KevSerSeri
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 2 Ağustos 2006
- Mesaj
- 1.351
- Tepki
- 3.345
- Şehir
- Ankara
24 Ağustos 2008 (Artvin - VI.Bölüm)
“Bir Günde Kaç Mevsim Yaşanır?”
Kimisine göre erken bize göre rutin oldu sabah altılarda kalkmalar. Gözünü açan kendisini lavaboda buldu. Vakit kaybetmeden çayımızı ocağa koyduk sanki kendi evimizmiş gibi rahat tavırlar sergileyerek. İnanın biz şımarıklık yapmıyorduk. Bize bu rahatlığı yaşatan Reşat Amca’nın ta kendisiydi.
Ankara’dan beri taşınan paketten bir cevher daha çıkarıyoruz. Yüce nimetlerden biri daha “Sucuk”. Elbette ki hep beraber yiyelim, muhabbetimize anlam katalım diye.
Serkan’a sucukları pişirme görevini sattıktan sonra sofranın diğer kalan şeyleriyle ben ilgileniyorum.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7247.jpg
Hayatımızda hiç yemediğimiz kadar taze ve doğal mis gibi çiçek kokan bir bal sunuyor bize Reşat Amca. Kendi köylerindenmiş. Ne yalan söyleyeyim böyle bir balı geçen sene Macahel’de bile yemedik.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7249.jpg
Hatıra fotosunu da aldıktan sonra yola koyuluyoruz.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7251.jpg
E tabi yine yola çıkmamız 2,5 saatimizi alıyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7253.jpg
2640 rakımlı meşhur Çamlıbel Geçidi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7254.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7255.jpg
Havanın güneşli olduğuna bakmayın. Buz gibi bir hava var. Oldukça yüksekteyiz.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7260.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7261.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7262.jpg
“Hey gidi dünya heeeey!” der gibi amcam,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305383.jpg
Görmüş olduğunuz yoldan kıvrıla kıvrıla aşağıya iniyoruz. İndikçe rakım azalmaya, hava sıcaklığı artmaya, frenler ısınmaya, eller ağrımaya başlıyor. Fotoğraf çekerken iki yüklü kamyon bizi geçiyor sonra biz onları.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305390.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7266.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7268.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7286.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305391.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305395.jpg
Nihayet inişin büyük bir kısmını tamamladık.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7288.jpg
İşte beni buraya sürükleyen şey dedim bu yalnız ağacı görünce.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7290.jpg
Hiç üşenmeden yüklü bisikleti alıp indim yoldan aşağı. İçime uzun uzun çektim mis gibi kokan havayı. Gözlerimi kapadıkça hayatı, açtıkça çamları gördüm.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7293.jpg
Serkan da dayanamayıp geldi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7297.jpg
İso da,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7299.jpg
Yol uzun, haydi gitme zamanı!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7301.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001807.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305397.jpg
Canım hayvan nasıl da serilmiş yere biz vahşi yaratıklar yüzünden! http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305399.jpg
Nihayet Şavşat’tayız.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305409.jpg
Biz benzetemedik ama İso’nun dediğine göre geçen sene avlusunda kaldığımız camii,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305413.jpg
Sabah donuyorduk. Saatlerimiz öğleni gösterdiğinde ise yanıyoruz. Belediye bahçesinde öğle yemeğimizi yiyoruz. Kaç gündür çıkışlar kapalı. Vücut isyanlarda. Duruma el atan Serkan “ye yee, bol bol incir kuru kayısı ye” diyerek kusana kadar meyve yedirtti.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7303.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7304.jpg
Yeşilin de yeşili. Daha açık yeşili, yok daha koyu yeşili diyerek geziyorsunuz Artvin’de. Yok daha ötesi. Gözünüz gönlünüz açılıyor elleriniz frende ağır ağır etrafı izleyerek inerken.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7308.jpg
Şavşat Kalesi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7309.jpg
“Baba bizi çek” demek yeterli. Bu kadar basit karşıya geçmek!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7310.jpg
Dağlarda tepelerde süren yol çalışmaları doğanın huzurunu kaçırıyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7313.jpg
Dilim damağım kurudu, yandık kavrulduk. Balıkların fink attığı bir evin çeşmesinde su molası için durduk. Balık malık dinlemeden ya ayakları soktuk dize kadar ya da kafaları soktuk boyna kadar. Siz düşünün nasıl içimizin yandığını!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305424.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001818.jpg
Geçen sene denemiştik bu sene yemeden geçersek ağlar arkamızdan diyerek bir de süt mısır molası verdik.
Ye iç gez tamam ama bir yere kadar. Çatlayacağız arkadaşlar!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305433.jpg
Biz mısırı amca da bizi yiyecek gibi bakmış.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001821.jpg
Sanki tura çok parayla çıkmışız gibi bir de bizim gibi yolcu olan tüccarlardan oltu taşından tespih aldım. Neyse canım babam sağ olsun da ona feda olsun diyerek çıkardım yeşillikleri. Neyse ki hesaplıya aldık da içim cız etmedi.
Elde tespih boyunda koca kolye puhahahahahah!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001827.jpg
Artvin-Erzurum-Şavşat yol ayrımına vardığımızda saat 16:30 kilometremiz ise 67,5 olmuştu. Bu akşam Borçka’da olmalıyız. Sabah Murat da aramıza katılacağı için inanılmaz acele ediyoruz. Bu yokuşları tırmanmaya zaten niyetimiz yoktu bir de acelelik eklenince hepten caydık. Bir an önce yol ayrımına gitmeliydik. O yüzden otostop çekmeye karar verdik. Yol çalışması nedeniyle trafik durduruldu. Araçlar beklemeye alındığında “umut fakirin ekmek kapısı” der gibi bakındık etrafımıza.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7314.jpg
Bu dolu, bu almaz, bu bize bakmaz diyerek eledik çoğunu. O sırada patlamanın verdiği etkiyle çıkan toz bulutu şiddetli rüzgarla üstümüze üstümüze gelmeye başladı. Bisikletin üzerinde beklerken öyle bir itekledi ki nerdeyse Çoruh’a uçacaktım. Gözlerimi ve burnumu kapattım ama nafile saç baş karman karışık oldu. Çok geç kaldık. Bisikletleri kenara atıp bir kamyonetin arkasına sığındık. Toz bulutu açıkta kalan yerlerimizi bir güzel zımparaladı.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001833.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001835.jpg
Kafa kafaya verip düşünmeye başladık ne yapsak diye. Ümitsizce bakınırken koca bir kamyon geldi hem de içi bomboş.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305444.jpg
Acaba motorcu mu olsak ileride diye aklından geçmekte ekiptekilerin.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305445.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305448.jpg
Hafif hafif yağmur çiseliyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305449.jpg
Tam yarı yola gelmiştik ki çiseleyen yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı. Sığınacak bir yer olmadığı gibi eşyaları korumak için de çaba gösteremedik arkada sallanmaktan.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7318.jpg
İşte olay anını anlatmaya çalışıp rüzgara karşı duran, başına geleceklerden habersizce yolculuğun tadını çıkarmaya çalışan gençleri canlı canlı izleyin. İso’nın yaygaracı çığlıkları ve Kevser’in kuruyamayacağız korkusu! (video için üzerine tıklayınız)
(link)
Kamyon şoförü “kusura bakmayın ilk bulabildiğim yere sizi yetiştirmeye çalıştım ama geç kaldım” diyince “estağfurullah abi, sen almasan da aşağıda ıslanacaktık” dedik taytlarımızdan süzülen su ayaklarımıza inerken. İşte pedli taytın kötü yönü de tüm suyu çekmesi. Hemen sıcak çaylarımız geldi. Sağ olsun abiler hemen söylemişler. Isınmaya çalışırken ellerimizin zangırtısına ritim tutuyordu bardakta hızlıca dönen kaşık sesleri.
Yağmur durunca yeniden çıktık yola. Ey Artvin garezin bize miydi? Her şey bir anda nasıl da değişiverdi. Geçen sene böyle yapmazdın amma diyerek Borçka’ya gitmekten vazgeçip merkezde sıcak bir mekan arayışına giriştik su dökülmüş minnoş edasıyla.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7331.jpg
Öğretmen evine gittik kişi başı 27 lira dediler. Merkezde sağlam bir otel bulalım dedik 25den aşağı zor dediler. Çaresizce geçen sene muhabbet ettiğimiz çevre ve orman bakanlığının yerine gittik. Abiler bizi hemen tanıdı. Misafirhanede yer sordular. Bulamadık! D.S.İ’nin misafirhanesine sordular; o da ta tepede kamyonla mola verdiğimiz yerdeymiş. Hayatta oraya geri dönmeyiz dedik. Başladık merkezde ucuz otel aramaya. Abi biz öğrenciyiz falan fişman derken temiz bir otelde 3 kişi 40 liraya anlaşınca eyvallah dedik. İso Serkan ile yatar ben de tek kişilikte keyif çatarım dedim.
Çantalar yan yattığı için birçok yerinden su girmiş. Çoğu eşyamızı çıkartıp odanın içine serdik sabaha kuruması umuduyla. Banyosunu yapan dışarı çıksın lobide beklesin dedik. Ben hayatımda kafamdan böyle kırmızı toprak aktığını bilmiyorum. Sanki saçımı kızıla boyamışım gibi.
İso yine çadırda kalmak istiyordu, çok para harcadık diye. Ancak biz sıcak mekanda uyurken onun parkta bahçede ıslak kıyafetlerle yatmasına ne gönlümüz ne de vicdanımız razı olamazdı.
Akşam önce güzel bir yerde çorba içmeye gidelim dedik. Ancak içimiz ısınırdı. Sıcak çorbanın peşine bir de güzel yemek yiyip yattık mı kimse bizi o yataktan sabaha kadar kaldıramazdı. E kayan tiplerimiz ve asık suratlarımız ancak düzelirdi ne de olsa.
Sabah Çamlıbel Geçidi’nde donduk. Şavşat’a indik haşlandık. İçtiğimiz ve kafamıza döktüğümüz suyun haddi hesabı yok. Artvin ayrımında toz bulutu ve rüzgara maruz kaldık. En sonunda da yağmur ve dolu! Yine de hiç isyan etmedik, neden biz demedik! Peki ya siz! Bir günde kaç mevsim yaşama şansına erebildiniz!
Yol Bilgileri:
Çamlıbel Geçidi – Şavşat – Artvin
Yapılan Toplam Yol: 68 km
Toplam Süre: 3:10
Ortalama Harcama: 31,5 (Konaklama dahil)
“Bir Günde Kaç Mevsim Yaşanır?”
Kimisine göre erken bize göre rutin oldu sabah altılarda kalkmalar. Gözünü açan kendisini lavaboda buldu. Vakit kaybetmeden çayımızı ocağa koyduk sanki kendi evimizmiş gibi rahat tavırlar sergileyerek. İnanın biz şımarıklık yapmıyorduk. Bize bu rahatlığı yaşatan Reşat Amca’nın ta kendisiydi.
Ankara’dan beri taşınan paketten bir cevher daha çıkarıyoruz. Yüce nimetlerden biri daha “Sucuk”. Elbette ki hep beraber yiyelim, muhabbetimize anlam katalım diye.
Serkan’a sucukları pişirme görevini sattıktan sonra sofranın diğer kalan şeyleriyle ben ilgileniyorum.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7247.jpg
Hayatımızda hiç yemediğimiz kadar taze ve doğal mis gibi çiçek kokan bir bal sunuyor bize Reşat Amca. Kendi köylerindenmiş. Ne yalan söyleyeyim böyle bir balı geçen sene Macahel’de bile yemedik.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7249.jpg
Hatıra fotosunu da aldıktan sonra yola koyuluyoruz.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7251.jpg
E tabi yine yola çıkmamız 2,5 saatimizi alıyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7253.jpg
2640 rakımlı meşhur Çamlıbel Geçidi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7254.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7255.jpg
Havanın güneşli olduğuna bakmayın. Buz gibi bir hava var. Oldukça yüksekteyiz.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7260.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7261.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7262.jpg
“Hey gidi dünya heeeey!” der gibi amcam,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305383.jpg
Görmüş olduğunuz yoldan kıvrıla kıvrıla aşağıya iniyoruz. İndikçe rakım azalmaya, hava sıcaklığı artmaya, frenler ısınmaya, eller ağrımaya başlıyor. Fotoğraf çekerken iki yüklü kamyon bizi geçiyor sonra biz onları.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305390.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7266.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7268.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7286.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305391.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305395.jpg
Nihayet inişin büyük bir kısmını tamamladık.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7288.jpg
İşte beni buraya sürükleyen şey dedim bu yalnız ağacı görünce.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7290.jpg
Hiç üşenmeden yüklü bisikleti alıp indim yoldan aşağı. İçime uzun uzun çektim mis gibi kokan havayı. Gözlerimi kapadıkça hayatı, açtıkça çamları gördüm.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7293.jpg
Serkan da dayanamayıp geldi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7297.jpg
İso da,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7299.jpg
Yol uzun, haydi gitme zamanı!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7301.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001807.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305397.jpg
Canım hayvan nasıl da serilmiş yere biz vahşi yaratıklar yüzünden! http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305399.jpg
Nihayet Şavşat’tayız.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305409.jpg
Biz benzetemedik ama İso’nun dediğine göre geçen sene avlusunda kaldığımız camii,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305413.jpg
Sabah donuyorduk. Saatlerimiz öğleni gösterdiğinde ise yanıyoruz. Belediye bahçesinde öğle yemeğimizi yiyoruz. Kaç gündür çıkışlar kapalı. Vücut isyanlarda. Duruma el atan Serkan “ye yee, bol bol incir kuru kayısı ye” diyerek kusana kadar meyve yedirtti.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7303.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7304.jpg
Yeşilin de yeşili. Daha açık yeşili, yok daha koyu yeşili diyerek geziyorsunuz Artvin’de. Yok daha ötesi. Gözünüz gönlünüz açılıyor elleriniz frende ağır ağır etrafı izleyerek inerken.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7308.jpg
Şavşat Kalesi,
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7309.jpg
“Baba bizi çek” demek yeterli. Bu kadar basit karşıya geçmek!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7310.jpg
Dağlarda tepelerde süren yol çalışmaları doğanın huzurunu kaçırıyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7313.jpg
Dilim damağım kurudu, yandık kavrulduk. Balıkların fink attığı bir evin çeşmesinde su molası için durduk. Balık malık dinlemeden ya ayakları soktuk dize kadar ya da kafaları soktuk boyna kadar. Siz düşünün nasıl içimizin yandığını!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305424.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001818.jpg
Geçen sene denemiştik bu sene yemeden geçersek ağlar arkamızdan diyerek bir de süt mısır molası verdik.
Ye iç gez tamam ama bir yere kadar. Çatlayacağız arkadaşlar!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305433.jpg
Biz mısırı amca da bizi yiyecek gibi bakmış.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001821.jpg
Sanki tura çok parayla çıkmışız gibi bir de bizim gibi yolcu olan tüccarlardan oltu taşından tespih aldım. Neyse canım babam sağ olsun da ona feda olsun diyerek çıkardım yeşillikleri. Neyse ki hesaplıya aldık da içim cız etmedi.
Elde tespih boyunda koca kolye puhahahahahah!
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001827.jpg
Artvin-Erzurum-Şavşat yol ayrımına vardığımızda saat 16:30 kilometremiz ise 67,5 olmuştu. Bu akşam Borçka’da olmalıyız. Sabah Murat da aramıza katılacağı için inanılmaz acele ediyoruz. Bu yokuşları tırmanmaya zaten niyetimiz yoktu bir de acelelik eklenince hepten caydık. Bir an önce yol ayrımına gitmeliydik. O yüzden otostop çekmeye karar verdik. Yol çalışması nedeniyle trafik durduruldu. Araçlar beklemeye alındığında “umut fakirin ekmek kapısı” der gibi bakındık etrafımıza.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7314.jpg
Bu dolu, bu almaz, bu bize bakmaz diyerek eledik çoğunu. O sırada patlamanın verdiği etkiyle çıkan toz bulutu şiddetli rüzgarla üstümüze üstümüze gelmeye başladı. Bisikletin üzerinde beklerken öyle bir itekledi ki nerdeyse Çoruh’a uçacaktım. Gözlerimi ve burnumu kapattım ama nafile saç baş karman karışık oldu. Çok geç kaldık. Bisikletleri kenara atıp bir kamyonetin arkasına sığındık. Toz bulutu açıkta kalan yerlerimizi bir güzel zımparaladı.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001833.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S5001835.jpg
Kafa kafaya verip düşünmeye başladık ne yapsak diye. Ümitsizce bakınırken koca bir kamyon geldi hem de içi bomboş.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305444.jpg
Acaba motorcu mu olsak ileride diye aklından geçmekte ekiptekilerin.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305445.jpg
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305448.jpg
Hafif hafif yağmur çiseliyor.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/S6305449.jpg
Tam yarı yola gelmiştik ki çiseleyen yağmur bardaktan boşanırcasına yağmaya başladı. Sığınacak bir yer olmadığı gibi eşyaları korumak için de çaba gösteremedik arkada sallanmaktan.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7318.jpg
İşte olay anını anlatmaya çalışıp rüzgara karşı duran, başına geleceklerden habersizce yolculuğun tadını çıkarmaya çalışan gençleri canlı canlı izleyin. İso’nın yaygaracı çığlıkları ve Kevser’in kuruyamayacağız korkusu! (video için üzerine tıklayınız)
(link)
Kamyon şoförü “kusura bakmayın ilk bulabildiğim yere sizi yetiştirmeye çalıştım ama geç kaldım” diyince “estağfurullah abi, sen almasan da aşağıda ıslanacaktık” dedik taytlarımızdan süzülen su ayaklarımıza inerken. İşte pedli taytın kötü yönü de tüm suyu çekmesi. Hemen sıcak çaylarımız geldi. Sağ olsun abiler hemen söylemişler. Isınmaya çalışırken ellerimizin zangırtısına ritim tutuyordu bardakta hızlıca dönen kaşık sesleri.
Yağmur durunca yeniden çıktık yola. Ey Artvin garezin bize miydi? Her şey bir anda nasıl da değişiverdi. Geçen sene böyle yapmazdın amma diyerek Borçka’ya gitmekten vazgeçip merkezde sıcak bir mekan arayışına giriştik su dökülmüş minnoş edasıyla.
http://i173.photobucket.com/albums/w59/KevSerSeri/KAAR/IMG_7331.jpg
Öğretmen evine gittik kişi başı 27 lira dediler. Merkezde sağlam bir otel bulalım dedik 25den aşağı zor dediler. Çaresizce geçen sene muhabbet ettiğimiz çevre ve orman bakanlığının yerine gittik. Abiler bizi hemen tanıdı. Misafirhanede yer sordular. Bulamadık! D.S.İ’nin misafirhanesine sordular; o da ta tepede kamyonla mola verdiğimiz yerdeymiş. Hayatta oraya geri dönmeyiz dedik. Başladık merkezde ucuz otel aramaya. Abi biz öğrenciyiz falan fişman derken temiz bir otelde 3 kişi 40 liraya anlaşınca eyvallah dedik. İso Serkan ile yatar ben de tek kişilikte keyif çatarım dedim.
Çantalar yan yattığı için birçok yerinden su girmiş. Çoğu eşyamızı çıkartıp odanın içine serdik sabaha kuruması umuduyla. Banyosunu yapan dışarı çıksın lobide beklesin dedik. Ben hayatımda kafamdan böyle kırmızı toprak aktığını bilmiyorum. Sanki saçımı kızıla boyamışım gibi.
İso yine çadırda kalmak istiyordu, çok para harcadık diye. Ancak biz sıcak mekanda uyurken onun parkta bahçede ıslak kıyafetlerle yatmasına ne gönlümüz ne de vicdanımız razı olamazdı.
Akşam önce güzel bir yerde çorba içmeye gidelim dedik. Ancak içimiz ısınırdı. Sıcak çorbanın peşine bir de güzel yemek yiyip yattık mı kimse bizi o yataktan sabaha kadar kaldıramazdı. E kayan tiplerimiz ve asık suratlarımız ancak düzelirdi ne de olsa.
Sabah Çamlıbel Geçidi’nde donduk. Şavşat’a indik haşlandık. İçtiğimiz ve kafamıza döktüğümüz suyun haddi hesabı yok. Artvin ayrımında toz bulutu ve rüzgara maruz kaldık. En sonunda da yağmur ve dolu! Yine de hiç isyan etmedik, neden biz demedik! Peki ya siz! Bir günde kaç mevsim yaşama şansına erebildiniz!
Yol Bilgileri:
Çamlıbel Geçidi – Şavşat – Artvin
Yapılan Toplam Yol: 68 km
Toplam Süre: 3:10
Ortalama Harcama: 31,5 (Konaklama dahil)