360 Derece Bisikletle Kapıdağ...

ibrahim Kızılkaya

Daimi Üye
Kayıt
24 Ekim 2007
Mesaj
293
Tepki
1.009
Şehir
Bursa
1. GÜN
Uzun süredir gerçekleştirmeyi hayal ettiğimiz burnumuzun dibindeki bir rotaydı Kapıdağ. Yıllardır başka illerdeki dostlarla birlikte pedallamak istediğimizden olsa gerek, ha bu hafta, ha önümüzdeki hafta diyerek bugüne dek pek çok kez ertelemiştik Kapıdağ turunu. Daha fazla beklemenin bir anlamı yoktu. İki kişiyle yapacaktık bu turu.Coşkuyla hazırladık kamp malzemelerimizi ve bisikletlerimizi, yükledik arabanın arkasına. Saat 8,30 gibi Erdek yol ayrımında Kyzikos antik kentinin limanına kurulmuş Gübre fabrikasının otoparkındaydık.

Burası Kapıdağ yarımadasının karayla birleştiği en dar yerdi.Günümüzden 3000 yıl öncelere dayanan tarihiyle Kyzikos, karadan yarımadaya geçilen tek kapıydı. Biz de bu kapıdan doğaya duyduğumuz saygıyla süzülerek girdik mantar şeklindeki yarımadanın güney doğusundaki Aşağı Yapıcı köy yoluna. Yol denize koşut uzanıyor bu kilometrelerde. Sakin görünüyordu deniz, köy de öyle. Yolun kıyısına sıralanmış yazlıkların çoğu kapalı panjurları, kilitli bahçe kapıları ve bahçe çitlerini saran sarmaşıklarının cansızlaşmaya başlayan renkleriyle hüzünlü göründü gözümüze.

Aşağı Yapıcı Köyü girişi..

Denizden biraz yükselen yolla geçip gittik Aşağı Yapıcıdan Tatlısu’ya. Küçük iniş ve çıkışlarla Tatlısu’ya ulaşıyoruz. Çınar ağaçlarıyla gölgelenmiş bir çay bahçesi çok şirin gözüküyor gözümüze. Denize en yakın masada sabah çaylarımızı yudumluyoruz...

Tatlısu’da çay molası
Daha fazla oyalanmadan tekrar yoldayız. Önce Dalyan, sonra Karşıyaka var önümüzde.Yol denizden 8 ile 35 metre değişen yükseklikte ve küçük iniş çıkışlarla devam ediyor. Hava çok güzel, her şey yolunda şimdilik. Denizden yükseldikçe manzara büyüyor önümüzde. Coşku ve özgürlük duygusu sonsuz bir boşluk olarak kuzeye doğru akarak uzanıyor bu metrelerde.

Sakin yollar.

Tanaşa koyu bomboş plajlarıyla sağımızda.

Kıvrımlı asfalt yolda yükselirken sararmış otlarıyla yazın çok sıcak geçtiğini hissettiren kıraç tarlalara ulaşıyoruz. Güneş artık tam tepemizde. Yolumuzu dik kesen bir kavşağa geliyoruz. Çayağzı’na giden asfalt yol solu gösteriyor. Fakat biz Kapıdağ’ı kıyı kıyı dolaşmayı planladığımızdan sağa, Karşıyaka’ya dönüyoruz. Dik bir yokuştan sonra tek pedalda Karşıyaka sahilindeyiz. Sahil bandında yan yana dizili çay bahçelerinde kümelenmiş köylülerin şaşkın ve meraklı bakışlarına selamlaşarak karşılık vererek sahilin sonundaki balıkçı barınağına varıyoruz. Çay soruyoruz barınaktaki kahveciye. Taze olmadığını söylüyor çayın. Beklersek hemen demleyebileceğini de ekliyor ardından. Yolumuz uzun deyip ayrılıyoruz. Dik bir yokuşu çıkarak Çakıl’a doğru devam ediyoruz. Yokuşta yorgun zincirimden gelen tıkır tıkır seslerini anlamaya çalışırken kopuveriyor zincirim. Hay aksi.

Yanımızda zincir tamir aparatı da yok. Başka bir zaman olsa bildiğim tüm küfürleri peş peşe sıralardım, tedbirsizliğime kızarak. Ozan’la birlikte olmanın verdiği güvenceden olsa gerek çok sakinim bu kez. Birer sigara yakıp düşünüyoruz. Karşıyaka’ya 2 km. mesafedeyiz. Ozan Karşıyaka’ya dönüp orada bir çözüm aramayı öneriyor. Önden gidip etüd yapacak, ben rampa üzerinde telefonla haber bekleyeceğim. Çünkü çözüm yoksa Karşıyaka’da, o rampayı tekrar yürüyerek çıkmak büyüyor gözümde.Rampa üstünde mezarlığın yanındaki çeşmede kopan yağlı zincirim pet şişenin içinde ve sıkkın bir halde 15 dk.bekliyorum. Telefon çekmemiş, güzel haberi motosikletli biriyle göndermiş Ozan.. Sallanıyorum rampa aşağı motosikletin arkasından.

Karşıyaka’daki tek tamircinin dükkanında, tamamen ilkel yöntemlerle bir bakla eksilmiş olarak tamir ediyoruz kopan zincirimi. Ellerimiz yağ içinde. Kaybettiğimiz zamanı telafi etmek istercesine hızla tırmanıyoruz rampayı. Rampa çıkarken yükleniyorum zincire.Sorun yok. Taşlı topraklı bir yoldan Çakıl’a devam ediyoruz.

Karşıyaka çıkışı...

Toprak yol rampanın sonunda asfaltla kesişiyor. Uzakta Çakıl’ı görüyoruz. Az eğimli rampadan aşağıya doğru inerken kopan zincire, baklalara ve yağlı ellere inat, açıyorum kollarımı iki yana doğru. Koyveriyorum kendimi rampa aşağı. Karşıdan esen rüzgarla kucaklaşıyorum. Küçük ve çok şirin bir balıkçı köyü Çakıl. İskeleye karşı köy meydanında Anadolu’da çok ilde görmediğimiz boyutta, şaha kalkmış at üzerindeki Atatürk heykelinin yanından geçip kahvehanenin önündeki bir masaya ilişiyoruz.

Mübadeleyle Selanik’ten göç eden Çakıl halkının Ata’ya vefa anıtı...

Kahvedeki tüm balıkçıların teker teker “Hoşgeldiniz”lerine “Hoş bulduk” diyoruz biz de teker teker. Çay içip karşılıklı sohbet ederken geldiğimiz ve gideceğimiz yerleri duyduklarında da şaşkınlıklarını gizleyemiyorlar. Sinop’ta gemi maketlerinin satıldığı dükkanların vitrinlerindeki maket takalar gibi, iskelede yan yana bağlı süslü küçücük balıkçı teknelerinin de kışın avlanmak için Saros’a ve Karadeniz’e gittiklerini duyunca da biz şaşırıyoruz.

Güzel bir enerjiyle çıkıyoruz Çakıl’ın kuzeyindeki rampalı toprak yoldan..Yaklaşık 3 km'lik bir tırmanışla ulaştığımız sırt hattından Kapıdağ’ın kuzeydoğu burnunu ve sağımızda yerleşimsiz fener adasını görüyoruz. Yol buruna doğru devam ediyor ve bir deniz feneri var burunda. Yolun deniz fenerine devam etmesine seviniyorum. Oldum olası sevmişimdir deniz fenerlerini...

Kuzeye doğru ilerlediğimiz yol bazen yol olmaktan çıkıp, kuru dere yatağına dönüşüyor. Hızımız düşük bu yüzden.Biz de her virajda değişen muhteşem manzaraların keyfiyle pedallarken ulaşıveriyoruz Kestanelik’e. Köyün sokakları, kışlık biber salçası yapan küçük bir kadın grubu dışında terkedilmiş hissi uyandıracak kadar boş. Köy çeşmesinde sularımızı takviye ederek, zaman kaybetmeden Çayağzı’na devam ediyoruz. Yarımadada tüm yerleşimler deniz seviyesinde. Şu ana kadar rotamızın üzerindeki tüm köylere dik inişlerle hızla girip, köyleri tempolu tırmanışla yavaşça terk ettiğimizi fark ediyoruz.

Çıkıştan (batı) Kestanelik.

Çayağzı’na ilerlerken yine yükseliyoruz. Yol peş peşe keskin virajlarıyla çok zevkli, ayrıca ortalama 30-40 dakikada bir, araçla karşılaşılan son derece sakin bir yoldayız. Dönemeçten sonra karşıma çıkacak manzarayı tahmin etme oyunu oynuyorum kendi kendime.

Bâkir koylar...

Uzun ve zevkli bir inişle Çayağzı’na ulaşıyoruz. Limanda bağlı teknelerin sayısı geçimin denizden olduğunu hissettiriyor ilk bakışta. Limandaki çay bahçesi ramazan olduğunu unutturacak kadar dolu. Hoş rota boyunca uğradığımız köylerde de hissetmedik ki zaten ramazanı..Köylerdeki her iki kahveden biri açık. Sıcakla birlikte epey su kaybettiğimizden, kahvehane yapımı limonatanın şeffaf dolap içindeki baloncukları kışkırtıyor susuzluğumuzu.. ikişer bardak içiyoruz. Bu arada kahveci arkadaş Ballıpınar’a gideceğimizi öğrendiğinde yüzü asılıyor,şaşkın bir halde “Gidemezsiniz bisikletlerle” diyor.

Neden diyoruz? “Çok rampa” diyor. “Eee geldiğimiz yolda da rampa vardı” dediğimizde de gülümsüyor, “Onlar da rampa mı? Asıl rampa bundan öte..Yerinizde olsam geri dönerim” diyor. Çay bahçesinin yanındaki kumsalda denize giriyoruz kısa bir süre. Önümüzdeki rampalara hazırız. Daha köy çıkışındaki ilk rampada kulaklarını çınlatıyoruz kahveci arkadaşın. Kısa bir sürede sıfırdan yüz kotlarına çıkıp hemen arka koyda tekrar sıfıra iniyoruz. İnişler sevindirmiyor bizi. Çünkü inerken az sonra çıkacağımız rampaları da izliyoruz karşı tepelerde..

5 km.lik tırmanış güzergâhının bir bölümü

Rampada mola...

Tekrar çıkış başlıyor ve 221 kotuna çıkıyoruz sıfırdan. Yaklaşık 5 km sürüyor tırmanış. Hiçbir standarda uymayan bu yol, yorucu olduğu kadar da zevkli bir yoldu aslında..Bir süre sırt hattında düz ilerledikten sonra iki kilometrelik çok güzel bir inişle ulaşıyoruz Ballıpınar’a...

Ballıpınar inişi...

Akşama kamp atacağız. Epeyce de acıktık. Palamut araştırıyoruz iskelede. İki gündür esen rüzgardan balık kaçmış derine. Boş dönüyormuş tekneler.. Ormanlı’da bulabilirsiniz belki diyor balıkçılar. Göz göze geliyoruz Ozan’la. Saat henüz 18.30, devam diyoruz, Ormanlı zaten 13 km. önümüzde. Klasikleşti artık yerleşimlerden rampayla çıkmak. Toprak yolda yükleniyoruz palamut sevdasına pedallarımıza. Çok geçmeden Ormanlı’ya ulaşıyoruz. Hava kararmadan kampı kurmamız gerek. Deniz kıyısındaki kahvehanedeki insanlar çok sıcak karşılıyorlar bizi. Hemen diyorlar kuruverin çadırlarınızı bu kumsala. Bir çırpıda kampımız hazır. Şimdi deniz zamanı. Günün ışıkları devrilirken,çıkıyoruz denizden.

Ormanlı kampımız..

Günün ödülü..

Mesafeler:
Başlangıç Erdek ayrımı
Aşağı Yapıcı köyü : 13 km
Karşıyaka : 26 km
Çakıl
Kestanelik Köyü : 41 km
Çayağzı
Ballıpınar : 56 km
Ormanlı : 69 km

2.GÜN
Gece boyunca esen poyrazın oluşturduğu dalgalar, kumsala her dokunuşunda uykumuzu mayalayan ninnilere dönüştü. Dalga sesleri ve ıslık gibi sesiyle rüzgâr, yorgun bedenlerimizi kolayca teslim almıştı. Dolunay vardı gecede, yakamozlarsa görülmeye değer. Dinlenmiş olarak uyandık bu sabah. Hızla çadırlarımızı toparlayıp eşyalarımızı dengeli bir şekilde yükledik bagajlarımıza. Erkenden açılan kahveye yöneldik. Köy domatesi, yeşil biber,salatalık, beyaz peynir, zeytin ve tavşan kanı çaylarla yaptık kahvaltımızı.

Yatağımdan Ormanlı koyu..

Sabah mahmurluğu..

Ormanlı’dan ayrılırken vadideki tarlalarda kırmızı soğan öbeklerini hevenk yapıyordu kadınlar. Yağ biberi ekili tarlalarının arasından geçerek çıkıyoruz Turanköy yoluna. Yamaçlarda zeytinlikler ve daha üst kotlardaki ıhlamurluklar dikkatimizi çekiyor. Balıkçılık gelişmemiş ama tarım oldukça iyi durumda Ormanlı’da. Sabah serinliğiyle yükseliyoruz asfalt yolda. Önce batıya, sonra kuzeye dönüyor yol.

Tepeden Ormanlı...

Dönüp son kez bakıyoruz arkamızda kalan gecelediğimiz koya. Yol kıvrım kıvrım önümüzde. Virajın birinden çıkarken bir başka viraja girmek çok eğlenceli bir oyuna dönüşüyor bu metrelerde. Her dönemeçte değişen muhteşem manzarayla ulaşıyoruz Turanköy’e. Bir köy turu atarak ve oyalanmadan çıkıyoruz Turanköy’den. Aslında Erdek’e çok kestirme bir yol var bulunduğumuz noktadan. Fakat amacımız 360 derece Kapıdağı ya, bu yüzden hiç bakmıyoruz kestirme yolun yönüne. Turanköy’den yine rampayla yükseliyoruz.

Turanköy (doğu)

Turanköy (batı)

Yine rampa, yine kıvrım kıvrım yol.Yine her virajda değişen muhteşem manzaralar. Gün ilerledikçe güzelleşen hava ve güzel bir inişle karşımızda Doğanlar. Doğanlar’da çay içiyoruz iskelede. Çayın üzerine enerji içeceği ve bisküvi. Artık yarımadanın kuzey batı ucuna yaklaştık.Birazdan güneye doğru dönüşe geçeceğiz. Yarımadanın bundan sonraki kısmı geldiğimiz yöndeki yerleşim yerlerine göre daha çok gelişmiş, daha bakımlı gözüküyor gözümüze. Balıkçılık ve zeytincilikle birlikte turizm ağırlığını hissettiriyor bu bölgelerde..
Doğanlar’dan sırasıyla Büyük ova, İlhanlı ve Narlı’ya ulaşıyoruz. Turanköy’den itibaren Marmara adasının tüm heybetini izleyerek yol almıştık ya. İlhanlar’a döner dönmez Paşalimanı adası ve hemen arkasında Avşa adası muhteşem görüntüleriyle eşlik ediyorlar Erdek’e kadar olan rotamıza.

Toprak yollar ve bâkir doğa arkamızda kaldı. Asfalt yolda ilerlerken Ocaklar’a yoğunlaşıyor trafik. Plajlar hareketli.Tipik bir tatil beldesindeyiz. Kıyıya uğramadan çevre yolundan devam ediyoruz Erdek’e. Ocaklar’ın çıkışında uzunca bir rampa tırmanıyoruz. Mola verdiğimiz çeşmenin yanındaki incir ağaçlarının dallarında şerbetleri süzülen incirlerden atıştırıyoruz.
Çürümüş midyelerin ağır kokusu iyot kokularına karışıyor Erdek girişinde. Kokularla ilerliyoruz sahil şeridinde.Acıkmışız. Bir pidecinin önünde duruyoruz. Ezogelin çorbası, karışık pide, salata ve ayranla güzelce doyuyoruz. Saat 14.45, henüz 13 kilometrelik bir yol var önümüzde. Tok karnına pedal çevirmek istemiyoruz.

Plaja yakın parkın çimlerine uzanıyoruz. 16.15’te gübre fabrikasının otoparkındayız. Özenle yüklüyoruz bisikletlerimizi arabamıza. Bir hayal daha gerçekleşti. Ozanla kucaklaşıyoruz. Yeni bir rotada yeniden pedallamanın hayaliyle hoşçakal diyoruz Kapıdağ’a...

2.Gün başlangıca mesafeler:
Ormanlı 69 km
Turanköy 79 km
Doğanlar 87 km
B.Ova 90 km
İlhanlar 96 km
Narlı 99 km
Erdek 118 km
Gübre Fb. 121 km

Bu tur yüksüz olarak bir günde yapılabilir. Fakat yazık olur o güzelim manzaralara..

Tur ekibi: İbrahim KIZILKAYA
Ozan EROĞLU / Bursa

Tarih : 05-06 / 09 / 2009
 
Scudo

Alp Kuterdem

Forum Demirbaşı
Kayıt
28 Mayıs 2009
Mesaj
493
Tepki
84
Şehir
İdealtepe, İstanbul
çok güzel bir gezi olmuş benimde aklımda bir kaç ay önce böyle bir kapıdağı gezisi vardı ayaklarınıza sağlık
 

coşkun ayaz

Daimi Üye
Kayıt
27 Nisan 2007
Mesaj
252
Tepki
661
Şehir
kocaeli
Selamlar İbrahim bey,
Bu yazınızı merakla bekliyordum, sonunda yazdınız. Fotoğraflar ve yazınıza şöyle bir göz gezdirdim. Daha sonra sindire sindire okuyacağım.
Sizin gibi arkadaşlara bu forumun ve bisiklet severlerin çok ihtiyacı var. Tur böyle olur ve yazılır. Daha ne diyeyim. İmrendim.
Yolunuz açık olsun...
 

Aydın

Forum Bağımlısı
Kayıt
10 Nisan 2006
Mesaj
643
Tepki
940
Şehir
istanbul
Sn. abim, yazan ellerin dert görmesin. Pek güzel yerlermiş. İki güne bölmeniz de çok iyi olmuş geziyi, zati ne demişler: -"Önemli olan yol almak değil, yolda olmak."
 

Ahmet Mumcu

Daimi Üye
Kayıt
1 Şubat 2005
Mesaj
347
Tepki
1.073
Şehir
Bostancı
Ya Ibrahim.

Bu ne guc bu ne kuvvet, sana zincir falan dayanmiyor, tam bir lokomotif gibisin:)
Ozverili paylasimin icin cok tesekkurler. Trafikten, kesmekesten uzak cok guzel bir rota secmissiniz.
Aslinda denize paralel rotalar cok hos gorunur harita uzerinde ama inisler cikislar duz yollari ozletir.
Birde yore insaninin ramazan olmasina ragmen hosgorulu tavirlari umarim ornek olur tum Turkiye'ye.
Aynen devam.
Yakinda gorusmek uzere.

Selamlar
 

ibrahim Kızılkaya

Daimi Üye
Kayıt
24 Ekim 2007
Mesaj
293
Tepki
1.009
Şehir
Bursa
@coşkun ayaz

Selamlar Coşkun bey..
İnanın her tur dönüşü turu yazmak ve paylaşıma sunmak ayrı bir süreç benim açımdan. Bu süreç tur kadar da zevkli aslında.. Tek sorun zaman bulmakta..
Yaptığımız turu emekle ve özenle burada paylaşarak, pek çok genç arkadaşı da yüreklendirmeyi düşlediğimden, olabildiğince titiz davranıyorum. Gecikme de bu yüzden kaynaklanıyor..
Değerli yorumunuz için çok teşekkürler. Gpa'da görüşmek üzere..
 

five

Part time turcu
Kayıt
29 Temmuz 2005
Mesaj
1.453
Tepki
3.961
Yaş
52
Şehir
İstanbul-Bostancı
Başlangıç
1995—96
Bisiklet
Diğer
Bisiklet türü
Şehir - Tur
Merhaba,

Çok güzel bir rotayı çok güzel bir yazı ve fotoğraflarla süslemişsiniz. Emeğiniz için çok teşekkür ederim.

Bizim gibi, aklında bu rotada turlamak olanlar için de çok yararlı bir kaynak olmuş.

(Havalar izin verirse) Bir hafta sonra yapmayı planladığım Marmara denizi turunda değil ama belki baharda bu rotada pedallayabilirim.

Keyifli ve kazasız turlar dilerim.

five
 

ibrahim Kızılkaya

Daimi Üye
Kayıt
24 Ekim 2007
Mesaj
293
Tepki
1.009
Şehir
Bursa
@Ahmet Mumcu

Selam Ahnet
Bu güzel yorumun için teşekkürler. Gerçekten çok nefis bir rotası var Kapıdağ'ın.
Dediğin gibi trafik ve keşmekeşten uzak. Özgürlük duygusunu iliklerinde hissediyor insan.
Hoşgörüyle ilgili dileklerine katılmamak mümkün mü?
Ahmet dostum.
Gpa ve ardından uzatma turu için şimdiden sabırsızlanıyorum. Güzel bir ekip oluşuyor. Rotayı Antalya'ya doğru uzatalım derim ben.. Türkiye'ye geliş tarihini
bilmiyorum.Ama uygunsa programın Bursa'ya beklerim. Seninle pedal basma keyfini iple çekiyorum.İyi bak kendine..
 
  • Beğen
Tepkiler: evrimyigit

Sencer Kan

Forum Demirbaşı
Kayıt
30 Mart 2009
Mesaj
524
Tepki
637
Şehir
Karşıyaka, İzmir
Başlangıç
2009—10
Bisiklet
Scott
Bisiklet türü
Yol bisikleti
Başlıklarınızı, mesajlarınızı özenle, dikkatle! takip ediyorum.. ;)
Ekranın karşısında detaylarınızı izlerken, hep aynı duyguya kapılıyorum; GÜVEN..

Gezi başlıklarında, güzel açılarla, faydalı - yöreye has bilgilerle, sakin, duru bir anlatımla, deneyimle karşılaşacağımı peşinen biliyor gibiyim..

İşte yine onlardan biri..! Üstelik ruhunuz bu kez 360 derecelik bir Fatih.. İbrahim! mi demeliyim :)

Keyifliydi.. yine.. ;) ;)

Teşekkürler..
 

evrimyigit

Daimi Üye
Kayıt
27 Nisan 2008
Mesaj
274
Tepki
1.565
Şehir
istanbul izmir
Bir gezi bu kadar keyifli anlatilabilir.. sizinle beraber bisiklete binmek icin sabirsizlaniyorum.
bu arada canim acayip palamut istedi yazilari okudukca. herhalde 13km sonunda palamut bulamamistiniz sizde.
 

Süleyman Şatır

Forum Bağımlısı
Kayıt
22 Mart 2005
Mesaj
1.151
Tepki
2.733
Şehir
Fatih / İstanbul
İbrahim Bey merhaba...
2005 yılnın Ağustos ayında Necati Bilgen ve Can Daysal'la birlikte bizim de gerçekleştirdiğimiz Kapıdağ Yarımadası Turu'nuzun her satırını heyecanla okudum... Biz o turu Gönen’de bitirmiştik… O günleri tekrar yaşamış gibi oldum… Harika bir parkurda gerçekten güzel bir tur olmuş... Zincir problemini kolayca çözebilmeniz ise büyük şans… Paylaşımlarınız için teşekkürler… Görüşebilmek dileğiyle…
 
  • Beğen
Tepkiler: Necati Bilgen

philykia

Üye
Kayıt
29 Ağustos 2006
Mesaj
97
Tepki
141
Şehir
İstanbul/Pendik
Merhaba,
Öncelikle sizi tebrik etmek istiyorum.

Bu paylaşımınızı her konu açanın bir referans olarak kabul etmesi gerek bence. Çünkü bazı paylaşımlar görüyoruz ki sadece fotoğraflardan ibaret. Bir sonraki tur için okuyucıya sınırlı bilgi imkanı verebiliyor. Ama sizin paylaşımlarınız tam bu amaca uygun hazırlanmış nitelikte.

  • Artık bir çok program sayesinde rotanın uydu görüntülerini alabiliyoruz. Paylaşımlarda bu mutlaka olmalı.
  • Güzergah üzerindeki tarihi ve turistik yerler konusunda da kısa bilgi aktarılması her zaman faydalıdır.
  • Rota üzerindeki köy,kasaba bilgileri de önemli. Konaklama imkanı,market,su, tamirci vb. bilgilerin verilebilmesi çok faydalı olacaktır.
  • Kilometre bilgileri ile yükselti eğrisinin de paylaşılması ile tam bir rapor olacaktır diye düşünüyorum.Mutlaka dahası da vardır.

Aynı turu yapmak isteyen biri olarak size bir sorum olacak.
Yarımadayı saatin ters yönünde turlamanızın özel bir nedeni var mı?Yani turu bu yönde yapmak mı daha uygun yoksa tam tersi mi?
 

omer yildiz

Forum Demirbaşı
Kayıt
16 Aralık 2008
Mesaj
510
Tepki
15
Şehir
antalya
@philykia



Sevgili Dostum,

Artık senin için övgülü sözlere gerek yok.Gerçek ortada.Bizi anlatan,insanımızı konu alan romanlar gezi ve anı notları zevkle okudugum kitaplardır.Necati Cumalının romanları,Şevket Süreyya Aydemirin anıları inan ancak bu kadar güzel.Anlatımınız harika.

Ellerine sağlık.Bencede bu sunum gezginlerimiz için referans olmalı.