buyukkacak
Üye
- Kayıt
- 27 Nisan 2015
- Mesaj
- 97
- Tepki
- 520
- Yaş
- 55
- Şehir
- KASTAMONU
- İsim
- MURAT
- Bisiklet
- Diğer
I-BÖLÜM /BU TUR TÜRKİYE CUMHURİYETİNİN KURUCUSU MUSTAFA KEMAL ATATURK E ADANMIŞTIR.
Şeytan yine dürtmeye başlamıştı. Son birbuçuk yıldır hafta sonları ve bayram tatilleri dışında izin kullanmamıştım. Sanki bıraktığım yerden yeniden yollarda olmak için işin yoğunluğuna tüm stres ve sıkıntısına katlanmak için sabırla beklemiştim. 1.5 Yıl önce ultra bisiklet turumu Edirne’den başlayarak sırasıyla; Bulgaristan-Sırbistan- Macaristan-Slovakya –Avusturya-Çek Cumhuriyeti-Almanya Hollanda-Belçika ve Fransa da bitirmiştim. 10 Ülke 10 Başkenti 17 günde tamamlamıştım. 3000 Km yol katederek geldiğim Pariste ellerimde ve popomda yaşadığım duyu kaybı nedeni ile 18 Mayis 2015 te Türkiyeye dönmüştüm. Süreç içinde bir daha bu kadar uzun bir tura çıkmam diyordum. Aldığım risk ve çok hızlı gün aşırı 200 km üzeri bisiklet kullanımı özellkle hafızanızın zayıflamasına neden olup hata yapma risikinizi yükselttiği için yolun tehlikesi bir kaç kat artmaktaydı. Yıl boyunca devam eden triatlon ve maraton antrenmanları ve turdan sadece 3 gün önce gerçekleştirdiğim 42 km İstanbul maraton yarışı ve yarışa 2 hafta kala sakatlık evresi. Buna ragmen yarışa katılmam ve bana göre de oldukça güzel bir derece ile 3:35 ile bitirip yaş katagorimde 30. olmam... tüm Bu riskleri tolere edebilir değildi. Ancak kendime olan güvenimi tavan yaptırmıştı.Bile bile ve sorumsuzca yeniden yollarda olma fikri Kasım ayında yöneticimin izin kullanmam gerektiğini bana hatırlattıgında ansızın şekillendi. Ancak mevsim sonbahar ve kışa dönmüştü. Bıraktığım yerden, yani Fransa dan Alpleri aşıp Adriyatik kıyı şeridinden Türkiyeye dönme fikri yeniden canlandı gözlerimde. Ancak riski dağıtmak ve yanıma bir arkadaş bulmalıydım. Bulamazsam şayet ozaman rotamı daha batıya alarak 17 günde ülkeye dönebileceğim kısa sürede en fazla ülke en uzun yolu rotam olarak belirlemiştim. Kısaca B planımda hazırdı. Forum ve sosyal medya paylaşımlarım ve tanıdığım arkadaşlardan benimle gelecek hiç kimseyi bulamadım. Teklifimde uçak bileti bedelini bile ödemeyi önerdiğim halde bu riskli yolculuğa talip gelmedi. Normal karşılamak gerekiyordu. Günlük zaman zaman 15 saati bulabilecek minimum 10 saatlik günlük aralıksız bisiklet üzerinde geçirmek büyük bir motivasyon istek ve dayanıklılık gerektirdiği açıktı. Ortalama hızımız saat te 25 km üzeri olacağından maksimum taşınabilecek yük 8 kiloyu yiyicekler dahil geçmemeli ve bu tura uygun bir bisikletle yola çıkılmalıydı. Tur bisikletim hazırdı. Ancak mevsim Kışa döndüğünden Yol bisikletine özgü lastiklerle bu turu tamamlama imkanım olacakmıydı. Zira Alpler üzerinden yapılacak tur da mutlaka lastiklerlerin değişmesi ve yedek lastik taşınması gerekecekti. Bunun için bagajımda yer yoktu. Ancak bir kaç gün içinde yanıma bir arkadaş bulamamış olmam nedeni ile B planım artık kesin gibi görünüyordu. Günlük 230 km ortalama ile izin süremin bitişi olan 5 Aralık 2016 da, 16 Kasım 2016 Çarşamba günü Barsolana dan başlayacağım turu bitirmem gerekiyordu. Ucuz uçak bileti bulmam mevsim kışa döndüğünden zor olmadı. Yaklaşık bisiklet ücreti dahil 400 tl ödeme yaptım. 11 Kilo ve çantalardaki malzemelerimle 17 kilo yükümü 1 gün öncesinden paketledim. Yanıma aşağıdaki malzemeleri aldım ancak kervan yolda düzülür misali aşagıdaki malzemleride tur boyunca satın almak durumnda kaldım. Malzeme Listem şunlardan ibartetti. 1- Bir adet yol bisikleti disk frenli (Fotograflarda görüntüsü mevcut Akrada bagaj yok önde iki tane su geçirmez hafif turçantası ile ) 2- Yagmurluk (10 tl ye Hırdavatçıdan aldım) 3-Pompa –Minik Yama seti –Alyan anahtarı-1 adet iç lastik-Uzun don lastiği- Biskletin üzerinde şarj edilebilir ön arka lamba –Bir tane telefonu bir kez dolduran ekstra batarya 4 - Üç adet termal üst giysi -1 tane Alt yiysi , bir polar üst mont-Kilitli Pedal ayakkabı- Ayakları yagmurdan koruyacak ayakkabı kılıfı -1 Adet bisiklet forması-1 Adet Bisiklet pedli tayt. Yazlık uzun parmak eldiven 2 AdetCep telefonum Gözlüklerim yara bandı Vitamin ağrı kesici Kalsyum – 2 Snikers 1 adet cikolata ve 200 gr fıstık içi ... Yolda aldıklarım ise Yagmurluk – Telefon tutucu- Eldiven- Bisiklet zincir yağı....
Tüm hazırlıklarım tamamdı . Bir hafta önce hiç aklımda bile yokken İspanya dan Türyiye uzanacak 11 ülkeden geçerek Keşan’da son bulucak rotam da yol almak için sabırsızlanıyordum. Nihayet 16 Kasım 2016 Çarşamba günü sabah 5 te Fatsa Otogarından servise bisikletimi koyarak Samsun havalimanı geldim. Hava Limanında Pegasus dan bisikletimi vermek için ilk sorun burada başladı. Yurtdışı için 45 usd ücret sitelerinde yazmasına karşın ve ben biletimi Samsun-Barsolona olarak almış olmama karşın ilave yurt içi ücret talep ettiler. Uzun ugraş mücadele lere rağmen bu ücreti tahsil ettilerde. Ancak hava limanında internet üzerinden alınmaması gerekğinine ilişkin yazılı talebimin dikkate alınıp bu tutarın iade edidiğin tur sonunda bir kaç gün önce bana iletilen bir mail den öğrenmiş oldum Evet Haklıydım. Eninde sonunda Adelet yerini bulmuştu. Pegasus benden özür de dilemişti. İstanbul Sabiha gökçen havalimnında yeşil pasaport nedeni ile uzun bir kuyrukla karşılaştım. Zira önce polisten çıkış izni almak gerekiyordu. Polis kontrolleri kısa sürdü Ancak benimde uçuş saatleri arasında 1 saatlik gibi bir kısa sürem olduğundan Polis Pasaport kontrolunu geçip Barsolona uçağına yetişmem aynı turun bitişi gibi kılı kılına denk geldi. 4 Saatlik uçuşun ardında Nihayet kıyı şeridi görünmüştü. Hava da bulutların varlığı sonbaharın sona erdiğini yağışların başladığını hatırlatmaktaydı. Buda keyfimi kaçırmıyor değildi. Zira önümde 3500 km üzerinde bir yol beni bekliyodu. Tüm bu duygularla Hava alalına indik Barsolona ya 20 km uzaklıkta garip ama son derece tenha yoğun olamyan bir ortamla karşılaştım. Polis kontrolunu kısa üsrede geçip Bisikletimi beklemeye başladım 10 dk içindede bisikletim bagaj taşıyıcı bantlarda göründü. Bisikleti açıp kurmak için baya ter döktüm. Zira kutuyu atacağım küçük çöp kutuları için paketi küçük parçalara ayırıp çöp kurularına yerleştirdim. 30 dk üzeri bir çaba sonucu işte bisikletim yola hazırdı. Ya ben!!
Şeytan yine dürtmeye başlamıştı. Son birbuçuk yıldır hafta sonları ve bayram tatilleri dışında izin kullanmamıştım. Sanki bıraktığım yerden yeniden yollarda olmak için işin yoğunluğuna tüm stres ve sıkıntısına katlanmak için sabırla beklemiştim. 1.5 Yıl önce ultra bisiklet turumu Edirne’den başlayarak sırasıyla; Bulgaristan-Sırbistan- Macaristan-Slovakya –Avusturya-Çek Cumhuriyeti-Almanya Hollanda-Belçika ve Fransa da bitirmiştim. 10 Ülke 10 Başkenti 17 günde tamamlamıştım. 3000 Km yol katederek geldiğim Pariste ellerimde ve popomda yaşadığım duyu kaybı nedeni ile 18 Mayis 2015 te Türkiyeye dönmüştüm. Süreç içinde bir daha bu kadar uzun bir tura çıkmam diyordum. Aldığım risk ve çok hızlı gün aşırı 200 km üzeri bisiklet kullanımı özellkle hafızanızın zayıflamasına neden olup hata yapma risikinizi yükselttiği için yolun tehlikesi bir kaç kat artmaktaydı. Yıl boyunca devam eden triatlon ve maraton antrenmanları ve turdan sadece 3 gün önce gerçekleştirdiğim 42 km İstanbul maraton yarışı ve yarışa 2 hafta kala sakatlık evresi. Buna ragmen yarışa katılmam ve bana göre de oldukça güzel bir derece ile 3:35 ile bitirip yaş katagorimde 30. olmam... tüm Bu riskleri tolere edebilir değildi. Ancak kendime olan güvenimi tavan yaptırmıştı.Bile bile ve sorumsuzca yeniden yollarda olma fikri Kasım ayında yöneticimin izin kullanmam gerektiğini bana hatırlattıgında ansızın şekillendi. Ancak mevsim sonbahar ve kışa dönmüştü. Bıraktığım yerden, yani Fransa dan Alpleri aşıp Adriyatik kıyı şeridinden Türkiyeye dönme fikri yeniden canlandı gözlerimde. Ancak riski dağıtmak ve yanıma bir arkadaş bulmalıydım. Bulamazsam şayet ozaman rotamı daha batıya alarak 17 günde ülkeye dönebileceğim kısa sürede en fazla ülke en uzun yolu rotam olarak belirlemiştim. Kısaca B planımda hazırdı. Forum ve sosyal medya paylaşımlarım ve tanıdığım arkadaşlardan benimle gelecek hiç kimseyi bulamadım. Teklifimde uçak bileti bedelini bile ödemeyi önerdiğim halde bu riskli yolculuğa talip gelmedi. Normal karşılamak gerekiyordu. Günlük zaman zaman 15 saati bulabilecek minimum 10 saatlik günlük aralıksız bisiklet üzerinde geçirmek büyük bir motivasyon istek ve dayanıklılık gerektirdiği açıktı. Ortalama hızımız saat te 25 km üzeri olacağından maksimum taşınabilecek yük 8 kiloyu yiyicekler dahil geçmemeli ve bu tura uygun bir bisikletle yola çıkılmalıydı. Tur bisikletim hazırdı. Ancak mevsim Kışa döndüğünden Yol bisikletine özgü lastiklerle bu turu tamamlama imkanım olacakmıydı. Zira Alpler üzerinden yapılacak tur da mutlaka lastiklerlerin değişmesi ve yedek lastik taşınması gerekecekti. Bunun için bagajımda yer yoktu. Ancak bir kaç gün içinde yanıma bir arkadaş bulamamış olmam nedeni ile B planım artık kesin gibi görünüyordu. Günlük 230 km ortalama ile izin süremin bitişi olan 5 Aralık 2016 da, 16 Kasım 2016 Çarşamba günü Barsolana dan başlayacağım turu bitirmem gerekiyordu. Ucuz uçak bileti bulmam mevsim kışa döndüğünden zor olmadı. Yaklaşık bisiklet ücreti dahil 400 tl ödeme yaptım. 11 Kilo ve çantalardaki malzemelerimle 17 kilo yükümü 1 gün öncesinden paketledim. Yanıma aşağıdaki malzemeleri aldım ancak kervan yolda düzülür misali aşagıdaki malzemleride tur boyunca satın almak durumnda kaldım. Malzeme Listem şunlardan ibartetti. 1- Bir adet yol bisikleti disk frenli (Fotograflarda görüntüsü mevcut Akrada bagaj yok önde iki tane su geçirmez hafif turçantası ile ) 2- Yagmurluk (10 tl ye Hırdavatçıdan aldım) 3-Pompa –Minik Yama seti –Alyan anahtarı-1 adet iç lastik-Uzun don lastiği- Biskletin üzerinde şarj edilebilir ön arka lamba –Bir tane telefonu bir kez dolduran ekstra batarya 4 - Üç adet termal üst giysi -1 tane Alt yiysi , bir polar üst mont-Kilitli Pedal ayakkabı- Ayakları yagmurdan koruyacak ayakkabı kılıfı -1 Adet bisiklet forması-1 Adet Bisiklet pedli tayt. Yazlık uzun parmak eldiven 2 AdetCep telefonum Gözlüklerim yara bandı Vitamin ağrı kesici Kalsyum – 2 Snikers 1 adet cikolata ve 200 gr fıstık içi ... Yolda aldıklarım ise Yagmurluk – Telefon tutucu- Eldiven- Bisiklet zincir yağı....
Tüm hazırlıklarım tamamdı . Bir hafta önce hiç aklımda bile yokken İspanya dan Türyiye uzanacak 11 ülkeden geçerek Keşan’da son bulucak rotam da yol almak için sabırsızlanıyordum. Nihayet 16 Kasım 2016 Çarşamba günü sabah 5 te Fatsa Otogarından servise bisikletimi koyarak Samsun havalimanı geldim. Hava Limanında Pegasus dan bisikletimi vermek için ilk sorun burada başladı. Yurtdışı için 45 usd ücret sitelerinde yazmasına karşın ve ben biletimi Samsun-Barsolona olarak almış olmama karşın ilave yurt içi ücret talep ettiler. Uzun ugraş mücadele lere rağmen bu ücreti tahsil ettilerde. Ancak hava limanında internet üzerinden alınmaması gerekğinine ilişkin yazılı talebimin dikkate alınıp bu tutarın iade edidiğin tur sonunda bir kaç gün önce bana iletilen bir mail den öğrenmiş oldum Evet Haklıydım. Eninde sonunda Adelet yerini bulmuştu. Pegasus benden özür de dilemişti. İstanbul Sabiha gökçen havalimnında yeşil pasaport nedeni ile uzun bir kuyrukla karşılaştım. Zira önce polisten çıkış izni almak gerekiyordu. Polis kontrolleri kısa sürdü Ancak benimde uçuş saatleri arasında 1 saatlik gibi bir kısa sürem olduğundan Polis Pasaport kontrolunu geçip Barsolona uçağına yetişmem aynı turun bitişi gibi kılı kılına denk geldi. 4 Saatlik uçuşun ardında Nihayet kıyı şeridi görünmüştü. Hava da bulutların varlığı sonbaharın sona erdiğini yağışların başladığını hatırlatmaktaydı. Buda keyfimi kaçırmıyor değildi. Zira önümde 3500 km üzerinde bir yol beni bekliyodu. Tüm bu duygularla Hava alalına indik Barsolona ya 20 km uzaklıkta garip ama son derece tenha yoğun olamyan bir ortamla karşılaştım. Polis kontrolunu kısa üsrede geçip Bisikletimi beklemeye başladım 10 dk içindede bisikletim bagaj taşıyıcı bantlarda göründü. Bisikleti açıp kurmak için baya ter döktüm. Zira kutuyu atacağım küçük çöp kutuları için paketi küçük parçalara ayırıp çöp kurularına yerleştirdim. 30 dk üzeri bir çaba sonucu işte bisikletim yola hazırdı. Ya ben!!