Aydın
Forum Bağımlısı
- Kayıt
- 10 Nisan 2006
- Mesaj
- 643
- Tepki
- 940
- Şehir
- istanbul
Tüm forum ahalisine selamlar öncelikle.
Bir kaç gün önce İzmir tayfası Kemalpaşa üzeri Spil yapmaya karar vermişti hatırlarsanız. Başlangıçta bir heves ben de gitmek istemiş, ancak bir kaç senedir dağlara taşlara çıkmamış olmanın ve de turun yarış antrenmanı havasında geçeceğini düşünmemin etkisiyle rotayı daha hafif olan Karagöl'e çevirmeye karar vermiştim.
Biraz sonra bu basit rotanın! ne hale geleceğini görecek ve hayrete düşeceksiniz Kılavuzumuz karga, rotamız artık bilinmiyor ve işte buyrun geziye..
5 Eylül gecesi bugün erken yatıp enerji toplayayım bari diyerek saat 23:30'da yatağa girmiştim. Fakat saat gece 01:30'da uyku tutmadı, çıktım yataktan. Bisikletin bir kaç alet edevatını gözden geçirdim, çantayı ayarladım vs. derken erkenden evden çıktım ve saat 06:00 civarı Kareksan önündeyim. (Buluşma saati 06:30)
http://img44.imageshack.us/img44/3796/91923076.png
Nail'i saat 05:30 gibi uyandırdıydım Haliyle ilk gelen o oldu Neyse millet toparlanınca rotayı konuştuk. Rota Evka 5 üzerinden Karagöl şeklinde olacaktı. Haliyle ben biraz şaşırdım. 13 yaşından beri Karagöl'e giderim de bu rotayı ilk defa duymuştum. İnsanoğlu her gün yeni birşeyler öğreniyor Neyse çıktık Anadolu Cd. üzerinden Evka 5'e. Bir kaç kişiyi de (Şerif, Önder ve Hüseyin) oradan alacağız.
Kan revan içinde Evka 5'e varıyoruz, Evka 5 yokuşlarını bayılmadan çıkabildiğimize şükrederek. Bu arada assolistlerimiz Şerif ve Önder henüz teşrif etmemişler. Sanırım Nail'in telefondaki ince fırçası ile 5-10 dk sonra beyler geliyorlar. Onlar gelene kadar fotoğraf denemeleri yapalım diyoruz.
http://img215.imageshack.us/img215/6195/21720899.png
Çekeni çekerler..
http://img196.imageshack.us/img196/2071/91176123.png
Biraz sonra Önder ve Şerif geldiler. Tam ayrılacakken Menemen'den Hüseyin Nail'i aradı..
- Abi nerdesiniz?
- Hüseyin Evka 5'teyiz, çıkıyoruz?
- Amman bekleyin, 10- 15 dk sonra ordayım.
Neyse Hüseyin bisikleti arabaya sallayıp geliyor. Onu beklerken biraz daha fotoğraf alalım dedik.
Assolistler..
http://img198.imageshack.us/img198/8971/40115910.png
Hüseyin geldi ve başladık Evka 5'in tepelerine tırmanmaya. Halbuki biz tepeler bitti sanmıştık ne güzel, yahu ne bitmesi? Yeni başlıyormuş meretler..
Toplanın beyler, çekiyorummm.. (Ekibin bir kısmı kayıp bu arada)
http://img171.imageshack.us/img171/5844/68395804.png
Bu arada herkesin bisikleti amörtisörlü, hafif ve 26 jantken benim Cromoly kadrolu, 28 jantlı ağır bir tur bisikleti ile fotoğrafta yer almam, ilerleyen zamanlarda bisikletin ve çantanın ağırlığını iyice hissedecek olmam. Ve bunun bilincinde olmadan turun daha başında keklik gibi sırıtmam..
Yola devam..
http://img198.imageshack.us/img198/2192/89054889.png
Yolda yılkı atlarıyla karşılaşıyoruz, Önder'e bunların yabani at olduğunu söyleyince şaşırıyor. Bilgiyi burda da tekrar edelim; Yabani atlarda semer izi olmazzzzz.
http://img171.imageshack.us/img171/2310/48376338.png
Ve beklenen an: İlk lastiği Hüseyin patlatıyor. İlk diyorum, çünkü ilerleyen kilometrelerde mütemadiyen lastiklerimiz patlıyor. Hüseyin yola hazırlıksız çıkmış, yedek lastiği yok. İmdadına Nail yetişiyor. Hüseyin yeni lastiği şişirmeye başladıktan sonra benim aklıma geliyor.
Ben: - Hüseyin; dış lastiği kontrol ettikten sonra iç lastiği taktın değil mi?
Hüseyin: -Allahh, yok abi..
Neyse lastik sökülüyor, batan tel çıkarılıyor. Neyse yeni takılan lastikte birşey yok.
O arada biraz daha fotoğraf alıyoruz.
http://img215.imageshack.us/img215/64745381.png
http://img198.imageshack.us/img198/36/93732682.png
http://img44.imageshack.us/img44/7958/84004200.png
http://img198.imageshack.us/img198/4706/82347457.png
Neyse bir şekilde Karagöl'e varıyoruz. Karınlar aç, benimse aklımdaki tek şey ağaç gölgesi. Uyumam lazım biraz.
Biraz atıştıralım..
http://img196.imageshack.us/img196/5880/78113645.png
Sofraya gelen tanrı misafiri..
http://img171.imageshack.us/img171/9351/49308980.png
Neyse ben sonra kaskı yastık yapıp bir ağaç gölgesinde kestiriyorum biraz. 1 saat kadar sonra uykunun en tatlı yerinde Gidiyoruzzzz nidaları, ulen diyerek kalkıyorum.
Bu ağalar gak guk sesler çıkarıyorlardı ben uyurken. Fotoğrafını çektiğim ekip başı. Beni kesiyor. Eğer kıllanırsa gruba yörüyün, kaçıyoruz diyecek.. Yavaş yanaşmak lazım.
http://img215.imageshack.us/img215/9476/88014447.png
Ben fotoğraf çekerken Nail'de su torbasını dolduruyor..
http://img5.imageshack.us/img5/3412/84656086.png
Ve Karagöl'den çıkıyoruz. Ekipteki arkadaşlar Karagöl'deki dededen yol bilgisi almışlar, Karagöl arkasından Sabuncubeli'ne çıkalım diyorlar. Ben yolun 10 seneki önceki halini biliyorum. Yol demek yanlış olur yar demeli asıl. Yolun kötülüğünden bahsediyorum (Ki yemek yok kimsede ve o rota üstünde çeşmede yok aklımdan kaldığı kadarıyla) Neyse gidelim deniyor, bana hava hoş, ıhlaya tıslaya giderim bir şekil, ne kadar rezillik, o kadar güzellik. Bu işler böyle.
Ben fotoğraf çekmekle vs. ile uğraşırken ekip arayı açmış bu arada. Bir yol ayrımına geliyorum. Aklımdan kaldığı kadarıyla sol taraf Sabuncubeli yol ayrımı. Sağ tarafsa I don't know!!!! Ve bağırıyorum grubun ne tarafa döndüğünü kestimek için. Ve korkulan an: Sesler sağdan geliyor. Ali abiyle birlikte -yanlış, yanlış dönün geri, burası değil diye söylensek te iş işten geçmiş, iş inada binmiş bir hal alıyor.
Ve başlıyoruz ormana dalmaya ve inanın buralar yolun iyi kısmı! Bir de raporun başlangıcında bahsetmiştim: Cromoly kadrolu, yüklü çantalı ve 28 jantlı bir bisikletle katıldığımı. Sözün özü bu yoldan sonra artık bisiklet bana binmeye başlıyor!
http://img215.imageshack.us/img215/1496/79203067.png
Tepeler aşılıyor öyle böyle. Grup ikiye ayrılmış durumda. Biz biraz yolu ince eleyip sık dokuyarak yürüyoruz. Ama diğer grup ağaçlar arasında sıkışıp kalınca ağaçlar arasından yol açmak zorunda kalmışlar. Tabi bu arada her yanımız çizik içinde. Her yer diken! (Ki bu bodur dikenler sert ve lastiklere hiç acımıyorlar) Muhtemelen ilk defa insan gören namussuz sinekler de sarıyor bir yandan. Yılkı atları burda da var ve izlerini (gübre olarak) her yerde görüp üstüne basabiliyorsunuz. (Amman kaymasın)
Ağır aksak giderken, arazide ilk benim lastik su koyuveriyor. İdare ediyorum öyle. Grup dağılmış, toparlanınca değiştiririm diyerek. Rapor başında belirtmiştim ya hani, -"mütamadiyen lastiğimiz patlıyor" diye, evet biraz sonra farklı yerlerden sesler yankılanmaya başlıyor dağda.. Lastik patladı, lastik patladı. Artık neredeyse her 200- 300 metrede bir lastik tamir eden biri oluyor.
http://img198.imageshack.us/img198/8765/27884173q.png
Şerif'in lastik sürekli patladığından Nail Şerif'in lastiğinin dandikliğinden dem vuruyor. Şerif lastiği değiştirirken biz de deli armut ağacından armut yiyoruz. Bu arada ben millet nereye gitti diyerek 200 metre kadar gidiyor ve bisikleti bir gölgeye bırakıyorum. Sonra geri geliyorum, bisikletin yanına. Ağaç altındaki millete bakıyorum, hani lastik olmuştur artık diyerek. Ama o da nesi? Bir başkasının lastik sökülmüş. Hem de kimin? Nail'in! Sözün özü Şerif'ten korkulur, ne dediyse artık içinden? Ben 100-150 metrede gölgede oturup gelmelerini bekliyorum artık. Gözümün seçtiği kadarıyla lastik tamir oldu.. derken bu sefer arka lastiği söküyor Nail, haydaaa Onu tamir ediyorlar, ön yine patlıyor.. Resmen döngüye girdik ve artık yol almaktan ziyade lastik tamir ediyoruz.
http://img5.imageshack.us/img5/9611/54808361.png
Burası da ilerlemeye çalıştığımız arazi. Herhangi bir patika yada yol görebilen var mı? Ve işin kötü yanı arazi taşlık. Ayak tırnaklarımız artık acıyor. Çok ilerlerde Homeros vadisi ve Kayadibi köyü seçiliyor. Oraya bir yol bulmak gerek.
http://img4.imageshack.us/img4/9763/43033709.png
http://img44.imageshack.us/img44/9650/81630116.png
Oradan buradan derken yolu buluyoruz ve bir kaç insan görüyoruz artık. Bornova - Karşıyaka derken eve geliyorum. Sağım solum çizilmiş bolca. Toz toprak içindeyim feci şekilde, burnumdan nefes almak zorluyor.
Neyse iyisiyle kötüsüyle güzeldi, stres attık. Ekip zaman zaman dağıldı, Nail sağolsun herkese yardımcı olmaya çalıştı. Ben uzun zamandır dağlara vurmadıydım kendimi, iyi oldu, kendime geldim ve en önemlisi güzel arkadaşlarla tanıştım.
Kalın sağlıcakla.
Aydın Işık
(link) | (link)
Bir kaç gün önce İzmir tayfası Kemalpaşa üzeri Spil yapmaya karar vermişti hatırlarsanız. Başlangıçta bir heves ben de gitmek istemiş, ancak bir kaç senedir dağlara taşlara çıkmamış olmanın ve de turun yarış antrenmanı havasında geçeceğini düşünmemin etkisiyle rotayı daha hafif olan Karagöl'e çevirmeye karar vermiştim.
Biraz sonra bu basit rotanın! ne hale geleceğini görecek ve hayrete düşeceksiniz Kılavuzumuz karga, rotamız artık bilinmiyor ve işte buyrun geziye..
5 Eylül gecesi bugün erken yatıp enerji toplayayım bari diyerek saat 23:30'da yatağa girmiştim. Fakat saat gece 01:30'da uyku tutmadı, çıktım yataktan. Bisikletin bir kaç alet edevatını gözden geçirdim, çantayı ayarladım vs. derken erkenden evden çıktım ve saat 06:00 civarı Kareksan önündeyim. (Buluşma saati 06:30)
http://img44.imageshack.us/img44/3796/91923076.png
Nail'i saat 05:30 gibi uyandırdıydım Haliyle ilk gelen o oldu Neyse millet toparlanınca rotayı konuştuk. Rota Evka 5 üzerinden Karagöl şeklinde olacaktı. Haliyle ben biraz şaşırdım. 13 yaşından beri Karagöl'e giderim de bu rotayı ilk defa duymuştum. İnsanoğlu her gün yeni birşeyler öğreniyor Neyse çıktık Anadolu Cd. üzerinden Evka 5'e. Bir kaç kişiyi de (Şerif, Önder ve Hüseyin) oradan alacağız.
Kan revan içinde Evka 5'e varıyoruz, Evka 5 yokuşlarını bayılmadan çıkabildiğimize şükrederek. Bu arada assolistlerimiz Şerif ve Önder henüz teşrif etmemişler. Sanırım Nail'in telefondaki ince fırçası ile 5-10 dk sonra beyler geliyorlar. Onlar gelene kadar fotoğraf denemeleri yapalım diyoruz.
http://img215.imageshack.us/img215/6195/21720899.png
Çekeni çekerler..
http://img196.imageshack.us/img196/2071/91176123.png
Biraz sonra Önder ve Şerif geldiler. Tam ayrılacakken Menemen'den Hüseyin Nail'i aradı..
- Abi nerdesiniz?
- Hüseyin Evka 5'teyiz, çıkıyoruz?
- Amman bekleyin, 10- 15 dk sonra ordayım.
Neyse Hüseyin bisikleti arabaya sallayıp geliyor. Onu beklerken biraz daha fotoğraf alalım dedik.
Assolistler..
http://img198.imageshack.us/img198/8971/40115910.png
Hüseyin geldi ve başladık Evka 5'in tepelerine tırmanmaya. Halbuki biz tepeler bitti sanmıştık ne güzel, yahu ne bitmesi? Yeni başlıyormuş meretler..
Toplanın beyler, çekiyorummm.. (Ekibin bir kısmı kayıp bu arada)
http://img171.imageshack.us/img171/5844/68395804.png
Bu arada herkesin bisikleti amörtisörlü, hafif ve 26 jantken benim Cromoly kadrolu, 28 jantlı ağır bir tur bisikleti ile fotoğrafta yer almam, ilerleyen zamanlarda bisikletin ve çantanın ağırlığını iyice hissedecek olmam. Ve bunun bilincinde olmadan turun daha başında keklik gibi sırıtmam..
Yola devam..
http://img198.imageshack.us/img198/2192/89054889.png
Yolda yılkı atlarıyla karşılaşıyoruz, Önder'e bunların yabani at olduğunu söyleyince şaşırıyor. Bilgiyi burda da tekrar edelim; Yabani atlarda semer izi olmazzzzz.
http://img171.imageshack.us/img171/2310/48376338.png
Ve beklenen an: İlk lastiği Hüseyin patlatıyor. İlk diyorum, çünkü ilerleyen kilometrelerde mütemadiyen lastiklerimiz patlıyor. Hüseyin yola hazırlıksız çıkmış, yedek lastiği yok. İmdadına Nail yetişiyor. Hüseyin yeni lastiği şişirmeye başladıktan sonra benim aklıma geliyor.
Ben: - Hüseyin; dış lastiği kontrol ettikten sonra iç lastiği taktın değil mi?
Hüseyin: -Allahh, yok abi..
Neyse lastik sökülüyor, batan tel çıkarılıyor. Neyse yeni takılan lastikte birşey yok.
O arada biraz daha fotoğraf alıyoruz.
http://img215.imageshack.us/img215/64745381.png
http://img198.imageshack.us/img198/36/93732682.png
http://img44.imageshack.us/img44/7958/84004200.png
http://img198.imageshack.us/img198/4706/82347457.png
Neyse bir şekilde Karagöl'e varıyoruz. Karınlar aç, benimse aklımdaki tek şey ağaç gölgesi. Uyumam lazım biraz.
Biraz atıştıralım..
http://img196.imageshack.us/img196/5880/78113645.png
Sofraya gelen tanrı misafiri..
http://img171.imageshack.us/img171/9351/49308980.png
Neyse ben sonra kaskı yastık yapıp bir ağaç gölgesinde kestiriyorum biraz. 1 saat kadar sonra uykunun en tatlı yerinde Gidiyoruzzzz nidaları, ulen diyerek kalkıyorum.
Bu ağalar gak guk sesler çıkarıyorlardı ben uyurken. Fotoğrafını çektiğim ekip başı. Beni kesiyor. Eğer kıllanırsa gruba yörüyün, kaçıyoruz diyecek.. Yavaş yanaşmak lazım.
http://img215.imageshack.us/img215/9476/88014447.png
Ben fotoğraf çekerken Nail'de su torbasını dolduruyor..
http://img5.imageshack.us/img5/3412/84656086.png
Ve Karagöl'den çıkıyoruz. Ekipteki arkadaşlar Karagöl'deki dededen yol bilgisi almışlar, Karagöl arkasından Sabuncubeli'ne çıkalım diyorlar. Ben yolun 10 seneki önceki halini biliyorum. Yol demek yanlış olur yar demeli asıl. Yolun kötülüğünden bahsediyorum (Ki yemek yok kimsede ve o rota üstünde çeşmede yok aklımdan kaldığı kadarıyla) Neyse gidelim deniyor, bana hava hoş, ıhlaya tıslaya giderim bir şekil, ne kadar rezillik, o kadar güzellik. Bu işler böyle.
Ben fotoğraf çekmekle vs. ile uğraşırken ekip arayı açmış bu arada. Bir yol ayrımına geliyorum. Aklımdan kaldığı kadarıyla sol taraf Sabuncubeli yol ayrımı. Sağ tarafsa I don't know!!!! Ve bağırıyorum grubun ne tarafa döndüğünü kestimek için. Ve korkulan an: Sesler sağdan geliyor. Ali abiyle birlikte -yanlış, yanlış dönün geri, burası değil diye söylensek te iş işten geçmiş, iş inada binmiş bir hal alıyor.
Ve başlıyoruz ormana dalmaya ve inanın buralar yolun iyi kısmı! Bir de raporun başlangıcında bahsetmiştim: Cromoly kadrolu, yüklü çantalı ve 28 jantlı bir bisikletle katıldığımı. Sözün özü bu yoldan sonra artık bisiklet bana binmeye başlıyor!
http://img215.imageshack.us/img215/1496/79203067.png
Tepeler aşılıyor öyle böyle. Grup ikiye ayrılmış durumda. Biz biraz yolu ince eleyip sık dokuyarak yürüyoruz. Ama diğer grup ağaçlar arasında sıkışıp kalınca ağaçlar arasından yol açmak zorunda kalmışlar. Tabi bu arada her yanımız çizik içinde. Her yer diken! (Ki bu bodur dikenler sert ve lastiklere hiç acımıyorlar) Muhtemelen ilk defa insan gören namussuz sinekler de sarıyor bir yandan. Yılkı atları burda da var ve izlerini (gübre olarak) her yerde görüp üstüne basabiliyorsunuz. (Amman kaymasın)
Ağır aksak giderken, arazide ilk benim lastik su koyuveriyor. İdare ediyorum öyle. Grup dağılmış, toparlanınca değiştiririm diyerek. Rapor başında belirtmiştim ya hani, -"mütamadiyen lastiğimiz patlıyor" diye, evet biraz sonra farklı yerlerden sesler yankılanmaya başlıyor dağda.. Lastik patladı, lastik patladı. Artık neredeyse her 200- 300 metrede bir lastik tamir eden biri oluyor.
http://img198.imageshack.us/img198/8765/27884173q.png
Şerif'in lastik sürekli patladığından Nail Şerif'in lastiğinin dandikliğinden dem vuruyor. Şerif lastiği değiştirirken biz de deli armut ağacından armut yiyoruz. Bu arada ben millet nereye gitti diyerek 200 metre kadar gidiyor ve bisikleti bir gölgeye bırakıyorum. Sonra geri geliyorum, bisikletin yanına. Ağaç altındaki millete bakıyorum, hani lastik olmuştur artık diyerek. Ama o da nesi? Bir başkasının lastik sökülmüş. Hem de kimin? Nail'in! Sözün özü Şerif'ten korkulur, ne dediyse artık içinden? Ben 100-150 metrede gölgede oturup gelmelerini bekliyorum artık. Gözümün seçtiği kadarıyla lastik tamir oldu.. derken bu sefer arka lastiği söküyor Nail, haydaaa Onu tamir ediyorlar, ön yine patlıyor.. Resmen döngüye girdik ve artık yol almaktan ziyade lastik tamir ediyoruz.
http://img5.imageshack.us/img5/9611/54808361.png
Burası da ilerlemeye çalıştığımız arazi. Herhangi bir patika yada yol görebilen var mı? Ve işin kötü yanı arazi taşlık. Ayak tırnaklarımız artık acıyor. Çok ilerlerde Homeros vadisi ve Kayadibi köyü seçiliyor. Oraya bir yol bulmak gerek.
http://img4.imageshack.us/img4/9763/43033709.png
http://img44.imageshack.us/img44/9650/81630116.png
Oradan buradan derken yolu buluyoruz ve bir kaç insan görüyoruz artık. Bornova - Karşıyaka derken eve geliyorum. Sağım solum çizilmiş bolca. Toz toprak içindeyim feci şekilde, burnumdan nefes almak zorluyor.
Neyse iyisiyle kötüsüyle güzeldi, stres attık. Ekip zaman zaman dağıldı, Nail sağolsun herkese yardımcı olmaya çalıştı. Ben uzun zamandır dağlara vurmadıydım kendimi, iyi oldu, kendime geldim ve en önemlisi güzel arkadaşlarla tanıştım.
Kalın sağlıcakla.
Aydın Işık
(link) | (link)