Avustralya’da susuzluk önlemleri

H.Can DEMİREL

Forum Bağımlısı
Kayıt
25 Temmuz 2006
Mesaj
1.232
Tepki
950
Şehir
Muğla
Avustralya’da susuzluk önlemleri

Avustralya Su İşleri Kurumu, neredeyse tüm şehirlerin yönetimlerini yeni su kaynakları bulmaları yönünde uyardı.

AA
Güncelleme: 14:22 TSİ 15 Ağustos 2007 Çarşamba

CANBERRA - Gelecek 10 yıl içinde kuraklık, iklim değişikliği ve hızla artan nüfus yüzünden Avustralya’da mevcut su kaynakları tükenecek ve yeni su kaynaklarının bulunması kaçınılmaz hale gelecek.

Avustralya Su İşleri Kurumu’nun raporuna göre, bu soruna çözüm olarak deniz suyunun içme suyuna dönüştürülmesi ya da suyun arıtılarak tekrar kullanılması öneriliyor.

Kurum yetkilisi Ross Young, yeni yer altı kaynakları maliyetinin 30 milyon Avustralya Dolarını bulacağını, bununla beraber tüketicilere yansıyacak maliyetin artacağını söyledi.

Young, “Yağış miktarındaki azalma ve ortaya çıkan kuraklık Avustralya’yı tehdit ediyor. Bu durum, şu andaki mevcut kaynakların korunması için çok ciddi bütçeler ayrılması gerektiğini gösteriyor” dedi.

Avustralya’da son birkaç yıldır su kullanımına getirilen kısıtlama toplum tarafından benimsendi ve suyun en tasarruflu şekilde kullanımı sağlandı.

Avustralya’da içme suyu havzalarındaki yağış miktarı yüzde 80 oranında azaldı. Brisbane kentinin doğu kıyısındaki evlere arıtılmış su verilirken, Perth kentinin batı yakasındaysa deniz suyunu içme suyuna dönüştüren ilk tesis açıldı.

Kaynak:ntvmsnbc.com
 
Scudo

nyx

Daimi Üye
Kayıt
10 Temmuz 2007
Mesaj
293
Tepki
212
Şehir
Istanbul
su hakkında gerçekten ciddi tehlike içindeyiz ülkecek we dünyacak..
üzerine sürekli konuşuyoruz..
peki siz somut olarak evinizde susuzluk ve su tasarrufu için ne gibi şeyler yapıyosunuz?-dürüst olalım ama-
 

samet akkaya

Forum Bağımlısı
Kayıt
19 Nisan 2010
Mesaj
949
Tepki
3.562
Yaş
34
Şehir
Samsun/Terme
İsim
Samet Akkaya
Başlangıç
2007—08
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Diğer
Bekarken çok dikkat ederdim de şimdilerde edemiyorum . Musluğu her açtığım " sen bir gün akmayacaksın dostum " diyorum . Araç yıkamıyorum. Bisikleti ıslak mendille siliyorum ki şu an hiç yıkamadım. İnsanlar en çok suyu temizlikleri için harcıyor . Bunu tasarrufa bağladığımızda nasıl olur pek bilemiyorum.

Öyle sığır bir memlekette yaşıyorum ki adam arabasını yıkıyor musluğu açık bırakmış çocuğu oynuyor suyla etrafa sıkıyor. Tasarruftan bir haber . Galericilier sonra su hiç bitmeyecekmiş gibi hergün araç yıkamak nedir. Eskiden oto galeri üstünde otururdum . Şaşardım.

Memleketi yönetenlerin bu bilinci aşılaması gerekiyor ama yok. Köyde ki evimizde çatıdan akan suyu su tankında biriktiriyorum ailemin bahçe işleri için. Bunu babama ben önermiştim çok geçmeden yaptık. 3 ay gibi bir sürede ne kadar su biriktiğini görünce boşa akıtmışız şu suyu dedim . Kış ve bahar döneminde tabi bu.

Canımın yandığı bir konu şu susuzluk. Oturduğum evde bir su akıyor insanın elini delercesine. Kısıyorum sonra makinalar çalışamıyor. Yazık diyorum.İlk önce baştakiler bir kemeri sıkacak, suyun ilerleyen zamanlarda biteciğinin farkındalığını öylebir yedirmeli ki halka insanlar durup " gerçekten su bitiyor dikkat edelim " demeli.

Bunu kime sorsam Türkiye de su bitermi ? Diyor herkes. Biter

Bir klozet 1 basmaya 16 litreyi alıp götürüyor . Büyük rakam. En azından şöyle bir şey yapabiliriz evlerimize. Türkiye de görmedim hiç . Sanırım Japonya.

(link)
 

mehmetsunu

Kaldato ile sohbeti kestim.
Kayıt
28 Eylül 2011
Mesaj
5.665
Tepki
13.464
Şehir
kayseri
Başlangıç
2010—11
Bisiklet
Cube
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Emekli olur Muğlaya yerleşirim diyenlere gelsin

(link)
İnsanın içini yakan bir haber. Küresel ısınma kadar bizimde ihmalimiz var. Daha dün bizim çocuk bodrumun 2000 yılı ile 2020 yılı uydu haritasını gösteriyordu. 20 yılda inanılmaz bir fark var. İmkanları sınırlı bir yarımadaya bu kadar sınırsız yapılaşma izni vermek sorunu da beraberinde getiriyor. Tabiki sorum bodrum yarımadasıyla sınırlı değil. MGM nin kuraklık haritalarında neredeyse kuraklıktan etkilenmeyen bir yurt köşesi yok.
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Obruk denen bir doğa hadisesi var. Daha çok konya ovasında görülüyor. Yeraltı suyunu çekince, boşluklar oluşuyor. Zamanla toprak çöküyor. Teee 40 sene evvel, konya tahıl ambarı derlerdi, tüm ülkeye buğday üretilen yer'di. Sonra, sulu tarıma geçildi ne hikmetse. Buğday ithal edilir oldu.
 

MakRo

🤘Forever Metal🤘
Kayıt
5 Temmuz 2015
Mesaj
2.847
Tepki
9.136
Yaş
32
Şehir
Denizli
İsim
Alperen Atman
Başlangıç
1998—99
Bisiklet
b'Twin
Bisiklet türü
Dağ bisikleti
Dün akşam bir kanalda gördüm Kanada'dan makarnalık buğday ithal ediyormuşuz. Şuan öyle bir durum içindeyiz ki mevsim dengeleri tamamen bozulmuş durumda. Denizli'de dün hava kapalı olmasına rağmen +20 dereceydi. Dün akşamdan bu yana yağmur yağıyor, sonbahar bile gecikmeli geldi. Çevredeki bir çok kişi tasarruf, geri dönüşümden bir haber yaşıyor. Piknik ve benzeri bir etkinlik ile doğaya gidip çöpünü atmaktan dahi aciz insanlar var. Geçen hafta yürüyüş yaptığımız bölgede 3 adet göl, 2 dere vardı. Gölün birisi tamamen kurumuş, diğeri 1 metre seviyelerinde daha büyük olan göl ise kıyıdan 10 metre çekilmiş durumdaydı, dereler ise tamamen kurumuştu.

2014 yılında bir arıtma tesisinde çalıştım. Yağmur suyunu toplayacak ayrı bir sistem olmadığı için kanalizasyon sistemine karışıyordu. tesis bu miktar suyu kaldıramadığı için by-pass yapılıyordu. Hem tamamen arıtılmamış suyu, hem de birikmesi gerek tatlı suyu denize gönderiyorlardı. 5 ay öncesine kadar çalıştığım projede sulu soğutma sistemleri depoları otomasyon sistemine bağlanmadığı için taşıyor eğer şans eseri güvenlik devriye atıyorsa fark ediliyordu. Keza aynı projedeki arızalı tuvaletlerdeki sifonlar sürekli sızdırıyordu. O dönem kabaca bir hesap yapıp sifon tamiri ile ve el yıkanan lavabodaki suların çevre sulamalarında kullanılması ile ilgili ne kadar kâra geçireceğini (çünkü şirket çevreyi değil cebini düşünüyor) belirttim. Lakin bunu önceleri ciddiye almayıp sonrasında ek külfet ve maliyet olarak gördükleri için umursamadılar.

Arabasını yıkayan komşumuza niye bu kadar su harcadığını sorduğumda "parasını veriyorum sana mı soracağım" cevabını aldım. 20 yıl sonra çoluk çocuğun gideceği, göl orman, nehir namına doğru düzgün bir şey kalmayacak buna bağlı olarak tarım ve hayvancılık etkilenecek ama farkında değil ve bu insan bir öğretim görevlisi. Maalesef bu gibi kişilerin yetiştirdiği nesilde aynı zihniyet ile savrulup gidiyor. Akkuyu nükleer santrali inşaatken yangın çıktı, zemin bir kaç kez çöktü, dün trafo patlamış. Şimdiden böyle giderse tesis hizmete geçince bir facia yaşanmaması mucize olur, olası bir Çernobil benzeri vaka durumunda çevresel felaket ise kaçınılmaz olacaktır. Nükleer kömür veya benzerlerine göre temiz olabilir ama dünya ülkeleri nükleer santralleri azaltıp sürdürülebilir temiz enerji yollarına geçerken, bizim geriden geliyor olmamız garip. Artık ülkede her an garip olduğu ve alıştığımız için normal geliyor. Hakkımızda hayırlısı olması dileğiyle.
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Sifon ile yaklaşık 10 ila 15 lt arası, ekonomik modellerde 5 ila 8 lt arası su gidiyor.ağzına kadar su dolu 1lt pet şişelerden 1 ila 3 tanesini sifon deposuna koyarsanız her sifonda 1 ila 3 litre arası su tasarufu yapmış olursunuz.
 

Can Çelik

🛠 🛠 🛠
Kayıt
20 Eylül 2019
Mesaj
3.334
Tepki
6.832
Yaş
39
Şehir
İstanbul
İsim
Can Çelik
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Fixed Gear
Böyle giderse Türkiye yakın zamanda "su fakiri" ülkelerden biri olacak.

- Su israfının en büyük sebebi hayvancılık. Besi hayvanlarının yemesi için tarım alanlarının sulanması su israfının en büyük koludur. Hayvan endüstrisine talep azaltılırsa üretilecek ve dolayısıyla otlatanacak hayvan sayısı azaltılmış olunur. Gelin, 1 Kasım Dünya Veganlık Günü'nde dünyaya, hayvanlara ve kendinize bir şans verin.

- Endüstriyel her ürün su tüketimi demektir. "Minimalist" yaşam tarzı, mümkün olduğu kadar az ürün almak, 2. el ürünleri değerlendirmek, ürünleri nazik kullanarak ömürlük olmalarını sağlamak, bozulan şeylerin yenisini almak yerine tamir etmek, ayrıca mümkün olduğu kadar az yemek/su tüketmek, dünya için pozitif davranışlardır.

- İnsanın "kendi" ter kokusundan rahatsız olması müsriflikten başka bir şey değil. Biraz kok kardeşim ne var yani? Yazın toplu taşımada veya insanların birbirine yakın durduğu işyerlerinde çalışanların her gün duş alması normal karşılanabilir. Ama keyfi olarak, "hiç ter kokmıyım" kafası müsriflik. Mümkün olduğu kadar "az terleme + az yıkanma" fikrinde olmak gerekiyor.

@samet akkaya Duyarlılığını tebrik ediyorum. Ben şu şekilde yapıyorum. El yıkarken lavaboya leğen koyup sonra o suyu rezervuara boşaltıyorum. Yıkanmadan önce su ideal sıcaklığına ulaşana kadar akan suyu da israf etmeyip kovada biriktiriyorum. Ayrıca, bizim evde sadece dışkı öncesi ve sonrasında sifona basılır. Yani 200ml işendi diye sifona basılmaz. İşeyen klozetin kapağını kapatır gider :)
 

BF Okuru

Forum Bağımlısı
Kayıt
6 Eylül 2004
Mesaj
164.844
Tepki
789
Şehirlerdeki çim sulama terörünü unutmayalım.
Angoramızda, Eskişehire doğru orta refüje damlama su sistemi döşeniyor. Ne gerek varsa??
 
Son düzenleme yönetici tarafından yapıldı: