five
Part time turcu
- Kayıt
- 29 Temmuz 2005
- Mesaj
- 1.453
- Tepki
- 3.962
- Yaş
- 52
- Şehir
- İstanbul-Bostancı
- Başlangıç
- 1995—96
- Bisiklet
- Diğer
- Bisiklet türü
- Şehir - Tur
6. Gün Akşehir - Beyşehir
Sabah yine kahvaltı arkası toplanma rutinini tekrarladım. Akşehir’den çıkmadan Hoca’nın türbesini bir de gündüz gözüyle ziyaret etmek için dün akşam gittiğim istikamete çevirdim yolumu. Benimle beraber iki kişi daha vardı ziyaretçi. Etrafa göz attıktan ve fotoğraf çektikten sonra yola çıktım. Bugünkü hedefim Beyşehir’di. Haritadan kendime çizdiğim yol Akşehir’in Konya yoluna göre tam aksi istikametten devam ediyor ve Beyşehir’e kadar gölün kıyısından gidiyordu. Ya da ben öyle sanıyordum. Şehir dışına çıkmadan su takviyemi yaptım. Pedala basmaya başladım. Akşehir’in arka tarafı tamamen dağlıktı. Yol ise dağın kenarında kıvrılıyordu. İleride dağa doğru giden yolu görüp ‘Acaba dağa mı çıkıyor ?’ dememe kalmadı yol ayrımından o tarafa döndüm. Artık önümde çok ciddi bir yokuş tüm gerçekliğiyle duruyordu. Buraya kadar sağ salim gelmenin vermiş olduğu güvenle pedallara basmaya başladım. Yükseldikçe arkamdaki manzara daha da belirginleşiyordu. Koskoca bir ova uzanıyordu arkada Konya’ya doğru. Görünürde de göl-möl yoktu Akşehir’in yakınında olması gereken…
Yokuşta ilerlerken yol kenarında çalışma yapan işçileri görüp selam verdim. Nereden gelip Beyşehir’e gittiğimden bahsederken bana yanlış yolda olduğumu aşağıdan başka bir yola sapmam gerektiğini söylediler. Doğanhisar üzerinden giden Beyşehir’e düz bir yol varmış Oradan gitmem gerekiyormuş. Ben haritada bu yolu gördüğümü ve gölün kıyısına ineceğimi söylediğimde gelen cevap yolun geri kalanını çok iyi özetliyordu. “Bu yokuşu nereden buldun ?” Aslına bakarsanız haritadan bulmuştum. Eğimini çok da dikkate almadan Beyşehir Gölü’ne giden en kestirme yolu seçmiştim kısacası. Kendilerine kolaylıklar dileyip yokuşa devam ettim. Biraz daha devam edip yolun kenarındaki bir çeşmede mola verdim. Yokuşun ne kadar devam edeceğini kestiremiyor sadece pedala kuvvet gidiyordum.
Yolun eğiminin azaldığı bir yerde yol kenarındaki birilerine yokuşun sonuna ne kadar kaldığını sordum. Az kalmış. Biraz daha çıkmam gerekiyormuş. Hani yolda gözünüze bir zirve kestirirsiniz ve oraya ulaşırsanız artık inişe geçeceğini düşünürsünüz ya. Ben de bir zirveyi kestirdim gözüme. Vardım da… Ama gördüm ki biraz daha çıkış var. Tırmanmaya devam kısacası. 15-20 km. süren bir tırmanışın ardında zirvedeki tabela inişe geçtiğimi müjdeledi bana : ‘Yellibel Rakım:1600 m.’ Bu turda çıkabileceğim en yüksek rakıma çıkmıştım. Facebook’a yazdığımda Gazipaşa’daki kuzenimin yorumu çok güzeldi. ‘1600 m. aşağıda bekliyorum seni.’
Sonrası hep inişti. Hedefim Şarkikaraağaç’a varıp yemek molası vermekti. O kadar tırmanışın ardından inişe başlıyordum. Rüzgarlığımı giyip inişe başladım. Eğim çok hızlanmama izin veriyordu ama ben tedbiri elden bırakmıyordum. Kızılağaç Köyüne yaklaştığımda yeni yolun yapıldığını fakat henüz trafiğe açılmadığını fark ettim. Eski yoldan devam ettim ki bu yol çok daha keyifli ve virajlıydı. Bağkonak’tan Kozluçay’a ayrıldım. Köylerin arasından giden yollarda girip ana yola çıkmaya çalıştım. Sürekli telefondan konumumu takip ediyordum ki kaybolmayayım. Yokuş aşağı inerken Beyşehir Gölü’nü uzaklardan görebilmeyi hayal etmiştim ama görünürde göl falan yoktu. İşin kötüsü gölü görebilmem için epeyce yol gitmem gerekecekti. Şarkikaraağaç’a kadar pedala kuvvet verdim. Yol üzerinde yemek yiyecek bir yer bulamadığım için merkezine girdim. Küçücük bir esnaf lokantası bulup var olan bir iki çeşitten (tabi ki çorba da var) atıştırarak açlığımı giderdim.
Şarkikaraağaç 10.000 nüfuslu bir ilçeydi. Küçüklüğümden beri adını bilirdim ama ilk defa gelmiştim. Adını biliyor olmamın sebebi küçükken kuzenlerimle oynadığımız adam asmaca benzeri bir oyundu. Bu oyunda sorduğunuz şeyin (biz il veya ilçe ismi sorardık) harf sayısı kadar yatay çizgi çeker ve bildiğimiz harfleri yerine, bilmediklerimizi çizgilerin altına yazar ve sorulan yeri tahmin etmeye çalışırdık. Kuzenim ilk defa Şarkikaraağaç’ı sormak için 13 çizgi çizdi ve ben neresi olduğunu 13 denemede bulamadım ama bu yerin ismini öğrenmiş oldum. (Bir de Garbi Karaağaç var ki sanırım Edine’deki Karaağaç kast ediliyor. Biri doğudaki (şark) biri batıdaki (garp) Karaağaç.)
Yemek sonrası saatimi kontrol ettim. Zamanımın yarıdan fazlasını almıştı tırmanış. Biraz daha güçlü basmam gerekiyordu çok geç vakte kalmamak için. Yassıbel’e gelene kadar gölü göremedim. Gözüm sürekli sağ taraftaydı ama gölün olduğunu düşündüğüm yerleri geçip görememek hayal kırıklığı yaratıyordu. Hava kapalıydı. Henüz yağmur yoktu.
Kalan yolu yarıladığımda çay molası için bir dinlenme alanına yöneldim. Çay içerken sohbet ettiğim abimiz yola nasıl devam edeceğimi sordu. Beyşehir’den sonra Seydişehir’den Akseki’ye ulaşmayı planlıyordum ki bu ana yoldan gitmek demekti. O bana alternatif bir yol önerdi. Seydişehir’e kadar sürekli rampa çıkmak yerine Huğlu-Üzümlü yoluna yönelmemi, bu yolun orman içinden gittiğini, daha keyifli ve nispeten daha az eğimli olduğunu söyledi. Bu yolun ana yolla tepede birleştiğini ve ondan sonra Akseki’de de kalmama gerek kalmadan aşağıya kadar inebileceğimi söyledi. Ben de bu alternatifi değerlendireceğimi söyledim.
Beyşehir’e kadar artık fazla bir yol kalmamıştı. Göl sağımda gün batımıyla güzel bir manzara oluşturuyordu. Akşam 19:00 civarı Beyşehir’e ulaştım. Bir otel bulup yerleştim. Yemek için dışarı çıktığımda yağmur yağıyordu. Biraz turlayıp gölü seyrettikten sonra otele döndüm. Oteldeki görevli arkadaşın kullandığı bilgisayarı kullanarak MapMyRide’dan yoldaki abinin önerdiği yol hakkında bilgi aldım. Haritayı kontrol ettim. Daha sonra da yattım.
6. Gün
Çıkış : 10:00
Varış : 19:00
Mesafe : 113,69 km
Yolda geçen süre : 6:36 s
Ortalama hız : 17,19 km/s
Maksimum hız : 59,63 km/s
Ortalama eğim – çıkış : %2
Maksimum eğim - çıkış : %10
Ortalama eğim – iniş : %-2
Maksimum eğim - iniş : %-13
Akşehir-Beyşehir
http://s5.postimg.org/ygip1ym3r/6_ak_ehir_bey_ehir.png
.
Sabah Hoca’yı tekrar ziyaret ettim.
http://s5.postimg.org/e24l9uwkn/05120140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/vkn8c4okn/05220140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/p0fus1l5z/05320140913_140943.jpg
.
Dünya’nın merkezi burasıdır !
http://s5.postimg.org/jetfnzkh3/05420140913_140943.jpg
.
Hoca’nın türbesi
http://s5.postimg.org/k5m5trmuf/05520140913_140943.jpg
.
Akşehir’den itibaren rampalar
http://s5.postimg.org/iruiygnl3/05620140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/4clsr1pbb/05720140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/6kzz8dwfb/05820140913_140943.jpg.
.
Yellibel Geçidi. Tırmanışın sonu.
http://s5.postimg.org/wdzu4qulj/05920140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/jy7poqqnb/06020140913_140943.jpg
.
Şarkikaraağaç’a geldim. Yemek molası zamanı.
http://s5.postimg.org/g0kfzc3tz/06120140913_140943.jpg
.
Hava böyle…
http://s5.postimg.org/j7ae57yw7/06220140913_140943.jpg
.
Beyşehir’e doğru
http://s5.postimg.org/svnu8ctpj/06320140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/taz41dfmv/06420140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/7d2n7l0mf/06520140913_140943.jpg
.
Beyşehir’e geldim
http://s5.postimg.org/mczl966w7/06620140913_140943.jpg
.
Beyşehir Gölü manzaraları
http://s5.postimg.org/60ky5p36v/06720140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/47i1hdi07/06820140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/kesxb6eef/06920140913_140943.jpg
.
Osmanlı döneminde yapılmış ilk sulama projesi olan regülatör
http://s5.postimg.org/3xjppii5j/07020140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/lid1n4z1j/07120140913_140943.jpg
Sabah yine kahvaltı arkası toplanma rutinini tekrarladım. Akşehir’den çıkmadan Hoca’nın türbesini bir de gündüz gözüyle ziyaret etmek için dün akşam gittiğim istikamete çevirdim yolumu. Benimle beraber iki kişi daha vardı ziyaretçi. Etrafa göz attıktan ve fotoğraf çektikten sonra yola çıktım. Bugünkü hedefim Beyşehir’di. Haritadan kendime çizdiğim yol Akşehir’in Konya yoluna göre tam aksi istikametten devam ediyor ve Beyşehir’e kadar gölün kıyısından gidiyordu. Ya da ben öyle sanıyordum. Şehir dışına çıkmadan su takviyemi yaptım. Pedala basmaya başladım. Akşehir’in arka tarafı tamamen dağlıktı. Yol ise dağın kenarında kıvrılıyordu. İleride dağa doğru giden yolu görüp ‘Acaba dağa mı çıkıyor ?’ dememe kalmadı yol ayrımından o tarafa döndüm. Artık önümde çok ciddi bir yokuş tüm gerçekliğiyle duruyordu. Buraya kadar sağ salim gelmenin vermiş olduğu güvenle pedallara basmaya başladım. Yükseldikçe arkamdaki manzara daha da belirginleşiyordu. Koskoca bir ova uzanıyordu arkada Konya’ya doğru. Görünürde de göl-möl yoktu Akşehir’in yakınında olması gereken…
Yokuşta ilerlerken yol kenarında çalışma yapan işçileri görüp selam verdim. Nereden gelip Beyşehir’e gittiğimden bahsederken bana yanlış yolda olduğumu aşağıdan başka bir yola sapmam gerektiğini söylediler. Doğanhisar üzerinden giden Beyşehir’e düz bir yol varmış Oradan gitmem gerekiyormuş. Ben haritada bu yolu gördüğümü ve gölün kıyısına ineceğimi söylediğimde gelen cevap yolun geri kalanını çok iyi özetliyordu. “Bu yokuşu nereden buldun ?” Aslına bakarsanız haritadan bulmuştum. Eğimini çok da dikkate almadan Beyşehir Gölü’ne giden en kestirme yolu seçmiştim kısacası. Kendilerine kolaylıklar dileyip yokuşa devam ettim. Biraz daha devam edip yolun kenarındaki bir çeşmede mola verdim. Yokuşun ne kadar devam edeceğini kestiremiyor sadece pedala kuvvet gidiyordum.
Yolun eğiminin azaldığı bir yerde yol kenarındaki birilerine yokuşun sonuna ne kadar kaldığını sordum. Az kalmış. Biraz daha çıkmam gerekiyormuş. Hani yolda gözünüze bir zirve kestirirsiniz ve oraya ulaşırsanız artık inişe geçeceğini düşünürsünüz ya. Ben de bir zirveyi kestirdim gözüme. Vardım da… Ama gördüm ki biraz daha çıkış var. Tırmanmaya devam kısacası. 15-20 km. süren bir tırmanışın ardında zirvedeki tabela inişe geçtiğimi müjdeledi bana : ‘Yellibel Rakım:1600 m.’ Bu turda çıkabileceğim en yüksek rakıma çıkmıştım. Facebook’a yazdığımda Gazipaşa’daki kuzenimin yorumu çok güzeldi. ‘1600 m. aşağıda bekliyorum seni.’
Sonrası hep inişti. Hedefim Şarkikaraağaç’a varıp yemek molası vermekti. O kadar tırmanışın ardından inişe başlıyordum. Rüzgarlığımı giyip inişe başladım. Eğim çok hızlanmama izin veriyordu ama ben tedbiri elden bırakmıyordum. Kızılağaç Köyüne yaklaştığımda yeni yolun yapıldığını fakat henüz trafiğe açılmadığını fark ettim. Eski yoldan devam ettim ki bu yol çok daha keyifli ve virajlıydı. Bağkonak’tan Kozluçay’a ayrıldım. Köylerin arasından giden yollarda girip ana yola çıkmaya çalıştım. Sürekli telefondan konumumu takip ediyordum ki kaybolmayayım. Yokuş aşağı inerken Beyşehir Gölü’nü uzaklardan görebilmeyi hayal etmiştim ama görünürde göl falan yoktu. İşin kötüsü gölü görebilmem için epeyce yol gitmem gerekecekti. Şarkikaraağaç’a kadar pedala kuvvet verdim. Yol üzerinde yemek yiyecek bir yer bulamadığım için merkezine girdim. Küçücük bir esnaf lokantası bulup var olan bir iki çeşitten (tabi ki çorba da var) atıştırarak açlığımı giderdim.
Şarkikaraağaç 10.000 nüfuslu bir ilçeydi. Küçüklüğümden beri adını bilirdim ama ilk defa gelmiştim. Adını biliyor olmamın sebebi küçükken kuzenlerimle oynadığımız adam asmaca benzeri bir oyundu. Bu oyunda sorduğunuz şeyin (biz il veya ilçe ismi sorardık) harf sayısı kadar yatay çizgi çeker ve bildiğimiz harfleri yerine, bilmediklerimizi çizgilerin altına yazar ve sorulan yeri tahmin etmeye çalışırdık. Kuzenim ilk defa Şarkikaraağaç’ı sormak için 13 çizgi çizdi ve ben neresi olduğunu 13 denemede bulamadım ama bu yerin ismini öğrenmiş oldum. (Bir de Garbi Karaağaç var ki sanırım Edine’deki Karaağaç kast ediliyor. Biri doğudaki (şark) biri batıdaki (garp) Karaağaç.)
Yemek sonrası saatimi kontrol ettim. Zamanımın yarıdan fazlasını almıştı tırmanış. Biraz daha güçlü basmam gerekiyordu çok geç vakte kalmamak için. Yassıbel’e gelene kadar gölü göremedim. Gözüm sürekli sağ taraftaydı ama gölün olduğunu düşündüğüm yerleri geçip görememek hayal kırıklığı yaratıyordu. Hava kapalıydı. Henüz yağmur yoktu.
Kalan yolu yarıladığımda çay molası için bir dinlenme alanına yöneldim. Çay içerken sohbet ettiğim abimiz yola nasıl devam edeceğimi sordu. Beyşehir’den sonra Seydişehir’den Akseki’ye ulaşmayı planlıyordum ki bu ana yoldan gitmek demekti. O bana alternatif bir yol önerdi. Seydişehir’e kadar sürekli rampa çıkmak yerine Huğlu-Üzümlü yoluna yönelmemi, bu yolun orman içinden gittiğini, daha keyifli ve nispeten daha az eğimli olduğunu söyledi. Bu yolun ana yolla tepede birleştiğini ve ondan sonra Akseki’de de kalmama gerek kalmadan aşağıya kadar inebileceğimi söyledi. Ben de bu alternatifi değerlendireceğimi söyledim.
Beyşehir’e kadar artık fazla bir yol kalmamıştı. Göl sağımda gün batımıyla güzel bir manzara oluşturuyordu. Akşam 19:00 civarı Beyşehir’e ulaştım. Bir otel bulup yerleştim. Yemek için dışarı çıktığımda yağmur yağıyordu. Biraz turlayıp gölü seyrettikten sonra otele döndüm. Oteldeki görevli arkadaşın kullandığı bilgisayarı kullanarak MapMyRide’dan yoldaki abinin önerdiği yol hakkında bilgi aldım. Haritayı kontrol ettim. Daha sonra da yattım.
6. Gün
Çıkış : 10:00
Varış : 19:00
Mesafe : 113,69 km
Yolda geçen süre : 6:36 s
Ortalama hız : 17,19 km/s
Maksimum hız : 59,63 km/s
Ortalama eğim – çıkış : %2
Maksimum eğim - çıkış : %10
Ortalama eğim – iniş : %-2
Maksimum eğim - iniş : %-13
Akşehir-Beyşehir
http://s5.postimg.org/ygip1ym3r/6_ak_ehir_bey_ehir.png
.
Sabah Hoca’yı tekrar ziyaret ettim.
http://s5.postimg.org/e24l9uwkn/05120140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/vkn8c4okn/05220140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/p0fus1l5z/05320140913_140943.jpg
.
Dünya’nın merkezi burasıdır !
http://s5.postimg.org/jetfnzkh3/05420140913_140943.jpg
.
Hoca’nın türbesi
http://s5.postimg.org/k5m5trmuf/05520140913_140943.jpg
.
Akşehir’den itibaren rampalar
http://s5.postimg.org/iruiygnl3/05620140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/4clsr1pbb/05720140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/6kzz8dwfb/05820140913_140943.jpg.
.
Yellibel Geçidi. Tırmanışın sonu.
http://s5.postimg.org/wdzu4qulj/05920140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/jy7poqqnb/06020140913_140943.jpg
.
Şarkikaraağaç’a geldim. Yemek molası zamanı.
http://s5.postimg.org/g0kfzc3tz/06120140913_140943.jpg
.
Hava böyle…
http://s5.postimg.org/j7ae57yw7/06220140913_140943.jpg
.
Beyşehir’e doğru
http://s5.postimg.org/svnu8ctpj/06320140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/taz41dfmv/06420140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/7d2n7l0mf/06520140913_140943.jpg
.
Beyşehir’e geldim
http://s5.postimg.org/mczl966w7/06620140913_140943.jpg
.
Beyşehir Gölü manzaraları
http://s5.postimg.org/60ky5p36v/06720140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/47i1hdi07/06820140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/kesxb6eef/06920140913_140943.jpg
.
Osmanlı döneminde yapılmış ilk sulama projesi olan regülatör
http://s5.postimg.org/3xjppii5j/07020140913_140943.jpg
.
http://s5.postimg.org/lid1n4z1j/07120140913_140943.jpg