Borntobewild
Aktif Üye
- Kayıt
- 23 Nisan 2014
- Mesaj
- 129
- Tepki
- 681
- Şehir
- İzmir
- Bisiklet
- b'Twin
Genellikle tarihi yerleri gezer, fotoğraflar ve onun hakkında bir kaç yazı okur ve sonra yoluma devam ederdim. Aynı monotonluk ile Arapgir'de ki tarihi Almasik Hamamını incelerken; "Niye buranın bir planı çıkarıp, kaynak oluşturmayayım ki?" gibi bir soru niyetlendi aklımda! Hemen kağıdı, kalemi elime alarak başladım hamamın planını çıkarmaya. Soğukluk kısımından başlayarak; ılıklık, usturalık, sıcaklık, sarnıç ve külhan odaların konumlarını belirleyip, fotoğrafladım.
Bu hamam için o kadar fazla uğraşmaya niyetli değildim, ta ki nette Almasik Hamamını araştırdığımda çok az kaynağa denk gelene kadar. Hiç bir kaynakta buradan ayrıntılı bir şekilde bahsedilmemiş olması, yapacağım işin bir ilk oluşu beni daha da bir heyecanlandırıyordu. Ve bu hevesle başladım hamamlar hakkında yazılar okumaya, videolar seyretmeye, Arapgir'li köşe yazarlarına e-mail atmaya. İstediğim de oldu, elime bir çok kaynak geçti ve sonunda pekte profesyonel olmayan ama tarihi Almasik Hamamı hakkında bir kaynağa yer verilmiş oldu.
Gelelim bizim hamama!
Mahalle sakinlerinden öğrendiğim kadarıyla, bir Ermeni mimarisi olan Almasik Hamamı, Arapgir'in güneyinde ki Berenge Mahallesinde bulunuyor. Hamam; dere tabanına yakın, güney-kuzey istikametinde inşa edilmiş.
Hamamın giriş kapısı yıkılmasına rağmen oldukça görkemli gözüküyor.
Kapıdan girince büyük kubbeli, kare bir oda sizi karşılıyor. Bu odaya soğukluk deniyor. Burada müşteriler duvar diplerinde biraz yüksekçe bulunan seki adı verilen yerlerde soyunurlarmış.
Soğukluğu oluşturan ana kubbe 4 köşeli bir kasnak üzerine oturtulmuş. Dışarıdan bakıldığında ise bu kubbe, kasnağın 2-3 m yüksekliğinden itibaren yıkılmış. Diğer birimlerin üstü ise hâlâ sağlam. İçerisi ot ile dolduğundan planı görmek biraz zor.
Bir ağaç yarılan soğukluk kubbesinden başını yukarıya doğru çıkarmış.
Soğukluğun dere tarafına bakan duvarının köşesinde derin bir ayrılma gözüküyor. Aynı zamanda soğukluk kubbesinin bir kısmının çökmesiyle iç mekan hakkında da kesin bir bilgi veremiyorum.
Duvarları taştan yapılan soğukluk, oldukça geniş ve yüksek bölümlü. Ana kubbenin oturması için köşeler, kesme taştan yapılmış kemerlerle yuvarlatılmış.
Oldukça kötü durumda olmasına karşılık ayakta durmayı başaran soğukluğun güneydoğu duvarındaki küçük kapıdan dar ve dikdörtgen biçimindeki ılıklığa geçiliyor. Ilıklık soğuklukla sıcaklık arasında boydan boya uzanan bir oda olarak yapılmış.
Ilıklığın güney duvarında ki ufak bir kapı ise etek tıraşı olmak için yapılmış müstakil hücrelere açılıyor. Burada ihtiyaçlar giderilirken vücut da sıcaklığa alıştırılmış oluyormuş. Ilıklığın duvarları sağlam olmasına rağmen bu odalar yıkılmış durumda. Tabanı ise molozlarla dolu.
Duvarın ortasında bulunan küçük bir kapı ile ılıklıktan sıcaklığa geçiliyor.
Kare planlı olan bu büyük mekanın köşelerinde "halvet" adı verilen açık kapılı küçük kare hücreler bulunuyor.
Halvetler-in arasına eyvan adı verilen açık yıkanma yerleri yerleştirilmiş. Aşağıdaki fotoğrafta ise eyvan taşı görülmektedir.
Ama bu eyvanlar yıkılmış durumdadır. Hatta duvar arakasında ki su olukları bile gözükmektedir.
Taban ise enkaz ile dolu durumda.
Sıcaklığın doğu tarafına düşen eyvanında sarnıca açılan bir penceresi bulunuyor. Hamamcı, çok yüksek olmayan bu kare pencereden sarnıç tarafındaki su vanasını açarmış.
Binanın şekline uygun olarak doğu tarafta dikdörtgen şeklinde yapılan ve daha sonradan toprak altında kalan büyük bir oda kalıntısı gözüküyor. Burası da büyük ihtimalle külhan oluyor. Külhan odasında ise ateş yakılır ve odalar ısıtılırmış. Duvarların içerisine açılan küçük bacalardan geçirilen duman; hem binayı ısıtırmış hem de içeridekileri kısa sürede terletir imiş. Kazandan çıkan buhar ise hususi bir kanalla içeriye gönderilerek müşterilerin kısa sürede ter atmaları sağlanırmış.
Dört duvarın üzerine 3. yükseklikte ki 8 köşeli bir kasnak konmuş. En üste de büyük bir kubbe oturtulmuş. Pencereleri olmadığı için kubbelere konan cam gözlerle aydınlatılmaya çalışılan sıcaklık, oldukça karanlık.
Camilerimizde gördüğünüz kubbe yapısını nasıl Romalılardan almışsak, hamam mimarisini de Romalılardan almışız. Tabi olduğu gibi bu mimariyi taklit etmemişiz. Kendi kültür ve değerlerimize göre yeniden şekillendirmişiz.
Mesela; Hamamın esas bölümü olan sıcaklık Romalılarda haç şeklinde yapılırmış. Biz ise bu kısmı dikdörtgen ve ya kare plana çevirip, Osmanlı mimarisiyle harmanlamışız.
Velhâsıl-ı kelâm; Arapgir'e yolunuz düşerse böylesine güzelim bir mimari sizi bekliyor olacaktır.
Kaynak:(link)
Bu hamam için o kadar fazla uğraşmaya niyetli değildim, ta ki nette Almasik Hamamını araştırdığımda çok az kaynağa denk gelene kadar. Hiç bir kaynakta buradan ayrıntılı bir şekilde bahsedilmemiş olması, yapacağım işin bir ilk oluşu beni daha da bir heyecanlandırıyordu. Ve bu hevesle başladım hamamlar hakkında yazılar okumaya, videolar seyretmeye, Arapgir'li köşe yazarlarına e-mail atmaya. İstediğim de oldu, elime bir çok kaynak geçti ve sonunda pekte profesyonel olmayan ama tarihi Almasik Hamamı hakkında bir kaynağa yer verilmiş oldu.
Gelelim bizim hamama!
Mahalle sakinlerinden öğrendiğim kadarıyla, bir Ermeni mimarisi olan Almasik Hamamı, Arapgir'in güneyinde ki Berenge Mahallesinde bulunuyor. Hamam; dere tabanına yakın, güney-kuzey istikametinde inşa edilmiş.
Hamamın giriş kapısı yıkılmasına rağmen oldukça görkemli gözüküyor.
Kapıdan girince büyük kubbeli, kare bir oda sizi karşılıyor. Bu odaya soğukluk deniyor. Burada müşteriler duvar diplerinde biraz yüksekçe bulunan seki adı verilen yerlerde soyunurlarmış.
Soğukluğu oluşturan ana kubbe 4 köşeli bir kasnak üzerine oturtulmuş. Dışarıdan bakıldığında ise bu kubbe, kasnağın 2-3 m yüksekliğinden itibaren yıkılmış. Diğer birimlerin üstü ise hâlâ sağlam. İçerisi ot ile dolduğundan planı görmek biraz zor.
Bir ağaç yarılan soğukluk kubbesinden başını yukarıya doğru çıkarmış.
Soğukluğun dere tarafına bakan duvarının köşesinde derin bir ayrılma gözüküyor. Aynı zamanda soğukluk kubbesinin bir kısmının çökmesiyle iç mekan hakkında da kesin bir bilgi veremiyorum.
Duvarları taştan yapılan soğukluk, oldukça geniş ve yüksek bölümlü. Ana kubbenin oturması için köşeler, kesme taştan yapılmış kemerlerle yuvarlatılmış.
Oldukça kötü durumda olmasına karşılık ayakta durmayı başaran soğukluğun güneydoğu duvarındaki küçük kapıdan dar ve dikdörtgen biçimindeki ılıklığa geçiliyor. Ilıklık soğuklukla sıcaklık arasında boydan boya uzanan bir oda olarak yapılmış.
Ilıklığın güney duvarında ki ufak bir kapı ise etek tıraşı olmak için yapılmış müstakil hücrelere açılıyor. Burada ihtiyaçlar giderilirken vücut da sıcaklığa alıştırılmış oluyormuş. Ilıklığın duvarları sağlam olmasına rağmen bu odalar yıkılmış durumda. Tabanı ise molozlarla dolu.
Duvarın ortasında bulunan küçük bir kapı ile ılıklıktan sıcaklığa geçiliyor.
Kare planlı olan bu büyük mekanın köşelerinde "halvet" adı verilen açık kapılı küçük kare hücreler bulunuyor.
Halvetler-in arasına eyvan adı verilen açık yıkanma yerleri yerleştirilmiş. Aşağıdaki fotoğrafta ise eyvan taşı görülmektedir.
Ama bu eyvanlar yıkılmış durumdadır. Hatta duvar arakasında ki su olukları bile gözükmektedir.
Taban ise enkaz ile dolu durumda.
Sıcaklığın doğu tarafına düşen eyvanında sarnıca açılan bir penceresi bulunuyor. Hamamcı, çok yüksek olmayan bu kare pencereden sarnıç tarafındaki su vanasını açarmış.
Binanın şekline uygun olarak doğu tarafta dikdörtgen şeklinde yapılan ve daha sonradan toprak altında kalan büyük bir oda kalıntısı gözüküyor. Burası da büyük ihtimalle külhan oluyor. Külhan odasında ise ateş yakılır ve odalar ısıtılırmış. Duvarların içerisine açılan küçük bacalardan geçirilen duman; hem binayı ısıtırmış hem de içeridekileri kısa sürede terletir imiş. Kazandan çıkan buhar ise hususi bir kanalla içeriye gönderilerek müşterilerin kısa sürede ter atmaları sağlanırmış.
Dört duvarın üzerine 3. yükseklikte ki 8 köşeli bir kasnak konmuş. En üste de büyük bir kubbe oturtulmuş. Pencereleri olmadığı için kubbelere konan cam gözlerle aydınlatılmaya çalışılan sıcaklık, oldukça karanlık.
Camilerimizde gördüğünüz kubbe yapısını nasıl Romalılardan almışsak, hamam mimarisini de Romalılardan almışız. Tabi olduğu gibi bu mimariyi taklit etmemişiz. Kendi kültür ve değerlerimize göre yeniden şekillendirmişiz.
Mesela; Hamamın esas bölümü olan sıcaklık Romalılarda haç şeklinde yapılırmış. Biz ise bu kısmı dikdörtgen ve ya kare plana çevirip, Osmanlı mimarisiyle harmanlamışız.
Velhâsıl-ı kelâm; Arapgir'e yolunuz düşerse böylesine güzelim bir mimari sizi bekliyor olacaktır.
Kaynak:(link)
Dosyalar
-
140,7 KB Okunma: 9