Hüseyin Suda
Forum Demirbaşı
- Kayıt
- 31 Ekim 2006
- Mesaj
- 547
- Tepki
- 313
- Şehir
- Bostancı / İstanbul
Tarih : 04/Ekim/1997
Yer : Enez
Saat : 05:00
Soğuk ve nemli bir sonbahar sabahı balık tutma heyecan ve arzusu ile dolu bir şekilde uyandık.Ben dahil üç kişiyiz.Enez meydanındaki tek simitçi arabasına yaklaşıyoruz.Adam bize garip garip bakıp arabanın camına doğru eğiliyor.30 adet poğaça sarıver diyoruz,adam tekrar arabanın içine bakıyor "kim yiyecek bu kadar poğaçayı der gibi" ve sarıyor.Gün uzun tedarikli olmakta fayda var.Doğruca Enez'e birkaç Km.uzaklıktaki limana gidiyoruz.Büyük bir mendirek ardında birçok irili ufaklı balıkçı teknesi ve sahil güvenlik botları dikkat çekiyor.Biz arabayı park edip teşkilatımızı sırtlanarak çok da konforlu olmayan ancak avcı görünüşlü sandalımıza yerleşiyoruz .Motorun çalışmasıyla birlikte yolculuk ve kulakları sağır eden bir gürültü de başlamış oluyor.
Amacımız Akya yakalamak.Akya o yörede canlı Zargana ile yakalanıyor.Öncelikle bir Zargana tutmamız lazım.İnce misina ucuna bağlı ipek ile dolaşmaya başlıyoruz.Ancak ne gelen var ne giden.Bu süreç ta ki saat 12:15'e kadar devam ediyor.Ekibin moralleri sıfırın altında,kimseden ses çıkmıyor.Bu sırada günün ilk ve tek Zarganasını yakalıyoruz,altından daha değerli o an için.Hemen takımları toplayıp 0,70'lik misina ucuna bağlı çift iğneye Zarganamızı yüzüş pozisyonunda takıp yavaşça suya bırakıyoruz ve çok yavaş bir hızla hareket ediyoruz.Etraftaki olası bir Akya'nın bunu görüpte atlamaması neredeyse imkansız,en sevdiği yemek.Nitekim çok geçmeden misinamız aniden geriliyor ve hızla suya akmaya başlıyor.125m.lik misinanın diğer ucuna ise bir bidon bağlı.Sonu geldiğinde bidonu da denize atıyoruz ve takibe başlıyoruz.Bu arada bidon batıyor ve gözden kayboluyor.Heyacan ve çoşku doruklarda.Biraz sonra uzaklarda bidon su yüzüne çıkıyor.Hızla ona doğru gidip çekmeye başlıyoruz.Balık bu ağırlığı çekerken tükenmiş durumda.
Sonrasını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.Videodaki bazı argolar için hepinizin affına sığınıyorum,sevinç ve heyecanla söylenmiş sözler.Son bölümde de balığın tartılması gerçekten yurdum görüntülerine ve yurdum insanının yaratıcılığına örnektir.
Sevgilerimle herkese rasgelsin...
(link)
Yer : Enez
Saat : 05:00
Soğuk ve nemli bir sonbahar sabahı balık tutma heyecan ve arzusu ile dolu bir şekilde uyandık.Ben dahil üç kişiyiz.Enez meydanındaki tek simitçi arabasına yaklaşıyoruz.Adam bize garip garip bakıp arabanın camına doğru eğiliyor.30 adet poğaça sarıver diyoruz,adam tekrar arabanın içine bakıyor "kim yiyecek bu kadar poğaçayı der gibi" ve sarıyor.Gün uzun tedarikli olmakta fayda var.Doğruca Enez'e birkaç Km.uzaklıktaki limana gidiyoruz.Büyük bir mendirek ardında birçok irili ufaklı balıkçı teknesi ve sahil güvenlik botları dikkat çekiyor.Biz arabayı park edip teşkilatımızı sırtlanarak çok da konforlu olmayan ancak avcı görünüşlü sandalımıza yerleşiyoruz .Motorun çalışmasıyla birlikte yolculuk ve kulakları sağır eden bir gürültü de başlamış oluyor.
Amacımız Akya yakalamak.Akya o yörede canlı Zargana ile yakalanıyor.Öncelikle bir Zargana tutmamız lazım.İnce misina ucuna bağlı ipek ile dolaşmaya başlıyoruz.Ancak ne gelen var ne giden.Bu süreç ta ki saat 12:15'e kadar devam ediyor.Ekibin moralleri sıfırın altında,kimseden ses çıkmıyor.Bu sırada günün ilk ve tek Zarganasını yakalıyoruz,altından daha değerli o an için.Hemen takımları toplayıp 0,70'lik misina ucuna bağlı çift iğneye Zarganamızı yüzüş pozisyonunda takıp yavaşça suya bırakıyoruz ve çok yavaş bir hızla hareket ediyoruz.Etraftaki olası bir Akya'nın bunu görüpte atlamaması neredeyse imkansız,en sevdiği yemek.Nitekim çok geçmeden misinamız aniden geriliyor ve hızla suya akmaya başlıyor.125m.lik misinanın diğer ucuna ise bir bidon bağlı.Sonu geldiğinde bidonu da denize atıyoruz ve takibe başlıyoruz.Bu arada bidon batıyor ve gözden kayboluyor.Heyacan ve çoşku doruklarda.Biraz sonra uzaklarda bidon su yüzüne çıkıyor.Hızla ona doğru gidip çekmeye başlıyoruz.Balık bu ağırlığı çekerken tükenmiş durumda.
Sonrasını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.Videodaki bazı argolar için hepinizin affına sığınıyorum,sevinç ve heyecanla söylenmiş sözler.Son bölümde de balığın tartılması gerçekten yurdum görüntülerine ve yurdum insanının yaratıcılığına örnektir.
Sevgilerimle herkese rasgelsin...
(link)