1909 İstanbul düştü (Parvus'un Askerleri)

Sayın Kudret abi. Ben şahsi görüşüm olarak bu Abdülhamit in askerleriyiz Mustafa Kemal in askerleriyiz mevzusunun sizin söylediğiniz kadar büyüyeceğini pek zannetmiyorum. Ertuğrul un geçen ki konusunu da uzun uzadıya okumuştum. Kendisi hakkındaki görüşümü onada belirtmiştim. Yaşından dolayı olsa gerek etrafındaki Osmanlıcılık düşüncesinden biraz etkilenmiş bir arkadaş. Bazı düşünceleri edinirken ve paylaşırken yaptığı bazı hatalarda var. Kendis ilede paylaştım bunu. Geçen açtığı konuda Türkçe ye Avrupai dillerden giren kelimelerden nefret ettiğini buna karşılık kendisinin de Osmanlıca ( Gerçekte öyle bir dil yoktur aslında. Yani genel anlamıyla dil olarak kabul edilmiyor. Türkçenin arapça ve farsça kelimelerle doldurulup arap alfabesi ile yazılmış hali olarak geçiyor) öğrenip Osmanlıca kelimeleri diline sokmak istediğini yazmış. Bunu akabinde de imzasına Arapça birşeyler yazmıştı bisikletle ilgili. Bu konuya bakınca da bu imzasını gördüm. Bence Ertuğrul imza kısmını düşüncelerin yansıtmak için kullanıyor. Varsın kullansın sorun değil. Bir Ertuğrul böyle yapıyor diye bu kadar derin mevzular olacağını düşünmüyorum açıkçası. Çünkü bence Osmanlıcılık politikası yıllar önce bizi o birbirimize sokmaya çalışanlar tarafından yıkılmış çürütülmüş çözülmüştür. Saygılar.

@ömer karan

Estağfirullah, görevimiz. Kitap daha çıkmadı, ayın 15'inde çıkıyor. Tavsiye ettiğiniz kitapları maalesef edinemedim. Yeni kitabı da Burak abi sağolsun bana imzalı olarak gönderecek. Önceki mesajlarda yazıyor ama ben bir daha yazayım: Daha önce hiç kimsenin bu konuda yazmadığına sizi temin edebilirim. Tarihi sadece Burak Turnadan öğrenmiyorum elbet, birçok kaynağım var. Önerileriniz için teşekkürler.


@Derya Keçeci

İmzamın bir manası var elbet, Abdülhamid'i tanıyorsanız bu ülke topraklarından 1 karış kaybetmediğini, bir deha olduğunu bilirsiniz. Kimseye karşı kin beslemem, İslam ve Türk düşmanları hariç. İmzamdaki mana Abdülhamid'in izinden gittiğimi belirtmektir. Faşist birisi değilim herkes istediğini düşünmekte&savunmakta özgürdür. Abdülhamid'e karşı olan bir insanı da akıl almaz zaten... En fazla gaflet içindedir. Yada...


Birde yazılanlara cevap ver(e)memem de bir cevabım olmadığı anlamına gelmez. (bu söz geneledir)

açıkçası bir profesörümüz var idi ismini şimdi hatırlayamadım onu izlemiş idim kendi dilini geliştirmeyenler gelişemezler demiş idi,
ama yeni kelimeler lazım türkçeye eski osmanlıcada olmaz bu görüş beni bağlar ertuğrul beni affetsin
yeni kelimler üretmeliyiz esas mesele burada bence türk dil kurumu ne iş yapar ,

zati asla büyümesin ne oldu ise zati birbirimizi vurmaktan kırmaktan oldu 80 öncesi bizim kuşak yok oldu gitti
o onu vurdu diğeri onu vurdu biz çok acı çektik asla siz çekmeyin
gençler düşüncelerini medeni ölçüde tartışsın orta noktada buluşsun
birbirinizi kırmadan

Estağfirullah Kudret abi, ben o konuda çok yanlış anlaşıldım. Ben günlük konuşma dilinde o kelimeleri kullanmayacağım zaten elbet yeni kelimeler üretmeliyiz dil böyle gelişir, benim o kelimeleri öğrenmemde ki amaç Osmanlıca kaynakları okuduğumda bilmediğim kelimelerde apışıp kalmamak içindi. Şimdi zaten Osmanlıca (Osmanlıca bir yazı dilidir) öğrenmeye başladım ilerletince dayımda çok değerli Osmanlıca kaynaklar var onları okumayı planlıyorum. Esas amacım buydu o konuda, birde şu plaza Türkçesi diye bir şey var (o konuyu açtığımda bu ismi bilmiyordum işte ) bana karşı onu kullananlar olursa onlara empatiyi direk uygulamalı olarak göstermek için kullanacaktım yani bu çok ufak bir bölümüydü ama %90 o tartışıldı. Bir nevi Men Dakka Dukka yani (Eden Bulur)

Beyler beyler beyler ilkokul müsameresi tarzında lakırtılarla, üçüncü sınıf fikşın romanımsılarla tarih anlaşılamaz. Tarih kocakarı hikayeleri değildir gerçekler manzumesidir. Genç cumhuriyet bakiyesini devralmadan evvel ortada kalan devletin askeri gücü ne idi. Köylülük oranı ne idi. Okur yazarlık oranı ne idi. Sanayi üretim gücü ne idi. Sanayi işçisi ne kadardı. Bilimsel araştırmalardaki payı ne idi. teknolojik kapasitesi ne idi. Sağlık kuruluşları ve bunları seferber etme gücü ne idi. Demir ve karayolu ağları ne kadar idi. Üniversiteleri ne idi. vesaire vesaire vesaire. Bakın hiç mugalata yapmadım. Kim haindi kim kimi sattı hiç bunlardan bahsetmedim. Sadece bana bu reel soruların cevabını verin. Bu güçlerin olmadıktan ve bu reel gücü harekete geçiremedikten sonra feriştahın gelse yine çökersin. Tarih ne yazıkki bizim bilincimizin çok hoşuna gidecek pehlivan tefrikaları değildir. Tek bildiğim gerçek Mustafa kemalin çocukluğundan itibaren tüm bu acı gerçekliğin içine doğması ve bu gerçeğin ömür boyunca ağırlığını duymasıdır. Mustafa kemalin Osmanlı devletinin bu tablosunda ise hardal tanesi kadar payı yoktur. Binaıaleyh Osmanlı devleti aslında 1815 yılında fiili olarak yenilmiş sadece yoğun bakımda bir yüzyıl daha yaşatılabilmiştir. Ne yazıkki tarih hep ekonomik, finans, askeri ,insan, eğitim olarak güçlülerin başarılarını anlatır. Tarihin kanunu budur. Zannediliyorki Osmanlı Abdülhamit olsaydı hiç yıkılmazdı. Sanki Abdulhamitle birlikte sanayi üretimi, bilimsel üretim ve icatlar, sanayi işçiliği, kıtalar arası ticaret, daha bir sürü bir sürü şey birden icat edilecekti. İngiliz ve ruslar arasında denge yapılarak o ülke ilelebet kurtarılamaz beyler. En basitinden trekleri, pinarellaları, cerveloları, scottları bile (bakın atomu ayrıştırmaktan bahsetmiyorum Sanayinin bebelik döneminin icadı bisikletten bahsediyorum at ile deveden değil) üretemezken bide elaleme atarlanamazsın. Hadi şimdi bu işlere ilkokul beş kafasıyla kafa yormayalımda gidip sütümüzü içip yatalım. Birde Allaha yüzyılda bir gelecek dahi bir insanı bize gönderdiği için şu mübarek günde şükür ederek.

@mehmetsunu


mehmet dostum
tam 200 yıl boyunca dünyada savaşları kimin finanse ettiğini bi yazacağım isimlerine kadar ve hangi adamı büyüttüklerinide yazacağım ondan sonra tarih baştan yazılacakta
neyse şaibeli bi şekilde kenedi gibi benide gümletirler sonunda
çok fazla yazmamak lazım

Haklısın kudret abi. Dil çok gelişen büyüyen etkilenen bir kültürel varlık. Hele ki günümüzde iletişim ve bilgiye ulaşım imkanları bu kadar uç noktalara ulaşmışken. Bu nedenlerden ötürü dilimize bir çok kelime girmekte. Günlük konuşma dilimizde kullanılmakta. Buna bende çok karşıyım Ertuğrul kadar. Ancak dediğiniz gibi gelişen imkanlara karşı dilimizde kavramları karşılayabilecek kelimeler üretmeli yada türetmeliyiz. Ancak ne yazık ki türk dil kurumumuz otobüs e çok oturgaçlı götürgeç deyin, bıçak yada jilet demeyin kestirgeç deyin demekten başka hiçbir şey yapmıyor. Bu noktada da işin yükü bizlerin omuzlarına biniyor. Çok dikkat etmemiz gerekiyor. Açıkçası o konuyu ilk açtığında Ertuğrul un diline yabancı dillerden giren kelimelere karşı özen göstermesi benim çok hoşuma gitti. Ancak kendiside söylüyor ki Osmanlıca bir yazı dili ve Arapça Farsçayla dolu. Bir yanlışa başka bir yanışla karşılık verme çabasında gördüm kendisini. o yüzden düşüncelerimide ona aktardım zamanında. O dediği plaza Türkçesine karşı duruşu çok iyi bir şey. Osmanlıca bilerek karşı dursun desin bizim atalarımız bunları konuşuyodu ben senin dediğini anlamıyorum al sende benim dediğimi anlama. Burda sıkıntı yok eyvallah. Ama biz günlük hayatta Osmanlıca dediği kelimeleri kullanmaya başlarsak o plaza Türkçesi kullanarak dili mahvedenlerin yaptıklarından farklı bir şey yapmış olmayız. Dil hakkında bir kaç kitap okumuştum. Ertuğrul a da tavsiye etmiştim abi okumasını benim anlatmaya çalıştıkları anlatan bir yazar var. Yavuz Bülent BAKİLER. Zamanında TRT de Sözün Doğrusu isminde dil le ilgili bir program sunmuş. Ve bu program sonradan kitap haline getirilmiş. Sözün Doğrusu 1 ve 2 olmak üzere 2 cilt te basılmıştır. Programdan derleme bir kitap olduğu için tam bir resmi eser gibi görünmüyor belki çok özenli yazılmış gibide durmuyor ama gerçekten içeriği çok iyi bu konuda. imkanın olursa oku istersen abi. Dil olayınıda kapatayım ben burda. Ertuğrul burda yeni bir konu açmış. Onu konuşalım tartışalım. Sadece bu dil konusunun bu konun açılmasına bir nebze etkisi olduğunu düşündüğüm için 2 satır bir bilgi verdim. Tarih i Vahdettin i Kitabı Romanı konuşulacak yeni şeyleri konuşalım öğrenelim öğretelim inşallah. alıntı yaptığım kısımda da düşüncelerine aynen katılıyorum abi. Çok doğru tespitlerde bulunmuş doğru olduğuna inandığım düşünceler paylaşmışsın bizlerle.

@Ertuğrul

İmzana bir de "Akıl yaşta değil baştadır" ve "Zaman insanları değil,armutları olgunlaştırır" vecizelerini eklemişsin.Anladım;anlamamak için aptal olmak gerek.Belli ki öfkelendirmişim seni.
Sevgili kardeşim,Büyük nutukta kimlerin ve nasıl gaflet ve dalalet içinde oldukları yazılı.Şimdi Abdülhamid'e karşı olmayı-ki onu nereden çıkardığını bilemedim,çünkü ben kendi adıma saltanat'a karşıyım;isimler önemli değil-gaflet olarak görmen zaten durumunu açıklıyor.Sana yazdıklarımı bir kez daha okumanı da tavsiye etmeyeceğim;çünkü daha önce yaptığın gibi okumayacağın açık.Şahsına,hakaret ya da saldırı amaçlı yazılan bir şey yok.

Şu ya da bu şekilde yeterince olgunlaşmış mıyım,yoksa ham mı kalmışım,sorusunun yanıtını,bu güne kadar,vatana ve millete hayırlı birer evlat olarak kazandırılmalarına vesile olduğum binlerce öğrencim rahatlıkla verebilir;oraya hiç girme istersen.

Bir mektup yolladım sana;yukarıda duruyor hala.Bir kaç da soru.Daha önceki konunda da söylemiştim.Yanıt verebileceğini yazmışsın.Boşver.Yanıtını bana ya da bize de yazma.Sadece o soruları kendin için yanıtla.

Yaş meselesini bir kompleks yapmış olsak,sizin gibi çok genç kardeşlerimizle hiç bir konuda hiç bir tartışmaya girmememiz lazım.Başka vecizeler de var söylenecek ama yazmayayım;kırar seni.Görmemişsem de,tanımıyorsam da,tüm ülke gençlerini kalpten severim.Biz kişileri ve olayları tartışacak zamanları çoktan geçtik;artık sadece sistemi tartışıyorum.Yazdıklarım ortada.

Ertuğrul eğer imzandaki yazıları Derya abi gibi saygıdeğer bir insan için yazmışsan yaptığın çok ayıptır. Derya abi ile forumda her ne kadar tanışıklığım yada özel hayatımda muhabbetim olmasa da tavır ve hareketleriyle saygı değer bir insan olduğu ortadadır. Sadece bu foruma üye olması bile karşındaki insana saygı göstermek zorunluluğu getirir sana. Diğer konuna da mesajlar atmıştım bu konunda da mesaj yazıyorum. Sana hiçbir şekilde ne saygısızlık yaptım ne de cephe alıp bir şeyler yazdım. Sadece konunu tartışmaya çalıştım. Tartışmakla yeni şeyler öğrenmeye çalışan biri olarak gördüm seni. Ama bu hareketin forumu egonu tatmin etmeye yönelik yada farklı düşünceleri hazmedemeyip tartışma arayışın hissi oluşturdu bende. Umarım böyle tavırlarına devam etmezsin.