara dökülüyoruz ikişerli sıra halinde...
(link)
(link)
Can - Adamımm
Görkem - Efendim abi ?
Can - Buralarda bir yerlerde çeşme varmış, suyu çok güzelmiş görürsen duralım.
Görkem - Duralım abi...
Sağ tafarımda Can abinin dediği çeşmeyi görüyorum. Hemen oraya yanaşıyorum. Herkez geliyor. Buz gibi su ile mataralarımızı dolduruyoruz...
(link)
(link)
(link)
Anka Serdar 2,5 kmlik rampayı kamyona tutunarak çıkıyor. Yukarıya çıktığımda birde baktım oturmuş bizi bekliyor
(link)
(link)
(link)
Herkez sağ salim yukarıya çıkmayı başarıyor. Aşşağıya inmeden dikkatli olmamızıda söylüyoruz. " Ne kadar kaldı ? " diyenlere de az kaldı deyip geçiştiriyoruz :rolleyes:
(link)
İndikten sonra tatlı bir tırmanış daha yapıyoruz. Ekip rampada biraz dağılıyor. Rampa bitiminde karpuzcuya denk geliyoruz. Hemen bir karpuz alıp kesmeye başlıyoruz. Gelen bisikletini koyuyor, karpuzunu eline alıyor, güneşe ve rampaya isyan etmeye başlıyor.
(link)
(link)
(link)
(link)
Tabelayı gören duruyor fotoğraf çekinmeden inmem diye... Biryandan da Ayaş'a inişte dikkatli olmamızı söylüyorum.
(link)
Kazasız belasız indikten sonra bu gezideki süprizimiz ortaya çıkıyor. Abilerimin eşleride (Anka lady) Ayaş'talar. Telefon açıp yerlerini öğreniyoruz. Hatıra fotoğrafından sonra onları aramaya koyuluyoruz.
(link)
Anka Ladyleride buluyoruz. Onları alış-verişe yollayıp bizde mangalımızı yakacağımız yeri aramaya koyuluyoruz.
Mangal yapacağımız yeri zorlukla buluyoruz. Etraf çok kalabalık. Anka Ladyler gelene kadar kestiriyoruz.
(link)
Malzemelerimiz gelince ANKA Bisikletin meşhur mangalını yakmaya başlıyoruz. Olimpiyatlarda meşale, ANKA Bisiklette mangal yakılır. :crazy292:
(link)
Mangalı hazırlayan ekip; Anka Erdem, Anka Deniz, Anka Tuna, Anka Murat
(link)
Ohh.. Güzelim etlerin, sucukların kokusu bile doyurdu beni... :rolleyes:
(link)
Etlerin kokusunu alan ekip hemen uyanmış.
(link)
Göbekleri şişirdik. Ama hava bulutlanmaya başladı. Ankara'dan da telefon geldi. Yağmur yağıyormuş.
(link)
(link)
Yağmur Ayaş'a da yağmaya başladı. Hemen toparlandık. ANKA Ladyleri otobüslere bindirdik. Bizde yola çıktık hemen. Bir kaçımız yanlış yola girdik. Tekrar ekip bir araya geldi, ıslandık derken Ankara'ya tekrar A.O.Ç.'ye geldik. Ankara'yı sel basmıştı sanki. Isınmak için Tigem'e girdik. Sıcacık çayların tadları yağmurda pedal çevirmekten sonra bir başka idi. :rolleyes:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Çaylar içildikten sonra azda olsa içimiz ısındı, herkez birbiriyle vedalaşıp diğer tur için sözleştiler. Bir turumuz daha böyle geçti...
ANKA LADYlere, mangalcı Deniz ve Erdem'e, eğlenceli ve zevkli vakit geçirip pedallayan Murat, Dr. Deniz, Sefa, Serdar, Orkun, Can'a ve diğerlerine sonsuz teşekkürler...
"Anka Bisiklet Organizasyonudur"
Geçtiğimiz pazar günü bir festivale katıldık. Ayaş'da yapılan dut festivaliydi bu. Amacımız aslında festival değil hepbirlikte pedal çevirmektir. Tarihi boyunca birçok medeniyeti barındıran, tarihi İpek yolu üzerinde şifalı sıcak suları, geleneksel Türk mutfağı lezzetleri, cumbalı evlerle bezenmiş sokakları, camileri, çeşmeleri, yeşili, tiftik keçisi, dutu, domatesi ev ve el sanatları ile birlikte anılarak tarih kokan şirin bir ilçe olan Ayaş'ı amacımızı gerçekleştirmek için gittik.
Saat 7:00'ı gösteriyor. Her zamanki gibi Çiftlik kavşağında buluşuyoruz. Kimlerin gelip gelmiyeceğini konuşuyoruz. Aradan kısa bir süre geçiyor ve 11 kişi olarak toplanıyoruz...
(link)
(link)
Sabah kahvaltısı yapmayan biz, Anka Can'ın getirdiği ıslak kekleri hemen hüpletiyoruz... :lick3: Can abi sende olmasan ekip aç kalır aç
(link)
Harekete geçmeye başlamadan önce birde hatıra fotoğrafı çekindik.
(link)
Anka'nın enerjisi yerinde gene.
(link)
(link)
Yenikent tarafında mola veriyoruz. Suyumuz hemen bitti Bir kaç kişiyi su almaya yolladık. Bu sırada ben yavaş yavaş endişelenmeye başlıyorum; "Sıcak tepemizde olacak, gidelim hadi... "
(link)
(link)
Kısa bir süre sonra tekrar yollara dökülüyoruz ikişerli sıra halinde...
(link)
(link)
Can - Adamımm
Görkem - Efendim abi ?
Can - Buralarda bir yerlerde çeşme varmış, suyu çok güzelmiş görürsen duralım.
Görkem - Duralım abi...
Sağ tafarımda Can abinin dediği çeşmeyi görüyorum. Hemen oraya yanaşıyorum. Herkez geliyor. Buz gibi su ile mataralarımızı dolduruyoruz...
(link)
(link)
(link)
Anka Serdar 2,5 kmlik rampayı kamyona tutunarak çıkıyor. Yukarıya çıktığımda birde baktım oturmuş bizi bekliyor
(link)
(link)
(link)
Herkez sağ salim yukarıya çıkmayı başarıyor. Aşşağıya inmeden dikkatli olmamızıda söylüyoruz. " Ne kadar kaldı ? " diyenlere de az kaldı deyip geçiştiriyoruz :rolleyes:
(link)
İndikten sonra tatlı bir tırmanış daha yapıyoruz. Ekip rampada biraz dağılıyor. Rampa bitiminde karpuzcuya denk geliyoruz. Hemen bir karpuz alıp kesmeye başlıyoruz. Gelen bisikletini koyuyor, karpuzunu eline alıyor, güneşe ve rampaya isyan etmeye başlıyor.
(link)
(link)
(link)
(link)
Tabelayı gören duruyor fotoğraf çekinmeden inmem diye... Biryandan da Ayaş'a inişte dikkatli olmamızı söylüyorum.
(link)
Kazasız belasız indikten sonra bu gezideki süprizimiz ortaya çıkıyor. Abilerimin eşleride (Anka lady) Ayaş'talar. Telefon açıp yerlerini öğreniyoruz. Hatıra fotoğrafından sonra onları aramaya koyuluyoruz.
(link)
Anka Ladyleride buluyoruz. Onları alış-verişe yollayıp bizde mangalımızı yakacağımız yeri aramaya koyuluyoruz.
Mangal yapacağımız yeri zorlukla buluyoruz. Etraf çok kalabalık. Anka Ladyler gelene kadar kestiriyoruz.
(link)
Malzemelerimiz gelince ANKA Bisikletin meşhur mangalını yakmaya başlıyoruz. Olimpiyatlarda meşale, ANKA Bisiklette mangal yakılır. :crazy292:
(link)
Mangalı hazırlayan ekip; Anka Erdem, Anka Deniz, Anka Tuna, Anka Murat
(link)
Ohh.. Güzelim etlerin, sucukların kokusu bile doyurdu beni... :rolleyes:
(link)
Etlerin kokusunu alan ekip hemen uyanmış.
(link)
Göbekleri şişirdik. Ama hava bulutlanmaya başladı. Ankara'dan da telefon geldi. Yağmur yağıyormuş.
(link)
(link)
Yağmur Ayaş'a da yağmaya başladı. Hemen toparlandık. ANKA Ladyleri otobüslere bindirdik. Bizde yola çıktık hemen. Bir kaçımız yanlış yola girdik. Tekrar ekip bir araya geldi, ıslandık derken Ankara'ya tekrar A.O.Ç.'ye geldik. Ankara'yı sel basmıştı sanki. Isınmak için Tigem'e girdik. Sıcacık çayların tadları yağmurda pedal çevirmekten sonra bir başka idi. :rolleyes:
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
(link)
Çaylar içildikten sonra azda olsa içimiz ısındı, herkez birbiriyle vedalaşıp diğer tur için sözleştiler. Bir turumuz daha böyle geçti...
ANKA LADYlere, mangalcı Deniz ve Erdem'e, eğlenceli ve zevkli vakit geçirip pedallayan Murat, Dr. Deniz, Sefa, Serdar, Orkun, Can'a ve diğerlerine sonsuz teşekkürler...
"Anka Bisiklet Organizasyonudur"