Bisiklet forumda cedrick41 isimli kullanıcının yuvacık barajı gezisini okuyunca ağzımız sulanmıştı. Gidelim gidelim derken araya başka bir sürü gezi girince kısmet bu hafta sonunaymış. Pedal sesinden Mert kaptanın Sudüşen şelalesi gezi çağrısını okuyunca işte fırsat dedik. Pazar Sudüşen şelalesi cumartesi de Yuvacık barajı gezisi. Pedaldaşım Toygar’la hafta içi anlaştık. O tren biletlerini alıp Maltepe den binecek bende Pendik ten binip yola çıkacaktık.
Sabah 05:45 te telefonumun alarmı çalmaya başladığında zaten uyanıktım. Hemen kalkıp protein ağırlıklı hızlı bir kahvaltı yapıp 06.15 te kendimi evden attım. Sabiha gökçen havaalanı arkasındaki yoldan hızla kaynarca sahil girişine oradan da Pendik tren istasyonuna varmam 40 dakikamı aldı. 06.55 te istasyondaydım.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A002.jpg
07:11 e kadar vaktim olduğunu sanırken trenin 07:03 te geleceğini öğrenip nazik ve yardımsever bir görevli eşliğinde hemen içeri geçip, bilet alırken bize söylendiği gibi trenin en son vagonuna atladım. Bisikletimi içeri alınca yük kısmının silme bisiklet olduğunu gördüm.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A004.jpg
En arka küçük vagon komple bisikletçiydi. Barışa pedal organizasyonundan bisikletçi dostlar Adapazarı Karasu da serinleme kararı almış o tarafa gidiyorlardı.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A005.jpg
Biraz muhabbet edince içlerinden Bekir isminde birinin 1 ayda Türkiye turu yaptığını epeyce kıskanarak öğrendim. Nerede yayınladın bizde okuyalım dediğimde aldığım cevap tam bir hayal kırıklığıydı. Kendisi bilgisayarı çok kullanmadığını ve bir yerde yayınlamadığını söyledi. Oysa bu tür geziler bizim gibi yol heveslileri için altın değerinde oluyor.
Biletçi gelince bir de sürprizle karşılaştık. Toygar’a bisikletlere belki 1 ya da 2 tl alırlar o da kondüktörün keyfine kalmış demelerine karşın bisiklet başına 5 tl bagaj parası ödedik. Benim biletim gidiş dönüş 9,50 tl iken hem de.
08.15 te İzmit te indik. İstasyondan çıkıp pedal basmaya başladık ve NCity diye bir alışveriş merkezini biraz geçince bir sola dönüp yola devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A009.jpg
Yaklaşık 5-6 km sonra bir köprüden yukarı çıkıp sola kıvrılarak yuvacık tabelasına doğru devam ettik. Köprülü kavşağın bitiminde bir askeri bölge var. Onu sağımıza alıp artık sadece tabelaları takip ederek yavaş yavaş tırmanmaya başladık. Yolda öyle aman aman bir rampa yok.Yine de dağa doğru tırmanıyorsunuz.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A012.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A013.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A014.jpg
Yolda dut erik ve vişne ağaçları var. Yaban olanlarından yiyebilir ve dinlenme molanıza güzel bahaneler bulabilirsiniz. Biz bu keyfi dönüşe sakladık. Tırmanmaya başlamadan önce bir kısa mola vermei uygun gördük.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A015.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A017.jpg
Ama hava git gide kapanıyordu. Azıcık serinlik iyi olur derken yağmur bulutlarını görüp tırsmaya başladık.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A019.jpg
Toygar hava durumunda sağanak yağış gösterdiğini söyledi ama daha önce sağanak yağmur uyarısını dinleyip şile gezimizi iptal etmemize rağmen bir damla yağmur düşmediğini hatırlayınca meteorolojiye söylene söylene devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A022.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A023.jpg
Tam yuvacık barajının giriş kısmına vardığımızda yağmur başladı ve gitgide hızlanıp sağanağa dönüştü.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A028.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A029.jpg
Bu esnada km saatim İzmit ten itibaren 18 km yi gösteriyordu. Bulduğumuz ilk ağacın altına girdiğimizde sucuk gibi olmuştuk. Baraj görevlisinden yol sorup 6 km ilerideki Karaaslan kamping e devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A036.jpg
Aşağıda başka güzel yerler olmasına rağmen ekstra 800 mt tırmanıp karaaslana vardığımızda saat 11,30 olmuştu. Burası bir ırmağın kenarında su sesleri içinde harika bir yer. Gece konaklayabileceğiniz ağaç evler,wireless internet bağlantısı,atv gezileri ormanın içinde sadece kuş ve su seslerinin yanında ekstralar. Yörenin kestane balın satıldığı dükkanlar da mevcut. Mekanın sağlam bir kahvaltısı var(Kahvaltı tabağı tereyağında yumurta bal tereyağı yumurtalı ekmek sınırsız çay) biz iki kişi bir kahvaltı tabağını paylaşmamıza rağmen tıka basa doyduk. Ve sadece 12 tl ödedik. Eğer grup giderseniz alabalıkta kişi başı 12-15 tl arasına geliyormuş. İnternette adresleri var. Bunları reklam yapmak amacıyla değil bizden sonra gidecekler için bir referans olması açısından yazıyorum lütfen yanlış anlaşılmasın.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A038.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A039.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A040.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A041.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A045.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A046.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A051.jpg
Benim açımdan mekânın iki kusuru vardı. Birincisi alkol olmayışı (hani o güzelim mekanda şöyle soğuk bir bira içmek ya da balığın yanında bir kadeh rakı parlatmak şahane olurdu), ikincisi ilk içeri girdiğimizde garson çocukların yüzlerinde saklamaya gerek bile duymadıkları alaycı gülüşler. Biz bunlara her ne kadar alışık olsak ta ekmeğini bu şekilde kazanan insanlardan bunu görmek çok acı. Bunun bir spor ve bir hayat tarzı olduğunu bilmemeleri ve belki de hiç bilemeyecek olmaları daha da acı.
Yaptığım diyeti battal edip ne bulduysam yiyince orman içine bir yürüyüş farz oldu. Yağmur hala ara ara sağanak yağıp durduğu için sadece yakın kısımlarda yürüyebildik. Dönüşte şiddetli bir sağanak geçişi daha başladı bitmesini beklerken saat 2,30 olmuştu.Artık azıcık azalmasını fırsat bilip yola çıkmalıydık. Yağmurda sürmek çok daha zor. Pedallar gitgide ağırlaşıyor.5. aynakolla gittiğimiz yolu 2.yle zor gidiyoruz. Daha sırada sabah yolda ertelediğimiz göz hakkı meselesi var.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A058.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A060.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A063.jpg
Ekşimi ekşi erik ve vişnelerden sonra şeker gibi dutlar zavallı bünyelerimize ilaç gibi geliyor. İzmit’e gelirken sele ayarını yaptıktan sonra iyi sıkamadığım bir vidanın azizliğine uğruyorum.Selem öne arkaya sallanmaya başlıyor. Tam bu esnada yanımızdan geçen İzmitli bir bisikletçiyle karşılaşıyoruz. Adının Tamer olduğunu öğrendiğimiz bu arkadaşımız İzmit Bisikletsever.com grubu üyesiymiş.onun rehberliğinde İzmit’te bir bisikletçiye gidip selemi ayarlatıyorum .
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A065.jpg
Tamer oldukça yardımsever biri bana uygun gece sürüş gözlüğü bakmamıza bile yardım ediyor. Biraz daha muhabbet ettikten sonra bizi gara bırakıp oradan ayrılırken İstanbul’a davet ediyoruz. Trenimiz 16:20 de bu sefer en arka vagonda yük kısmı yok. Daracık bir aralığa bırakıp içeri geçiyoruz. Bir kaç tane genç orda sigara içiyorlar. Bisikletleri onların yanında bırakmak istemiyoruz ama başka yer yok..İyi haber bu sefer bisikletlere para almıyorlar. Pendik’e vardığımızda saat 16:32 toygara veda edip iniyorum. Zibidilerin Gebze de inerken bisikletin flaşörlerini çaldıklarını fark ediyorum. Okkalı bir anma töreni düzenliyorum Toygar la konuşunca kaderimizin bir olduğunu maalesef öğreniyorum. Bir şeyler atıştırıp tekrar sürüşe devam önce sahilden Kaynarca oradan Sabiha gökçen yolu. Rüzgar neredeyse bir duvar gibi karşıdan geliyor.6 ve ya 7 le çıktığım yolu 2 bilemedin 3 le oda anca 5 molada çıkabiliyorum. Bomboş yolda emniyet şeridi içinde 30 cm yakınımdan neredeyse kolumu yalayıp şimşek gibi geçen tıra ailecek sevgilerimi iletirken cidden merak ediyorum bunlar ne zaman evrimlerini tamamlayacaklar diye. Kurtköy’e varınca önce ev yerine bisikletçime gidip biraz bakım yaptırıyorum. oradan iki kez sağanak yemiş ve çamura batmış bir halde kendimi eve attığımda saat tam 20:00 yi gösteriyor.
Toplam mesafe : 84,6 km.
Sürüş zamanı :04 saat 12 dk
Toplam zaman: 14 saat 15 dk.
Ortalama hız 18,6 km
Max hız 45,6 km
Toplam masraf :20,5 tl (9,5 gidiş dönüş tren+5 bisiklet bagaj ücreti+6 kahvaltıdan payıma düşen kısım)
Her şeye rağmen çok çok keyifli bir yolculuktu. Sizlere tavsiye ederim.Umarım bilgiler işinize yarar.
Sabah 05:45 te telefonumun alarmı çalmaya başladığında zaten uyanıktım. Hemen kalkıp protein ağırlıklı hızlı bir kahvaltı yapıp 06.15 te kendimi evden attım. Sabiha gökçen havaalanı arkasındaki yoldan hızla kaynarca sahil girişine oradan da Pendik tren istasyonuna varmam 40 dakikamı aldı. 06.55 te istasyondaydım.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A002.jpg
07:11 e kadar vaktim olduğunu sanırken trenin 07:03 te geleceğini öğrenip nazik ve yardımsever bir görevli eşliğinde hemen içeri geçip, bilet alırken bize söylendiği gibi trenin en son vagonuna atladım. Bisikletimi içeri alınca yük kısmının silme bisiklet olduğunu gördüm.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A004.jpg
En arka küçük vagon komple bisikletçiydi. Barışa pedal organizasyonundan bisikletçi dostlar Adapazarı Karasu da serinleme kararı almış o tarafa gidiyorlardı.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A005.jpg
Biraz muhabbet edince içlerinden Bekir isminde birinin 1 ayda Türkiye turu yaptığını epeyce kıskanarak öğrendim. Nerede yayınladın bizde okuyalım dediğimde aldığım cevap tam bir hayal kırıklığıydı. Kendisi bilgisayarı çok kullanmadığını ve bir yerde yayınlamadığını söyledi. Oysa bu tür geziler bizim gibi yol heveslileri için altın değerinde oluyor.
Biletçi gelince bir de sürprizle karşılaştık. Toygar’a bisikletlere belki 1 ya da 2 tl alırlar o da kondüktörün keyfine kalmış demelerine karşın bisiklet başına 5 tl bagaj parası ödedik. Benim biletim gidiş dönüş 9,50 tl iken hem de.
08.15 te İzmit te indik. İstasyondan çıkıp pedal basmaya başladık ve NCity diye bir alışveriş merkezini biraz geçince bir sola dönüp yola devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A009.jpg
Yaklaşık 5-6 km sonra bir köprüden yukarı çıkıp sola kıvrılarak yuvacık tabelasına doğru devam ettik. Köprülü kavşağın bitiminde bir askeri bölge var. Onu sağımıza alıp artık sadece tabelaları takip ederek yavaş yavaş tırmanmaya başladık. Yolda öyle aman aman bir rampa yok.Yine de dağa doğru tırmanıyorsunuz.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A012.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A013.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A014.jpg
Yolda dut erik ve vişne ağaçları var. Yaban olanlarından yiyebilir ve dinlenme molanıza güzel bahaneler bulabilirsiniz. Biz bu keyfi dönüşe sakladık. Tırmanmaya başlamadan önce bir kısa mola vermei uygun gördük.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A015.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A017.jpg
Ama hava git gide kapanıyordu. Azıcık serinlik iyi olur derken yağmur bulutlarını görüp tırsmaya başladık.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A019.jpg
Toygar hava durumunda sağanak yağış gösterdiğini söyledi ama daha önce sağanak yağmur uyarısını dinleyip şile gezimizi iptal etmemize rağmen bir damla yağmur düşmediğini hatırlayınca meteorolojiye söylene söylene devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A022.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A023.jpg
Tam yuvacık barajının giriş kısmına vardığımızda yağmur başladı ve gitgide hızlanıp sağanağa dönüştü.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A028.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A029.jpg
Bu esnada km saatim İzmit ten itibaren 18 km yi gösteriyordu. Bulduğumuz ilk ağacın altına girdiğimizde sucuk gibi olmuştuk. Baraj görevlisinden yol sorup 6 km ilerideki Karaaslan kamping e devam ettik.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A036.jpg
Aşağıda başka güzel yerler olmasına rağmen ekstra 800 mt tırmanıp karaaslana vardığımızda saat 11,30 olmuştu. Burası bir ırmağın kenarında su sesleri içinde harika bir yer. Gece konaklayabileceğiniz ağaç evler,wireless internet bağlantısı,atv gezileri ormanın içinde sadece kuş ve su seslerinin yanında ekstralar. Yörenin kestane balın satıldığı dükkanlar da mevcut. Mekanın sağlam bir kahvaltısı var(Kahvaltı tabağı tereyağında yumurta bal tereyağı yumurtalı ekmek sınırsız çay) biz iki kişi bir kahvaltı tabağını paylaşmamıza rağmen tıka basa doyduk. Ve sadece 12 tl ödedik. Eğer grup giderseniz alabalıkta kişi başı 12-15 tl arasına geliyormuş. İnternette adresleri var. Bunları reklam yapmak amacıyla değil bizden sonra gidecekler için bir referans olması açısından yazıyorum lütfen yanlış anlaşılmasın.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A038.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A039.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A040.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A041.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A045.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A046.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A051.jpg
Benim açımdan mekânın iki kusuru vardı. Birincisi alkol olmayışı (hani o güzelim mekanda şöyle soğuk bir bira içmek ya da balığın yanında bir kadeh rakı parlatmak şahane olurdu), ikincisi ilk içeri girdiğimizde garson çocukların yüzlerinde saklamaya gerek bile duymadıkları alaycı gülüşler. Biz bunlara her ne kadar alışık olsak ta ekmeğini bu şekilde kazanan insanlardan bunu görmek çok acı. Bunun bir spor ve bir hayat tarzı olduğunu bilmemeleri ve belki de hiç bilemeyecek olmaları daha da acı.
Yaptığım diyeti battal edip ne bulduysam yiyince orman içine bir yürüyüş farz oldu. Yağmur hala ara ara sağanak yağıp durduğu için sadece yakın kısımlarda yürüyebildik. Dönüşte şiddetli bir sağanak geçişi daha başladı bitmesini beklerken saat 2,30 olmuştu.Artık azıcık azalmasını fırsat bilip yola çıkmalıydık. Yağmurda sürmek çok daha zor. Pedallar gitgide ağırlaşıyor.5. aynakolla gittiğimiz yolu 2.yle zor gidiyoruz. Daha sırada sabah yolda ertelediğimiz göz hakkı meselesi var.
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A058.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A060.jpg
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A063.jpg
Ekşimi ekşi erik ve vişnelerden sonra şeker gibi dutlar zavallı bünyelerimize ilaç gibi geliyor. İzmit’e gelirken sele ayarını yaptıktan sonra iyi sıkamadığım bir vidanın azizliğine uğruyorum.Selem öne arkaya sallanmaya başlıyor. Tam bu esnada yanımızdan geçen İzmitli bir bisikletçiyle karşılaşıyoruz. Adının Tamer olduğunu öğrendiğimiz bu arkadaşımız İzmit Bisikletsever.com grubu üyesiymiş.onun rehberliğinde İzmit’te bir bisikletçiye gidip selemi ayarlatıyorum .
http://i707.photobucket.com/albums/ww75/cirkin_2009/13%20HAZIRAN%20YUVACIK/A065.jpg
Tamer oldukça yardımsever biri bana uygun gece sürüş gözlüğü bakmamıza bile yardım ediyor. Biraz daha muhabbet ettikten sonra bizi gara bırakıp oradan ayrılırken İstanbul’a davet ediyoruz. Trenimiz 16:20 de bu sefer en arka vagonda yük kısmı yok. Daracık bir aralığa bırakıp içeri geçiyoruz. Bir kaç tane genç orda sigara içiyorlar. Bisikletleri onların yanında bırakmak istemiyoruz ama başka yer yok..İyi haber bu sefer bisikletlere para almıyorlar. Pendik’e vardığımızda saat 16:32 toygara veda edip iniyorum. Zibidilerin Gebze de inerken bisikletin flaşörlerini çaldıklarını fark ediyorum. Okkalı bir anma töreni düzenliyorum Toygar la konuşunca kaderimizin bir olduğunu maalesef öğreniyorum. Bir şeyler atıştırıp tekrar sürüşe devam önce sahilden Kaynarca oradan Sabiha gökçen yolu. Rüzgar neredeyse bir duvar gibi karşıdan geliyor.6 ve ya 7 le çıktığım yolu 2 bilemedin 3 le oda anca 5 molada çıkabiliyorum. Bomboş yolda emniyet şeridi içinde 30 cm yakınımdan neredeyse kolumu yalayıp şimşek gibi geçen tıra ailecek sevgilerimi iletirken cidden merak ediyorum bunlar ne zaman evrimlerini tamamlayacaklar diye. Kurtköy’e varınca önce ev yerine bisikletçime gidip biraz bakım yaptırıyorum. oradan iki kez sağanak yemiş ve çamura batmış bir halde kendimi eve attığımda saat tam 20:00 yi gösteriyor.
Toplam mesafe : 84,6 km.
Sürüş zamanı :04 saat 12 dk
Toplam zaman: 14 saat 15 dk.
Ortalama hız 18,6 km
Max hız 45,6 km
Toplam masraf :20,5 tl (9,5 gidiş dönüş tren+5 bisiklet bagaj ücreti+6 kahvaltıdan payıma düşen kısım)
Her şeye rağmen çok çok keyifli bir yolculuktu. Sizlere tavsiye ederim.Umarım bilgiler işinize yarar.