Aslında yaz aylarında pek aktivite yapmıyorum ama özlemişim biraz, bu nedenle pazar sabah Çerkezköy'den düştüm yola. İlk hedef Durusu gölü'nün batı kenarı. Sonrası belli değil. Orada yol soruşturacağım. Aslında bir gün kuzeyden Sarıyer yapmayı çok istiyorum ama o yollar bir günde zor alınır sanırım.
Tüm fotolar burada:
(link)
Buraya daha önce baharda bir tur yapmıştım. Doğanın değişimini de görmüş oldum. Bahar fotoları burada (rotanın ikinci yarısı farklı):
(link)
Rota (saat yönünde):
http://farm4.static.flickr.com/3506/3790641991_eb50008b7c.jpg
06:50’de Trakya'nın ayçiçek tarlaları
http://farm4.static.flickr.com/3560/3787957236_2c467bbd39.jpg
Çerkezköy'ün kenar mahalleleri üzerinden güneş doğmakta
http://farm3.static.flickr.com/2604/3787957584_21b278c1e4.jpg
Düz gitsek İstanbul, ama ben sola dönüp köy yollarına giriyorum.
http://farm4.static.flickr.com/3550/3787957758_6d60571d99.jpg
Sabahın erken saatleri, gölge uzun
http://farm3.static.flickr.com/2644/3787147663_9c41f43df5.jpg
Kurumuş dere yatağı...
http://farm3.static.flickr.com/2471/3787147799_37e6244770.jpg
Baharda böyle idi:
http://farm4.static.flickr.com/3371/3479396904_0f8d9dd929.jpg
Hallaçlı köyü... 07:46 / 14 km
Uslu durursun di mi köpekçik
http://farm4.static.flickr.com/3506/3787958240_b7b9b660f9.jpg
Aynı yerin bahar ve yaz çekimleri:
http://farm4.static.flickr.com/3313/3479399832_e8d6b11d1b.jpg
http://farm4.static.flickr.com/3579/3787148269_1ddc5a405b.jpg
Çerkezköy-Hallaçlı-Aydınlar arası yol böylesine keyifli işte
Neşemden bağıra bağıra şarkı söyleyerek pedallıyorum. Nasılsa duyan yok Rüzgar sert esiyor. Ben de en çok “öyle deli gibi esme başım dönüyor” şarkısını söylüyorum. Bir de “I feel good” elbet.
http://farm4.static.flickr.com/3576/3787958548_5d898b6dc7.jpg
Bir değişim örneği daha:
http://farm4.static.flickr.com/3646/3478602747_d2a8378165.jpg
http://farm3.static.flickr.com/2565/3787958662_0035ebd902.jpg
Aydınlar köyü… 08:50 / 29 km
http://farm3.static.flickr.com/2446/3787958904_3176eed8fb.jpg
Trakya'nın muhabbet insanları beni her yerde çook oyalıyorlar
Fotoğrafları gönderiyorum hep, bunlara da göndereceğim.
http://farm4.static.flickr.com/3462/3787148841_4417c68423.jpg
Odun kömürleriniz işte bu tesislerde üretiliyor
http://farm4.static.flickr.com/3438/3787149253_b125b26b26.jpg
http://farm4.static.flickr.com/3514/3787959142_58a1111005.jpg
Aydınlar'dan sonra aslında Çatalca-İstanbul istikametinde ana yoldan gidip Karamandere'ye sapmam gerekiyor. Buradaki haritada yok ama elimdeki haritada aradan bir patika görülüyor. Köylülere soruyorum, biraz tozludur ama gidersin diyorlar. Dalıyorum ben de o tozlu kestirmeye:
http://farm4.static.flickr.com/3496/3787959630_386f04af35.jpg
Sürpriz bir gölet... ve bisiklet ilk kez sahne alır
http://farm4.static.flickr.com/3422/3787959736_3cbf96c7bc.jpg
Traktör sağolsun 8-10 km hızla gidiyor, geçemiyorum ve çok vakit kaybediyorum.
http://farm3.static.flickr.com/2593/3787959888_dc4ebe7aff.jpg
Traktörden kurtulmak için sağa ayrılan bir patikaya sapıyorum. Zaten ana yol ve hedef sağımda. Kaybolmam diye düşünüyorum Bu arada yol iyice zorlaştı. Her yer ormancıların kestiği meşe dalları ile dolu. Ve sert inişler var.
http://farm3.static.flickr.com/2529/3787149775_5832024b9a.jpg
Dallar sürekli tekere sıkışıyor
http://farm4.static.flickr.com/3438/3787149881_e668219f48.jpg
Bu arada bir film kopukluğu var. Sert inişte gayet yavaş gidiyorken, ön teker bir engele takılıyor. Gayet yumuşakça, çünkü yavaşım. Yumuşak takılıyor ama bisiklet zınk! diye duruyor İnişte olduğum için arka teker havalanıyor, gidonu sımsıkı tutmakta olduğum halde kafam öne doğru yaklaşıyoor, yaklaşıyoooor... Ve yumuşakça düşüyorum Yani bir düşüş ancak bu kadar tatlı olabilir Yolun geneli aslında bol taşlı olmasına rağmen şansıma burası toprak. Ucuz yırttım. Bacakların üstü bisikletin neresine çarptı ise, sadece oralarda biraz incinme var ama engel değil.
Devam ediyorum ve bitmeyecek gibi gelmeye başlayan orman yolları nihayet bitiyor. Asfalta kavuşuyorum. Bu arada bir dere geçişi yaşamıştım. Ama nasıl oldu ise düşüş, dere, asfalta çıkış fotoları uçmuş. Karamandere'nin biraz ilerisine çıkıyorum.
Asfaltın sevinci ile başlıyorum oynamaya
http://farm3.static.flickr.com/2577/3787960398_a158429956.jpg
http://farm3.static.flickr.com/2584/3787960552_744f936c39.jpg
Ve Karacaköy:
http://farm4.static.flickr.com/3576/3787150413_29554e75f6.jpg
Zaman kaybettiğim için sohbet fasıllarını başka tura bırakıyorum, yerleşim merkezlerini hızlı geçmek zorunda kalıyorum. Bu beni üzüyor, çünkü aslında benim turda en çok hoşuma giden şey hikayesi olan insanlarla sohbet. Hele ki söz konusu olan Trakya'nın güleryüzlü, keyif almayı bilen insanı olunca...
Karacaköy'den hemen sonra bir dere. Yanındaki yol çok cazip ama keşif başka zaman.
http://farm3.static.flickr.com/2473/3787961184_7c12515288.jpg
Tüm fotolar burada:
(link)
Buraya daha önce baharda bir tur yapmıştım. Doğanın değişimini de görmüş oldum. Bahar fotoları burada (rotanın ikinci yarısı farklı):
(link)
Rota (saat yönünde):
http://farm4.static.flickr.com/3506/3790641991_eb50008b7c.jpg
06:50’de Trakya'nın ayçiçek tarlaları
http://farm4.static.flickr.com/3560/3787957236_2c467bbd39.jpg
Çerkezköy'ün kenar mahalleleri üzerinden güneş doğmakta
http://farm3.static.flickr.com/2604/3787957584_21b278c1e4.jpg
Düz gitsek İstanbul, ama ben sola dönüp köy yollarına giriyorum.
http://farm4.static.flickr.com/3550/3787957758_6d60571d99.jpg
Sabahın erken saatleri, gölge uzun
http://farm3.static.flickr.com/2644/3787147663_9c41f43df5.jpg
Kurumuş dere yatağı...
http://farm3.static.flickr.com/2471/3787147799_37e6244770.jpg
Baharda böyle idi:
http://farm4.static.flickr.com/3371/3479396904_0f8d9dd929.jpg
Hallaçlı köyü... 07:46 / 14 km
Uslu durursun di mi köpekçik
http://farm4.static.flickr.com/3506/3787958240_b7b9b660f9.jpg
Aynı yerin bahar ve yaz çekimleri:
http://farm4.static.flickr.com/3313/3479399832_e8d6b11d1b.jpg
http://farm4.static.flickr.com/3579/3787148269_1ddc5a405b.jpg
Çerkezköy-Hallaçlı-Aydınlar arası yol böylesine keyifli işte
Neşemden bağıra bağıra şarkı söyleyerek pedallıyorum. Nasılsa duyan yok Rüzgar sert esiyor. Ben de en çok “öyle deli gibi esme başım dönüyor” şarkısını söylüyorum. Bir de “I feel good” elbet.
http://farm4.static.flickr.com/3576/3787958548_5d898b6dc7.jpg
Bir değişim örneği daha:
http://farm4.static.flickr.com/3646/3478602747_d2a8378165.jpg
http://farm3.static.flickr.com/2565/3787958662_0035ebd902.jpg
Aydınlar köyü… 08:50 / 29 km
http://farm3.static.flickr.com/2446/3787958904_3176eed8fb.jpg
Trakya'nın muhabbet insanları beni her yerde çook oyalıyorlar
Fotoğrafları gönderiyorum hep, bunlara da göndereceğim.
http://farm4.static.flickr.com/3462/3787148841_4417c68423.jpg
Odun kömürleriniz işte bu tesislerde üretiliyor
http://farm4.static.flickr.com/3438/3787149253_b125b26b26.jpg
http://farm4.static.flickr.com/3514/3787959142_58a1111005.jpg
Aydınlar'dan sonra aslında Çatalca-İstanbul istikametinde ana yoldan gidip Karamandere'ye sapmam gerekiyor. Buradaki haritada yok ama elimdeki haritada aradan bir patika görülüyor. Köylülere soruyorum, biraz tozludur ama gidersin diyorlar. Dalıyorum ben de o tozlu kestirmeye:
http://farm4.static.flickr.com/3496/3787959630_386f04af35.jpg
Sürpriz bir gölet... ve bisiklet ilk kez sahne alır
http://farm4.static.flickr.com/3422/3787959736_3cbf96c7bc.jpg
Traktör sağolsun 8-10 km hızla gidiyor, geçemiyorum ve çok vakit kaybediyorum.
http://farm3.static.flickr.com/2593/3787959888_dc4ebe7aff.jpg
Traktörden kurtulmak için sağa ayrılan bir patikaya sapıyorum. Zaten ana yol ve hedef sağımda. Kaybolmam diye düşünüyorum Bu arada yol iyice zorlaştı. Her yer ormancıların kestiği meşe dalları ile dolu. Ve sert inişler var.
http://farm3.static.flickr.com/2529/3787149775_5832024b9a.jpg
Dallar sürekli tekere sıkışıyor
http://farm4.static.flickr.com/3438/3787149881_e668219f48.jpg
Bu arada bir film kopukluğu var. Sert inişte gayet yavaş gidiyorken, ön teker bir engele takılıyor. Gayet yumuşakça, çünkü yavaşım. Yumuşak takılıyor ama bisiklet zınk! diye duruyor İnişte olduğum için arka teker havalanıyor, gidonu sımsıkı tutmakta olduğum halde kafam öne doğru yaklaşıyoor, yaklaşıyoooor... Ve yumuşakça düşüyorum Yani bir düşüş ancak bu kadar tatlı olabilir Yolun geneli aslında bol taşlı olmasına rağmen şansıma burası toprak. Ucuz yırttım. Bacakların üstü bisikletin neresine çarptı ise, sadece oralarda biraz incinme var ama engel değil.
Devam ediyorum ve bitmeyecek gibi gelmeye başlayan orman yolları nihayet bitiyor. Asfalta kavuşuyorum. Bu arada bir dere geçişi yaşamıştım. Ama nasıl oldu ise düşüş, dere, asfalta çıkış fotoları uçmuş. Karamandere'nin biraz ilerisine çıkıyorum.
Asfaltın sevinci ile başlıyorum oynamaya
http://farm3.static.flickr.com/2577/3787960398_a158429956.jpg
http://farm3.static.flickr.com/2584/3787960552_744f936c39.jpg
Ve Karacaköy:
http://farm4.static.flickr.com/3576/3787150413_29554e75f6.jpg
Zaman kaybettiğim için sohbet fasıllarını başka tura bırakıyorum, yerleşim merkezlerini hızlı geçmek zorunda kalıyorum. Bu beni üzüyor, çünkü aslında benim turda en çok hoşuma giden şey hikayesi olan insanlarla sohbet. Hele ki söz konusu olan Trakya'nın güleryüzlü, keyif almayı bilen insanı olunca...
Karacaköy'den hemen sonra bir dere. Yanındaki yol çok cazip ama keşif başka zaman.
http://farm3.static.flickr.com/2473/3787961184_7c12515288.jpg