Yusuf8384
Üye
- Kayıt
- 2 Haziran 2015
- Mesaj
- 73
- Tepki
- 433
- Şehir
- Tarsus
- İsim
- yusuf8384
- Bisiklet
- Merida
Daha önce birçok defa araba ile geçtiğim bu yolu sonunda bisiklet ile geçmek nasip oldu. Zorlu ama bir o kadar da zevkli bir rotaydı. İlk olarak bilet için güney akdeniz seyahatı arayıp fiyat alıyorum 55 tl bilet ücreti olduğunu söylüyor telefondaki görevli, ben bisikletimin de olduğunu söylediğimde sorun olmaz abi zaten otobüsler boş diyor, ben de iyiymiş ya tamam o zaman diyorum, o sırada ekliyor "kaptana bir ücret ödersiniz sadece". Ne ücreti diyorum, e abi bisiklet taşınacak ya onun için diyor, peki ne kadar ödeyeceğim diye sorunca onu ben bilemem diyor. Teşekkür edip telefonu kapatıyorum ve hemen genel merkezlerinin arıyorum, durumu anlattığımda evet bisiklet için ek bir ücret verirsiniz 50 tl !!! civarında yanıtını alıyorum. Bunun üzerine saatleri bana uymamasına rağmen planımı değiştirip kamil koç turizmden 50 tl ye Alanya Tarsus biletimi alıyorum, bisiklet için ek bir talepleri olmuyor.
1. gün- 05.04.2017
Salı günü akşam saat 23:00 daki otobüsüm için Tarsus otogarına gelip, ön tekeri söküp otobüsün gelmesini bekliyorum ve herhangi bir sorun olmadan bagajlarımı yerleştirip yola çıkıyorum.
Bilenler bilir alanya-mersin yolu virajlarıyla ünlüdür, sağolsun kaptanımız da kendisini formula 1 yarışında gibi hissedip gaza yüklendikçe yükleniyor. Sonuç olarak 1 saatlik bir uyku sonrasında, sabah 6:30 gibi alanyaya iniyorum. Bisikletimi kurup, çantalarımı da yükledikten sonra neşem biraz yerine geliyor. artık yola çıkmaya hazırım.
Alanya sokakları bomboş.
Bir müddet çorbacı arıyorum, fakat bulamıyorum, sonunda dükkanını açan bir esnaftan tarif alarak çorbacıyı buluyorum. Güzel bir mercimek çorbası içmek niyetiyle girdiğim çorbacı sadece paça var abi diyor, e ver o zaman diyorum ve bol sarımsaklı paça ile beraber uykum da açılıyor
Artık güneş yüzünü göstermeye başladı, daha önce alanyaya bir çok defa geldiğim için alanya içinde fazla vakit harcamadan yola koyuluyorum.
düz bir yolda, hafif bir tempoda pedallamaya başlıyorum.
Ve muz bahçeleri görünmeye başladı
Alanya'dan 15 -20 km civarında uzaklaştıktan sonra anayoldan ayrılıp, eski yoldan Gazipaşa ya doğru devam ediyorum. Bu yol biraz daha uzun ama kesinlikle muhteşem bir manzarası var.
Araç trafiği yok denecek kadar az.
Şu yolun güzelliğine bakar mısınız
Ve seralar göründü, Gazipaşa ya gelmek üzereyim,
Gazipaşa'nın girişinde bir çay molası veriyorum, köylü dayılar sağ olsunlar çay parasını verdirmiyorlar.
Gazipaşa'nın çıkışında sıkıcı bir yolda ilerledikten sonra, artık rampalar başlıyor,
ve rampaları tırmandıktan sonra manzara da tekrar güzelleşmeye başlıyor.
15 km mi !
Sağ tarafımda mavi deniz, sol tarafımda yeşil çam ağaçları km'ler akıp gidiyor.
Buralarda yol her ne kadar dar olsa da trafikle alakalı pek bir sorun yaşamıyorum.
Bulutlar arasından sızan güneşin deniz üzerinde yansımaları, çok güzel görünüyor.
Artık biraz da inmek lazım.
Öğlene kadar rampalara rağmen çok zorlamayan yol, öğleden sonra şiddetli rüzgarında çıkmasıyla oldukça zorlayıcı oluyor. İlk defa bu kadar şiddetli rüzgarda bisiklet kullandım ve şunu çok net söyleyebilirim ki rüzgara karşı bisiklet kullanmak çok çok zor, rüzgar insanın sinirlerini bozuyor. Ama dinlene dinlene güzel manzaralar eşliğinde yoluma devam ediyorum.
bu tünellerin girişindeki rüzgar beni nerdeyse bisikletten düşürecekti.
Ve sonun uzaklardan sera denizi eşliğinde Anamur görülmeye başlıyor.
Anamur kalesinin yanında ki dragon kampinge yerleşiyorum. Kamping de benden başka kimse yok, hemen çadırımı kurup, sıcak bir duş alıyorum. Bu arada ödediğim ücret 10 tl.
Gün sonunda kat ettiğim mesafe 130 km, aslında bu kadar yol gidebileceğimi hiç düşünmemiştim ama manzaranın güzelliği doping etkisi yaptı galiba .
Oldukça yoruldum, sabah geç yola çıkmaya karar verip turumdaki ilk günümü sonlandırıyorum.
1. gün- 05.04.2017
Salı günü akşam saat 23:00 daki otobüsüm için Tarsus otogarına gelip, ön tekeri söküp otobüsün gelmesini bekliyorum ve herhangi bir sorun olmadan bagajlarımı yerleştirip yola çıkıyorum.
Bilenler bilir alanya-mersin yolu virajlarıyla ünlüdür, sağolsun kaptanımız da kendisini formula 1 yarışında gibi hissedip gaza yüklendikçe yükleniyor. Sonuç olarak 1 saatlik bir uyku sonrasında, sabah 6:30 gibi alanyaya iniyorum. Bisikletimi kurup, çantalarımı da yükledikten sonra neşem biraz yerine geliyor. artık yola çıkmaya hazırım.
Alanya sokakları bomboş.
Bir müddet çorbacı arıyorum, fakat bulamıyorum, sonunda dükkanını açan bir esnaftan tarif alarak çorbacıyı buluyorum. Güzel bir mercimek çorbası içmek niyetiyle girdiğim çorbacı sadece paça var abi diyor, e ver o zaman diyorum ve bol sarımsaklı paça ile beraber uykum da açılıyor
Artık güneş yüzünü göstermeye başladı, daha önce alanyaya bir çok defa geldiğim için alanya içinde fazla vakit harcamadan yola koyuluyorum.
düz bir yolda, hafif bir tempoda pedallamaya başlıyorum.
Ve muz bahçeleri görünmeye başladı
Alanya'dan 15 -20 km civarında uzaklaştıktan sonra anayoldan ayrılıp, eski yoldan Gazipaşa ya doğru devam ediyorum. Bu yol biraz daha uzun ama kesinlikle muhteşem bir manzarası var.
Araç trafiği yok denecek kadar az.
Şu yolun güzelliğine bakar mısınız
Ve seralar göründü, Gazipaşa ya gelmek üzereyim,
Gazipaşa'nın girişinde bir çay molası veriyorum, köylü dayılar sağ olsunlar çay parasını verdirmiyorlar.
Gazipaşa'nın çıkışında sıkıcı bir yolda ilerledikten sonra, artık rampalar başlıyor,
ve rampaları tırmandıktan sonra manzara da tekrar güzelleşmeye başlıyor.
15 km mi !
Sağ tarafımda mavi deniz, sol tarafımda yeşil çam ağaçları km'ler akıp gidiyor.
Buralarda yol her ne kadar dar olsa da trafikle alakalı pek bir sorun yaşamıyorum.
Bulutlar arasından sızan güneşin deniz üzerinde yansımaları, çok güzel görünüyor.
Artık biraz da inmek lazım.
Öğlene kadar rampalara rağmen çok zorlamayan yol, öğleden sonra şiddetli rüzgarında çıkmasıyla oldukça zorlayıcı oluyor. İlk defa bu kadar şiddetli rüzgarda bisiklet kullandım ve şunu çok net söyleyebilirim ki rüzgara karşı bisiklet kullanmak çok çok zor, rüzgar insanın sinirlerini bozuyor. Ama dinlene dinlene güzel manzaralar eşliğinde yoluma devam ediyorum.
bu tünellerin girişindeki rüzgar beni nerdeyse bisikletten düşürecekti.
Ve sonun uzaklardan sera denizi eşliğinde Anamur görülmeye başlıyor.
Anamur kalesinin yanında ki dragon kampinge yerleşiyorum. Kamping de benden başka kimse yok, hemen çadırımı kurup, sıcak bir duş alıyorum. Bu arada ödediğim ücret 10 tl.
Gün sonunda kat ettiğim mesafe 130 km, aslında bu kadar yol gidebileceğimi hiç düşünmemiştim ama manzaranın güzelliği doping etkisi yaptı galiba .
Oldukça yoruldum, sabah geç yola çıkmaya karar verip turumdaki ilk günümü sonlandırıyorum.